Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3.Bölüm

@yazarhedefli

Gökhan'ın şuanda benim önüme serdiği kocaman kahvaltıyla bakışıyorduk. Bunları bitireceğimi düşünmüyordur İnşallah.

"Gökhan sanada Rüzgar Komutan Time yeni üye geleceğini söyledi mi?"diyerek bir konu açtım. Gökhan başını aşağı yukarı salladı. "İçimden bir düşünce o kişi Time gelince hiçbirşeyin yolunda gitmiyeceğini söylüyor. İnşallah yanılıyorumdur."dedim buruk bir yüzle.

"Üzülme ve kafana takma sonuçta daha tanımıyoruz. Kötü düşüncelerinden kurtul. Yarın görcez zaten."diyerek beni kötü düşüncelerimden kurtarmaya çalışdı. Ama duygularım ve düşüncelerim kurtulmadı.

Tabağıma biraz domates ve patates aldım. İştahım beni terk etmişti. Oysaki sabah çok iştahlıydım. Belkide beni tek güvendiğim insanlardan uzaklaştıracağını düşündüğüm için korkuyordum.

"Az almışsın."diyerek tabağıma kendi çatalının yardımıyla zeytin, sucuk,ve ekstra patates ve domates daha koydu. Tabağıma boş bakışlar atıyordum. Çatalımı gezdiriyordum ama ağzıma götürüp yemiyordum.

"İştahım yok"

"İyi olduğuna emin misin?"

"Sanmıyorum"diyerek masadan kalktım ve geriye döndüm. Arkamdan geldiğini çıkan sandalye sesinden anladım. Salon ile mutfak birleşikdi. Koltuğa oturdum.

"Uykum var."diye sızlandım.

"Ağzına tek bir lokma koymadın. Aç aç uyuyamazsın."diyerek isyan etti Gökhan.

"Aç değilim."diyerek son cümlemi kurdum ve gözlerimi kapadım. Uyku beni istiyor ben uykuyu istiyordum. Gökhan'ın oflayışı kulağıma ulaştı. Üstümü örttü. Sıcak battaniye tenime değmişti. Her zaman yanımda olmaktan sıkılmıyordu be.

***

"Annen bizim aramıza girmeye çalışıyor ama ben buna izin vermiyorum dimi bebeğim."

"Hadi soyun bekliyorum ya da dur ben seni soyacağım."

"Dudakların seni daha çok arzulamama sebep oluyor."

"Bacaklarını iki yana aç."

"Arkanı dön."

"Sadece bir oyun oynacayacağız tamam mı?"

"Baba!" Gece sakin sakin sadece bir kabusdu artık o günler yok.

Gökhan yanımda bitmişti. Ben ise elim kalbimde öksürüp duruyordum.

"Gece iyimisin?" Hızlı hızlı nefesler verip alıyordum.

"S-s-su"dediğim gibi Gökhan su getirmeye koştu. Her o kabusu gördüğüm uykudan uyandığımda eski gerçeklerimle yüzleşmek zorundamıydım? Eskilerdi ama yeni gibilerdi. Unutamıyordum. Babam... O zamanlar oyun sanıyordum. Beni soyması, beni dudağımdan öpmesi, çıplak vücudumu ellemesini ve daha fazlasını oyun sanıyordum. Çünkü herşeyi oyun sancak yaştayken yaşıyordum. Ben bu gerçekleri yaşamıştım ama idrak edemiyordum.

Gökhan elinde su bardağı ile geldi. Elime tutuşturdu. Ağzıma zar zor götürdüm. Biraz içtim. Hava kararmıştı.

"Saat kaç"dedim zar zor.

"Boşver sen bugün bende kal."diyerek bir seçenek sundu.

"Saatin kaç olduğunu sordum."

"21:43"

"Ben şimdi 11-12 saattir mi uyuyorum?" Hayret verici bir durumdu çünkü bana uykular haramdı. En fazla 2-3 saat uyuyabiliyordum. Kabuslarım bana geceleri haram kılıyordu.

