17.10.2024, 12:24
Savaşın Gölgesinde'nin otuzaltıncı bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Not : Bu kitap savaş, askeri birlik, askerler, inanç, vatan ve bayrak sevgisi, aşk ve nefret gibi temaları içermektedir. Eğer ki askeri kurgu arayışındaysanız sizin için uygundur.
Elif tekrar yerine otururken kalbindeki hafif heyecan dalgasını bastırmaya çalışıyordu. Kerem’in sözleri hem içini rahatlatmış hem de kafasını karıştırmıştı. Onu tanımak mı istiyordu? Elif, Kerem’in bu mesafeli ve ciddi duruşunun altında daha yumuşak bir taraf olduğunu hissedebiliyordu, ama bu durum onun profesyonelliğinden bir şey kaybettirmiyordu. Yine de bu kısa an bile Elif’in içinde karmaşık duygular yaratmaya yetmişti.
Kerem, Elif’in tekrar oturmasıyla bakışlarını ona çevirdi. Çayını eline alıp yavaşça bir yudum aldıktan sonra, sessizliği ilk bozan yine Elif oldu. "Siz buradayken genelde neler yaparsınız, komutanım?" diye sordu, bakışlarında samimi bir merak vardı. "Yani... görev dışındaki zamanlarınızda."
Kerem kısa bir süre düşündü. Aslında bu tür sohbetlere pek alışık değildi, genelde birliğiyle görevle ilgili konular üzerine konuşur ve kişisel meseleleri arka planda tutardı. Ancak Elif’in saf merakı ona yabancı bir huzur hissettirmişti. "Görevlerden sonra genelde bir süre sessizliği ararım. Kafamı toparlamak, düşüncelerimi netleştirmek için iyi gelir. Sonra birliğimle zaman geçiririm, talim yaparım ya da spor yaparak vakit geçiririm." Daha sonra Elif'e dikkatli gözlerle baktı.
Elif, Kerem'in sözlerindeki samimiyeti fark etti ve bu onu biraz daha rahatlatmıştı. "Sanırım siz de sakinliği ve yalnızlığı sevenlerdensiniz," dedi hafif bir tebessümle. "Ben de bazen yalnız kalmayı severim ama burası yeni bir ortam olduğu için biraz yalnız kalmaya çekiniyorum."
Kerem, Elif’in sözlerine hafifçe başını salladı. "Zamanla buraya alışacaksın. Birlikte görev yaptıkça hem birliği hem de askeri ortamları daha da tanıyacaksın. İlk başta zor gelir ama sonra evin gibi olur."
Elif, Kerem’in bu sıcak ama mesafeli sözlerinden cesaret alarak bir adım daha atmak istedi. "Komutanım, sizin gibi tecrübeli biriyle çalışmak benim için büyük bir şans. Açıkçası başlarda sizden biraz çekindim, çünkü herkes sizin ne kadar ciddi ve disiplinli olduğunuzu söylüyor."
Kerem hafifçe gülümseyip çay bardağını masaya koydu. "Aslında söyledikleri kadar sert biri değilimdir. Disiplin, görev gereği önemli ama önemli olan her zaman insanlarla doğru şekilde çalışmayı bilmek. Sen de bunu zamanla öğreneceksin."
Elif, Kerem'in bu açıklamasıyla biraz daha rahatladı. "Teşekkür ederim komutanım, bu benim için büyük bir motivasyon," dedi samimiyetle.
Kerem, Elif’in bu açıklığını ve cesaretini takdir edercesine bakışlarını ona çevirdi. "Hepimizin bu yolda öğrendiği çok şey var. Zorlandığın bir şey olursa ya da konuşmak istediğin bir konu olursa, bana ya da diğer komutanlara gelebilirsin. Biz bir takımız, bu yüzden birbirimize destek olmalıyız."
Elif, bu sözler karşısında içten bir şekilde gülümsedi. "Bunu bilmek çok rahatlatıcı. Gerçekten de bu ekip ruhunu hissetmeye başladım."
Kerem, Elif’in yüzündeki rahatlamayı görünce hafif bir gülümsemeyle başını eğdi. Ardından tekrar çay bardağını eline alıp sessizliği bir kez daha dinledi. Artık ikisi de birbirini daha iyi anlıyormuş gibi bir rahatlık içindeydiler.
Gökyüzü daha da kararmaya başlamış, üsse hafif bir sessizlik çökmüştü. İkisinin de artık söylenecek fazla bir şeyi kalmamış gibiydi ama bu sessizlik, rahatsız edici değil, aksine huzur vericiydi. Birbirlerinin varlığını sessizce paylaşmak, aralarındaki bağı güçlendiriyor gibiydi.
Elif, artık gitmek için uygun bir zaman olduğunu düşündü ve usulca yerinden kalktı. "Komutanım, size rahatsızlık vermek istemem. Ben artık kalkayım," dedi.
Kerem, Elif’in bu nazik davranışına karşılık hafifçe başını salladı. "Rahatsızlık vermedin. İyi dinlenmeler Elif," dedi. Gözlerindeki sıcaklık açıkça belli oluyordu.
Elif, Kerem’e teşekkür ederek çardağı terk etti. İçinde, Kerem’le olan bu kısa sohbetin bıraktığı rahatlama ve biraz da merak vardı. Onunla ilgili daha çok şey öğrenmek istiyordu, ama her şeyin zamanla gerçekleşeceğinin de farkındaydı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.59k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |