10.10.2024, 03:48
Savaşın Gölgesi'ndenin yirmikinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Not : Bu kitap savaş, askeri birlik, askerler, inanç, vatan ve bayrak sevgisi, aşk ve nefret gibi temaları içermektedir. Eğer ki askeri kurgu arayışındaysanız sizin için uygundur.
Elif, bu birkaç günü en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğini biliyordu. Birliğinin henüz gelmemiş olması ona biraz daha yalnız kalma fırsatı sunacaktı ama temelli yalnız kalamayacağını da biliyordu. Burada yalnız oluşunu hem fiziksel hem de zihinsel olarak toparlanmak için kullanmaya kararlıydı. Bu kısa süreli yalnızlık, onun için bir hazırlık evresiydi. Yeni görevler, zorlu operasyonlar kapıdaydı, ama öncelikle bu süreci kendi içinde güçlenerek geçirmesi gerekiyordu.
Yavaşça pencerenin yanından ayrıldı ve odanın ortasındaki masaya doğru ilerledi. Masanın başına oturduktan sonra çantasını açıp her zaman yanında taşıdığı küçük not defterini çıkardı. Bu defter, onun için bir tür sırdaştı. Zihnindeki düşünceler, görev stratejileri, kişisel planları ve bazen de sadece kendine ait hisleri bu defterde hayat bulurdu.
Defteri önüne koyduktan sonra bir süre duraksadı. Zihninde dolanan düşünceleri toparlamaya çalışıyordu. Elif, derin bir nefes aldı ve kalemi kağıda dokundurarak yazmaya başladı:
“Yeni bir hayata, farklı bir başlangıca doğru ilerliyorum. Önümde açılan bu yolun beni nereye götüreceğini tam olarak bilmiyorum, ama bildiğim bir şey var ki, her adımda daha da güçleneceğim. Karşılaştığım her zorluk, beni daha ileriye taşıyan bir basamak olacak. Babamın cesareti ve bana öğrettikleriyle, içimdeki disiplini koruyarak yürüyorum. Kendime güveniyorum. Yeni görevler, yeni insanlarla tanışmak, her biri beni bekleyen farklı birer meydan okuma. Yaşayacağım hayata ve karşılaşacağım zorluğa hazırım.”
Elif, yazdığı satırlara birkaç saniye boyunca baktı. Bu kelimeler, sadece içinden geçenlerin bir yansıması değildi; aynı zamanda onun kararlılığının da bir ifadesiydi. Babasının ona öğrettikleri, her zaman yanında taşımaya çalıştığı bir mirastı. O da bir askerdi ve her zaman kararlı, disiplinli bir duruş sergilerdi. Elif, onun gölgesinde büyümüş, ondan ilham almıştı. “Kızınla gurur duy, babacığım,” diye kendi kendine fısıldadı.
Bu düşünceler, Elif’in içini daha da güçlendirdi. Hem fiziksel hem de zihinsel olarak bu yeni hayata hazır hissettiğini biliyordu. Ancak, bu kısa mola ona kendi iç dünyasını dinleme fırsatı sunmuştu. Önünde beliren bu huzurlu anın tadını çıkarmaya karar verdi. Yavaşça not defterini kapatıp masanın kenarına bıraktı. Kendini rahatlamış hissediyordu. Dışarıdaki sakin manzara, onun ruhuna da sirayet etmiş gibiydi.
Yeniden pencereden dışarı bakmak için ayağa kalktı. Dağlar, bulutlar ve tek tük bulunan ağaçlara vurup esen hafif rüzgar ona bir şeylerin yeni başladığını kim bilir kaçıncı kez söylüyordu. Burada olmanın getirdiği rahatlık, sonsuza dek sürmeyecekti. Bunun farkındaydı. Orduda bir subay olmak, sadece fiziksel bir disiplin gerektirmiyordu; aynı zamanda zihinsel olarak da sürekli hazır olmak anlamına geliyordu. Aynı şeyleri defalarca düşünmüş ve hissetmiş olmasına rağmen, bunlar asla onu rahatsız etmedi. Elif, bu gerçekliğin farkındaydı ve her zaman olduğu gibi bu yükü omuzlamaya hazırdı.
Elif, düşüncelerinden sıyrılmasının ardından yeniden masaya geri döndü. Bu kez defter yerine, masanın üzerine bıraktığı kitaplardan birini eline aldı. Kitap okumayı çok severdi. Okuduğu kitaplar bazen onun kafasını dağıtmasına sebep olur bazen de onun hem zihinsel hem de ruhsal gelişimine katkı sağlardı.
Kitabı masanın üzerinde açtıktan sonra okumaya devam etti. Nutuk'u okuyordu. Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'unu okurken pek çok kez düşünmüştü. Mustafa Kemal Atatürk lider olmasaydı ne olurdu? Onun zekası ve önderliği olmasa ne yaparlardı? Askeri disiplini, yöneticiliği muazzamdı. Ona destek olan halk ve askerler sayesinde şu anda özgürlerdi. Bunun bilincindeydi. Bilincinde olmaya da devam edecekti.
"Atam senden Allah razı olsun. Mekanın da Cennet olsun. Fikirlerini benimsemeye, ülkemi senin gibi, babam gibi korumaya devam edeceğim ve gerekirse bu uğurda can vereceğim," dediğinde gözleri doldu.
"Allah bu vatan uğruna, Türkiye'miz, bağımsızlığımız, halkımız, bayrağımız uğruna can veren herkesten Razı olsun!"
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.63k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |