21.10.2024, 00:06
Savaşın Gölgesinde'nin kırkbirinci bölümüne hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!
Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Yorumlarınızı satır aralarına yazmayı ihmal etmeyin.
Instagram hesabım : yazarcerenoktay
Hepinizin takiplerini bekliyorum.
Cengiz'in nefesi giderek sıklaşıyor, göğsündeki baskı dayanılmaz hale geliyordu. Elif hemen yanında belirdi, onun yüzündeki acıyı görür görmez eğildi. "Nefes... alamıyorum," diye fısıldadı Cengiz, her kelimeyi zor çıkarıyordu. Elif’in yüzü endişeyle dolmuştu ama kontrolü ele alması gerektiğini biliyordu.
"Lütfen sakin ol.. Derin nefes almayı dene," dedi Elif, sesindeki titremeyi bastırmaya çalışarak.
Cengiz yavaşça yere oturdu, bir elini göğsüne, diğerini yere dayayarak acıyı hafifletmeye çalıştı. O sırada Caner, Serkan, Kerem ve Burak da koşarak yanlarına geldiler. Hepsinin gözlerinde korku vardı, ama hiçbiri ne yapacağını bilmiyordu.
Daha en başında Cengiz'in durumunu gören ve ne olduğunu fark eden Yüzbaşı Ali, durumu hızla kavramıştı. "Hemen sağlık birimine haber verin!" diye bağırdı. Bunu duyan askerler, hızla hareket ettiler ve revire doğru koşmaya başladılar. Ali, tekrardan seslendi. "Nermin Doktor, acilen buraya gelsin. Kalp krizi geçiriyor."
Haberi alan Nermin doktor, yanındaki hemşireyle birlikte koşarken görüşlerine takıldı. İkisinin de ellerinde böylesi acil durumlarda kullandıkları müdahale çantası vardı.
Nermin, hızla diz çöküp Cengiz’in durumunu değerlendirdi. "Cengiz, nefes almakta zorlanıyorsun, ama sakin olman gerekiyor. Acının canını yaktığının da farkındayım. Merak etme. Hemen müdahale edeceğiz," dedi, sakin ama kararlı bir tonla.
Elif ve diğerleri biraz geriye çekildi. Hepsinin gözleri hala Cengiz’deydi.
Nermin, stetoskopunu çıkarıp Cengiz’in kalp atışlarını dinlerken hemşire de çantadan gerekli malzemeleri çıkardı. "Kalp atışları düzensiz," dedi Nermin, ardından genç hemşireye başıyla onay verdi. "İlk müdahaleyi yapmamız lazım. Bu sana biraz rahatlama sağlayacak, Cengiz."
Hemşire hızla damar yolu açtı ve Nermin, Cengiz’e bir aspirin verip ardından nitrogliserin spreyi uyguladı. "Bu ilaçlar kalp üzerindeki baskıyı azaltacak. Birazdan daha iyi hissetmeye başlayacaksın," dedi ve hemen ardından Cengiz’e oksijen maskesi taktı.
Cengiz’in nefes alış verişi zaman geçtikçe düzene girmeye başlamıştı nitekim hala istedikleri düzeyde değildi. Göğüs ağrısı tamamen geçmese de eskisi kadar şiddetli değildi ve canını yakmıyordu. O saniyelerde gözlerini hafifçe kapatmıştı, ama bilinci yerindeydi. Bu, iyi bir gelişmeydi.
Fırtına Birliği elemanları onu endişeyle izlerken, Nermin Doktor, Cengiz'in durumunu yakından takip etmeye devam etti.
Caner, Cengiz için endişeli olduğu için sabırsızca sordu: "Bu yeterli olacak mı?"
Nermin, başını salladı. "Durumu stabilize ettik ama bu sadece ilk müdahale. Cengiz’in hemen hastaneye gitmesi gerekiyor. Bu krizi atlatması için tam bir tedaviye ihtiyacı var."
Ali, başını salladı. O sırada üssün içinde bulunan helikopterin varlığındana dair haber aldı. Askeri Ambulansı bekleyecek kadar vakitleri yoktu. Cengiz'i dikkatlice sedyeye yerleştirmek için hareket ettiler.
Elif, Cengiz’in sedyeye taşınmasını izlerken, gözlerindeki endişeli bakışa engel olamıyordu. Bunu fark eden Yüzbaşı Ali, ona dönüp sakin bir sesle, "Merak etme. Cengiz güçlü bir adam, bu krizi atlatacak," dedi.
Elif, Ali’nin sözleriyle biraz olsun rahatlamıştı, ama Cengiz’in yavaşça uzaklaşan sedyesine baktığında içindeki endişeyi tam anlamıyla bastıramıyordu. Cengiz, birliğin içinde sadece bir dost değil, aynı zamanda bir ağabey gibiydi. Herkes onun iyileşmesini istiyordu ve bunun için dua ediyorlardı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
69.09k Okunma |
3.47k Oy |
0 Takip |
87 Bölümlü Kitap |