06.10.2024, 23:02
Savaşın Gölgesinde'nin sekizinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Not : Bu kitap savaş, askeri birlik, askerler, inanç, vatan ve bayrak sevgisi, aşk ve nefret gibi temaları içermektedir. Eğer ki askeri kurgu arayışındaysanız sizin için uygundur.
Hasan derin bir nefes alıp başını hafifçe öne eğdi. Yılların yükü omuzlarına çöküyordu sanki. Gözlerini Emre’nin gözlerine diktiğinde, sanki ona vereceği cevap dünya kadar ağırdı.
“Bu kişi... Emekli Genelkurmay Başkanı Erhan Timur,” dedi sonunda, sesi tedirgin ama kararlıydı.
Duyduklarının ardından Emre’nin yüzüne inanmazlık ve şok dalgası yayıldı. Erhan Timur... Kesinlikle yanlış duymuş olmalıydı. Ömrünü vatanı, insanı için harcamış, büyük fedakarlıklar yapmış bir komutan böyle bir şeyi yapmış olamazdı. Onun ismi saygı ve gururla anılırdı. Emre de onu çok sever ve saygı duyardı. Bundan dolayı Hasan'ın söylediklerine inanası gelmiyordu. Şaşkınlıkla "Selim Taşçı mı? Bu imkansız... O, yıllarca bu ülkeye hizmet etti. Nasıl böyle bir şey yapar?" dedi.
Hasan gözlerini yere indirdi, acı bir gülümsemeyle başını salladı. "Biliyorum, Emre. Biz de onun bu ihaneti yapabileceğine inanmakta zorlandık başta. Ama elimizdeki kanıtlar çok açık. O, bu sistemin derinliklerine inmiş birisi. Üstelik, yalnız da değil. Arka planda çok güçlü bağlantıları var. Onu ifşa edersek şayet, elimizdeki şeyleri kaybedebiliriz. Bundan dolayı bir süre daha sinsi bir şekilde ilerlemeyi sürdüreceğiz. İlerlerken de bunu kullanacağız."
Binbaşı Emre ve Binbaşı Sarp. bakışlarını Hasan'ın elindeki şeye çevirdiler. Hasan, elinde tuttuğu şeyi masanın üzerine bırakmasının ardından "Bu cihazı kullanarak dünyanın herhangi bir yerinden dinlemeler, özel hayatlara erişimler, en gizli sırları duymalar gibi pek çok şeyi gerçekleştiriyorlar. Hatta bu cihazı kullanarak her türlü kodlamanın, gizli verilerin de erişimini sağlıyorlar. Dünyanın pek çok yerinde bilinmemesi gereken bilgiler ele geçirildi bile." diyerek anlatmaya başladı.
Emre, duydukları ile bir kez daha şok oldu. Bu, bugün uğradığı üçüncü şok dalgasıydı. "Nasıl yani?" dedi cihazı işaret ederek. "Bu küçük şeyle mi bunu başarıyorlar?"
Hasan "Evet," diyerek Emre'yi onayladığında Emre peşi sıra konuşup "Ya şu anda konuştuğumuz şeyleri de duyuyorlarsa?" diye sordu.
Hasan "Bu mümkün değil," diyerek kendinden emin bir sesle konuştu. Bunun üzerine Sarp "Nasıl mümkün değil?" diye sordu.
"Bu cihazların şarj edilmesi gerekiyor kullanılabilmesi için. Sarj için de çok özel ve gelişmiş bir teknoloji kullanıyorlar. O teknolojiye erişim sağlayamadım ama o kadar uzun görevden sonra nihayet bunu ele geçirebildim. Şimdi bu şey nasıl kullanılıyorsa bunu tespit edecek ve o özel teknolojiyi bizim için yapabilecek bir ekibe ihtiyaç duyuyorum. Bu ekip kurulduktan sonra eğer bu şeyin nasıl çalıştığını ve nasıl şarj olduğunu çözebilirlerse hayatımız tamamen değişecek."
Emre, Hasan'ın sözleri üzerine bir an için düşündü. Gittikleri bazı operasyonlarda düşman kuvvetlerinin sağlam hazırlığının olması, zorlanmaları bundan mı kaynaklanıyordu yoksa? Eğer ki Hasan'ın dediği gibi bu teknolojiyi bilen kişiler varsa askeriyede ve içeriye sızdılarsa, dahası düşmanlarda da bu teknoloji varsa bütün bunların yaşanması çok normaldi.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.59k Okunma |
3.49k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |