Yeni Üyelik
13.
Bölüm

10. Bölüm

@yazarcerenoktay

07.10.2024, 00:04
Savaşın Gölgesi'ndenin onuncu bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Not : Bu kitap savaş, askeri birlik, askerler, inanç, vatan ve bayrak sevgisi, aşk ve nefret gibi temaları içermektedir. Eğer ki askeri kurgu arayışındaysanız sizin için uygundur.

 

Teğmen Elif Aydın, duyduğu patlama sesine hızla tepki verdi. İçgüdüsel olarak yere çömeldi, elindeki silahı sıkıca kavrayarak etrafını taramaya başladı. “Soğukkanlı ol, Elif,” diye kendi kendine fısıldadı. Bu bir eğitimdi, temsili bir sınır bölgesindeydiler ama gerçeği simüle eden bir ortamda çalışmaları gerekiyordu. Zihnindeki korkuyu bastırarak, birliğini düzgün bir şekilde yönetmeliydi. Her harekette liderdi ve bu sorumluluğu taşımak zorundaydı.

Elif, eğitimdeki temsili operasyonun ciddiyetini bir kez daha hatırlayarak dikkatle ilerledi. Telsizden gelen kısa bir cızırtı, onu odaklanmaya zorladı. Birkaç saniye sonra kulaklıkta kıdemli astçavuş Ali'nin sesi duyuldu: "Teğmen Aydın, kuzeydoğuda bir düşman grubu tespit ettim. Yaklaşık yirmi kişilik bir ekip gibi görünüyor."

Elif, hemen gözünü kuzeydoğu yönüne çevirdi. Patlamanın geldiği noktayı görmek için çevresini taradı. Eğitimde olsalar da gerçek bir operasyon ciddiyetiyle hareket etmek zorundaydılar. “Tüm birlikler, formasyonda kalın. Kuzeydoğudan gelen tehdit için savunma pozisyonu alın. Gözünüzü dört açın,” dedi kararlı bir tonla.

Askerler hızla harekete geçip bulundukları çevrede güvenli pozisyonlar aldılar. Elif, birliğin her bir ferdini dikkatle izledi. Hepsi eğitimliydi ve bu tür senaryolar için sıkı şekilde hazırlanmışlardı, ancak gerçek bir tehlike olmasa bile bu tür antrenmanlar daima en ciddi şekilde ele alınmalıydı. "Kimse hata yapmamalı," diye düşündü.

Birlik kısa sürede kuzeydoğu yönündeki tehdidi çevreleyerek savunma hattını oluşturdu. Elif, zihnindeki geçmişe dair düşüncelerden sıyrılarak tam anlamıyla bu ana odaklandı. Babasına verdiği söz bir kez daha aklındaydı: Asla geri adım atmayacaktı.

Patlama sesinin ardından bir süre sessizlik hakim oldu. Elif dikkatle bölgeyi taradı, her an yeni bir hareketlenme bekliyordu. Tam o sırada telsizden Ali'nin sesi yeniden yükseldi: "Teğmen Aydın, düşman kuvvetleri hareketsiz durumda. Saldırı durmuş görünüyor. Yine de tetikte olmaya devam edin."

Elif, kısa bir an duraksadı. Eğitim senaryolarında her şey aniden durabilirdi, ancak bu kadar kolay olacağını düşünmüyordu. "Bu işte bir tuzak olabilir," diye düşündü. "Herkes tetikte kalsın," diye emretti. "İlerlemeye devam edeceğiz ama dikkatli olun. Her an yeni bir şeyle karşılaşabiliriz."

Birliğiyle birlikte ilerlerken içindeki gerginlik hafiflemeye başlamıştı. Attığı her adımda daha güçlü hissediyordu. Eğitim olsa da, burada olmak gerçek bir operasyonun provası gibiydi. Babasının ona aşıladığı cesaret ve sorumluluk duygusu her zamankinden daha canlıydı.

İlerlemeleri sırasında telsizden Ali'nin sesi bir kez daha yankılandı: "Teğmen Aydın, düşman kuvvetlerinin yeniden harekete geçtiği tespit edildi. İlerlemeye hazır olun!"

Elif, birliğine hızla dönüp gözlerini kararlı bir şekilde onlara dikti. "Hızlanıyoruz, ama tetikte olun! Düşmana yaklaşıyoruz."

Askerlerine liderlik ederken babasını bir kez daha düşündü. Onunla gurur duyacağından emindi. “Söz veriyorum baba,” diye içinden geçirdi. “Vatanı ve bayrağı, senin gibi onurla savunacağım.”

Loading...
0%