Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@yazarhedefli

"Bende sonra atış serbest."diyerek derin bir nefes verdi Rüzgar Komutan. Şuan önemli bir göreve başlangıç yapıcaktık. Düşman bayrağına canımızı feda edeceğimiz ülkemize sızmaya çalışıyordu. Sınırın yakınlarındaki köylerden birkaç rehine tutmayı planlıyorlarmış. Türk kadın rehineler. Onları köle pazarlarında satmayı yada kendileri için kullancaklardır. Türk askerleri izin verir miydi? Hiç sanmıyorum. Bordo bereliler izin verir miydi? Hiç sanmıyorum. Tek bir mermime bedeldi onların canı. Kendimden emin biri asla olmamışımdır konu askerliğime gelmediyse. Askerliğimi hep gururla taşımış ve temsil etmişimdir. Gece Ulusoy kaybetmezdi, kaybetmeyi sevmezdi.

Rüzgar Komutanın bir süre sonra kurşun atış sesi geldi. Şimdi korkun kaçın derim. Bizden korkmamak için sabah yürek yediniz mi?

İçimdeki kasvetli öfke rüzgarıyla birlikte silahımın namlusunu birinin üzerine doğrulttum. Alnını hedefim yaptım, odaklandım ve kurşunumun sesi yükseldi dağlarda.

Bir leş

Temizlik sadece evde değil dağdada yapılırdı. Ben bu sözü aklımın en önemli köşesine taşımıştım. Onların ölüm kanı dağların çiçek açmasını sağlardı.

Ani girişimimiz sayesinde hazırlıksız yakalanmıştılar saldırıya. Daha silah kullanamayan biri için ülkemize sızmak fazla özgüvenli bir davranış. Silahımı başkasının üzerine doğrulttum. Bu sefer hedefim kalbinden vurmaktı. Vurdum.

Bir leş daha...

Hava soğuktu. Unuttukları birşey vardı, üzerimizde Asker forması vardı. Asker formasının omzunda ise Türk bayrağı resmi vardı. Biz bu üniformayı üzerlerimizde taşıdığımız için Vatan sevgisi ısıtırdı içimizi. Çünkü biz Vatan için savaşıyorduk.

Ağzımdan küçük bir gülüş kaçtı. Gülmüştüm bu hallerine. Sadece dağların taşlarına ateş edebiliyorlardı. Elleri sakat galiba? Zaten Türk vatandaşına dokunan elleri sakat kalsın.

Kıdemli Üsteğmen Rüzgar Şahin

Teğmen Gece Ulusoy

Asteğmen Gökhan Özdağ

Asteğmen Ateş Yıldırım

Astsubay Başçavuş Fırat Batmaz

Astsubay Başçavuş Zehra Demir

Astsubay Üstçavuş Burak Akar

Ben Kurşun Timinden Teğmen Gece Ulusoy. Biz bu Vatan için savaşanlardan nerdeyse hiç biriydik. Bizim daha nicelerimiz var. Daha nicelerimizde vardı ama vatan uğruna canını feda etti. Bizimde şehitlerimiz oldu. Ama yeri geldiğinde ayakta durmayı bildik.

Bölgedekiler kaçmaya çalışıyordu ama kaçamadan kafasına kurşunu yiyordu. Türk askerinin elleri asla titremezdi ama korkakların titriyordu. Sıçtığımın bayraklarıyla geziyorlardı. Bilmiyorlar ama biz ellerinde o bayrak varken Türkiye sınırından asla içeri geçirmeyiz. Normaldede geçirmeyiz. Vatan hainlerinin bizim vatanımızda ne işi var?

Silahı tekrar kaçmaya çalışan ve boş boş yere silah sıkanın üzerine doğrulttum. Zor olmadı ve kurşun sesi duyuldu.

Bir leş daha

Etraf huzur veren kurşun sesleriyle donatılırken ben başka hedeflediklerimi leş etmekle meşguldüm.

Bir leş daha

Bir leş daha

Bir leş daha

Bir leş daha

Bir leş daha

Çok değillerdi zaten işleride birer mermiyle bitti. Rüzgar komutanın sesi yükseldi telsizden

"Bölgenin ön yüzündekilerin işi bitti." Tim hızlıca ayaklandı. "Şimdi, hızlı!"dedi direkmen Rüzgar komutan. Bu komut verilince tüm kurşun timi ayaklanıp dikkatle bölgenin içine girip Allah'ın yanına gitmeyenleri Allah'ın yanına yolcu ederiz. Bölgenin diğer taraflarındada varsalar onlarında işi bitmeliydi. Bu operasyonu her görevde yapardık. Hızlı ama dikkatli adımlarla ilerliyorduk. Silahlarımız ve tüfeklerimiz hazır durumdaydı. Dikkatle etrafa bakınıyorduk. Herkes farklı taraflara bakmakla yükümlüydü.

Baktığım tarafta kaçmaya çalışanlar vardı. Gözümü kırpmadan vurdum.

"Bölge temizlendi komutan artık hiç bir kusur yok."diye konuştum. Burayıda kusursuz bir şekilde temizlemiştik

Tim, silahlarını bellerine yerleştirdikten sonra Geriye döndük ve yürümeye başladık. Müsait bir tarafta araçlar bizi alıp helikopter pistine ulaştırcaktı. "Komutanım yine esaslı bir iş çıkardık dimi be."diye kendimle övünürcesine konuştum. Rüzgar komutanın bakışları bana döndü.

"İşin içinde sen varsan zaten iş esaslı şekilde iyi geçmiştir."dedi yüzüme karşı tebessüm gönderirken. Etrafa bakınarak sakince yürüyorduk. Hepimizin ayakları eminim çok ağrıyordu ama biz takmıyorduk. Böyle şeyleri kafamıza taksaydık ilk kurşunda işten istifa ederdik. Bir avuç su şuan beni mutlu edebilirdi. Suyum bitmişti. Yutkunarak su ihtiyacımızı karşılamayı bilirdik. Bir damla suyun değerinide bilirdik. İki elimiz kanda bile olsa biz göreve çağırıldıysak göreve yetişirdik. Herşey Vatan içindi.Toprağına bile kurban olacağımız Vatanımız içindi.

Şuanda ortamda bir ölüm sessizliği vardı ve sessizliği bozan Burak oldu.

"Hesap açtım bir takibinizi alırım Gece Komutanım."dedi neşeyle Burak.

Güldüm

"Ne hesabı bu? Niye sadece ben?" Sorgulayıcı bakışlar attım kenardan. Burak gözlerini yere eğdi. Tim anlamsızca gülmeye başladı. Derin bir soluk verdim ve cevabı bekledim. Nihayet cevap döküldü dudaklarından.

"Diğerlerinede haberi verdim ama beni kınadılar Komutanım bende son çare size başvurdum."dedi neşesini söndürmeden. Tüm Kurşun Timi gülmeye devam ediyordu. Merakım zirve yapmıştı. Tim gülmeye başladıysa kesin bir rezillik diz boyuydu.

"Peki Tim seni neden kınadı?"diye sordum.

"Neymiş efendim bir Bordo bereli adam sosyal medya hesabı açmazmış." Burakcığım özür dilerim ama hiç inandırıcı gelmedi. Burak'a yandan bakarken bıyık altından gülüyordum. Özür dilerim Burakcığım yalanın suya düşcek.

"Timdeki herkesin sosyal medya hesabı var, seni neden kınasınlar? Bence senin çektiğin içerik ile ilgili Üstçavuşum." Tüm dikkatler Buraktaydı. Burak kendi haline gülmeye başladı. Ben şimdi niye bıyık altından gizli gizli gülüyordum. Kahkaha atmalıydım. Sonuçta o bile kendi haline gülüyordu.

"Gece Komutanım cuma mesajında 'Herkes kendi bildiğini yapsın biz zaten herşeyi biliriz. Hayırlı cumalar.' yazmış."diyerek beni aydınlattı Gökhan. Gülüşüm gerçektende kahkahaya dönüşmüştü. Burak ise yaylana yaylana önden yürümeye başladı. Arkasını dönüp tip bir bakış attı.

"Doğru demişim." dedi alaycı sesiyle. Kendi haline gülmesi olağandı.Tüm Tim bu sefer kahkaha attı. Ben ise yüzüne karşı tebessüm gönderdim.

"Sen yanlış şeyler söylesen bile ben doğrularım."diyerek gözlerine baktım. Tebessümümü tebessüm ile karşıladı. Ateş ise sırıtmaya başladı.

"Notu aldık Komutanım." dedi Ateş imalı ses ile. Bakışlarım Ateş'i buldu. Yanına yaklaştım ve yüzüne ıslaklık bıraktım. Tükürük. Ateş ise hayatının şokunu yaşamış gibi donakalmıştı. Elinin tersiyle yüzünü temizledi. "Allah belanızı versin Komutanım."diye söylendi Ateş. Söylenmesine sırıtarak yeterli cevabı verdim.

"Seninle vermiş zaten."

Ateşin diğer yanında Zehra vardı. Zehra birden şamarı Ateş'in ensesine çaktı.

"Bugün cuma enseyi kapa."diyerek gülmeye başladı. Zehra'm benim ne güzel yapıştırdında öyle ses çıktı. Yürümekten oluşan ayaklarımın ağrısını bile unutmuştum. Sonunda yolumuzunda sonunada gelmiştik. Bize verilen yer burasıydı. Biz burda aracı bekliycektik. Zırhlı araç yolcuları dursun burda Kurşun Timi. Birazdan aracımız gelir.

 

 

 

Loading...
0%