26.10.2024, 14:47
Savaşın Gölgesinde'nin elliüçüncü bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Instagram hesabım : yazarcerenoktay
Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)
Emre, birliğini topladıktan sonra üsten ayrılarak şehrin merkezine doğru yola koyuldu. Bu gizli görevde ekibiyle birlikte hareket ederken, sadece Albay'a bilgi verilmişti. Albay, konuyu diğer üst düzey yetkililere iletmiş, ancak operasyonun tüm detayları dışarıya sızmadan, tamamen gizlilikle yürütülmesi sağlanmıştı. Emre ve ekibi bireysel hareket ediyor gibi görünse de, aslında tüm plan arka planda üst rütbeliler tarafından destekleniyordu.
Şehrin merkezindeki kalabalık kafelerden birine geldiklerinde, Emre kendilerine sakin ve gözlerden uzak bir köşe seçti. Hasan da onlarla beraberdi, yüzündeki yorgunluk ifadesine rağmen duruma odaklanmıştı. Emre, konuşmaya başlamadan önce çevreyi dikkatlice gözden geçirdi ve ekibin dikkatini çekerek alçak bir sesle konuşmaya başladı.
"Bildiğiniz üzere siteleri ve grafik tasarımlarını yapabilmemizi için bir takım ekipmanlara ihtiyaç duyuyoruz," dedi Emre.
Ekip, Emre’nin söylediklerini ciddiyetle dinliyordu. Her biri görevin öneminin farkındaydı ve en ufak bir ayrıntıyı bile kaçırmak istemiyordu.
Emre, konuşmasına devam etti.
"Bu ekipmanları hızlı bir şekilde temin etmemiz gerek. Her birinize almanız gereken ekipman, yazılım ve programları iletmiştim. Lütfen itina ve özen gösterin. Hiçbir şekilde sıkıntı yaşanmasını istemiyorum."
Birlik üyeleri, alınacak ekipmanları biliyorlardı, bundan dolayı gidecekleri yere gitmek için hazırdılar.
"Pekala," dedi hepsinden gerekli onayı almasının ardından Emre. "Herkes, teçhizatları almak için gitmesi gereken yerlere dağılsın. Toplanma noktamız bu işlemler tamamlanıp ekipmanlar araca yüklendikten sonra yeniden burası olacak. Aman gözünüzü seveyim dikkati elden bırakmayın da ekipmanlara zarar gelmesin."
Emre'nin şifreli konuşmasının ardından ekip üyeleri ayaklandı ve farklı yönlere gitmek için kafeden ayrıldılar. Hasan, Emre’yle kaldı ve şehirde gözlerden uzak, güvenli bir yer bulmak için harekete geçti. Bu yeri bulmak için görev onlara verilmişti. Üsleri bu konuda onlara güveniyor ve bulacakları yerin hem gözlerden uzak hem de güvenli bir yer olacağına inanıyorlardı.
Onlar bunu yapmaya devam ederken, Hasan'ın birliği ise hem onları hem de diğer ekip üyelerini tehlikelere karşı korumak amacıyla dağılmıştı. Her biri farklı bir ekip üyesini izliyor ve çevresinde belli etmeden dolaşıyordu. Aralarında bulunan mesafe, asla dikkat etmeyecek şekildeydi. Böylece onları takip ettikleri belli olmuyordu.
Emre ve Hasan, kendilerini izleyen kişilerin gözetiminde bir süre şehirde dolaştıktan sonra, eski bir binada kimsenin yaşamadığı bir daire buldular. Çevredeki evlere bakıldığında buranın dikkat çekmeyeceği aşikar görünüyordu. Hem çevrenin durumu hem de binanın sessizliği, burada rahatça çalışabileceklerine dair Emre’ye güvence verince Hasan'a düşüncelerini sordu. Hasan da Emre gibi düşünmekteydi. Burası onların çalışmaları için ideal bir alandı.
Dairede rahatsız edilmemeleri için gereken işlemleri yapmalarının ardından (dairelerin sahibine ulaşıp sahte kimlikle bir yıllık kiralama işlemiydi bu ve ödeme nakit olarak gerçekleştirilecekti) dairelerin anahtarını alıp dairelerin içine göz atmaya başladılar. İçi küflü ve pek de bakımsız olan bu daireler, yapılacak olan ufak tefek temizlikle kullanmaları açısından rahat hale gelecekti. Hemen temizlik için kolları sıvadılar, gereken işlemleri hızlıca yaptılar. Kullanacakları daire önceki halinden daha iyi bir hale geldiğinde ekip üyelerinden gereken malzemelerin alındığına dair haberler gelmeye başlamıştı.
Herkes buluşma noktasına geldiğinde tekrardan, Emre her şeyin alındığından emin oldu. Kendilerine verilen şifreli konuşmalarla ekipmanları elde ettiklerinden emin olunca kafeden ayrılmak için harekete geçtiler. Maddi olarak sıkıntı yaşamaları gibi bir durum olmadığından her şeyin en iyisi ve en güçlüsü temin edilmişti.
Kendilerine tahsis edilen araca ekipmanların yüklenmesinin ardından farklı araçlara binerek kiralanan daireye doğru ilerlemeye başladılar. Tekrardan takip edilmeleri gibi bir durum söz konusu olmaması adına hepsi farklı zamanlarda eve varacaktı. Son derece kontrollü ve dikkatli hareket etmeleri gerekiyordu.
Hepsi kendilerine belirtilen saatlerde adrese vardığında, alınan ekipmanları kurmak için harekete geçtiler.
Hasan’ın bulduğu cihazı kullanmak için hazırlıklara başladılar ve alınan bilgisayarları, güvenlik sistemlerini ve diğer araçları dikkatlice dairenin içine yerleştirdiler. Bu operasyonun ne kadar hassas olduğunun farkında olan Emre, tüm birliğe yazılı olarak uyarıda bulunmayı ihmal etmedi.
"Buradan elde edeceğimiz bilgiler belki de bu görevin kaderini değiştirecek. Kimsenin bizden şüphelenmemesi için profesyonelce ilerlemeye devam etmeliyiz. Cihazın içindeki ve cihazı kullanarak elde edeceğimiz her bilgiyi, bizleri yok etmek için çabalayan düşmanlarımızı geri püskürtmek için kullanacağız. Bunu yaparken en ufak bir hata bile geri dönülmez sonuçlar doğuracağından son derece dikkatli olmamız gerekiyor."
Ekip üyeleri, Emre’nin tahtaya yazdığı sözlerin önemini çok iyi anlamışlardı. Bu gizli operasyonda her birinin görevi belliydi ve birlikte adım adım ilerleyerek görevlerini tamamlayacaklarına dair birbirlerine güveniyorlardı.
Tüm hazırlıklar tamamlandığında, Emre kendisi için tahsis edilen cep telefonunu çıkarıp Cengiz'i aradı. Telefonun açılmasının ardından "İyi akşamlar Talat Bey," dedi.
Cengiz, Emre'nin sesini duyunca bir şeylerin yolunda gitmediğini anladı. Farklı bir numaradan arayıp daha önce konuştuğundan farklı bir şekilde konuşması, üstelik farklı isim kullanması dikkatini hemen çekti.
"İyi akşamlar," dedi Cengiz.
"CV dosyanız incelendi. Bizimle çalışmanızda herhangi bir sorun görülmedi. Yarın sabah saat sekizde sizi ofisimizde bekliyoruz."
Cengiz, Emre'nin sözlerinin ardından bir an için ofis mi diye düşündü. Daha sonra zihni ona verilecek bir adres olmalı, diye düşündürdü.
"Başvurum online olduğu için ofisinizin adresini tam olarak bilmiyorum. Bana gönderme şansınız olur mu acaba?" diye sorduğunda Cengiz, Emre "Tabii Talat Bey. Adresi size ileteceğim," dedi. "Unutmayın. Yarın sabah saat sekizde sizi ofisimizde bekliyoruz."
"Teşekkür ederim," dedi Cengiz. "Muhakkak geleceğim."
Cengiz, telefonun kapatılmasının ardından kendisini düşünceleri ile boğuşurken buldu. Neler oluyordu anlamamıştı. Neler olduğunu, neler yaşandığını öğrenecekti. Öğreneceği şeyler her neyse bundan hoşnut olmayacağının farkındaydı.
O gün, Emre ile konuşmasında Emre'nin tedirgin çıkan sesi ve sözlerinin üzerinden tam olarak dört gün geçmişti. Emre, her ne planlıyorsa ve ne yapılıyorsa bu şey belli ki hallolmuştu. Bundan dolayı da Emre onunla iletişim kurmuştu. Üstelik Emre, onunla iletişime geçtiğine göre yeniden Cengiz'in saha dışında kendisine söylediği gibi çalışma işini de ayarlamış olmalıydı.
O gün dinlenmeye çalışırken gözüne bir türlü uyku girmedi Cengiz'in. Evden çıkana kadar akla karayı seçti. Nihayet evden çıktığında kendisine iletilen adrese doğru gidiyordu. Bu adres, Emre ve birliğinin bulunduğu adresten çok uzaktı. Aktif şekilde tasarım ve reklam işi yapmakta olan bir şirkete aitti.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.63k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |