05.11.2024, 15:47
Savaşın Gölgesinde'nin altmışaltıncı bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Instagram hesabım : yazarcerenoktay
Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)
Helikopter, karanlık gecede sessizce süzülürken Elif, Kerem'in yüzünü düşünmekten kendini alamıyordu. Gözlerini kapattığında, onun zorlukla gülümseyen yüzü, "Sakın endişelenme" derkenki sesi zihninde yankılanıyordu. Onun bu durumda olmasına kendini suçlamadan duramıyordu, ancak Serkan'ın yanında olması, ona destek veriyordu. Serkan, Elif’in omzuna hafifçe dokunarak ona kendini daha güçlü hissetmesini sağladı.
Yüzbaşı Ali ise sakin ve kararlı bir şekilde Emre'yle iletişim kurmaya devam ediyordu. "Komutanım, elimizdeki bilgileri daha detaylı analiz edeceğiz, ancak ilk gözlemlerimize göre düşman, Negatronium Kristalleri’ni yalnızca enerji değil, aynı zamanda bir tür biyolojik ve kimyasal silah olarak da kullanmayı amaçlıyor gibi görünüyor," dedi.
Emre, duydukları üzerine büyük bir şoka uğradı. "Bu bilgi çok önemli, Ali. Elde ettiğiniz tüm bilgileri detaylıca incelememiz gerekiyor. Alana geri döndüğünüzde her şeyi detaylı bir rapor haline getirin," diye yanıtladı.
Bu konuşmalar sırasında Elif, Kerem’in yaralı haldeyken bile kendisini korumak için verdiği çabayı hatırladı ve yüreğinde bir kez daha ona karşı duyduğu sevgi ve hayranlık dalgalandı. Kerem’in böyle bir görevde yaralanmasını içten içe kendisine yüklüyordu, ama aynı zamanda onun cesareti ve dirayeti, Elif’i bu mücadelede güçlendiren bir etken olmuştu. O güçlü durmalıydı; çünkü Kerem’e olan borcu buydu.
Helikopter aracın bulunduğu alana yaklaşırken Emre, kulaklığından tekrar tüm ekibe seslendi. "Hepiniz görev boyunca cesur ve kararlıydınız. Bu birliğimiz adına gurur duyulacak bir başarıdır. Ancak göreviniz dediğim gibi henüz bitmedi. Artık gelince detaylıca konuşmaya devam ederiz."
Emre’nin bu sözleri ekipte bir süre sessizliğe yol açtı. Hepsi bu görevin sadece bir operasyon olmadığını, daha büyük bir mücadelenin ilk adımı olduğunu hissediyordu. Elif’in aklındaki tek şey ise Kerem'in yaşamasıydı. "Bu daha başlangıçsa, Kerem’in bu yolda bana daha çok ihtiyacı olacak," diye düşündü. Kendi içinde, ona karşı duyduğu hisleri kabul ediyor, Kerem’i kaybetmemek için bolca dua ediyordu.
Helikopter yere indiğinde, ekip hızlıca inip araca bindi. Daha sonra gecenin karanlığından yararlanarak güvenli eve doğru ilerleyişe geçtiler.
Eve varmalarının ardından Emre, onları karşıladı.
Ellerindeki evrakları ve kristali bırakmalarının ardından, Emre bakışlarını Elif'e çevirdi. “Kerem'in ameliyatı devam ediyormuş,” dedi.
Elif, Emre'nin sözleri üzerine derin bir nefes aldı. Kendisini toparlamaya çalıştı. Güçlü dürmalıydı. Buradaki her başarı, Kerem yaşarsa eğer onu fazlasıyla mutlu edecekti. Buna inanıyordu.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.58k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |