@yazarinbirii
|
Sonunda nikah masasına oturmuştuk ama benim stresten elim ayağım titriyordu gözüm karşıdaki sandalyede oturan araza kaydı çaresiz bir şekilde oturuyordu.
Nikah başladığında nikah memuru Koraya malum soruyu sordu Koray hiç tereddüt etmeden evet dedi. Nikah memuru bana sorduğunda duraksadım ve Arazı düşünerek, evet dediğimde alkış tufanı koptu.
Nikah bitmişti sonunda. Nikah dairesinden çıktığımızda arazı gördüm ve korayı umursamayarak yanına gittim
"Araz ben çok özür dilerim beni sürekli seninle tehdit ediyor. Lütfen yurtdışına çık ben koraydan boşanana kadar gelme"
"Tamam öyle olsun şimdi havalimanına gidiyorum ve balım için Paris'e uçuyorum"
dedi ve bana sarıldı. Arazla vedalaştıktan sonra yanıma Koray geldi
"Ne konuştun o itle"
"Bak Koray ikidir araza hakaret ediyorsun haddini bil"
Koray bana öylemi dercesine bir bakış attı ve elimden tutarak yürümeye başladı
"Ne yapıyorsun"
"Karımı arabaya bindiricem o yüzden arabaya doğru yürüyorum"
Resmen salağa anlatır gibi anlatmıştı ya manyak. Ön koltuğa oturduğumda o da sürücü koltuğuna oturmuştu ve yaklaşık kırk dakika boyunca yol aldık. Eve geldiğimizde evin çoğunlukla siyah mobilyalarla döşendiğini gördüm çok kasvetli bir havası vardı
"Odam nerede"
"Yukarı katta en sondan soldaki oda"
Hiç bişey demeden hemen odama çıktım ve kendimi duşa attım duştan çıktım ve üzerimi giyinip saçlarımı yaptım. Ardından kapı çaldı ve içeriye Koray girdi
"Ne istiyorsun"
"Bişey istemiyorum sana bakmaya geldim"
"Baktın hadi çık"
"Bana emir verme sakın eflal yoksa sonuçlarına katlanırsın. Sana başlarda nazik davranmaya çalıştım ama yok sen bundan anlamıyorsun"
"Merak etme bana çok bir süre katlanmak zorunda kalmayacaksın çünkü buradan kaçıp arazın yanına yurtdışına gideceğim"
Bunları söylememle korayın çenesi seyirdi ve üzerime yürümeye başlamasıyla bende geri geri adımladım sırtım en sonunda soğuk duvara çarptığında durmak zorunda kalmıştım ama Koray hala yaklaşıyordu. Aramızda küçük bir mesafe vardı ve uzun boyu yüzünden ona aşağıdan bakıyordum. Beklemediğim bir anda yumruğunu benim yanıma duvara geçirdiğinde korkuyla irkildim
"Bana bak şu kaçma işini bir an önce aklından çıkar bundan sonra burada benimle berabersin anladınmı beni"
O kadar sinirliydi ki dişlerinin arasından konuşuyordu
"Bu evliliği istemediğimi başından beri biliyordun"
Dediğimde sinirle soludu
"Anlaşıldı senin odanı kilitlemeden önüne iki tane adam dikmeden akıllanmayacsksın"
Dedi ve bende uzaklaşarak telefonunu çıkarıp birini aradı
"Şefik iki tane adam gönder yukarı kata"
Dedi ve telefonu kapattı. Çok geçmeden iki tane koruma kapıda belirdi cebinden çıkardığı anahtarı korumaya verdi
"bu kapı her zaman kilitli olacak sizde kapıda bekleyeceksiniz. Eflal size ne derse desin kapıyı açmadan önce bana soracaksınız şimdi çıkın"
Dedi söyledikleriyle ağzım açık kaldı
"Beni buraya kilitleyemezsin bunu yapamazsın"
"Gör bakalım yapabiliyor muyum yoksa yapamıyor muyum"
Dedi ve odadan çıktıktan sonra kilit sesi geldi hemen kapıya dayanıp kapıya vurmaya başladım
"LÜTFEN KAPIYI AÇARMISIN KORAY"
kimse cevap vermiyordu sanırım gitmişti. Biraz odayı incelemek istedim bir çalışma masası kalemler ve kağıtlar çarptı gözüme masaya oturdum ve elime bir kağıt kalem alarak çizim yapmaya başladım. Yaklaşık 5 saat sonra portremi tamamlamıştım çook güzel olmuştu kendi portremi çizdim. Akşam oldu ve artık uykumun gelebildiğini hissedebiliyordum. uyumadan önce kitap okumak istedim ve kitaplıktan bir kitap alıp koltuğa oturdum ve dizlerimi kendime doğru çekip kitap okumaya başladım ve uykunun geldiğini hissederek kendimi uykunun kollarına bıraktım
Saçlarımda bir el hissetmemle gözlerimi açtım ve korayı gördüm saçlarımı okşuyordu. Dur bir dakika ben dün gece koltukta uyumamışmıydım yatakta ne işim var Koray taşımış olmalı
"Ne işin var burada"
"Sana bakmaya gelmiştim"
O an aklıma gelmesiyle sordum
"Saat kaç Koray"
"Saat 11 neden ki"
Nee ders saatime çok az kalmıştı
"Olamaz derse geç kalacağım"
Dedim panikle ve ayağa kalktım
"Ne dersi"
"Ben üniversitede hukuk okuyorum avukat olmama az kaldı"
"Olmaz okula gidemezsin"
"Ne demek gidemezsin ne dediğinin farkındamısın sen"
Derken gözlerimin dolduğunu hissettim korayda bunu görmüş olacak ki bakışları birden yumuşadı
"Olmaz diyorum Eflalim güvenemem ya kaçarsan"
Ver evet artık ağlıyordum
"Söz veriyorum kaçmayacağım lütfen izin ver"
Koray kısa bir süre düşündükten sonra Cevap verdi
"Olur tamam ama bende geleceğim ve seni izleyeceğim"
"Tamam kabul"
Dedim
<><><><><><><><><><><><><><><><><>
Sınıfa geldiğimde basamakları çıkarak ortalarda bir sıraya oturdum arkamı döndüğümde en köşe çaprazda korayın olduğunu gördüm
Ders başlayacağı sırada yanıma umut geldi umut yakın arkadaşlarımdan biriydi. Ona gülümsedim
"Selam eflal nasılsın"
"İyider senden"
"Bende iyi. Yanın boşmu"
"Boş oturabilirsin"
Umut yanıma oturdu ve çağan hoca sınıfa girdi ders başladı hocamız 27 yaşındaydı oldukça genç ve yakışıklıydı birden telefonuma gelen bildirimle irkildim
05***:o yanındakinin gebermesini istemiyorsan oradan kalk
Mesaj kesinlikle Koraydan gelmişti. Umuta birşey olmasını istemediğim için bir bahaneyle oradan kalkıp daha önlerde bir yere oturdum hocanın tam karşısındaydım
hocayı tüm ders pür dikkat dinliyordum başka kimse dinlemediği için sadece bana anlatıyordu. Bir konuyu anlamadım ve elimi kaldırdım
"Hocam ben bu kısmı anlamadım"
"Neresi eflalcim"
Diyerek yanıma geldi ve yanıma oturarak konuyu anlatmaya başladı. Ve omuzuna dokunarak samimiyetle soruyu anlamadığım soru olursa tekrar sormamı rica etti ve yine derse geçti bu hocayla 4 dersimiz vardı ve tüm derslerde hoca bana çok samimi davranmıştı dersler bittiğinde Koray yanıma geldi ve sınıftan çıktık
"Bu it oğlu it sana neden bu kadar yakın davranıyor"
"Saçmalama Koray o benim öğretmenim"
Sinirden resmen gözlerinden ateşler çıkıyordu
"Eflalcim miş sokarım o lafı ona"
"Ya tamam Koray sakin ol lütfen"
Sakinleşmek için derin bir iç çekti
"Tamam başka işimiz varmı burada"
"Var kütüphaneye gidip soru çözmem lazım dolabımada bunları bırakıcam dolabım kütüphanede"
Diyerek elimdeki defteri kitabı gösterdim
"Tamam hadi gidelim"
Kütüphaneye geldiğimizde bir masaya oturmuştuk korayda karşıma oturmuş bilgisayarından işlerini hallediyordu ve bende test çöcüyordum 2 saat sonra Koray bilgisayarını kapatmıştı sanırım işi bitti
"Daha bitmedimi eflal ya sıkılmıyormusun"
"Dur iki dakika Koray lütfen şu soruyu anlayamadım gitti zaten"
Soruyu anlayamadığım için söylenirken omuzumda bir el hissetmemle arkamı döndüm ve çağan hocayı gördüm
"Hangi soruymuş bakalım Eflal"
"Hocam sizde mi buradaydınız"
Hocayla konuştuktan sonra hoca yanıma oturdu ve sandalyesini benim sandalyenin dibine getirdi ve bana soruyu anlatmaya başladı gözüm koraya çarpmıştı. Resmen hocaya yiyecekmiş gibi bakıyordu kaşlarını çatabildiği kadar çattı ve bizi izlemeye başladı
"Soruyu anladınmı eflalcim"
Hocaya tam cevap verecektim ki korayın buz gibi sesi lafı ağzıma tıktı
"Anladı."
"Pardon siz kimsiniz"
"Kocasıyım"
O kadar sinirli çıkmıştı ki sesi tehdit etse daha az korkardım. Çağan hoca korayın söylediğiyle dumura uğradı
"Nasıl, sen evlimiydin eflal"
"Hocam aslında şey be-"
"Evet evli olamazmı bunun neresi inanılmaz da böyle şaşırıyorsunuz"
Dedi lafı ağzıma tıkarak resmen nefes almıyordu sinir soluyordu neden bu kadar sinirlendiğini anlayamıyordum
"Şimdi izninizle"
Dedi ve elimi tutup kaldırdı beni ve hızla kütüphaneden çıkmaya başladık
"Koray dur lütfen yavaş ol"
Koray beni duymuyordu bile hızla okuldan çıktık ve arabaya bindik. Koray arabaya binince kafasını direksiyona yasladı ve sakin olmak istiyormuş gibi nefes alıp vermeye başladı. Ama yok bir türlü sakinleşemiyordu birden kafasını kaldırdı ve sinirli bir şekilde bağırarak direksiyona vurmaya başladı gözleri sinirden kan çanağına dönmüştü.
Korkudan ağlıyordum ki birden Koray kendi kendine konuşmaya başladı
"Öldürürüm lan ben önü öldürürüm. Sanane lan kızdan evliyse sanane"
"Koray lütfe-"
"Sakın, konuşma sakın Sen hiç konuşma sana o köpeğin yanından kalk dedim sen gittin öbürünün önüne oturdun"
"Tamam ama çok abartıyosun adam iki soru anlattı diye sinirlenme sende hem evlendiğini duyunca şaşırması normal sonuçta daha önce evli değildim aniden evlendim adamda duyunca şaşırdı tabi"
Korayın sinirle soluması artık umrumda değildi çünkü haksızdı daha fazla susamazdım
"Benim bir suçum yok yemin ederim"
Kaşlarımı hafiften masum bir şekilde çattım ve dudaklarımı büzdüm. E napayım anam bir türlü sakinleşmiyor bu kırmızı bayrak görmüş deli boğa gibi tepinip duruyor arabada. Neyseki işe yaramıştı. Koray artık birazda olsa yumuşak bakıyordu
"Biliyorum senin bir suçun yok. Tüm suç o şerefsizde"
Dedi ve arabayı sürmeye başladı
Eve geldiğimizde tek bir laf etmeden odama doğru yönelmiştim odama çıktığımda arkamdan korayda odaya girmişti hala sinirli bir ifadesi vardı bir türlü sakinleşemedi gitti bu da ya
"Daha iyimisin"
Sorduğum soruyla kafasını olumlu anlamda salladı ve konuşmaya başladı
"Eflal bak sana iki seçenek sunacağım ikisinden birini seçmek zorundasın. Ya okufuğun sınıfı değiştirirsin yada okula görmezsin kaydını aldırırız"
"Ama neden ki ben okulumu ve sınıfımı seviyorum"
"Eflal bak kızıcam ama yeter sana bu olanlardan sonra kızmam gerekirken sustum kızmadım benim tepemin tasını attırma ikisinden birini seç"
Korayın yüzüne uzun uzun baktım şimdi yanlış birşey söylersem ortalık daha da kızışacaktı en iyisi okulumun değişmesiydi
"Tamam o zaman okulum değişsin"
Dedim dudaklarımı büzerek. Koraya baktığımda tebessüm etmiş yüzümü izliyordu ve bir anda bana sarïlmasıyla afalladamda hemen toparlandım
"Ya ne yapıyorsun ya bıraksana"
Dedim
"Kocana laf yetiştireceğine sarıl ve tadını çıkar emin ol yerinde olmak isteyen çok kız var"
Dediğinde hemen onu ittirip kaşlarımı çatarak ona bakmaya başladım
