Selam kurt kadınlarım ve kurt adamlarım. Nasılsınız? Kurtarıcı Serisi 1 - Kanlı Geceler'in dördüncü bölümü sizlerle. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Yorum yapmayı ihmal etmeyiniz.

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

--------------------------------

JENNY VE MARIE

Marie, bu zamana kadar ki edindiği tecrübeler eşliğinde genç kızı dikkatli gözlerle süzmeye devam etti. Olay yerinde onun dışında kimsenin olmaması ve üzerindeki kıyafetinde kan lekelerinin olması dikkatini hemen çektiği için düşünmeye başladı. Bu nasıl olmuştu? Kan lekesi kurbanı öldürmesinden mi yoksa başka bir nedenden dolayı mı kıyafetine bulaşmıştı? Bunun yanıtını ancak Jenny’den öğrenebileceğinin farkındaydı.

Az önce sormuş olduğu soruya yanıt gelmeyince ellerini genç kızın üzerindeki kanlı kıyafete uzattı. Dikkatini kıyafete yöneltmenin daha iyi olacağının farkındaydı.

"Bu nasıl oldu?" diye sordu. Sesindeki merak, otorite ve endişe açıkça anlaşılıyordu.

Jenny, büyülenmiş bir şekilde Marie’ye bakmaya devam ettiği için başta kadının ne dediğini anlamadı. Bakışlarını zar zor kadından çekip işaret ettiği yere, kıyafetine çevirdiğinde gözlerinin irice açılmasına engel olamadı. Sahi, bu kan nasıl bulaşmıştı üzerine? Görmüş olduğu kurt adam bedenini yaralamış olabilir miydi? Maalesef bu sorunun yanıtını bilmiyordu.

Ellerini kıyafetinin kanla kaplanan yerine doğru götürdüğünde kanın parmaklarına bulaşması paniklemesine sebep oldu. Kanın hâlâ taze olduğunu anlamak ve kokusunu almak midesini daha da bulandırmıştı.

Jenny, bu durumun etkisiyle kendisine daha fazla hâkim olamayıp dizlerinin üzerine çöktü. Bedeni hâlâ titriyordu ve nefes alıp vermekte zorlanıyordu.

Marie, genç kızın bu durumunu fark edince hemen içinde bulundukları odadan dışarı çıktı. Görünürde sağlık personeli yoktu. Tekrardan odaya girip genç kızın hemen yanına diz çöktü. Sakinleşmesini sağlayabilmek adına bir şeyler söyledi.

Jenny, Marie'nin söylediklerini duyuyor ama bir türlü sakinleşmiyordu.

Marie, durumun farkına varınca "Hemen buraya bir sağlık personeli gönderin!" diyerek polis memurlarına seslendi.

Jenny, Marie’nin seslendiğini duyduktan sonra nefes alışverişi tam düzene girmese de ayağa kalkmak için hareketlendi. Marie, durumu fark edince genç kıza yardımcı olmak için destek olmaya çalıştı.

Ayağa kalkmalarının ardından Marie, sağlık personelinin gelmiş olacağını ümit ederek çevresine baktı ama çevrede polis memurları ile olay yeri inceleme ekipleri dışında kimseyi göremedi. Bu durum sinirlenmesine sebep oldu. Neden kimse gelmiyordu? Genç kızın durumu hiç mi önemli değildi? Sinirlenmeye başladığını hissetti ama bunu genç kıza belli etmemeye çalıştı.

Birkaç saniye sonra Jenny ilk adımını attığında, Marie de onunla birlikte hareketlendi. Birlikte yürümeye başladılar.

Ağır adımlarla yürümeye devam ederlerken Jenny, Marie’ye "Birisinin öldürüldüğü gerçekten doğru mu?" diye sordu.

Marie, onun bu sorusu karşısında şaşkınlığına engel olamadı. Genç kız gerçekten neler olduğunu bilmiyor muydu yoksa biliyor ve kendisine bildiğini belli etmemek için rol mü kesiyordu? Kaşlarının çatılmasına engel olamadı.

Jenny, soru sormasından sadece birkaç saniye sonra kadının ruhsuz bir sesle yanıt verdiğini duydu.

"Sağlık personelleri seni muayene etsinler. Sonra uzun uzun konuşacağız.”

Jenny, bunun üzerine hiçbir şey söylemedi. Adım atmakta hâlâ zorlanıyordu ve nefes alışverişi hâlâ sıkıntılıydı. Muayene olmanın iyi bir seçenek olduğunun farkındaydı.

Okulun bahçesine çıkan kapının önüne geldiklerinde Jenny, bahçedeki kanla kaplı bedenin yarısını gördü. Artan mide bulantısını bastırmaya çalışırken öğürdü. Gördüğü şey hiç hoşuna gitmemişti. Gözlerini kapatıp mide bulantısını bastırmaya çalışırken kendini düşünmeye zorladı. Acaba bunu karşısına çıkan kurt adam mı yapmıştı yoksa katil başkası mıydı?

Devamını okumak için Bölüm 12'ye geçiniz.