
• Zehra Kralhan •
Savaş'ın uyanması tek bende değil herkeste derin bir sevinç dalgası oluşturmuştu.
Doktor hastayı görebilirsiniz dediğinde ise Emre'ye dönüp
"Emre ilk önce ben gireyim. Olur mu?" Dedim istekle
"Tabii ki de sen gireceksin " dedi ve sevgi dolu gözlerle bana baktı
Ben de hiç bekletmeden içeri girdim..
"Savaş" diyerek sevinçle odaya daldım
"Karım" diyerek kollarını açtı Savaş
Hemen yaklaşıp bende kollarımı ona sardım ve sanki bir daha görüşemeyecekmiş gibi sarıldım.
Bir süre sonra zor da olsa geri çekildim.
"Nasılsın" diye sordum merakla
"Şu an çok daha iyiyim" dedi arzu dolu sesi ile
Benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu bende istiyordum yine onun olmayı..
Ama şu anlık bunu bilmesine gerek yoktu.
"Çok özledim seni" diye konuştum
"Bende " diye kısık ama içten sesi ile konuştu Savaş
"Ne zaman oldu bu ?" Diye sordum bilmiyor gibi aslında her şeyi biliyordum da onun gözünden de dinlemek istedim
"Bilmiyorum kahve istemiştim. Yeni gelen kızdan... Senin getirmeni istediğim de bana ' Zehra hanım getiremez çok meşgul Savaş bey' dediğinde direttim ama ' üzgünüm Savaş bey sizinle ilgilenemez' dedi ve kahveyi ben getiririm dedi sonra da ne olduysa kendimi yerde buldum.
Senin o bağırma sesin geldi kulağıma sonrasını hatırlamıyorum" diyerek açıklama yaptı iki gözümün çiçeği
"Çok korktum" dedim sevgi dolu bi ses ile
"Özür dilerim" dedi
Anlamaz gözlerle ona baktım ve
"Neden özür diliyorsun ki ?" Diye sordum
"Seni korkuttum" dedi çocuk gibi çıkıyordu sanki sesi
Ufak bi kahkaha attım
"Sana aşığım" dedim ve dudaklarına yapıştım
Hızla bi o bi ben öpüyorduk birbirimizi tutku ve aşk ile
En sonunda ise durduk ve ilk bi kaç saniye birbirimize baktık aşk ile biz gerçekten aşıktık galiba ya
Gerçi onca olan şeyden sonra...
"Hadi maskeni takalım Emre kapının önünde görmesin bu halini" dedim ve başını salladı bende hemen cebime sakladığım maskesini geri taktım yüzüne..
....
Kapının çalma sesi ile kendimize geldik
"Gel " dedim ve içeri giren kişinin Emre olduğunu görünce sanki basılmış gibi hissetmeye başladım ama bunu Çok da kimseye göstermedim.
Bir süre oturduktan sonra
"Kim yaptı öğrenebildiniz mi?" Diye sordu yorgun sesi ile Savaş
Emre ile birbirimize baktık sadece ve
"Babam... " Diyebildim sadece gerisini ise o zaten anlamıştı...
"Karargah" diye sordu
"Orası da iyi merak etmeyin Savaş bey Zehra Hanım başında durdu" diyerek benim konuşmama izin vermedi Emre
Savaş bana öyle bi baktı ki o an dudaklarına yapışmamak için zor durdum.
Bir süre daha oturduktan sonra doktor gelmişti
"Savaş bey nasılsınız?" Diye sordu neşe ile
Doktor çok nonoş duruyordu gıcık oldum
"İyiyim doktor uzatma da çıkabilir miyiz onu de?" Diye konuştu sertçe Savaş
Bunun sert halleri bir bana mı çekici geliyordu.
"Evet evet çıkabilirsiniz " dedi ve çıktı doktor
"Ben çıkış işlemlerini yapıyorum" dedi ve çıkış işlemlerini yapmak üzere odadan ayrıldı Emre
Biz de kocamla hayatımın anlamı ile tek kaldık odada ben de üstünü giyinmesi için yardımcı olmaya karar verdim.
"Hadi kalk bakalım üstünü giydirelim" dedim
"Bence şu kapıyı önce kilitle " dedi sesi arzu doluydu o da istiyordu biliyordum.
Ve ne tuhaf ki bende istiyordum onu ...
Arkamı dönüp kapıyı kilitledim ve gene önümü dönüp yavaşça yanına yaklaştım Savaş'ın elime çantadan bir kaç parça kıyafet aldım ve giydirmek için uzattım onunla kendim ilgilenecektim.
Bebek gibi bakmak istiyordum kendi bebeğime.
İlk önce üstünde ki hastane kıyafetinden kurtulduk
Çırılçıplak olarak karşımda duruyordu ve bu da bacaklarımın arasında bi sızı belirmesine sebebiyet veriyordu.
"Süzmeye devam edeceksen eğer ki benim açımdan hiç sıkıntı yok daha güzellerini de yapabiliriz ancak Emre şimdi gelir. " Dedi Savaş beni kendime getirmek amaçlı ama onunda benden aşağı kalır yanı yoktu. Allah'tan evde odada ikimiz tek olacaktık
Hizmetlilerimizi saymazsak...
"Ne olmuş ki" dedim aynı anda da yanaklarıma kan nüfus etmeye başladı...
Utangaç mı oluyordum ben?!
Gülmeye başladı Savaş
"Hadi hadi" dedim ve altına ilk önce boxer'ı giymesinde yardımcı oldum.
Sonra da pijama takımını giydirip dağınık saçlarını düzeltmek için parmak uçlarımda durarak düzeltmeye çalıştım ancak boyum hala yetmiyordu.
• Savaş Kralhan •
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Çünkü Karım benim saçlarımı düzeltmeye çalışıyordu ki boyundan dolayı yapamıyordu ve bu da benim gülmemi sağlıyordu.
Ah be kadın her şekil taş gibi olan bu kalbi düzeltip ısıtıyorsun.. aşığım sana!
Diyerek içimden haykırdım...
"Tamam tamam bırak ben yaparım" dedim aynı anda da kendimi tutamadım ve gülmeye başladım.
"Of ya gülmesene ! Hem ben kısa değilim sen uzunsun!" Diyerek küçük çaplı trip atmaya başladı Zehra ...
Kollarını göğsünde birleştirmiş ' küstüm ' imajı veriyordu.
Sırtını da bana dönmüş yani seninle konuşmuyorum demeye getiriyordu.
Omuzlarından tutup kendime çevirdim ve
"Tamam tamam gülmüyorum bak" dedim ama içimden hala gülüyordum.
Somurtkan yüzü ile bile acayip sexi duruyordu şu an ...
Off şu yatağa yatırıp inlete inlete - öğhm neyse..
Daha fazla dayanamayıp maskemi çıkarttım ve iki yanağından tutup kendime çektim ve dudaklarına yapıştım...
Hızla ve zevkle öpüşüyor , anın tadını çıkarıyorduk.
- ta ki Emre gelmeseydi-
Kapının çalması ile kendimize gelmiştik
"Zehra , Savaş bey! Hadi gelin ... Çıkış işlemlerini hallettim gidebiliriz!" Diye seslendi
"Tamam geliyoruz Emre" diye seslendim bende ve çabucak eşyaları topladık ve tam çıkacakken
"Hayatım" diyerek durdurdu beni Zehra
"Ne oldu?" Dedim
"Masken" diyerek kendime getirdi beni ve elimde olan maskeyi yüzüme geri taktım.
Sonuçta bu çirkinliği kimsenin görmemesi lazım...
Bazen açmak istemiyor değilim ama sonra ya korkunç bulurlarsa diye düşünmüyor değilim...
....
Bir süre sonra yalıya gelmiş ve odaya doğru çıktık karım ile..
En sonunda ise güzelim yatağımı gördüğüm gibi
"Zehra" diye seslendim
"Efendim" dedi ve
"Cumburlop!" Diye yatağa atladım.
Zehra gülmeye başladı
"Ne oldu be !" Diye konuştum Aynı anda da gülüyordum.
