BÖLÜM 70

09.11.2024, 22:54

Savaşın Gölgesinde'nin yetmişinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.

Instagram hesabım : yazarcerenoktay

Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)

Emre, birliğiyle birlikte çalışmalara kısa bir ara verip daha önce konuştukları bir konuda harekete geçme kararı aldığında, hava aydınlanmak üzereydi.

Bu konu Selahattin Ağa’nın kızına eğitimi konusunda verdiği sözleri yerine getirmeyi içeriyordu. Eğer bunu bugün yapmazlarsa ne zaman yapabileceklerini bilmediklerinden bu kısıtlı vakitte verdikleri sözü yerine getirmenin doğru olan şey olduğuna inanıyorlardı.

Birlik, Ayşe'nin başarılı olması için ders materyallerine, eğitim kitaplarına ve gerekli kaynaklara ulaşmasının ne kadar zor olduğunu öğrenmişlerdi. Özellikle bölgedeki imkânların kısıtlı olması ve kızın derslerde ilerlemesi için yeterli materyal bulamaması, Emre ve Fırtına Birliği için önemli bir meseleyi gündeme getirmişti. Bu genç kızın eğitimine katkı sağlamak, onun daha iyi bir geleceğe sahip olması için atacakları adımların bir parçasıydı.

Emre, Ayşe’nin eğitimde ihtiyaç duyduğu her şeyi organize edebilmek için birliğe gerekli talimatları verdi. Bu görev, diğer operasyonlardan ya da zorlu askeri görevlerden farklıydı; burada savaş yoktu, cephane yoktu, stratejik hamleler yerine insani bir yaklaşım vardı. Emre, bu görevi belki de diğerlerinden daha önemli bir yere koyarak ekibi motive etti. Ayşe’nin geleceğini aydınlatmak ve onun da kendi topluluğunda bir fark yaratmasına yardımcı olabilmek için ellerinden geleni yapacaklardı.

Birlik, eğitim materyalleri ve kaynakları toparlamak için hızlı bir şekilde organize oldu. Emre, Hasan’a dönerek, "Bu sefer kurşunlardan ya da düşmanlardan korunmak zorunda değiliz Hasan, ama yine de görevimiz son derece önemli. Ayşe’nin ihtiyaç duyduğu kitapları ve materyalleri artık ona ulaştırmamız gerekiyor," dedi. Hasan, bunu büyük bir görev bilinciyle kabul etti.

Ayşe için toplanan kitaplar arasında matematik ve fen dersleri için gerekli kaynaklar, Türkçe ve edebiyat eserleri, hatta sosyal bilgiler ve tarih kitapları bile vardı. Birlik, her detayı düşünerek eksiksiz bir koleksiyon hazırladı. Pek çok soru bankası, konu anlatımlı kitaplar derlenmişti.

Bunların yanında, Emre, Hasan’ın tanıdığı ve güvenilir birkaç askerden yardım istemeye karar verdi. Emre, zaman sıkıntısı ve birliğin yoğun iş programı sebebiyle Ayşe’ye kendileri gitme imkânı bulamamıştı, ancak en kısa sürede ziyaret edeceklerini içtenlikle vaat etti. Emre, kendilerinin gelemeyeceklerini iletmek adına bir not yazdı. Notta, Selahattin Ağa'ya ve ailesine selamlarını iletip, en kısa sürede onları ziyaret edeceklerini ve Ayşe'nin eğitimine devam etmesini yakından destekleyeceklerini belirtti.

Eğitim materyalleri, Hasan’ın tanıdığı birkaç askere emanet edildi. Bu askerler, Emre'nin ve birliğin samimiyetini yansıtan bir dikkat ve özenle Selahattin Ağa’nın köyüne doğru yola çıktılar. Yol boyunca Ayşe’nin eğitimine sağlayacakları katkının, onun hayatında yaratacağı değişimin önemini düşündüler. Özellikle köy gibi eğitim kaynaklarının sınırlı olduğu bir yerde büyüyen bir kız için bu destek, onun geleceğine yapılmış büyük bir yatırım niteliğindeydi.

Askerler, Selahattin Ağa'nın evine ulaştığında, onları karşılayan misafirperver bir atmosferle karşılaştılar. Selahattin Ağa, kapıda durarak askerleri içten bir şekilde selamladı. Askerlerden biri, Emre’nin bıraktığı notu dikkatlice Selahattin Ağa'ya uzatarak, "Selahattin Ağa, Emre Komutan ve Fırtına Birliği size selamlarını iletti. Yoğun programlarından dolayı şu an gelemediler ama size ilk fırsatta uğrayacaklarını söylediler," dedi. Selahattin Ağa, Emre ve birliğine olan minnettarlığını belirterek, "Selam olsun onlara," dedi. "Hiçbirinin ve sizlerin hakkınızı ödeyemeyiz. Allah hepinizden razı olsun."

Askerler, getirdikleri kitap ve materyalleri Ayşe'nin odasına özenle yerleştirdiler. O saniyelerde Ayşe’nin gözlerindeki mutluluk ve heyecanı görmek hepsini derinden etkiledi. Genç kız, ilk kez bu kadar kapsamlı eğitim materyallerine sahip olmanın gururunu yaşıyordu. Her bir kitabı incelerken gözleri parlıyor, geleceğinin daha güzel olacağını bildikçe ışıldadıkça ışıldıyordu.

Kitaplara dikkatle dokunarak, “Bunlar benim geleceğim için mi?” diye sordu. Askerlerden biri gülümseyerek, "Evet, senin için Ayşe. Bu kitaplarla çalıştıkça kendini geliştirecek, ileride güçlü ve ülkeye faydalı bir kadın olacaksın inşallah," dedi.

Selahattin Ağa, gözlerinde şükran dolu bir ifadeyle askerlere teşekkür etti. "Emre ve birliğinin bu desteği, bizim için büyük bir lütuf. Allah, onların ve sizin yolunu açık etsin," diyerek dualarını iletti.

"Biz bizden istenen şeyi yapıyoruz," dedikten sonra diğerlerine göre daha iri bir asker "Ayrıca," diyerek konuşmaya devam etti. Bu üç asker, kendilerine söylenen şeyleri yapmalarının haricinde son bir görevlerinin kaldığını biliyorlardı. Hep birlikte Ayşe'nin eğitimi için ayrıca satın alınan online eğitimleri nasıl kullanacağını Ayşe'ye anlatmaları gerekiyordu. Öyle de yaptılar. Daha sonra Ayşe'ye bu eğitimleri kullanırken tasalanmaması gerektiğini ilettiler. Tüm masraflar karşılanmıştı, karşılanmaya da devam edecekti.

Bu online eğitimler, ders kitapları haricinde Ayşe'nin geleceği için ekstra fayda sağlayacaktı.

Görevleri tamamen sona eren askerler, Selahattin Ağa'dan tekrar helallik alıp evden dışarı çıktılar. Görevlerini tamamlamanın ve genç bir kızın eğitim hayatına ışık tutmanın mutluluğuyla, köyden ayrıldılar.

Yola çıktıklarında hepsi mutlu ve huzurlu görünüyordu. Bir süre ilerledikten sonra Emre ile iletişim kurup olan biteni anlattılar. Emre, duyduklarının ardından çok mutlu oldu. Olan biteni ekibine anlattığında, hepsi neşelendi. Yaşadıkça Ayşe'ye ellerinden gelen desteği vermeye devam edecek ve onun güçlü, kendi ayakları üzerinde duran ve ülkesine faydalı bir kadın olması için ellerinden geleni yapacaklardı.