BÖLÜM 77

13.11.2024, 13:28

Savaşın Gölgesinde'nin yetmişyedinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Instagram hesabım : yazarcerenoktay

Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)

Fırtına Birliği, güvenli eve döndüklerinde birbirlerine bakıp bir anlığına sessiz kaldılar. Kerem’in iyileşip toparlanmaya başlaması, hepsine güç vermişti. Artık daha da kararlı, daha azimliydiler. Emre, ekibi toparlayarak seslendi.

“Bakın, Kerem’in gücü hepimize yetiyor değil mi? Hadi bakalım, onun adına çalışacağız bu sefer. Unutmayın, burada durmamızın bir sebebi var!”

Elif, her zamanki gibi kararlı bakışlarla ekibin ortasında dikildi. “Komutanım, Kerem Üsteğmen'imin iyileşmesi hepimize dediğiniz gibi gerçekten de büyük bir moral kaynağı oldu. Onun verdiği azimle, hedefimize yürümek için daha büyük bir sebepten başka bir şeyimiz yok!”

Elif'in sözünü bitirmesiyle Üsteğmen Burak, biraz espriyle karışık bir tonla atıldı. “Tabii ya! Ben bu moral kaynağı ile yirmi tane şınav çekerim, ne var!” dediğinde herkes hafifçe gülümseyerek Üsteğmen Burak’ın etrafında toplanmıştı. Emre, onun bu sözünü fırsat bilerek komut verdi.

Hemen ısınma hareketleri yapmaya koyuldular, daha sonra da Elif'in sesi hepsinin kulaklarına ulaştı.

“Hadi bakalım Burak Üsteğmenim! Şu yirmi tane şınavı çek de görelim. Hepimiz hazırız!”

Burak’ın şınav çekmeye başlamasıyla hepsi, nefesini tutmuştu, Emre'nin saymasını bekliyorlardı.

"Siz de boş durmayın!" dedi Emre onları şaşırtarak. "Hepiniz Şınav pozisyonu alın."

Cengiz hariç tüm birlik üyeleri şınav pozisyonu aldığında Emre “Türk Askeri, her zaman hazırdır!” diyerek tüm birliğin antrenman temposunu artırmasını sağlamayı amaçladı. Emre'nin sözünü duyan Fırtına Birliği, daha azimle şınav çekmeye devam etti.

"Türk ile baş edemezler! Ne demişti Bağbuğ Mustafa Kemal Paşa, Leş Bir Yana Baş Bir Yana!"

Emre, onlar şınav çekmeye devam ederken eline aldığı ağırlık ile antrenman yapmaya başladı.

"Zannediyorlar ki esir düşeriz! Türk Askeri, kimseye esir olmaz!"

Şınavlarının onuncusuna gelmiş, onbirincisine geçiyorlardı.

"Biz Allahtan başka kimseden korkmayız!"

"Çok haklısınız komutanım," dedi Serkan.

Şınavları bittiğinde ekip rahat bir şekilde doğruldu. "Bitmedi!" dedi Emre güçlü ve otoriter bir sesle. "Ben bitti demeden bırakamazsınız. Şimdi sıra mekik çekmede."

Ekip, mekik çekmek için pozisyon aldığında Emre, konuşmaya devam etti.

"Bir Türk askeri, vatanı için ayağa kalktığında, dünya sarsılır!"

Ekip, Emre'nin sözünün ardından üçüncü mekiğine geçti.

"Kanımızla suladığımız bu toprakları kimseye yar etmeyiz!"

Mekik çekmeye devam ettiler.

"Bir Türk askeri için vatan, namus demektir. Bizim için kutsal olanı hiç kimseye çiğnetmeyiz!"

Bir süre sonra Emre, “Tamam, kısa bir mola. Ama enerjimizi düşürmek yok!” diyerek onları dinlenmeye çağırdı. Herkes yerdeki matlara oturup su içerken konuşmalar devam etti.

Hasan, Ali’ye dönerek şakayla karışık bir şekilde, “Bak Ali, sen bu motivasyonla devam et, yakında seni bizim eğitmen yaparız!” dedi. Ali gülerek karşılık verdi:

“Tabii Hasan, senin gibi bir eğitmen olmaya çalışırım ama şimdilik senin kadar iyi espri yapamıyorum, o konuda da senden öğreneceklerim var!”

Emre onları izlerken gülümsemekten kendini alıkoyamadı. İçindeki vatan sevgisi ve ekibine duyduğu güvenle, kendisine daha fazla söz düşmediğini fark etti. Fırtına Birliği, her zorlukta dimdik ayakta kalacak, birlikte güçlenerek yollarına devam edeceklerdi.

Sonunda Emre, kararlı bir sesle ekibine dönüp seslendi.

“Unutmayın, çocuklar, bu Vatan için gerekirse hep birlikte, omuz omuza, dimdik duracağız. Türk Bayrağı’nı her daim göklerde dalgalandırmak için var gücümüzle çalışacağız. Türk askeri kimseye esir düşmez. Fırtına Birliği olarak her zaman hazır olacağız. Görevimiz bitmedi, aslında daha yeni başlıyor! Düşmanların planlarını başlarına yıkacağız!”

Birlik üyeleri hep bir ağızdan “Emredersiniz, komutanım!” diye karşılık verdi. Bu sözlerle birlikte yeniden antrenmanlarına başladılar. Türk Bayrağı'na olan bağlılıkları ve yüreklerinde taşıdıkları Vatan sevgisiyle, Fırtına Birliği her zamankinden daha güçlü, daha kararlı bir şekilde görevlerine hazırdı.