36. Bölüm

BÖLÜM 35

Ceren Oktay
yazarcerenoktay
(©Kıdemli Yazar)

16.10.2024, 13:53

Savaşın Gölgesinde'nin otuzbeşinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Not : Bu kitap savaş, askeri birlik, askerler, inanç, vatan ve bayrak sevgisi, aşk ve nefret gibi temaları içermektedir. Eğer ki askeri kurgu arayışındaysanız sizin için uygundur.



Kerem, üssün çardaklarından birinde tek başına oturmuş, elindeki çay bardağını sıkıca tutarak o anki sessizliğin tadını çıkarıyordu. Gözleri ufukta, düşünceleri ise çok daha uzaklardaydı. Görevlerin, sorumlulukların ve içinde bastırmaya çalıştığı duyguların ağırlığı, bu sessiz anlarda daha belirgin hale gelmekteydi. Yalnız kalıp kendisini dinlemek, düşüncelerini toparlamasına yardımcı olduğundan Kerem bu anları sıkça tercih ediyordu.

Elif, Kerem'in yalnız oturmaya devam ettiği saniyelerde üssün içinde dolaşmaya başlamıştı. Hava hafiften kararmaya başlamış, güneş ufuktan kendisini soluk bir ışıkla belli etmekteydi. Elinde tutmaya devam ettiği çayı çardaklardan birinde oturup içmek istediğinde, çardakların bulunduğu alana yönelip yürümeye başladı. O sırada Kerem’in çardaklardan birinde yalnız oturduğunu fark etti. Bir an için duraksadı. Onunla konuşmak için doğru zaman olup olmadığını düşündü. Acaba yanına gitse yanlış anlar mıydı? Elif, Kerem'i daha yakından tanımak istiyordu.

Ani bir kararla kendine çeki düzen verip saçını düzeltti, derin bir nefes aldı ve çardağa doğru yürümeye başladı. Kerem’in dikkatini çekmeden ona yaklaştı, ama o anda hissettiği hafif heyecanı da engelleyemedi.

Kerem'in yanına vardığında nazik bir sesle sordu. "Oturabilir miyim?"

Kerem, Elif’in sesini duyunca bir an şaşırdı ve bakışlarını ondan yana çevirdi. Onu burada görmeyi beklemiyordu. Yüzünde kısa süreli bir şaşkınlık belirdi, ama sonra çabucak toparlandı. Hafifçe başını sallamasından sonra "Oturabilirsin," dedi. Elif’e yanıt verdiğinde bakışlarında genç kızın anlamlandıramadığı bir sıcaklık vardı, ama aynı zamanda bir mesafe de yer alıyordu.

Elif, Kerem’in karşısında yer alan boş banka oturdu. Sessizce Kerem ile birlikte çayını içmeye devam etti. Bir süre konuşmadan oturmayı sürdürdüler. İkisi de bu sessizliğin tadını çıkarıyormuş gibi görünüyordu, ama aynı zamanda ikisinin de içinde bir şeyler söyleme isteği vardı. Sessizlik, çardağın etrafını sarmalarken üsteki diğer insanların sesleri kulaklarına çalınıyordu. Bazılarının ne söylediği net anlaşılmıyordu.

Bir süre sonra, Elif hafifçe gülümseyip konuşmaya başladı. "Komutanım, sanırım siz de benim gibi sessizliği çok seviyorsunuz. Sakinlik, düşünceleri dinlemek açısından çok iyi oluyor."

Kerem, Elif'in sözlerini duymasının ardından başını hafifçe salladı. "Evet, burada oturmak, yalnız kaldığım anlarda kendimi dinlemek ve sakinlikte olmak çok iyi hissettiriyor. Genelde ben yalnız kaldığımda bilirler ki, yanımda kimseyi istemem. Ama sen beni tanımıyorsun. Bu yüzden yanıma gelmen çok normal."

Elif, Kerem'in sözleriyle bir an için afalladı. "Kusura bakmayın Komutanım," dedi. "Yalnız kalmak istediğinizi düşünemedim. Ben buraya yabancı olduğum için ve sürekli koğuşumda vakit geçirmek istemediğimden tanıdık bir yüzü görmek ve o yüzle konuşmak iyi olur diye düşünmüştüm."

Boğazında hafif bir düğümün oluştuğunu hissetti sözlerinin ardından. Neden böyle olmuştu anlam veremiyordu. Kerem'in kendisini incitmek istemediğinin farkındaydı. O halde neden kırılmış gibi hissediyordu kendisini?

Bardağı sıkıca tutup ayağa kalkmaya yeltendiğinde Kerem "Nereye gidiyorsun asker?" diye sordu. "Ben sana gidebilirsin dedim mi?"

Elif, Kerem'in sözleri ile daha da afalladı. Kafası karışık bir şekilde "Demediniz komutanım ama sözleriniz de yalnız olmak istediğinizi belli ediyordu," dedi. "Şimdi ben gideyim mi yoksa burada kalayım mı anlamadım."

Kerem, hafifçe gülümsedikten sonra "Otur hadi," dedi. "Hepimizin nasipse birbirimizi tanıyacak daha çok zamanı olacak. Sen beni, ben seni, diğer arkadaşlar ve komutanlarım seni, sen de onları zamanla daha iyi tanıyacaksın. Bu an, burada bulunuyor oluşun seni tanımak için güzel bir fırsat."

Elif, duyduğu sözler ile heyecanlandığını hissetti. Kesinlikle algıda seçicilik yapmıştı. Kerem, onu tanımak mı istiyordu? Kalbi hızla atmaya başlayıp yanaklarını biraz olsun sıcaklık basarken "Emredersiniz komutanım!" dedi ve oturdu.

Bölüm : 27.12.2024 20:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...