"Hayatımın anlamı o nasıl atlayış" dedi aynı anda da gülerek
"Yorgun bir Savaş Kralhan atlayışı" dedim..
...
3. Gün Sonra
• Zehra Kralhan •
Sabahın erken saatlerinde uyanmış ve tavanla aşk dolu dakikalar yaşıyordum.
Savaş'ın hastaneden geldiği günlerde asla işe gitmesine izin vermemiştim.
Babam da bana ulaşmamış bu da demekti ki Firuze gitmemişti peşine taktığım adamlarda tırt çıkmıştı...
Sabah kahvaltısı için aşağı inmiş ve mutfağa doğru ilerlemiştim.
Deniz Hanım ve Ayşe hanım kendi hallerinde sohbet ediyorlardı ki beni görünce ayağa kalkıp selam verdiler.
"Sakin olun" dedim oturmalarını isteyerek
"Hanımım neden ayaktasınız yatın uyuyun" diyerek nazikçe konuştular
"Erken kalktım daha da uyku tutmadı Savaş hala uyuyor" dedim
"Neyse siz oturun bende odaya geri gideyim. Belki yine uyurum." Dedim ve odaya çıktım.
...
Odaya girip yavaşça kapıyı kapattım ve Savaş'ın yanına doğru uzanmak için yakınlaştım.
İlk önce sabahlığımın iplerini çözdüm ve köşedeki küçük koltuğa sabahlığımı bıraktım.
Yavaşça yatağa yaklaştım ve kendi tarafıma geçtim gözlerim Savaş'ın üstünde idi.
Onu inceliyordum , her bir zerresini inim inim inceliyor ve ezberliyordum tekrar tekrar...
Hareket etmeye başladı bende gözlerimi kapadım hemen.
"Uyumadığını biliyorum" dedi
"Peki şeyi biliyor musun?" Dedim
"Beni izlediğini mi?" Dedi gözlerimi kapatıp açtım
"Evet onu da biliyorum" dedi
Yüzü maskesizdi bunu ona neden yapmışlardı.
"Sana bunu nasıl reva gördüler." Dedim gözlerim dolmuştu benim canım acıyordu onunki nasıl olmuş olmalı kim bilir?
Aynı anda da yaralarını okşuyordum.
"Geçti" dedi kaşlarımı kaldırdım
"Hayır geçmedi biliyorum hala acıyor" dedim ve kendimi tutamadım ağlamaya başladım
Bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlıyor bir yandan da onun izlerini okşuyordum.
"Ağlama bunu yapan cezasını ölerek çekti" dedi beni sakinleştirmek amaçlı
"Ama bunu yapanlardan biri de benim babam üstelik diğeri seni izlerken o açık açık acı çektirdi sana" dedim ağlayarak
"Şşş ... Senin suçun yok " dedi sakin sesi ile
Yaklaştı yaklaştı ve sakince dudaklarımı dudakları arasına aldı.
Bende ona ayak uydurarak onu öpmeye devam ettim.
Birlikte yavaş yavaş öpüşmeye ve daha önemlisi tutkuyu yeniden içimizde hissetmeye başladık.
Yatakta oturur hale gelmiş ve birbirimizi soymaya başladık.
En sonunda ise ikimiz de çırıl çıplak hale geldik beni omuzlarımdan hafifçe itti ve yatağa düştüm üzerimde yerini aldı ve gözleri arzu dolu hâli ile bedenimi en ince ayrıntısına kadar inceledi.
"Senin yaptığın gibi güzelim " dedi ve göz kırptı tıpkı benim onu incelediğim gibi o da beni inceliyordu.
İlk önce yine dudaklarıma yapıştı ve öpmeye devam etti.
Boynuma inerek zevkine orda devam etti , ardından da göğüslerime inerek bütün zevkin doruklarına doğru çıktık...
Göğüslerimde fazlaca oyalanmıştı...
Sol göğsümü yoğururken sağ göğsümü emiyor ve yalıyordu. İzlerini bırakıyordu...
"Ah! Bunu çok iyi yapıyorsun!" Diyerek inlemeye başladım.
"Şimdi içine gireceğim ve sende benim adımla inleyeceksin!" Dedi sertçe
Başımı salladım...
Ve çok da uzatmadan hızla içime girdi.
"Ah! Savaş!" Diyerek hızla ve zevkle inledim.
Yavaşça git gel yapmaya başladı ilk önce...
"Savaş! Oh! Ah!" Diyerek inlemeye devam ettim.
Hızla gir çık yapmaya devam etti ve ederken de
Bir eli boğazımı sarmıştı ardından da dudaklarımı öpüp
"Sen sadece benimsin!" Dedi sert ve arzu dolu sesi ile
"Ben zaten senindim... Sen ise hep benimsin !" Dedim inleyerek
Hızla git gel yapmaya devam etti duyduklarından sonra..
Ardından da içime doğru boşaldı...
İçimden çıktı ve kendini yanıma attı. Bende onun üstüne çıktım
"Bir tur daha " dedim tutku ve şehvet dolu sesim ile
"Yorulmadın mı?" Diye sordu
"Senle iken mi hayır " dedim ve kucağına çıktım ardından da erkekliğini kadınlığıma doğru konumlandırıp içime aldım yavaşça ve üzerinde zıplamaya başladım.
"Ohoho!" Diyerek inlemeye başladı resmen kükrüyordu inlerken...
"Oh!" Diyerek inlemeye devam ettim bende
Ve hızla zıplayarak gir çık yapmasını sağladım çok geçmeden bir tur daha bitmişti...
"Bence yeter hadi duşa" diyerek ikimizi de duşa soktu tabi ben rahat durmayacaktım.
Duşa girmiştik üzerimize yağmur gibi su akıyor ve bizi rahatlatıyordu.
Ben rahat durmayıp kendisine şampuan yapan kocamın sırtını okşamaya ve çizmeye başladım sırtını kasıyordu inlememek için
"Taparcasına seviyorum seni" dedi Savaş bana doğru dönerek
"Aşığım sana" dedim dudaklarına yapışarak
Durup " bence yeter " dedi ve engel oldu devam etmeme
Biraz modum düşmüştü ama haklıydı devam edemezdik.
...
Kahvaltı yaptıktan hemen sonra çıkıp arabaya binip Karargâha doğru yola çıktık.
Karargâha doğru girip odaya çıktık ve yerimize oturduk..
1 saat sonra;
• Savaş Kralhan •
"Karıcım hadi kalk gidelim toplantı yapmam gerek" dedim ve Zehra ile birlikte büyük alana doğru yola çıktık...
Herkes toplanmış benim ne diyeceğimi bekliyordu.
Beni sapa sağlam gören herkes kendi aralarında konuşmaya başladı.
"Savaş bey sizi gayet iyi gördük" dedi aralarından bir erkek
"Gayet iyiyim ölmedim ve buradayım. " Dedim net bi sesle
Zehra yanımda bana hayran gözlerle bakıyordu..
Kalbim tekliyor dur be kadın!
" Ve burada olduğum sürece de kimse yıkamaz sizi!" Dedim sertçe
"Şimdi herkes Firuze Aydoğdu' yu bulsun ve bana getirsin ! Onun cezasını ben vereceğim! Beni öldürmeye çalışanı ben öldürürüm ! Çünkü bu alemin Büyük Patron'u benim ! " Dedim sert ve kendinden emin sesim ile
Gelecek bölümden;
Zehra Savaş'a hayran hayran bakıyor ve gurur duyuyordu ve şunu biliyordu ki İshak Deniz'in sonu gelmişti.
...
"Küçük kardeşim " dedi İsmail Deniz kardeşi İshak Deniz 'e
"Ne oldu gene?" Dedi bıkkınlık ile İshak Deniz
"Kaçsan iyi olur Savaş Kralhan yani namı diğer Büyük Patron Firuzeyi buldu sıra sana da geliyor !" Dedi İsmail Deniz
"Kaç " dedi sevinçle... İsmail Deniz
Gelecek bölümden fragman bitti
SON
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.14k Okunma |
119 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |