@yazardide
|
Önceki okulumdan istemeyerek ayrılmak zorunda kalmıştım. Çünkü müdür Bey ile anlaşamadığımız noktalar vardı. Bu meseleler ufak gibi görünse de vaktinde olmazsa herkesin başını ağrıtacak meselelerdendi. daha fazla dayanamadım istifa edip ayrıldım. Ben ayrıldıktan bir gün sonra Müdür Bey'i görevini yerine getirmeme gerekçesiyle görevinden almışlar.
Ben evde oturmak için dirsek çürütmedim masalarda. Hemen yeni bir iş bulmam gerekiyordu ama o kadar şanslıydım ki ben aramaya çıkmadan onlar beni telefonla aradılar.
-Merhaba, Süreyya Hanım'la mı görüşüyorum?
böyle bir telefon gelmesini beklemediğim için şaşkınca cevapladım telefondaki kadını
-Evet, ben kiminle görüşüyorum?
-Ben Aydınoğlu Kolejinin müdür yardımcısı Betül Duman. okulumuzda Edebiyat öğretmeni kadromuzda boşluk var acaba bizimle çalışmak ister misiniz?
-Betül Hanım, beni nasıl buldunuz?
-Yıllar önce bize CV'nizi bırakmışsınız anca ihtiyacımız olduğu için yeni arayabiliyoruz. teklifimize ne diyorsunuz?
-Bilemedim. Açıkçası Aydınoğlu kolejine CV bıraktığımı hatırlamıyorum ama...
-İsterseniz şöyle yapalım, siz gelin bir kahvemizi için bir de öyle konuşalım. Bugün müsait misiniz?
Randevulaşmıştık şuanda da oraya gitmek için hazırlanıyorum zaten. Altıma açık mavi midi boy bir etek, içime düz beyaz bir tişört, üzerime ceket ve ayağıma kış gününde olduğumuz için çizmelerimi geçirdim. Kemer, takılar ve çantayı da takınca hazırdım. Saçımı ve makyajımı sana konuşmaları anlatırken yapmıştım. evden çıktım, arabama bindim. telefondan konumu açıp Aydınoğlu kolejine doğru gitmeye başladım.
Yol yarım saat sürmüştü. okul Şehrin ortasında değildi ama çok ücra bir yerde de değildi. herhalde teneffüste olmalılardı çünkü öğrenciler okul bahçesinde dolaşıyorlardı. Ben binaya girecekken tatlı bir kız bana seslendi.
-Hoş geldiniz. Ben nöbetçi öğrenci Selin. Size nasıl yardımcı olabilirim.
-Selin'cim ben müdür yardımcınız Betül Hanım'ı arıyorum beni odasına götürebilir misin?
-Elbette, beni takip edin lütfen.
Selin beni odaya götürürken aynı zamanda bana sorular da soruyordu.
-Siz bir öğrencinin velisi misiniz? çok güzelsiniz.
-Teşekkür ederim ama sen daha güzelsin. Veli değilim, Betül Hanım'la bir şey konuşmamamız gerekiyor sadece. sen kaçıncı sınıfsın peki?
-11 oldum. Dersler çok zor. Ben sayısalcıyım matematikten soru kaçırmıyorum ama edebiyatı yapamıyorum. Çok zorlanıyorum. Ailem galiba özel hoca falan tutacak.
-Aslında edebiyat çok eğlencelidir.
-Valla ben daha çok acı çekiyorum edebiyatta. İşte geldik. Betül hocanın odası burası.
-Çok teşekkür ederim Selin'cim.
Selin görev yerine geri dönerken ben de kapıyı tıklatıp içeriden gelen "Gir" sesiyle içeriye girdim. Masasının başında çalışan Betül Hanım beni görünce gözündeki gözlükleri bir kenara atarak ayağa kalktı masasının önünde elimi sıktı.
-Hoş geldiniz, Süreyya Hanım. Geldiğiniz için teşekkür ederim.
-Hoş buldum, Betül Hanım. Ne demek rica ederim.
-Kahvenizi nasıl içersiniz?
-Az şekerli olsun lütfen.
Betül Hanım hemen telefona sarılıp kahve istediğimizi söyledi. sonrada kendi koltuğuna oturmak yerine benim karşımdaki koltuğa oturdu.
-Süreyya Hanım, bizim çok acil bir şekilde edebiyat öğretmenine ihtiyacımız var. eski öğretmenimiz biraz yaşlıydı, öğrencilerimiz onun derslerinden pek verim almadıklarını bize iletiyorlardı ama adamcağızın ekmeğiyle oynamak istemedik ki o da hakkın rahmetine kavuştu, aramızdan ayrılmak zorunda kaldı.
-Çok üzüldüm.
-Biz de çok üzüldük ama bizler birer eğitimciyiz. kendimizden önce öğrencilerimizi düşünmeliyiz. Bizim öğrencilerimizin çoğu sayısalcı ama biliyorsunuz ki edebiyat ve tarih olmadan bu gemi yürümez. İşte bizim gemimiz şuanda su alıyor Süreyya Hanım. Lütfen bizimle çalışın da bu gemiyi sağlam bir limana beraber götürelim.
-Betül Hanım, elbette. Öğrenciler için her şeyi yaparım.
-Maaş konusunu hiç dert etmeyin. Ortalamanın çok üzerinde bir maaş ödeniyor bütün öğretmenlere.
-İnanın öğrenciler mevzuysa maaş düşündüğüm en son şeydir. Peki ben ne zaman başlamalıyım?
-Şimdi?
-Şimdi mi?
-Yani isterseniz. Sonuçta her geçen dakika öğrencilere kayıp. Yok olmaz derseniz de yarın başlayabilirsiniz.
Kahvelerimiz geldi.
-Zaten şuan öğle arası ders 13:30'da başlayacak. 15:50'de bitecek. Hem öğrencilerle tanışmış olursunuz.
-Tamam öyle yapalım, Peki benim işe alındığımdan Müdire Hanım'ın haberi var mı?
-Elbette sizinle konuşmamı o istedi zaten. Fakat kendisi bugün burada değil onunla başka bir gün tanışacaksınız. O halde ben sizin ders programınızı oluşturuyorum. öğleden sonra ilk dersiniz 11/C sınıfında. Hayırlı olsun hocam.
-Sağ olun hocam o zaman ben biraz okulu gezeyim. hangi sınıf nerede bir bakayım.
-Elbette isterseniz nöbetçi öğrenciyi de gönderebilirim.
-Hayır gerek yok, teşekkürler. iyi çalışmalar size.
Odadan çıkıp okulu turlamaya başladım. *** *SÜREYYA'NIN DUYMADIĞI DİYALOG*
Betül Hanım oturduğu koltuktan telaşla kalktı, çıkardığı gözlüklerini geri taktı ve telefonundan hemen bir numara tuşladı.
-Alo? Süreyya Hoca teklifi kabul etti artık burada çalışacak.
Karşıdan gelen ses ile telefonu kapattı.
***
Telefonu kapatan adam başka bir odanın kapısını çaldı. içeriye girerken ceketinin düğmelerini ilikledi. Girdiği odada uzun boylu bir adam ellerini arkada bağlamış pencereden denizi izliyordu. Onun üç adım gerisinde durdu.
-Abi, yenge işi kabul etmiş, bizim kolejde çalışmaya başlamış bugün itibariyle.
-Sonunda güzel şeyler de oluyor be Necati. Bu arada eski okulun müdürünü artık polise teslim edin, iyice tembihleyin usulsüz iş yaptığını itiraf etsin. Çıkabilirsin.
Necati çıkınca Çelebi pencerenin önünden ayrılıp masasına oturdu. Masanın sağdaki kilitli çekmecesinin kilidini açıp içinden Süreyya'nın fotoğrafını çıkardı. Bu fotoğraf Süreyya'nın haberi yokken çekilmişti fakat onda bile çok güzeldi.
-Ah Süreyya'm iyi ki geldin, Hoş geldin.
**************
Hellolardan bir demet. Yeni bir hikaye, yeni başlangıçlar. Bakalım sevecek misiniz?
Yorum yapmayı unutmayın, düşüncelerinizi bekliyorum :))))
|
0% |