24.10.2024, 18:33
Savaşın Gölgesinde'nin kırkdokuzuncu bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Instagram hesabım : yazarcerenoktay
Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)
Emre, Sofia'nın baygın bedenine bir kez daha baktı. İçinde bir fırtına kopuyordu. İhanet... Sofya'nın vatana ihaneti kabul edilemezdi. Hasan'ı destekleyerek yavaş adımlarla ilerlemeye başladı, fakat içindeki öfke, gitgide büyüyordu. Bir anda durdu, başını hafifçe eğdi ve derin bir nefes aldı. Geri döndü, Sofia’nın yerdeki bedeni hâlâ hareketsizdi, fakat kalbi hâlâ atıyordu. Bunu kaldıramıyordu.
"Vatanıma göz diken, vatanıma zarar verecek, bayrağıma, insanıma kasdedecek herkesin hakkı ölümdür," diye fısıldadı, dişlerinin arasından. Silahını Sofia’ya doğrulttu, gözleri kararlıydı.
Hasan zayıf bir sesle, "Emre, ne yapıyorsun?" diye sordu, fakat cevabı zaten biliyordu.
Emre bir saniye bile tereddüt etmeden tetiği çekti. Silah sesi yankılandı, Sofia’nın başı yana düştü, alnında kanın bıraktığı iz açıkça görülebiliyordu. Sessizlik, silahın yankısıyla kesilmişti, o an odada sanki zaman durmuş gibiydi.
Emre bir an başını eğip derin bir nefes aldı. Yüzünde hiçbir pişmanlık ifadesi yoktu. Ardından hızla geri dönerek Hasan’ı destekledi ve onu dışarı çıkarmak için harekete geçti.
Koridora adım atar atmaz karşılarına iki silahlı koruma çıktı. Emre, silahını hızlıca doğrulttu ve hiç tereddüt etmeden ilkini göğsünden vurdu. Koruma yere yığılırken, diğeri paniğe kapıldı ve silahını doğrultmaya çalıştı. Fakat Emre çoktan harekete geçmişti, ikinci kurşun korumanın kafasına saplandı. Koruma yere düşerken, Emre ve Hasan adımlarını hızlandırdı.
Her adımda Emre'nin nefesi hızlanıyor, vücudu savaş moduna geçiyordu. Yerde yatan her bedene, içlerinde taşıdıkları ihaneti görüyormuş gibi bakıyordu.
İlerlemeye devam ederken birkaç koruma daha karşılarına çıktı fakat Emre her birini ustalıkla indirdi. İçindeki öfkenin karşısında hiçbirinin durması mümkün değildi. Bu öfke, bu kin hiçbir şeye benzemiyordu.
Hasan, gözlerinde acı dolu bir ifade ile Emre'ye doğru baktı. "Bu kadar ölüm, bu kadar kan... Aman Allah'ım," dedi. "Bu aklıma gelen son şeydi doğrusu." Bakışlarını daha sonra ilerledikleri yola çevirdi. "Emre, çıkışa yaklaşıyoruz. Dikkatli ol. Karşımıza daha fazla koruma ve özel asker çıkabilir."
Emre, Hasan'ın sözleri üzerine dişlerini sıkarak yola bakmaya devam etti. "Buradan çıkmak ve yaşamamız için gereken her şeyi yaparım. Önüme çıkana asla acımam. Bize, vatanımıza, bayrağımıza, insanımıza ihanet eden bu hainleri asla yaşatmam. İhanetin bedeli ölümden başka bir şey olamaz."
Karşılarına çıkan diğer korumaları da siper alarak öldürdüğünde Emre, binanın dışına adımlarını attılar. kapıdan dışarı adım attılar. İkisi de biliyordu ki savaş yaklaşıyordu. Savaşın gölgesi, artık enselerindeydi.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.58k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |