@yazarcerenoktay
|
29.08.2024, 14:03 🥊 Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Nathan, motorunun hızını artırırken zihninde dolaşan düşüncelere engel olamadı. Annesinin ölümünün normal bir ölüm düşünüyor, lakin buna kimin sebep olduğunu bir türlü bulamıyordu. Annesini öldüren kişilerin annesinin borçlandığı kişiler olduğunun farkındaydı. Peki, kimdi onlar? Neden ona Nathan ile buluştuğunda saldırıp ölmesine sebep olmuşlardı? Bunu başka zaman yapamazlar mıydı? Böyle insanların ne kadar acımasız olduğunu iyi biliyordu. Hem geçmişi hem de mesleği sağ olsun ona bunu öğretmişti. Flatborn Caddesi’nden hızla uzaklaştıktan sonra, evine giden yola girdi. İçindeki ses bir an önce evden eşyalarını alıp evinden ayrılmasını yoksa kendisine de zarar geleceğini söylüyordu. Evine varır varmaz, motorunu garaja çekip hızlıca içeri girdi. Işıkları açmadan pencereye yaklaştı ve sokakta birilerinin olup olmadığını kontrol etti. Kimseyi göremedi. Pencereden uzaklaştıktan sonra hızla eşyalarını topladı. Yanına aldığı eşyalar kendisi için en gerekli olduğunu düşündükleriydi. Fazla yükle rahat hareket edemeyeceğinin farkındaydı. Giysileri haricinde yanına tüm birikimini ve ne olur ne olmaz diye satın aldığı silahını da aldıktan sonra odaya son kez göz attı. Kafasında dönüp dolaşan düşünce, daha hızlı hareket etmeye zorluyordu onu. Her an birileri gelebilirdi. Zaman aleyhine işliyordu. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra hızla kapıya yöneldi. Evden çıkıp yeniden garajına vardığında, kalbindeki çarpıntı daha da hızlandı. Motorunu çalıştırıp kaskını taktığında bir an için duraksadı. Evini geride bırakmak zor geliyordu ama başka bir şansı yoktu. Kendisi için en güvenli yerin artık burası olmadığını biliyordu. Yanına aldığı el valizini motoruna sıkıca sabitledikten sonra motora oturdu, gazını kökledi. Garajdan dışarı çıktı ve gece karanlığında izini kaybettirmek için hızla hareket etti. Yol boyunca hızla ilerlerken, etrafını dikkatlice izlemeye devam etti. Herhangi bir takipçi var mı, yok mu emin olamıyordu. Gözleri yoldaydı, zihni ise sürekli tetikteydi. Nereye gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Güvenli bir yer bulmak için daha fazla uzağa gitmeliydi. Nihayet, şehirden uzakta, yol kenarında gözüne bir otel takıldı. Bu yer, tanınmayacağı ve kısa süreli de olsa izini kaybettireceği kadar sıradan görünüyordu. Motorunu otelin arka tarafına park etti, el valizini aldı ve hızlı adımlarla otelin girişine yöneldi. İçeri girdi, kimliğini uzatıp kaydını yaptırdıktan sonra kendisine verilen anahtarı aldı. Resepsiyondaki görevliye tekrar bakmadan hızla ilerledi. Bir an evvel odasını bulmak ve soluklanmak için can atıyordu. Nihayet kendisine anahtarı verilen odayı buldu. Odanın kapısını açtı, içeri girer girmez kapıyı ardından kilitledi. Kapıya yaslanmasının ardından derin bir nefes aldı. Odanın içi çok sessizdi. Kendisinin nefes alış verişi dışında başka bir ses duyulmuyordu. Kapıdan uzaklaştığında arada sırada kulağına çalınan sesler oluyor ve bu sesler, kalbinin daha da hızla çarpmasına sebep oluyordu. Bu kadar telaşlanması çok normaldi. Bulunmaktan, yerinin keşfedilmesinden korkuyordu. Annesi, daha önce başına bela getirmişti. Bu defa yine aynısının olması, hiç şaşırtmamıştı Nathan’ı. Annesi, tam bir bela makinesiydi. Çantasını bir köşeye bıraktı ve odadaki yatağın kenarına oturdu. Telefonunu çıkarıp bir süre ekrana baktı. Ne yapması gerektiğini bilmeden, sadece oturdu. Kaçışın bir süreliğine güvenli olduğunu düşündü ama bu durum ne kadar devam edecekti? Sürekli kaçmak zorunda mıydı? Bir gün izini bulurlarsa ve onu da annesi gibi öldürürlerse ne olacaktı? İşte bunun hiç olmasını istemiyordu. Cep telefonu titreşip bir mesaj geldiğinde, hızla ekranı açtı ve yazan yazıya baktı. “Nerede olduğunu ve ne yaşandığını biliyorum. Senin tek kurtuluşun benim. Eğer yaşamak istiyorsan isteklerimi yerine getirmeli ve yaşananlardan kimseye söz etmemelisin.” Nathan, endişe içinde gelen mesajı birkaç kez daha okudu. Bu kişinin kim olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Üstelik mesajı atan kişinin numarasını da göremiyordu. Kendini daha önce hiç bu kadar çaresiz hissetmediğini fark etti. Elleri telefonu daha da sıkı tutarken “Sen de kimsin?” dedi. “Yaşananları nereden biliyorsun?”
Bölümümüz sona erdi canlarım. Lütfen aşağıdaki soruları cevaplayın.
Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce mesajı atan kim? Nathan'ı tuzağa düşürmek istiyor olabilirler mi?
Bir sonraki bölüm Lara'yla ilgili olacak. İlerleyen süreçte karakterlerin boks ve bale hayatlarına da değineceğim. |
0% |