Yeni Üyelik
14.
Bölüm

7. Bölüm

@yazarcerenoktay

28.10.2024, 14:48 🐺
Yeni kitabımın yedinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Instagram hesabım : yazarcerenoktay

Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)

MİRA

Gözlerimde beliren hayal kırıklığını belli etmemeye çalışarak telefonu masaya koydum. İçimdeki heyecan yerini rahatsız edici hislere bırakmıştı.

Lyraeth, omzuma dokunarak beni teselli etmeye çalıştı. "Hey, üzülme," dedi sakin bir ses tonuyla. "Belki de sadece acele ettik. Bak, henüz bu kadar kolay vazgeçmeye niyetimiz yok, değil mi?"

Başımla onaylayarak bir tebessüm etmeye çalıştım. Ama içimdeki hayal kırıklığı geçmiyordu. Ethan’ın kim olduğunu öğrenme ve onu yeniden görme arzum, tüm benliğimde kendini hissettiriyordu.

Lyraeth, masanın üzerine bıraktığım telefonu tekrardan eline aldı. Bir süre daha dolaşmaya devam etti. Sonra birden, “Bak!” dedi heyecanla. “Bu adamın bir arkadaşı var, fotoğraflarında beraber görünüyorlar. Birkaç tanesinde, Ethan’a yani senin adama benzeyen bir adam var. Ama profili etiketlenmemiş. Belki de Ethan bu kişi olabilir!”

Duyduğum sözler, kalp atışımı yeniden hızlandırdı. Telefonu elime alıp dikkatle inceledim. Bahsettiği adam gerçekten Ethan'a benziyordu; bakışlarında o gizemli hava, gülüşünde o hafif alaycılık vardı. Ancak o kişinin Ethan olup olmadığına emin olamıyordum.

Lyraeth, düşünceli halimi fark edince hemen heyecan içinde, “Bence ona mesaj atmalısın,” dedi. "Resimdeki kişinin adı Ethan mı diye sor."

Tekrardan hayal kırıklığına uğramak istemediğim için açıkçası mesaj atmak istemiyordum. “Biraz bekleyelim,” dedim temkinli bir ses tonuyla. “Eğer o gerçekten Ethan ise ve benden gerçekten etkilendiyse belki de kendisi profilimi bulup benimle iletişim kurar.”

Sözlerim üzerine Lyraeth, yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeyle bana bakmaya başladı. “Biliyor musun, Mira?" diyerek konuşmaya başladı. "Belki de dediğin gibi olacaktır. Ne dersin, bekleyelim mi?”

Sessizce başımı salladım. Tüm benliğimi saran Ethan'ı bulmak ve onunla yeniden konuşmak isteği ortadan kaybolmasa da, sabırlı olup beklemek belki de bizim için en doğrusu olacaktı.

Saat daha da geç olmaya başladığında, Lyraeth odasına çekildi. Bense hem hüznümden hem de heyecanımdan kaynaklı bir türlü uyuyamıyordum. Gün ışığı yavaşça pencereden içeri sızmaya başladığında bile hala ayaktaydım. Aklımda hala Ethan vardı ve onu aklımdan çıkarabileceğimi sanmıyordum.

Ayağa kalkıp bir bardak su almak için mutfağa doğru ilerlemeye başladığımda, Lyraeth’in odasının kapısının aralık olduğunu fark ettim ve usulca kapıya yöneldim. O, derin bir uykudaydı, yüzünde huzurlu bir ifade vardı. Ona bakarken onun bu karmaşanın dışında kalmasını diledim, fakat aynı zamanda onun desteği olmadan bu kadar ileri gidemeyeceğimi de biliyordum. Onu uyandırmadan sessiz adımlarla mutfağa geçtim, su içtikten sonra kendime bir fincan kahve hazırladım.

Sıcak kahvemi ağır ağır yudumlarken, telefonuma gelen bir bildirim sesi bakışlarımın telefonuma dönmesine sebep oldu. Ekranda tanımadığım bir kullanıcı adı görünüyordu. Bu kullanıcı adı her kime aitse bana “Beni mi arıyordun?” diye yazmıştı.

Okuduğum sözlerin ardından kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim. Parmaklarım titrerken, kısa bir an için nefesimi tuttum. Bu mesajı atan kişi Ethan olabilir miydi? Belki de bir başkasıydı.

Mesajı yazan kişinin profiline girdim ve yüklemiş olduğu fotoğraflara göz atmaya başladım. Görebildiğim sadece birkaç fotoğraftı ve neredeyse mesajı atan kişiye dair hiçbir bilgi yoktu. Ancak profil resmindeki adam, Ethan’a benziyor gibiydi.

Tam olarak o olduğuna emin olamasam da içimdeki his bu kişinin Ethan olduğunu söylüyordu.

Bir yanıt yazmak için derin bir nefes aldım ve parmaklarım klavye üzerinde gezinmeye başladı.

"Neden bahsediyorsunuz? Benim kim olduğumu biliyor musunuz?"

Gönder tuşuna bastıktan sonra telefonumu masanın üzerine koyup beklemeye başladım. Her saniye bir saate dönüşüyor gibiydi. Bir süre sonra mesajın okunduğunu belirten küçük bir işaret göründü. İçimdeki heyecan iyice artarken, ekranda yeni bir mesaj belirdi.

"Tabii ki biliyorum. İsmin Mira. Obsidian Club’ın önünde karşılaşmıştık ve bir süre konuşmuştuk."

O kişi gerçekten Ethan'sa, beni hatırladığını görmek inanılmazdı.

Gelen mesajı okurken kalbim sanki göğsümden dışarı çıkacakmış gibi hissetmiştim. Ona bir yanıt vermek için içimde yoğun bir heyecan hissetsem de, nasıl devam etmem gerektiğini bilemiyordum.

"Adınız nedir acaba?" diye sordum. Profilde herhangi bir isim yazmıyordu.

Bir süre parmaklarımı neredeyse kemirircesine bekledim, daha sonra yanıt geldi.

“Ben Ethan," yazıyordu mesajda. Devamında yazan sözcükler ise aklımı kaybetmeme sebep olacak kadar heyecanlanmamı sağlamıştı. "Seninle karşılaştığım o anın aklımdan çıkması imkansız, Mira. Benimle yeniden görüşmek ister misin?”

Bu teklif, kalbimi yerinden oynatmıştı.

Loading...
0%