84. Bölüm

BÖLÜM 83

Ceren Oktay
yazarcerenoktay
(©Kıdemli Yazar)

13.11.2024, 13:28

Savaşın Gölgesinde'nin seksenüçüncü bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Instagram hesabım : yazarcerenoktay

Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)

Bir süre sohbet ettikten ve Kerem’in moralini yerine getirdikten sonra ekip, hastaneden ayrıldı. Güvenli eve döndüklerinde hepsi odaklanmış bir şekilde laboratuvardan elde ettikleri görüntüleri ve verileri analiz etmek için toplantı odasında toplandı.

Hindikuş Dağları'nda gerçekleşen operasyonun ardından elde ettikleri veriler, ekibin zihninde pek çok soruyu tetiklemişti. Laboratuvarda karşılaştıkları anomaliler ve Emre’nin sezgileri, operasyonun başarılı bir şekilde tamamlanmış olmasına rağmen, bir şeylerin ters gittiğine işaret ediyordu.

Eve vardıklarında ilk iş olarak ekipmanlarını düzenlediler.

Hasan, ekibine elde edilen verileri sıkı bir güvenlik protokolü altında incelemeleri için ekibine bilgisayar görev verdi. Bunun üzerine Ceren, çektikleri fotoğrafların detaylı analizine başladı.

Emre, bütün bunlar olurken bir süre sessizce oturup bir süre herkesi izledi. Ekibin hiçbir üyesi kelimelerle ifade etmese de, hepsinin zihninde aynı sorular dolaşıyordu. Buna şüphe yoktu. Laboratuvarda neden kimseyle karşılaşmamışlardı? Bu kadar kritik bir tesisin bu kadar kolay geçilebilir olması normal miydi?

“Bunu bir kez daha gözden geçirmeliyiz,” dedi Emre sonunda Dayanamıyordu. Gözleri, güvenlik ekranlarına odaklanmış olan Sertaç’a kaydı. “Sertaç, laboratuvardaki sistemlerin bizim tarafımızdan mı yoksa başka birisi tarafından mı devre dışı bırakıldığını kontrol et. Eğer biz değil de birileri bunu yaptıysa ve bizim için hazırladıysa, kim olduklarını öğrenmek zorundayız.”

Sertaç başını salladı ve tüm dikkatini ekrana verdi. “Sinyal kesicinin etkilediği güvenlik ağına ait logları analiz edeceğim. Eğer birileri bu ağı manipüle ettiyse, bir iz bırakmış olmalılar.”

Bu sırada Ali, Emre’nin yanına geldi ve alçak bir sesle, “Bu işte bir bit yeniği olduğu açık. Ama sence bu bir tuzak mıydı, yoksa yardım mı aldık? Belki de içeride bir müttefik var,” dedi.

Emre kaşlarını çatıp başını iki yana salladı. “Bunu bilmemiz için daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Ama benim içimde kötü bir his var, Ali. Çok fazla kolaylık sağlandı bize.”

Ceren, analiz ettiği görüntülerden birini ekrana yansıttı. “Bu gördüğünüz lensler, kristallerin enerjisiyle bir şekilde besleniyor. Ancak asıl ilginç olan şu,” diyerek görüntüyü yakınlaştırdı. Lenslerin üzerindeki kodlamaları işaret etti. “Bu kodlar sadece biyometrik bir eşleştirme için değil, aynı zamanda bir tür iletişim ağına bağlı gibi görünüyor. Sanki birileri bu lensleri kullanarak bir çeşit zihin kontrolü veya bilgi aktarımı planlıyor. Ki bizim bundan zaten haberimiz vardı.”

Elif, Ceren'in söylediklerini duyunca araya girdi. “Bu kodlama uluslararası bir ağın parçasıysa -ki öyle olduğunu hemen hemen biliyoruz-, Neogate yalnızca kendi planlarını değil, dünya genelindeki bilgi akışını da manipüle etmek istiyor olmalı. Bu, laboratuvarın neden bu kadar stratejik bir konumda olduğunu açıklıyor.”

“Ve neden bu kadar kolay geçildiğini de,” diye ekledi Emre. “Bu lenslerle ilgili bilgilerin dışarı çıkmasını izlemek için birileri bizi izliyor olabilir. Yani bu, planlarının bir parçası olabilir.”

Hasan, oturduğu yerden kalkarak Emre’ye yaklaştı. “Eğer bu bir tuzaksa, neden bize karşı bir hamle yapmadılar? Çatışma yoktu, alarm çalmadı. Eğer bizi durdurmak isteselerdi, o tesisten çıkamazdık.”

Emre, masanın üzerine yerleştirdiği haritayı işaret ederek düşündüğünü dile getirdi. “Belki de onlar durdurmak değil, izlemek istediler. Laboratuvarda gördüğümüz şeyler yeterince önemliydi. Eğer bu lensler üzerinden bir zihin kontrol sistemi geliştiriliyorsa, bizim hamle yapmamızı bekliyor olabilirler.”

“Peki, şimdi ne yapacağız?” diye sordu Burak.

“Öncelikle elimizdeki tüm bilgileri analiz edeceğiz,” dedi Emre. “Ceren, Elif, lenslerin kodlamalarını ve kristallerin nasıl kullanıldığını derinlemesine inceleyin. Sertaç, Neogate’in ağ bağlantılarını ve bu ağın hangi ülkeleri veya şirketleri içerdiğini bulmaya çalış. Bildiğimiz ülkeler haricinde başka ülkelere bağlanıyor mu bunu anla."

Hasan'ın birliğinden başka bir elemana gözlerini dikti. "Sen de güvenlik loglarını yeniden gözden geçir. Ve Ali…” dedi, sesini daha kararlı bir tona bürüyerek. “Eğer bu iş bir tuzaksa, bir sonraki hamlemizde çok daha dikkatli olmalıyız. Tüm ekibi buna göre hazırlayalım.”

Ali başını salladı ve tüm ekibe döndü. “Herkes iş başına. Bir daha böyle bir fırsat bulamayabiliriz.”

Saatlerce süren analiz ve tartışmanın ardından ekip, laboratuvardan elde edilen bilgilerin büyüklüğü karşısında şaşkına dönmüştü. Neogate’in planlarının yalnızca bir kısmını görmüşlerdi, ancak bu bile dünya çapında bir kriz yaratmaya yeterdi.

Emre, saat gece yarısını geçtikten sonra dinlenmek için yatağına çekildi. Ancak gözlerini kapattığında bile laboratuvarın o sessiz koridorları ve hiç karşılaşmadıkları güvenlik personelleri gözünün önünden gitmiyordu. Kendi kendine mırıldandı: “Biz mi çok şanslıydık, yoksa onlar mı bir adım önde?”

Şimdi, bu sorunun cevabını bulmak için her zamankinden daha dikkatli olmak zorundaydılar.

Bölüm : 27.12.2024 04:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...