Yeni Üyelik
17.
Bölüm

10. Bölüm (Düzenlenmiştir)

@yazarcerenoktay

Selam kurt kadınlarım ve kurt adamlarım. Nasılsınız? Kurtarıcı Serisi 1 - Kanlı Geceler'in dördüncü bölümü sizlerle. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Yorum yapmayı ihmal etmeyiniz.

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

--------------------------------

JENNY


Jenny, en sonunda kontrolü ele alabildiğinde gördüğü şeyi idrak edip dudaklarının arasından şiddetli bir çığlık saldı. Bu canavarın gerçek olup olmadığını bilmediği için, dahası kendisine şaka yapılıp yapılmadığından emin olamadığı için beyninin kendisini koruması konusunda uyardığının farkına vardı. Karşısında bulunan canavarın içinde olduğu birkaç film izlemişti ama filmlerde gördüğü şeylerin doğruluğunu -yani bu canavar üzerinde işe yarayıp yaramayacağını- bilmediği için ne yapması gerektiğinden emin olamadı. Çevresine dikkatli gözlerle baktığında gördüğü kalem, elini hareket ettirmesine sebep oldu. O sırada yaratık yeniden hırladı. Jenny, endişe içinde tekrar bir çığlık attı.


Zar zor yutkunduktan sonra bakışlarını yeniden yaratığa çevirdi. Kulakları, onun ve kendisinin nefes alışverişi dışında bir ses duymuyordu. Koskoca okulda kimse yok gibiydi. Eğer ki birileri olsaydı çoktan çığlığını duyup ortaya çıkardı.


Jenny, bu durumdan dolayı kendisini köşeye sıkışmış ve yapayalnız hissettiğinde bir adım atıp yaratıktan uzaklaşmak istedi. Bunu istiyordu istemesine ama bir adım dahi atamıyordu. Titreyen ellerine gözü kaydığında hemen ellerini yumruk yapıp geriye doğru bakışlarını kaydırdı. O sırada nabzı atışını daha da arttırıp çevresini bulanık görmesine sebep oldu. Saniyeler sonra çevresi daha da karardı ve bilincini kaybetti.


***


Ne kadar zaman geçtiğini bilmeyen Jenny, uyandığında hala çevresini bulanık görüyordu. Gözlerindeki bulanıklığın kalkmasını beklerken doğrulmaya çalıştı lakin dönen başı buna engel oldu. Çevresinde daha önce sessizlik varken şimdi daha fazla ses olması dikkatini çektiğinde elini başından çekti. Zar zor gözlerini açıp çevresine bakındı. Bulanık da olsa gördüğü polis memurları, şaşırmasına sebep oldu. Kaşlarını çattı. Onların okulda olmasına bir anlam veremedi. Onların burada ne işi vardı?


Jenny, kendisinden biraz uzakta olan polis memurlarının konuşmasına kulak kesildiğinde duydukları şok olmasına sebep oldu. Biri ölmüştü. Hem de korkunç bir şekilde. Polis memurlarının söylediklerine göre kasabada uzun zamandır böylesine korkunç bir ceset görülmemişti. İşlenen cinayet tüylerinin diken diken olmasına sebep olmuştu. Daha öncesinde boynu parçalanmış birkaç insan bedenini görmüşlerdi ama Richard Leon dedikleri adamın ölmesi, kesinlikle kimsenin beklemediği bir şeydi.


“Onun kimseye zararı yoktu,” dedi biraz kilolu olan polis memuru. “Herkes tarafından çok sevilirdi.”


Jenny, polislerin dinlemeyi bırakmasının ardından kendisine daha da geldiğini fark etti ve ayağa kalkmaya çalıştı. Dönen başı ve bulanmaya başlayan midesi, ayağa kalkmasına engel oldu. Yeniden yere oturduğunda aklına kim bilir ne zaman gördüğü kurt adam geldi. Endişesinden dolayı parmakları titremeye başladı. Yanında bulunan dikdörtgen şeklindeki masaya tutunduğunda tekrardan bayılmamaya çalıştı. Hatırladıkları yeniden bilincini kaybetmesine sebep olacakmış gibi hissetti.


Bu kasabayı neden sevmediğini en sonunda anlamasına sebep olan canavar, onda hemen kaçma isteği uyandırdığı için tekrar ayağa kalkmayı denedi ama başarılı olamadı. Beyni ona vakit kaybetmeden ailesini tehlikeye karşı uyarmasını söylüyordu. Burada daha fazla kalamazlardı. Bir an evvel eşyalarını toparlayıp gitmelilerdi.


Kasabaya geldi geleli başına gelen gariplikleri düşündüğünde “Başıma daha ne gelebilir ki?” diyerek mırıldandı. Evin önünde gördüğü adam, karşısına çıkan garip kadın, sessizliğe gömülmüş kasaba, ürkütücü olan okul tabelası ve kurt adam… Kurt adam gerçek miydi hala bilmiyordu ve bilmek istemiyordu.


Saniyeler içinde büyükannesinin kendisine söylediği sözcükler aklına gelince yeniden ayağa kalkmayı denedi. Hala başarılı olamıyordu. Başının dönmesi ve bacaklarının güçsüz olması buna engel oluyordu.


“Kendini tehlike altında hissedersen kalbinin sesini değil, zihninin söylediklerini dinle. Zihnin, seni korumak için tehlikeleri sana bildirir. Hiçbir zaman yanılmaz.”


Kendi kendine “Acaba gördüğüm şeyi ve başıma gelenleri anlattığımda bana inanırlar mı?” dediğinde bakışları uzaklara kaydı. Koridorun ilerisinde, en uzak noktasında bir kadın vardı ve herkese bir şeyler söylüyordu. “Acaba ne anlatıyor?” dediğinde sesinde merak hakimdi.


Bu kadının kısa kollu, gri renkte bir tişört giymişti. Tişörtün hemen üzerinde duran polis rozetinin altında Jenny görmese de ismi yazıyordu. Kadın, Jenny’nin kendisine geldiğini fark ettiğinde adımlarını ona yöneltip yürümeye başlamış ve kısa sürede yanına varmıştı.


Bu kadının adı Marie Luth’tu. Kendisi kasaba şerifinden sonra en yetkili kişiydi. Şerif kasaba içinde başka bir olayla ilgilendiğinden bu cinayetin soruşturması ile ilgilenmek ona düşmüştü.


Jenny, polis memurunun adını gördükten sonra bakışlarını yüzüne çevirdi. Kadının kendisine “İyi misiniz?” diyerek sorduğu soruyu duydu. Ses tonu genç kızın ruh durumunu sorgular gibi çıkmıştı.


Jenny, Marie’ye bakmaya devam ettiği süre zarfında ilk defa bu kadar güzel bir kadın görmesinin şaşkınlığı içindeydi. Sağ elini kaldırıp ağrımaya devam eden başına götürdükten sonra zar zor yutkundu. Burnundan belli belirsiz bir soluk alıp kendine gelmeye çalıştı.


Marie, Jenny'nin kendisine yanıt vermemesi üzerine tekrardan "İyi misiniz?" diye sordu. Bu defa sesi çok sertti.


Devamını okumak için Bölüm 11'e geçiniz.


Loading...
0%