30. Bölüm

BÖLÜM 29

Ceren Oktay
yazarcerenoktay
(©Kıdemli Yazar)

13.10.2024, 12:40

Savaşın Gölgesi'ndenin yirmidokuzuncu bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Not : Bu kitap savaş, askeri birlik, askerler, inanç, vatan ve bayrak sevgisi, aşk ve nefret gibi temaları içermektedir. Eğer ki askeri kurgu arayışındaysanız sizin için uygundur.


Elif, çay ocağında bir süre daha birlik üyeleriyle sohbet etmeye devam etti. Ali, Burak ve diğerleri Elif'e sorular soruyor, onunla daha yakından tanışmaya çalışıyordu. Elif, her biriyle dikkatli bir şekilde konuşuyor, onlara karşı saygısını ve asker olarak profesyonelliğini sergiliyordu. Yine de aklı sürekli Kerem’deydi. Kerem’in çay ocağından ayrılışını göz ucuyla takip etmiş, onun sessiz ve mesafeli tavrının altında ne olduğunu merak etmişti.

Birlik üyelerinin sohbeti samimi bir hale geldikçe, Elif yavaş yavaş bu yeni ortama alışıyordu. Aslında bir nevi rahatlamıştı; hepsi dost canlısı ve birbirine sıkı sıkıya bağlı bir ekipti. Ali’nin dostane yaklaşımı, Burak’ın şakaları ve diğerlerinin samimi tavırları Elif’i rahatlatıyordu. Ancak her ne kadar sohbetin içinde olsa da, Elif’in zihni bir türlü sakinleşmiyordu. Kerem’in gözleri, sesi ve o soğukkanlı duruşu aklından çıkmıyordu. Kendini bu düşüncelerden sıyırmak için bir şeyler düşünmeye çalışsa da sürekli Kerem’e geri dönüyordu.

Bir ara Ali ona dönüp, “Nasıl hissediyorsun, teğmen?” diye sordu. “Buradaki ilk günlerin zor geçebilir, ama zamanla bu ekibi seveceksin. Biz bir aileyiz ve sen de artık bu ailenin bir parçasısın.”

Elif, Ali'nin bu içten sözleri karşısında hafifçe gülümsedi. “Teşekkür ederim Yüzbaşım, buraya çabuk uyum sağlayacağıma inanıyorum,” dedi. Gerçekten de birliğin sıcak karşılaması onu daha rahat hissettirse de, Kerem’in varlığı ona duygusal bir ağırlık veriyordu. Bu düşünceleri uzaklaştırmaya çalışmak zorlu bir mücadeleydi.

Sohbet bir süre daha devam ettikten sonra Elif, göz ucuyla saate baktı. Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişti. “İzninizle Yüzbaşım, biraz dinlenmek istiyorum,” dedi ve masadan nazikçe kalktı. Ali, “Tabii Elif, kendini rahat hisset. Yarın zorlu bir gün olacak, dinlenmek en iyisi,” dedi. Elif, diğerlerine de selam vererek yanlarından ayrıldı ve koğuşuna doğru yürümeye başladı.

Koridorda yürürken içindeki düşüncelerle baş başa kaldı. Kerem’in sessizliği, ona karşı hissettiği karmaşık duygular zihninde sürekli dolaşıyordu. Onunla tanıştığı ilk andan itibaren kalbi hızlanmıştı. Bu hislerle nasıl başa çıkacağım? diye düşündü. Asker olarak disiplinli, güçlü ve duygularını kontrol edebilen birisi olması gerektiğini biliyordu. Ancak Kerem’in varlığı, onu profesyonelliği ile duyguları arasında bir çatışmaya itiyordu. Elif, duygularını bir kenara bırakmalı ve görevine odaklanmalıydı. Ama bu o kadar kolay değildi.

Koğuşuna vardığında, kapıyı arkasından kapattı ve odanın sessizliği içinde bir süre durdu. Bir an derin bir nefes aldı. Bu görevde başarılı olabilmek için duygusal karışıklıkları geride bırakmak zorundaydı. Her ne kadar Kerem’e karşı hissettiği hisler gitgide büyüse de, bu duyguları bastırması gerektiğini biliyordu.

Elif, yatağının kenarına oturup, botlarını çıkardı. Ayaklarını uzatarak yatağın rahatlığına bıraktı kendini. Kafasında bin bir düşünce dönüyor olsa da, bedeninin yorgunluğunu hissetmeye başlamıştı. Gözlerini kapatarak zihnini boşaltmaya çalıştı. Her ne kadar bu basit bir dinlenme gibi görünse de, zihnindeki fırtınalar hala dinmemişti.

Bir süre gözlerini kapalı tutarak derin nefes aldı. Kendini daha iyi hissetmek için nefes egzersizleri yapmaya çalıştı. Ancak Kerem’in ona olan etkisi hala zihninin derinliklerinde yankılanıyordu. Onu sadece komutanı olarak görmesi gerekiyordu, ama bu hiç de kolay değildi. Elif, bir asker olarak duygularını kontrol edebileceğini düşünmüştü her zaman. Fakat Kerem, onun için bir istisna olmuştu. Bunu da onu ilk gördüğünde fark etmişti.

Bir süre sonra Elif, zihnini toparlamaya karar verip ayağa kalktı. Üstünü değiştirdi, daha rahat bir kıyafet giydi. "Yarın yeni bir gün," diye düşündü. Görevine odaklanmalı, duygularını işin içine katmamalıydı. Fakat Kerem’i düşünmeden geçen bir an bile olmuyordu. Elif, profesyonelliğini koruyarak bu hislerin üstesinden gelmek için elinden geleni yapacaktı.

Tekrardan yatağına uzandığında, Kerem’le o ilk karşılaşma anı gözlerinin önünde canlandı. Onun derin bakışları, soğukkanlı duruşu, el sıkışırken hissettiği o sıcaklık… Elif, bu duyguları daha ne kadar saklayabileceğini merak etti. Gözlerini kapatıp dinlenmeye çalıştı, ancak Kerem’in zihninde yankılanan varlığıyla, uykuya dalmak hiç de kolay olmayacaktı.

Bölüm : 27.12.2024 20:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...