"Ben eve gidiyorum görüşürüz."diyerek ekledim. Koltuktan zar zor kalktım. Gözümden yaşların aktığının farkında bile değildim. Başım ölesiye ağrıyordu. Telefonumdan mesajlar eksik değildi biliyordum.

"Gece, bak ben senin aynı zamanda abinim. Durumun iyi değil ve ben seni bu halin ile asla ama asla eve tek göndermem. Ben sana güvenmiyorum değil sen her girdiğin delikten çıkmasını bilirsin ama ben dışarıya güvenmiyorum." Doğruydu dışarısı güvenilcek derecede değildi. Ayakta zar zor duruyordum. Ben o kabusu gördüğüm her uykumdan uyandığımda aynı mesaiyi yaşıyordum. Babamın bana her gece vahşice baktığı o gözler. Annemi gözümün önünde...

Bunların hepsi benim hayatımın kabusuydu.

"Gökhan, artık beni önemseme ya önemseme bir kere de beni düşünme! Bir kere fazla şey istemiyorum. O gecelerde sen benim yanımda değildin! Ben o kabusu her gördüğüm uykumdan uyandığımda aynı mesaiyi yaşıyorum. Ben o şeyleri oyun sanıyordum. Şimdi beni bırak ben evime gidiyim!" Öyle feci bir haldeydim ki Gökhan'a bağırmıştım. Tırnaklarımı yüzüme geçirmeye başladım. Yere çöktüm ve gözlerimden yaşlar eksik olmamaya başlamıştı. Gökhan'ın bana acıyan gözlerle baktığına emindim. Başımı kaldırıp bakcak halim yoktu. Ben her uyandığımda beni her zaman sakinleştirmeye çalışan çabalayan bir ailem vardı.Timim. Yerden kalkıp kapıya doğru koştum. Kapıyı açtığım gibi kendimi dışarı attım. Çok karanlıktı. Gece karanlık sevmezkine dedi içimdeki çocuk. Buruk bir tebessüm belirdi yüzümde. Küçük Gece bilmiyordu ama artık karanlığın kendisi olmuştum. Belki başka bir evrende güzel bir hayatım olurdu.

Allah kahretmesin! Şimdi otobüsde geçmez. Yolda uyuyup günü bitirsem mi?

"Gece!"diye haykırdı arkamdaki ses. Dönüp baktığımda tahmin ettiğim gibi Gökhandı. Umursamadım. Üzgün değildim çünkü ben bunları zaten yaşamıştım tekrar hatırlamak beni üzmezdi. Sinirlenirdim. Kafaya takmayıp umursamamak en iyi seçenek.

Yoluma devam etcektim ama edemeden ışık hızı ile yanımda bitti Gökhan.

"Gece, hava karanlık ve şuan akşam. Seni eve bırakıcağım. Tek gidemezsin."

"Sen bana emir veremezsin! Ben senin Komutanınım."diyerek karşı çıkıştım. Derin bir soluk verdi.

"Şuan yeşillere bürünmemiş bir haldeyiz o yüzden bir büyüğün olarak sözümü dinlemelisin."diyerek doğru bir söz söyledi. Ben onun sadece yeşillere bürünmüşken Komutanıydım. Yoksa o benim ağabeyimdi. "Şimdi ben seni eve bırakıcam."diyerek ekstra ekleme yaptı. Çaresiz bir durumda başımı olumlu anlamda salladım. Geriye doğru dönüp arabasını ayağıma getirmeye gitti. Başım arkaya doğru dönük şekilde bekledim.

Arabası ayağıma gelmişti. Getirmişti. Ön koltuğun kapısını açıp içeri girdim.

"İstek şarkı açılıyor mu?"

"Kimin istediğine bağlı."

"Ben dahil miyim?"

"Sence."

"Yaşlı Amca - Giderdi hoşuma"

Eli arabanın radyosuna kaydı. Her istediğimi sorgulamadan gerçekleştirdiğin için teşekkürler Ağabeyim. Birden beklediğim ve en sevdiğim şarkı kulağıma geldi.

Ne giyerse giderdi hoşuma

Öyle tatlı belaki başıma

Darlamasada bi' de her durumda...

Loading...
0%