BÖLÜM 18

10.10.2024, 02:46

Savaşın Gölgesi'ndenin onsekizinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Not : Bu kitap savaş, askeri birlik, askerler, inanç, vatan ve bayrak sevgisi, aşk ve nefret gibi temaları içermektedir. Eğer ki askeri kurgu arayışındaysanız sizin için uygundur.

Patlamanın ardından bir an için sessizlik sessizlik hâkim oldu; herkes nefesini tutmuştu.

Patlayıcı bir gürültüyle patladığında, kapı yerinden sıyrılıp yere devrildi. Ekip, aniden patlayan kapıdan içeri daldı. İçerisi karanlıktı; sadece hafif bir ışık, pencerelerden sızarak karşılarına çıkan odayı aydınlatıyordu.

Binbaşı Emre, silahını hemen ileri doğru doğrulttu. Diğer askerler de peşinden içeri girdi.

Evin içi dağınık bir şekilde görünüyordu; sandalyeler devrilmiş, masalar yerinden fırlamıştı. Ancak içerde kimse yoktu.

Binbaşı Emre, hızla ilerlerken gözlerini etrafa dikmişti; her köşeyi, her gölgelik alanı incelemeye çalışıyordu.

Emre, evin içini incelemeye devam ederken Cengiz'e döndü ve onu evin diğer köşesini incelemesi için görevlendirdi. Şu anda içinde bulunduğu yer evin oturma odasıydı; camlardan sızan ışık, yerdeki kırık dökük cam parçalarına çarpıyor ve odayı daha aydınlık hale getiriyordu.

Kapının patlatılmasının ardından beklemeye devam eden Ali, her an tetikteydi ve kaçmaya çalışacak birisi olursa onu durdurmak için hazırdı. Nitekim kimse çıkmadı dışarı, kulağına çatışma sesi de ulaşmadı. Bunun üzerine aralık olan kapıdan içeri girdi. Evin diğer odalarını kontrol ederek ilerlemeyi sürdürdü.

Kapılardan birini açtığında içerdeki manzara onu dehşete düşürdü. Oda boştu ama duvarlardaki kan izleri, burada bir çatışma yaşandığını gösteriyordu.

“Burada bir şeyler dönmüş,” dedi Ali, sesi endişeli bir ses tonuyla. Odadan çıkıp diğer odalara da hızla göz gezdirmesinin ardından "Komutanım," dedi. "Odalardan birisinde çatışma gerçekleştiğini gösteren izler mevcut."

Kerem, evin içini gözlemlerken birliği dışında kimseyi görememişti. Bu süreçte evden de çıkan olmadığı için “Evde kimse yok gibi görünüyor ama izler, onların gittiğini gösteriyor,” diye düşündü.

Emre, Ali'nin gösterdiği odaya gitmesinin ardından izleri dikkatle inceledi. "Biri öldürülmüş," diyerek bilgilendirme yaptı. "Ya da en iyi ihtimalle ağır yaralanmış. Eğer yaralandıysa, bu kadar kan kaybından sonra hayatta kalamaz. Bu yüzden öldüğünü düşünüyorum. Burada kaç kişi vardı bunu anlamak için incelememiz gerekiyor ama öncesinde evde bir tuzak olup olmadığını tespit etmeliyiz."

Binbaşı Emre'nin sözü üzerine hep birlikte evi didik didik ettiler ama hiç tuzağa rastlamadılar. Karşılaştıkları bazı şeyler, evin acilen boşaltıldığını gösteriyordu.

“Eğer burayı düşündüğümüz gibi hızla terk ettilerse, daha önce gördüğümüz izler gittikleri yönü göstermekte. Oraya gidip izleri tekrar incelemeli ve gittikleri yeri tespit edip ona göre ilerleyişimizi sürdürmeliyiz."

Üsteğmen Burak, silahını her an kendini ve arkadaşlarını savunmak için hazır tutarken "Evin başka yerlerinde kan izlerine rastlamadım komutanım," dedi. "Arkadaşlar da aynı şekilde."

Bunun üzerine Binbaşı Emre, “Evin arka bahçesine gidelim. Orada başka izler bulabiliriz,” dedi. Birlikte evin arka bölümüne yönelip orada inceleme yapmaya başladılar.

Cengiz, evden çıkmalarının ardından yere eğilerek kapının dışındaki izleri incelemey koyuldu. "Buradan birkaç kişi kaçmış," dedi. "Ayakkabıların toprakta çıkardığı izlere bakılırsa en az iki kişiler."

Binbaşı Emre, duyduklarının ardından vücudundaki gerilimin arttığını hissetti. İncelemenin hızlanmasını emir buyurdu. Buldukları her bilgi onları daha önce karşılaştıkları tekerlek izlerine yönlendiriyordu. “Hızlanmalıyız. Onları takip etmeliyiz. Gözlerinizi açın ve dikkatli olun!” dedi.

Ekip, evin arka bahçesindeki izleri takip etmeye başladı. Ağaçların arasından geçerken, düşmanın peşlerine düştüklerini hissettiler.

Tam o sırada Cengiz, bir dalın kırılması sesini duydu ve sesten yana dönerken ateş etmek üzere harekete geçti. Eliyle sesin geldiği yönü işaret edip sesin geldiğini vurguladı. Bunun üzerine Binbaşı Emre, çevreye dağılıp pozisyon almalarını işaret etti.

Güvenli olduklarını düşündükleri alanlara dağılmalarının ardından Kerem, ekibinin dikkatini çeken ve dağılmalarına sebep olan şeyin farkına vardı.

“Görüş alanında biri var komutanım!” diyerek telsizinden seslendi Kerem. “Hedefin yerini saptadım.”