14.10.2024, 13:55
Savaşın Gölgesi'ndenin otuzbirinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Not : Bu kitap savaş, askeri birlik, askerler, inanç, vatan ve bayrak sevgisi, aşk ve nefret gibi temaları içermektedir. Eğer ki askeri kurgu arayışındaysanız sizin için uygundur.
Elif ve Fırtına Birliği, sabah sporundan sonra kısa bir dinlenme molası verdiler. Duş aldıktan sonra Elif, tekrardan koğuşuna gidip kitap okumaya başladı. Kitap okurken aklına Kerem'in gelmesi dikkatini vermesini zorlasa da birkaç sayfa ilerlemeyi başarmıştı. Kapısının tıklatıldığını duyduğunda "Gir," diyerek seslendi.
Kapısı açıldığında gelen Binbaşı Emre'ydi. "Binbaşım!" diyerek Elif ayağa kalktığında "Rahat ol asker," diyerek Elif'in rahatlamasını sağladı Emre.
"Üsse yeni silah sevkiyatı yapıldı. Bu silahları deneyeceğiz."
"Emredersiniz komutanım!" dedikten sonra Elif, kitabını masanın üzerine bırakarak Emre'nin peşinden yürümeye başladı.
Binbaşı Emre, diğerlerinden önce silah geldiği haberini Elif'e vermişti. Hepsi dinlenme sırasında duşunu aldığı için rahatlıkla takılmaya devam ediyor, çay içerek birbirleri ile muhabbet ediyorlardı. Onların bu halini gören ve bir an evvel atış talimi yapmalarını isteyen Emre, birliğe seslendi: "Çocuklar, üsse yeni silahlar geldi. TSK'nın en son ve gelişmiş teknolojileri. Hepiniz bu silahlarla yeni tanışacaksınız. Dinlenmeniz bittiyse, atış talim sahasına doğru hareket edin."
"Emredersiniz komutanım," demelerinin ardından ayaklandılar. Çay bardaklarını ocağa bıraktıktan sonra Emre'nin peşinden yürüyüşü sürdürdüler.
Atış sahasına vardıklarında, silahlar özenle dizilmiş şekilde onları bekliyordu. TSK’nın en yeni modelleri arasında hafif makineli tüfekler, otomatik silahlar ve keskin nişancı tüfekleri dikkat çekiyordu. Her bir silahın yanında, o silahın teknik detaylarını ve kullanımını açıklayan bir rehber bulunuyordu.
"Arkadaşlar, burada gördüğünüz silahlar, en son teknolojik gelişmelerle donatıldı," dedi Emre Binbaşı. "Hepsi tamamen yerli üretim. Artık sahada daha etkili olacağız. Bugün bu silahları tanıyacak ve bunlarla atış yapacaksınız. Her biriniz sırayla bu yeni modelleri deneyimleyeceksiniz."
Elif, masanın üzerindeki yer alan Milli Piyade Tüfeği'ne gözlerini dikti. MPT-76 olarak bilinen bu tüfek, tamamen milli üretimdi. 20 şarjör kapasitesi vardı. 4.200 gram ağırlığına sahipti. Daha sonra bakışları masanın üzerinde yer alan keskin nişancı tüfeğine kaydı. Bu tüfek, hafif yapısıyla taşınabilirliği artırılmış, aynı zamanda uzun mesafelerde yüksek isabet oranına sahipti. Burak, onun bu tüfeği incelemesine bakıp gülümsedi. "Bu tüfeği denemek için sabırsızlanıyor gibisin Teğmen. Göster bakalım keskin nişancılığını."
Elif, gülümsedikten sonra eline tüfeği aldı. Talim alanında belirlenen, atış yapmak için bulunması gereken yere doğru yürüdü. Yere yattı, tüfeği konumladı, gerekli ayarlamaları yapmasının ardından nişan aldı, ardından derin bir nefes alıp tetiği çekti. Tüfek, beklediğinden çok daha az tepme yapıyordu ve mermi hedefi tam ortasından vurdu. Burak’ın şaşkın bakışları altında Elif ayağa kalktı. "Bu yeni tüfek harika," dedi gülümseyerek. "Oldukça dengeli ve isabetli."
Ardından Ali Yüzbaşı, bir otomatik tüfeği eline alarak sıradaki atışı yaptı. Silahın yüksek ateş gücü, hedefleri saniyeler içinde etkisiz hale getirdi. “Bu modeller, gerçekten sahadaki etkinliğimizi artıracak,” dedi. “Hafif, etkili ve ölümcül.”
Fırtına Birliği’nin tüm üyeleri sırasıyla yeni silahlarla atış yaptı. Her biri, yeni modellerin getirdiği teknolojik avantajlardan ve kullanım kolaylığından etkilendi. Özellikle hızlı hedef değiştirme ve isabet oranlarının yüksek olması, onların sahada daha başarılı olmalarını sağlayacaktı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.58k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |