11.11.2024, 14:31
Savaşın Gölgesinde'nin yetmişüçüncü bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Instagram hesabım : yazarcerenoktay
Hepinizin takiplerini, videolarıma beğeni, kaydet, yorum ve anket desteklerini bekliyorum. :)
Kerem gözlerini açtığında, odada yalnızca doktor ve hemşireleri gördü. Bir an için rüyanın etkisinden çıkamamış gibiydi; zihni hala ailesiyle yaptığı o duygusal konuşmanın yankılarıyla doluydu. Ancak odadaki sessizlik ve yalnızlık, onu hızlıca gerçek dünyaya geri çekti. Etrafına bakındı, ama tanıdık hiçbir yüz göremedi.
Bir süre sonra, başucunda duran doktor nazik bir ifadeyle ona doğru eğildi. "Kendine geldin, Kerem. Güçlüsün, bu iyi bir işaret," dedi, sesinde rahatlatıcı bir ton vardı. Kerem’in gözleri doktora odaklandı ve yavaşça dudaklarını aralayarak konuştu.
"Neler oldu? Buraya nasıl geldim?" diye sordu, sesi kısık ve hafif kırılgan çıkmıştı. Sanki yaşadıklarını yeni yeni kavrıyordu.
Doktor, elindeki notları kontrol ederken sakin bir sesle konuştu. "Ağır bir yaralanma geçirmişsin. Ekibin seni buraya zamanında ulaştırdı. Durumun iyi görünüyor, ama yeni uyandığın için her şeyin yolunda olduğundan emin olmak adına kontrolleri sürdüreceğiz."
Kerem, doktorun gözlerinde bir parça güven verici bir ifade gördü, ama yaşadıklarının ağırlığı hala omuzlarına çökmüş gibiydi. Bedeninin yorgunluğunu hissediyor, ama zihnindeki boşluğu bir türlü dolduramıyordu. Doktorun söylediklerini işitiyordu ama tam olarak kavrayamıyordu. Bir an için odadaki yalnızlığın farkına vardı; ne Ali vardı, ne de tanıdığı bir yüz. Yalnızca kendisi ve yaşadıklarıyla baş başa kalmış gibiydi.
Doktor, Kerem’in yüzündeki kararsız ifadeyi fark edince ona güven verici bir bakışla, "Dinlenmeye çalış, Kerem. Vücudun iyileşme sürecinde. Fiziksel olarak iyi görünüyorsun, ama ruhsal olarak toparlanman zaman alabilir. Bu süreçte kendine zaman tanı," dedi.
Kerem, başını yavaşça salladı ama içindeki ağırlığı bir türlü silemiyordu. Rüyada gördüğü ailesiyle yaşadığı o kısa anı, onların seslerini, yüzlerindeki huzuru hatırladı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı; bu yalnızlık anında, onların ona verdiği gücü yeniden hissetmeye çalıştı. Belki fiziksel olarak yanında değillerdi, ama kalbinde bir yerlere onların varlığını kazımıştı.
Doktor, son bir kez Kerem’in yüzüne baktıktan sonra, "Sana ihtiyacın olan zamanı ve bakımı vereceğiz. Her şeyin yoluna girmesi için buradayız. Kendini zorlamadan, sabırla iyileşme sürecine odaklan, tamam mı?" diyerek ona nazik bir şekilde gülümsedi.
Kerem yorgun bir ifadeyle başını tekrar salladı. Anlaşılan, birliği bir süre daha burada olamayacaktı.
"Onlara haber verdiniz mi?" diye sorduğunda doktora "Kime haber verdik mi?" diye sorduğunu işitti.
"Birliğime. Birlik arkadaşlarımın uyandığımdan haberi var mı?"
"Konu ile ilgileniyoruz. Haber vereceğiz," dedikten sonra doktor, Kerem'in durumunu saptamak adına birkaç fiziksel test etmeye başladı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.59k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |