09.10.2024, 17:28
Savaşın Gölgesi'ndenin onbeşincine hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Not : Bu kitap savaş, askeri birlik, askerler, inanç, vatan ve bayrak sevgisi, aşk ve nefret gibi temaları içermektedir. Eğer ki askeri kurgu arayışındaysanız sizin için uygundur.
Emre, odadan çıktıktan sonra loş ışığın altında birkaç adım attı. Kafasında dolaşan düşünceler adeta birbirine karışıyordu. Düşmanın elindeki teknolojiyi, bu kadar küçük bir cihazın yarattığı büyük etkiyi ve Hasan’ın sözlerini düşündükçe kafasındaki soruların sayısı artıyordu. "Kimseye güvenemeyiz..." Hasan’ın bu sözleri kulaklarında yankılanmaya devam ediyordu. Odağını toplamakta zorlanıyordu. Düşman bu kadar yakındaysa, her hareketlerinin izleniyor olma ihtimali onu rahatsız ediyordu.
Sarp, bir adım geriden sessizce onu takip ediyordu. Sonunda Emre’nin yanında durup ona sessizce baktı. Sarp'ın gözlerinde de aynı endişeyi görebiliyordu. Bu durum onları fazlasıyla zorluyordu.
"Uzun zamandır yaptığımız operasyonlar sonunda meyvesini verdi ama ben bu kadar sorun olduğunu bilmiyordum. Hasan'ın anlattıkları bildiklerimin de ötesinde çıktı," diyerek fısıltıyla konuştu Sarp.
Emre, derin bir nefes alıp yüzünü Sarp'a çevirdi. "Bütün konuşmalarımıza, dediğimiz her şeye, operasyon bilgilerine ve daha pek çok şeye dikkat etmemiz ve son derece hassas olmamız gerekiyor," dedi. "Ben Hasan’a güveniyorum, ama bu teknoloji hakkında bize anlattığından daha fazlası olduğunu hissediyorum. Şu Sofia Verlaine işin içine girerse durum daha karmaşık hale gelebilir. Kimseye güvenemiyoruz ama bu cihazı açıp içinde barındırdığı sırları da öğrenmeden yapamayız. Bu cihazı çalıştırmaktan başka şansımız yok."
Sarp kafasını sallayarak Emre'yi onayladı. "O halde sen de Sofia dışında başka bir şansımızın olmadığını düşünüyorsun?" diye sordu.
"Şimdilik başka seçeneğimiz yok gibi görünüyor. Hasan ne kadar güvendiğini söylese de bu işin sonunda kime güvenip güvenemeyeceğimizi netleştirmemiz gerek," dedi Emre kararlı bir şekilde. Gözlerindeki soğukkanlılık, gelecekteki hamlelerini planlarken bile hiç dağılmıyordu.
O sırada koridorun sonunda bir gölge belirdi. Hızla yaklaşan adımları duyduğunda Emre ve Sarp aynı anda döndü. Gelen kişi, karargahtan bir subaydı. Nefes nefese kalmıştı, acil bir şey olduğunu hissettirmişti.
"Komutanım!" dedi Emre'ye bakarak. "Seni hemen komuta merkezine çağırıyorlar. Acil bir durum varmış."
Emre kaşlarını çattı. "Ne oldu?" diye sordu.
"Kendi gözlerinizle görmeniz gerek," dedikten sonra arkasını dönüp yürümeye başladı. Peşinden Emre ilerledi.
Beraber karargahtaki ana komuta merkezine doğru hızla yürümeye başladılar.
Emre, komuta merkezine girmesinden sonra kendisi gibi rütbeli ve daha üst rütbelerde bulunan komutanları gördü. Hepsinin yüzü endişeliydi.
"Askerî şifreli haberleşme sistemine bir saldırı tespit edildi. Bilgilerimizi çalmaya çalışıyorlar," dedi Albay Münir Karabacak. "Bunu yapmaya çalışan her kim bilmiyorum ama eğer bu bilgiler çalınırsa hiç iyi şeyler olmayacak."
Emre, duyduklarıyla dehşete düştüğünü hissetti. "Olamaz!" dedi endişe içinde. "Benden ne istiyorsunuz peki?"
"Biz bu sorunu çözmeye çalışırken, sen de birliğin ile tespit edilen sinyalin kaynağına uçacaksın. Kaybedecek vakit yok. Hemen hazırlanın ve enselerine binin. Yaptığımız incelemeler, bir şirket değil, bunu yapanların bireysel çalışan insanlar olduğunu gösteriyor."
"Emredersiniz komutanım!" dedikten sonra Emre, komuta merkezinden dışarı çıktı. Hızla kendisini bekleyen ve neler olduğunu merak eden birliğinin yanına dönmesinin ardından "Asker!" dedi. "Hemen hazırlanın. Göreve gidiyoruz."
Hızla görevi askerlerine anlatmasının ardından askerleri ile hazırlanmak için odalarına girdi. Askeri kıyafetlerini giyip yanlarına tüm teçhizatlarını almalarının ardından komutanının kendisine verdiği konum bilgisine gidebilmek için harekete geçtiler. Bu konum, İzmir'in dışında bulunan bir alanı işaret ediyordu. Uydu kontrolünü sağladığında konumda bir tane, tek katlı ev olduğunu gördü.
Kendilerini bekleyen helikoptere binmelerinin ardından konumun bulunduğu yere gidebilmek için helikopter yükseldi. Hep birlikte görevlerine giderlerken hepsi sessizdi. Kimseden çıt çıkmıyordu.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.63k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |