29.10.2024, 23:25
Savaşın Gölgesinde'nin atmışıncı bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Instagram hesabım : yazarcerenoktay
Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)
Birlik üyeleri, karanlıkta hızla ilerlerken araçların sessiz motorları çevredeki gecenin sessizliğiyle uyum içinde hareket ediyordu. Kerem, yanında oturan Elif’e anlık bakış atarak rahatlamaya çalıştı. Yanında Elif'in olması onu hem rahatlatıyor hem de geriyordu. Elif'e bir şey olmasını istemiyordu, aynı şekilde kendisine de. Ne zaman Elif ile konuşsa, kalbi göğsünden çıkacakmış gibi atıyor, yüreği pır pır ediyordu. Sanki göğsünde heyecanlı bir kuş vardı da uzaklaşmak için çırpınıp duruyordu. Kerem, bu kuşun duyguları olduğunun farkındaydı. Nitekim duygularını kabul etmek ile etmeme arasında sürekli gidip gelmekteydi. Ona göre vatani vazifeler, bayrağı ve insanları daha önde geliyordu. Nitekim Elif'in gözlerine baktığında kızın da kendisine baktığını görmesi, çekimser tavrı ama bunu belli etmemeye çalışması, aklının karışmasına sebep olmaktaydı.
Onlar ilerlemeye devam ederken Emre, hemen yanında oturan Cengiz'e baktı. Göreve katılmak için geri dönen Cengiz’in varlığı, Emre’nin omuzlarındaki yükü hafifletmiş gibiydi. Emre, ona bir şey olmadığı için hem çok mutluydu hem de kendilerini şanslı hissediyordu.
Birlik üyeleri görev gölgesine gitmek adına helikopter pistine vardığında, hızlı ama dikkatli bir şekilde araçlarından indi. Karşılarındaki pistin üzerinde, onları taşıyacak olan kamuflajlı helikopter bekliyordu. Tüm ekip sessiz ve çevik hareketlerle ilerlemeye devam edip helikoptere bindi. Yüzbaşı Ali, birlik üyelerine kısa bir bakış attıktan sonra kulaklığını takarak pilotla konuşmaya başladı. “Kalkış için hazır mıyız?” diye sordu.
Pilot, "Evet. Kısa sürede bölgeye varacağız,” dedi.
Helikopter yerden havalandığında, ekip sessizdi. Tek kelime etmiyordu.
Ali, hazırladıkları planları ve sorumlulukları tekrar gözden geçirerek herkesin kararlılıkla ona bakışını izledi. Burak, kolundaki saate bir göz attıktan sonra yanındaki Caner’e döndü ve “Bu defaki gezimiz her zamankinden daha uzun sürecek ha?” diye sordu. Caner, başını iki yana salladıktan sonra "Haklısın," dedi. "Bana da öyle geliyor."
Helikopter hızla karanlık dağların üzerinde ilerlerken, Cengiz ve Emre birliğin ilerlediği yolda onları takip etmeye başladı. Bu, operasyonun pürüzsüz ilerlemesi için son derece dikkatli olmaları gerekiyordu.
Fırtına Birliği, hedef bölgenin yakınlarına vardığında, helikopter gürültüsünün dikkat çekmemesi için sırtlarına taktıkları paraşütleri açmak üzere harekete helikopterden atladılar. Hepsi paraşütü açması için uygun mesafeye yaklaştığında paraşütlerini açtı ve dikkatli bir iniş gerçekleştirdi.
Ayakları yere değen fırtına birliği, hızla paraşütlerini geri çantasına koyup gece görüş dürbünleriyle çevreyi gözlemlemeye başladı. Bulundukları yerde çok fazla ağaç vardı. Ellerinde bulunan haritaya göre, görev bölgesine varmaları için birkaç kilometre yürümeleri gerekecekti.
Yüzbaşı Ali önde ilerlerken, tüm birlik dikkatle ilerlemeye devam etti. Sessizliğin içinde sadece nefes sesleri ve gecenin esen soğuk rüzgarı vardı.
Bir süre sonra ekip, haritada belirlenmiş olan güney sızma noktasına ulaştı. Güney girişindeki güvenlik nöbetçileri birkaç metre ötedeydi, pervasız bir şekilde dolaşıp sözde devriye gerçekleştiriyorlardı. Ali, Elif ve Kerem’e ilerlemeleri için ilk işareti verdi. Bunun üzerine Kerem ile Elif, ellerinde tuttukları silahlarını hızlıca tutarak sessiz ve dikkatli adımlarla nöbetçilere doğru yaklaştılar. İlk saldırı, kendisini gizleyen ve varlığını belli etmeyen Kerem'den geldi. Kerem, elinde tuttuğu tüfeği ile ateş edip karşısındaki düşmanı indirdiğinde bir başkası daha ne olduğunu anlayamadan Elif'in saldırısına uğradı. Elif, düşmanı vurup etkisiz hale getirdiğinde geriye alanda iki kişi kalmıştı. Onlar, ne olduğu anlamak için ellerindeki silahlarla ilerlerken Kerem ve Elif, onlara nişan aldı. Biri arkadaki hedefi diğeri ise ön tarafta yürüyeni indirip etkisiz hale getirdiğinde, batıdaki mühimmat depolarına sızıp düşmanları etkisiz hale getirme görevini üstlenecek olan Yüzbaşı Ali ve Caner harekete geçti.
Tıpkı Elif ve Kerem gibi, dikkatli bir şekilde ilerliyorlardı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.62k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |