43. Bölüm

BÖLÜM 42

Ceren Oktay
yazarcerenoktay
(©Kıdemli Yazar)

21.10.2024, 13:44

Savaşın Gölgesinde'nin kırkikinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Instagram hesabım : yazarcerenoktay

Hepinizin takiplerini bekliyorum.


Cengiz sedyeye yerleştirildikten sonra, Fırtına Birliği’nin tüm üyeleri onun etrafında toplandı. Elif, Cengiz’in yüzüne son bir kez bakarken, ona içten bir şekilde "Güçlü ol," dedi, sesi alçak ama kararlıydı. Cengiz ise zorla da olsa gülümsemeye çalışarak, "Merak etme, Elif," diye karşılık verdi. Ancak gözlerinde hala acının ve belirsizliğin izleri vardı.

Helikopterin pervaneleri yavaşça dönmeye başlamıştı. Rüzgar giderek sertleşiyor, yerden havalanmaya hazırlanan aracın gürültüsü etraftaki her şeyi bastırıyordu. Birlik üyeleri, Cengiz’i uğurlarken sessizce bir kenara çekildiler. Cengiz’in gözlerinde gördükleri acı ve mücadele, onları derinden etkilemişti.

Caner, bir adım öne çıkıp "Cengiz her zaman dayanıklıdır. Bu zor durumu da atlatır," dedi, sesinde umut vardı, ama yüzündeki gerginlik hala silinmemişti.

Burak, Caner'in omzuna hafifçe vurdu. "Evet, haklısın. O adam bu kadar kolay pes etmez."

Kerem ise sessizce durup helikopterin havalanmasını izlerken derin bir nefes aldı. Cengiz’le yıllardır birlikte görev yapıyordu ve onu tanıdığı kadarıyla her zaman güçlü, dirayetli bir adam olmuştu. Ama şimdi onun bu durumunu görmek, herkesi nasıl sarstıysa onu da sarsmıştı. Bu zamana kadar bir kez olsun aklına böyle şeyler aklına gelmemişti. En çok içlerinden birisinin ya da kendisinin Şehit olacağını düşünmüştü ama bu durum... Kalp krizi geçirmesi kesinlikle beklenmedikti.

Helikopterin gözden kaybolmasının ardından Yüzbaşı Ali, geride kalan birlik üyelerine dönüp "Herkes sakin olsun. Cengiz'in tedavi edilmesi gerekiyor ve doktorlar işlerini en iyi şekilde yapacaklar. Biz burada durup endişelenmek yerine, birliğimizi güçlü tutmalıyız. Cengiz’in bize ihtiyacı olduğunda onu en iyi şekilde karşılamalıyız," dedi.

Ali’nin sözleri, birlik içinde kısa süreli bir sessizliğe yol açtı. "Haklısınız komutanım," dedi Kerem. "Biz güçlüyüz. Her zaman da güçlü olmaya devam edeceğiz ve Cengiz'in karşısına her zamankinden daha güçlü, birbirimize bağlı şekilde çıkacağız. O yaşayacak."

Bütün konuşmalara rağmen Elif, hala Cengiz’in son halini düşünüyordu. Cengiz'in başına böyle bir şey geleceği hiç aklına gelmemişti.

Cengiz, birliğin en tecrübeli askerlerinden biriydi. Çok güçlü ve dirayetliydi ama o anda o güçlü adamı acı içinde görmek, yaşamın sadece bir pamuk ipliğine bağlı olduğunu hatırlatmıştı. Babası da bir gün ansızın gitmişti. Şehit olmuştu. Şimdiyse Cengiz... Onun aniden bu durumda olması, Elif'i diğerlerinden daha çok etkilemişti. Bunda kadın olmasının da payı vardı elbette. Kadınlar daha duygusal olduklarından Elif de doğal olarak duygulanıyordu.

Ali Yüzbaşı, Elif'in durgunluğunu fark edince "Elif," dedi. Elif, bakışlarını yüzbaşına çevirdi. "Efendim komutanım?" dedi kısık ama incinmiş bir sesle.

"Hep birlikte gidelim ve kahvaltı yapalım. Daha sonrasında da sohbet eder, kafamızı dağıtırız," dedi.

"Ama komutanım," diyerek itiraz ettiğinde Elif "İtiraz kabul etmiyorum asker!" dedi Ali. "Güçlü kalmamız için kendimize iyi bakmamız gerekiyor. Yoksa Cengiz'in yanına gittiğimizde sağlıklı olmayacağız. Üstelik sadece Cengiz için değil, bu vatanı korumak için de sağlıklı ve güçlü kalmamız şart!"

Ali, böyle anlarda yemek yemenin zor olduğunu biliyordu ama sözlerinde de haklıydı. Güçlü olmak adına beslenmeye devam etmeleri gerekiyordu. Güçsüz kalırlarsa ne ülkeyi ne de insanlarını koruyamazlardı.

Bölüm : 27.12.2024 20:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...