Yeni Üyelik
9.
Bölüm

3. Bölüm

@yazarcerenoktay

03.10.2024, 02:48 🐺
Yeni kitabımın üçüncü bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Not : Bu kitap bolca fantastik öğe, daha önce görülmemiş doğaüstü - fantastik yaratıkları, insan görünüşlü olan varlıkları ve daha fazlasını içermektedir. Bu tarzda bir kitap arayan herkes için uygundur.

Instagram hesabım : yazarcerenoktay

Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)

 

ETHAN

 

Evden çıktıktan sonra birçok mekân gezmeme rağmen aradığım gibi birini bulamamıştım. Bu durum canımı oldukça sıkıyordu. Adımlarım beni bu kez Obsidian Club’a yönelttiğinde, içimde bir his bu mekânda aradığımı bulabileceğimi söylüyordu.

Mekana kadar koştum. İnsanların dikkatini çekmeyeceğim bir noktaya geldiğimde hızımı yavaşlattım, onlar gibi sakin adımlarla ilerlemeye başladım. Varlığımı ifşa edemezdim; bu, tehlikeli olurdu.

Mekâna yaklaşırken havadaki koku, aradığım "av"ın burada olduğunu hissettirdi. Kendimi sakinleştirerek yürümeye devam ettim.

Birkaç adım sonra karşıma çıkan kadın, aniden duraksamama neden oldu. Gözlerini bana dikmiş, beni incelemeye başlamıştı. Şaşırtıcı değildi; onun gibilerden çok görmüştüm. Ancak bu kadında farklı bir şey vardı. Enerjisi, nefesi... Beslenmesi sağlıklı ve güçlü olduğunu gösteriyordu.

Duraksamadan ilerleyip tam önünde durdum, sağ elimi kaldırıp çenesini tuttum. “Merhaba, güzellik,” dedim. “Yalnız mısın?”

Bir şeyler mırıldandı ama net bir cevap vermedi, sadece başını sallamaya çalıştı. Elimi çenesinden çektiğimde daha rahat hareket edebildi.

Zihnine eriştiğimde, benden etkilendiğini açıkça görebiliyordum. O da diğerleri gibiydi; beni görünce büyülenmişti.

Bizim gibileri gören herkes, çocuğu ya da yaşlısı fark etmez, etkilenirdi. Hatta hayvanlar bile bizim varlığımızda huzur bulurdu. Bazıları ise, gerçek kimliğimizi hissedercesine saldırganlaşırdı. Bu gibi durumlarda onları kontrol etmemiz gerekirdi; aksi takdirde dönüşümümüzü tetikler, bizi gerçek hâlimize dönmeye zorlarlardı.

“Sen kimsin? Nasıl bu kadar etkileyicisin?” diye sorduğunda, cevap vermedim. Onun farklı olması hâlâ ilgimi çekiyordu. Neden bu kadar farklıydı? Bunu ancak onu tanıyarak öğrenebilirdim, bu yüzden ondan beslenmekten vazgeçtim. Bu gece başka bir av bulacaktım.

“Ben Ethan,” dedim. “Ya sen? Senin adın ne?”

Yutkundu. Derin bir nefes aldı ve nefesini bırakırken, benden etkilendiğini belli eden gözlerle bana baktı. “Ben Mira,” dedi.

“İsminin pek çok anlamı olduğunu biliyor musun?” diye sordum. Başını iki yana salladı. “Bilmiyorum,” dedi.

“Mira, Latin kökeninde 'harika,' 'güzel' ve 'olağanüstü' anlamlarına gelir. Sen de ismin gibi olağanüstüsün, Mira. Güzelsin. Üstelik harika kokuyorsun.”

Sessizce bakmaya devam etti. “Peki, isminin bir yıldıza da verildiğini biliyor muydun?” dedim. Yine başını salladı. “Mira Ceti, Balina takımyıldızında bulunan ve adını değişen yıldız sınıfına veren bir kırmızı dev yıldızdır. Ona kısaca Mira derler. Dünya'dan 418,2 ışık yılı uzaklıktadır. Tıpkı senin gibi etkileyicidir. İstersen gösterebilirim.”

“Gerçekten mi?” diye sordu. Hafif bir çarpık gülümseme ile telefonumu çıkarıp yıldızın resmini gösterdim.

“Vay canına,” dedi. “Açıkçası yıldızlarla ilgilenen biri gibi görünmüyorsunuz.” Şaşkınlığı hoşuma gitmişti. Gerçek kimliğimi, burada nasıl bulunduğumu bilse acaba ne yapardı? Tabii kimliğimizi ifşa etmek yasaktı; bu yüzden bir şey diyemezdim.

“Hakkımda öğreneceğin daha çok şey var, güzelim,” dedim. Sonra onu arkasında bırakarak hızla yürümeye devam ettim. Peşimden gelmek için yanıp tutuştuğunu biliyordum, ama gelmeyecekti. Az sonra arkadaşına benden bahsedecekti.

Başka bir av aramaya koyulduğumda, bir kilometre ötede yalnız birini buldum. Kimsesizdi ve evsizdi. Genelde evsizlerden beslenmeyi tercih etmesem de başka şansım yoktu.

Adam epey içmişti, kendinde değildi. Yanına vardığımda beni gördüğünde önce şok oldu, sonra hayal gördüğünü düşündü. Ellerimi kaldırıp enerjisini çekmeye başladım. İçimdeki ve çevremdeki enerjinin daha da arttığını, Gölge kimliğimin güçlendiğini hissediyordum. Adam ise giderek zayıflıyordu.

Bizim gibiler, insanların ölmesine izin vermezdi. İhtiyacımız kadar alır, ardından hafızalarını silerdik. Böylece akıllarında yaptığımız şeye dair hiçbir hatıra kalmazdı. Sarhoş olanlar daha hızlı uykuya geçerdi, bu yüzden kendinde olanlardan beslenmemizdeki dikkatimizden daha fazla dikkatli olmamız gerekiyordu. Bundan dolayı şu andaki avımdan acele etmeden besleniyordum.

Ondan aldığım her enerji, esas kimliğimi güçlendirirken çevremdeki Gölge’nin daha da karanlık ve dalgalı hale gelmesine neden oluyordu. Bunu sadece bizim ırkımız görebilirdi. Gerçi binlerce yıldır insanlar dışında akıllı bir ırk görmemiştik. Belki de vardı ve bizim gibi saklanıyorlardı, ama buna ihtimal vermiyordum. Olsaydı fark ederdik.

İhtiyacım olan enerjiyi aldıktan sonra adamı dikkatlice yere yatırdım. Artık içesine kendinden geçmişti ve derin uykudaydu. Hafızasını elimi havada döndürüp silmemin ardından, birkaç saniye ona baktım, daha sonra kimsenin beni görmemesi için hızla koşmaya başladım. Eğer ki beni burada gören olursa hiç iyi şeyler olmazdı...

Loading...
0%