Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2. Bölüm

@yazarhelena

Bölüm 2:Gizemli çocuk.

 

İyi okumalar dilerimm. Umarım beğenirsiniz✨

 

Alev'in anlatımıyla.

 

Sabah kalktım ve boş boş yatakta oturup gözlerimi ovaladım.Sonra direktmen kapalı kapıya doğru koştum ve açıldı. Kapıyı açtığım gibi ateş ile göz göze geldik. Bana anlam vermeye çalışarak bakıyordu. Sonrada gülümseyerek konuşmaya başladı.

 

"Ne oldu,odaya kitlediğimi mi sandın?" Gülümsemesi biraz daha büyürken bende hemen elbisemi falan sirkeleyip konuşmaya başladım.

 

"Yo-yok artık saçmalama. Niye böyle düşüneyim ki so-sonuçta sen bi katil değilsin niye beni odaya kitleyesinki." Çok utanmıştım mal kafam diyerek kafama vurmak istiyordum. Ah bir de dünden beri isteyerek olmayan şu kekeme şeysi başladıı.

 

"E iyi ozaman bende seni kahvaltı hazır diye çağırmaya gelicektim. Elini yüzünü şurdan yıkaya bilirsin. Ben aşağıdayım." Dedi ve gülmemek için kendini zor tutarak aşağıya indi. Hayır,ne bu kadar komik olan anlayamıyorum ki. Salak şey nolucak.

 

Bana gösterdiği banyoya girdim dağılmış saçımı falan düzelttim. Sonrada yüzümü yıkadım ve kurulayıp banyodan çıktım. Aşağıya inip mutfakta masaya oturmuş, telefona bakan Ateş'in yanına gittim. Beni görür görmez telefonunu indirdi sonrada bana bakıp ciddi bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

 

"Demir birazdan gelip bizi alacak." Masa da karşısına oturma mı işaret edince hemen oturdum. Ve aklıma gelen ilk soruyu sordum...

 

"Demir kim?"

 

"Arkadaşım." Bu çocuğun sorunu ne? Uzun cümle kuramıyormu. Pardon Alev yaa ne demesini bekliyordun çocuğun? Sordun söyledi işte. Yok yok, ne zaman kendi kendim ile kavga edecek kadar delirdim ben.

 

"Tamam. Ben yukardan çantamı alıp geliyorum." Dedim ve masadan kalkıp yukarıya çıktım. Odaya girdim ve çantamdan telefonumu çıkarıp Bahar'ı aradım.

 

"Alo, kanka."

 

"Alev sen neredesin? dünden beri 100 kere aradım. Niye açmadın? Ezgi'nin doğum günü partisine neden gelmedin?"

 

"Ayy bahar bir nefes al. Tamam. Her şeyi anlatıcam ve partiye de senin attığın yanlış konum yüzünden gelemedim. Başıma neler geldi neler. Eve gidicem birazdan ararım hazır ol ben eve gelir gelmez sen de bana gel."

 

"Niye evde olmadığınıda anlamadım ama tamam. Ben hazırlanayım sen arayınca hemen çıkarım görüşürüz. Ayrıca umarım mantıklı bir bahanen vardır, yoksa telefonlarıma dönmemenin cezası ağır olacak."

 

"Emin ol bundan daha geçerli bir sebep olamaz. Şimdi kapatıyorum, görüşürüz." Telefonları kapattık. Ve ben tekrardan aşağıya indim. Ateş'de telefona bakıyordu ben gelince tekrar kahvaltı yapmaya başladı. Tekrar yerime geçtim.

 

"Arkadaşın Demir mi neydi o,ne zaman gelecek?"

 

"Birazdan burada olur. Bana bak. Dün olanları unutucaksın. Çevrendeki kimseye anlatmayacaksın. Ne annene, ne babana, ne arkadaşlarına, nede sevgiline. Kimse bilmeyecek sende hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam edeceksin tamam mı!?"

 

"Nedenmiş?"

 

"Boş boş sorular sorma. Seni alâkadar etmez unut ve hiç bir şey olmamış gibi yaşa. Yoksa olan sana olur." Susup boş boş gözlerine bakıyordum. Ne diyebilirdim ki? Sanırım korkmuştum. Ben bir şey demedim ve gözlerimi ondan ayırıp, kucağımda birleştirdiğim ellerime baktım. Ve o tekrardan konuşmaya başlayınca kafamı kaldırıp ona baktım...

 

"Ayrıca ne oldu? Böyle rahat rahat konuşa biliyorsun? Dünden beri kekeliyordun ve az önce odaya kilitlediğimi sanıyordun?" Ve yine o gıcık gülüşünü yapmaya başladı. Aklınca alay ediyor işte.

 

"Senden korktuğumdan kekelemiyorum. Her gün birileri gözümün önünde öldürülmüyor afedersin. Ayrıca kapının kilitli olduğunu falan da sanmadım." Evet öyle sandım. Ama bu gayet yerinde bir korkuydu bence... Ve sanırım o vurulma anı her aklıma geldiğinde kötü olacağım.

 

"Peki,öyle olsun." Vaay bunada bir şey demek yerine kabullendi.

 

Bir kaç dakika boyunca ikimizde konuşmadık ve kahvaltı yapmaya başladık. Dünden beri ne yaşıyorum ben? O gördüklerim,şimdi bir yabancıyla kahvaltı yapmam falan. Öff keşke Bahar ile gitseydim...

