51. Bölüm

BÖLÜM 50

Ceren Oktay
yazarcerenoktay
(©Kıdemli Yazar)

24.10.2024, 18:54

Savaşın Gölgesinde'nin ellinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Instagram hesabım : yazarcerenoktay

Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)


Emre ve Hasan, binanın dışına adım attıklarında esen rüzgar yüzlerine vurdu. Emre'nin zihninde hâlâ biraz önce yaşananların yankısı vardı, fakat şimdi öncelikleri belliydi: Hasan'ı güvende tutmak ve kanamayı durdurmak.

Emre, Hasan'ı dikkatlice destekleyerek park ettikleri araca doğru yöneldi. İkisi de yorgundu ama mücadele henüz bitmemişti. Hasan’ın sol omzundan akan kan, Emre'yi daha da acele etmeye zorluyordu. "Dayan dostum," dedi Emre, arabanın kapısını açarken. "Buradan hemen uzaklaşıp seni güvenli bir yere götüreceğiz."

Hasan, bitkin bir şekilde başını salladı ve koltuğa yaslandı. Emre, araca bindi ve hızla motoru çalıştırdı. İlerlemeye devam ederken, gözleri yoldan hiç ayrılmadı.

Bir süre daha ilerlemelerinin ardından Emre "Bir köy var," dedi ileride beliren birkaç ışıktan bahsederek. "Orada duracağız. Yardım alabileceğimiz birileri olmalı."

Yol boyunca sessizlik hâkimdi. Emre'nin zihni, etrafında olup bitenlere odaklanmaya çalışırken Hasan'ın ağır nefes alışlarını duyuyordu. Her şey çok hızlı gelişmişti. Emre, Hasan’ın yarasını görmezden gelemezdi; daha fazla kan kaybederse durumu kritikleşebilirdi.

Köye yaklaştıklarında birkaç eski taş ev ve sarı ışıkların aydınlattığı dar sokaklar ortaya çıktı. Emre aracı köyün biraz dışına park etti, motoru durdurdu ve Hasan'a döndü. "Seni burada bekletmemem gerek ama yardıma ihtiyacın var. Hemen bir yer bulmalıyız."

Hasan, acıyla gözlerini kıstı. "Sen halledersin, Emre... Sana güveniyorum." Zayıfça gülümsedi, ardından başını geriye yasladı.

Emre hızla dışarı çıktı, kapıyı sertçe kapatarak en yakındaki evlerden birine yöneldi. Kapıyı çalmasından sonra içeriden ayak sesleri duyuldu. Yaşlıca bir adam kapıyı açtı, gözlerinde şaşkın bir ifadeyle Emre’ye baktı. "Yardımınıza ihtiyacımız var," dedi Emre, aceleyle. "Arkadaşım yaralı. Kan kaybediyor."

Adam bir an duraksadı, sonra hızlıca kapıyı açarak onları içeri davet etti. "Getirin onu," dedi kararlı bir sesle. "Eşim hemşiredir, hemen ilgilenebiliriz."

Emre, Hasan'ı arabadan dikkatlice çıkardı ve adamı gördükleri eve doğru yürüdü. İçeri girdiklerinde, evin sıcak atmosferi, yaşadıkları kaosu bir an için hafifletir gibi oldu. Yaşlı adamın eşi, elindeki malzemelerle hızla yanlarına geldi. "Onu şuraya yatırın," dedi ve Emre'nin yardımıyla Hasan'ı geniş bir kanepeye yatırdılar.

Kadın, Hasan'ın giysilerini dikkatlice çıkardıktan sonra yarayı dikkatlice inceledi. Daha sonra hemen müdahaleye başladı.

Emre, o saniyelerde çok gergindi ve nefesini tutmaya devam ediyordu. Hasan'ın bilinci yerindeydi ama ağrı çektiği her halinden belli oluyordu. "Biraz sabır," dedi kadın sakin bir sesle. "Bu yarayı dikeceğim ama önce kanamayı durdurmamız ve kurşunu çıkarmamız lazım."

Emre, kadının işini yapmasını izledikten sonra gözlerini dışarıdaki, karanlık köy yoluna çevirdi. Ne zaman saldırıya uğrayacaklarını ya da Sofia’nın hayatta kalan adamlarının peşlerine düşüp düşmeyeceğini bilmiyordu.

Aklında beliren bu karanlık düşüncelere rağmen, şu anda Hasan'ın hayatta kalması her şeyden önemliydi.

Bir süre sonra kadın işini bitirdi ve Hasan'ın üzerine temiz bir battaniye örttü. "Şimdilik güvendesiniz," dedi sakin bir şekilde. "Fakat dinlenmesi gerek. Bu kadar kan kaybetmek tehlikeli olabilir."

Emre başını salladı, kadına teşekkür ederken içindeki öfke hâlâ yatışmamıştı. "Bize burada ne kadar zaman tanırsınız bilmiyorum," diye düşündü içinden. Ama bir şey kesindi: Savaş daha yeni başlıyordu ve bu köy onların tek sığınağı olmayacaktı.

Bölüm : 27.12.2024 20:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...