 

Elimde ki çatalı indirdim ve o da konuşacağımı anlayıp bana baktı.

 

"Bana her şeyi anlatıcağını söylemiştin?" Tam ağzını aralayıp konuşmaya başlayacaktı ki kapı çaldı. Onunda işine geliyordu zaten hemen kapıya gitti,sonra bana seslendi yanına gittim ve sözünü ettiği o arkadaşı gelmişti. Evden çıktık ve arabaya bindik. Demir denen çocuk şoför koltuğuna oturdu, Ateş onun yanında ki ön koltuğa geçti ben de arkaya geçtim. Arada bir arabada ki aynadan Ateş ile göz göze geliyorduk sonrada ikimiz başka yöne dönüyorduk. Tekrardan göz göze geldik ve bu sefer gözümü ondan ayırmadım. Çünkü aklıma takılan şeyler vardı, bu çocuk kim? orada ne işi vardı? Ve madem olanlarla alakası yok, o zaman neden saklıyor? Evet,biliyorum beni ilgilendirmez ama istemsizce merak etmeye başladım. Şuan dikkatimi çekmeye başladı düşüncelere daldığım için ona bakmaya devam etmiştim,oysa o da hala bana bakıyordu. Bu durumdan rahatsız olup gözlerimi tekrardan kaçıran ben oldum.

 

"Evinin yerini söyle ilk seni bırakayım." Demir'in sorusuyla bir Ateş'e bir Demire baktım, ikiside bana bakıyordu. Tabii ki de tanımadığım iki yabancıya evimin adresini veremezdim,bu hiç mantıklı olmazdı.

 

" Yok, şey yani direk eve bırakmanıza gerek yok. Yolun yarısında ben kendimde gidebilirim... Ve şey arabam orada kaldı?" Gözlerimi Ateş'e çevirdim ve konuşmaya başladı.

 

"Onu ben halledecem. Yarın sabah araban kapının önünde olur sen merak etme. Ve adresini söyle, korkmana gerek yok bir şey yapmayız. Ha bu arada ailene bir şey söyleme yeter." Şimdi adresimi vermeli miyim yani? Ve kimseye bir şey söylememem için ısrar ediyor ama tabii ki de Bahar'a bu olanları anlatacağım.

Biraz daha hiçbir şey söylemeden onlara bakmaya devam ettim. Sonra ise korkarak da olsa evimi tarif ettim.

 

Demir yola devam etti. Acaba Ateş'e tekrardan sorsam bu sefer sakladığı şeyi söyler mi? Dün söyleyeceğini söylemişti.

 

"Hâlâ bir şey anlatmadın." Dedim. Sesim az çıkmıştı, ve bu isteyerek olmamıştı... Çünkü o kadar çok sert bakışları vardı ki gerçekten korkuyorum.

 

"Tamam dedim,anlatacağım." Aradan geçen bir 20 dakika sonra benim evime vardık. Yoldayken zaten Bahar'ı aramıştım. O da bizimle aynı anda evimin oraya gelmişti. Bahar bana ve yanımda ki iki çocuğa baktı. Bende sessiz bir şekilde sonra anlatıcağım dedim, ve sanırım Ateş duymuştu bana döndü. Galiba gerçekten bu çocuktan korkuyorum...

 

Ateş ve Demir'e dönüp konuşmaya başladım.

 

"Şey... Ne zaman anlatacaksını-" Ateş, ne soracağımı anlamış olmalı ki sözümü yarıda kesti.

 

"Alev, benimle şuraya kadar gel." Şuraya kadar gel mi? Bu adam nerede yaşıyor? İnsan bi gelir misin der.

 

Bahar'a döndüm ve "Hemen geliyorum." dedikten sonra Ateş'in arkasından gittim.

 

"Bak Alev, anlaşılan bu kız en yakın arkadaşın yani en güvendiğin. Anladım, ama en güvendiğin dahi olsa dün olanları hiç kimseye anlatmamalısın. açıklama yapacağıma söz vermiştim akşam istersen geliriz ve sana bilmen gerekenleri söylerim. Gerisine karışma. Tekrar söylüyorum arkadaşın veya ailen, kimse dün olanlar hakkında hiçbir şey bilmeyecek anladın mı?" Aileme zaten bu olanları söylemem ancak Bahar'a Ne diyeceğim... Of gerçekten kafayı yiyeceğim. Dün o gördüklerim, bu çocuğun gizemli halleri... gerçekten korkutucu.

 

"Peki, tamam. Bahar'a hiçbir şey söylemeyeceğim." Yüzüme hala emin olmak ister gibi bakıyordu.

 

"Tamam dedim, ne dememi bekliyorsun? Anlatmayacağım."

 

"Güzel, biraz aklın varsa böyle bir hataya düşmezsin zaten." Ne-ne demek di bu şimdi? Ben az önce resmen tehdit mi edildim bu çocuk tarafından?

 

Bir şey söylemedim. O da tekrardan Baharların olduğu yöne doğru yürümeye başladı Ben de arkasından gittim...

 

Ve 2. bölüm sonu. Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi bekliyor olacağım, bir sonra ki bölümde görüşmek dileği ile✨

 

Loading...
0%