"Hangi kızlar sana sarılmak istiyormuş"
Dedim buda korayın hoşuna gitmiş olacak ki pis pis sırıtarak bana baktı
"Bilmem hangi kızlarmış onlar"
Neden Bilmiyorum ama sinirlenmiştim ve içimde yersiz bir kıskançlık olmuştu
"Aman hangi kızlar sarïlıyorsa sarılsın umrumda değil"
Dediğimde yüzü düşmüştü
"Neyse bende bizim Ereni arayayım onun üniversitesi vardı oraya gidersin artık"
"İyi tamam"
Koray koltuğa oturup telefonunu çıkardı ve birşeyler yapmaya başladı bende o sırada test kitaplarımı alıp masaya yerleştim
"Yine mi ders çalışacaksın yetmedi mi kızım bugün çok çalıştın zaten dinlen azıcık"
"Daha çok çalışmalıyım, çok çalışmalıyım ben herkes den daha çok çalışmalıyım anlıyormusun beni"
Diyerek çıkıştım
"İyi çalış o zaman"
Dedi ve bir telefon görüşmesi yapmaya başladı sanırım şu üniversitesi olan
"Naber eren nasılsın"
"İyi bende. Ya bizim bitane çok çalışmak isteyen inek öğrencimiz var her dakika başı ders falan çalışıyor hatta şu anda da çalışıyor senin üniversiteye yazdıralım diyoruz"
"He evet evet"
"Karım olur kendileri"
"Aynen"
"Yarın mı"
"Tamam o zaman görüşürüz kolay gelsin"
Ay ben şok. Dilim tutulmuş ağzım açık koraya bakıyordum. Bir hışım ayağa kalktım ve onun üzerine doğru yürümeye başladım
"Sen demin bana inek mi dedin"
Tam onun önüne geldiğimde koltuğundan kıpırdamamıştı bile
"Değil misin her saat ders çalışana ve çalışkan olana inek denmez mi"
O anki ifademi asla tahmin edemiyordum ki biranda fotoğraf çekme sesi geldi. Nee Koray benim fotoğrafımı çekmişti demin
"Sen benim fotoğrafımı mı çektin"
"O anki ifadeni görmen lazımdı artık bakıp bakıp gülerim"
Koray o telefonu hemen bana ver"
"Yok ya başka isteğin. Kolaysa al bakalım"
Dedi ve ayağa kalkıp telefonu almaya çalıştım ben üzerine gittikçe o arkaya arkaya doğru gidiyordu bir yandanda telefonu elinden almaya çalışıyordum
Korayın sırtı yatağa bakıyordu atlayıp. Telefonu alsam zarar görmezdim herhalde deyip korayın üzerine atladım ama atladığımda korayında dengesi kaybolmuştu ve yatağa düşmüştü ne yazık ki bende onun üzerine düşmüştüm. Öyle mal mal birbirimize varken onun o boşluğundan yararlanıp telefonu elinden aldım ve fotoğrafı hem galeriden hemde silinenlerden sildim.
"Oh be sonunda"
Diyerek kafamı korayın göğüsüne yasladı- bir dakika bir dakika ne yaptım ben. Hemen kafamı kaldırdım ve koraya baktım aptal aptal sırıtıyordu ve gözlerini kapattı. Üzerinden kalkmak için kıpırdanrığım sırada belimden sımsıkı tuttu ve beni kendine çekti. O kadar güçlüydü ki kıpırdayamıyordum bile
"Koray"
"Hı"
"Bırakırmısın beni git odanda uyu hem burada uyuma"
"Yok. Ben bu gece burda seninle uyumak istiyorum"
”olmaz hayır"
"Bal gibide oluy or"
deyip beni yanına doğru bıraktı.tam kalkacağım esnada belimden sıkıca sarılıp beni kendine çekti
"Ya Koray ne yapıyorsun bıraksana"
"Sus ve uyu uykumu kaçırma yarın sabah dersin var erken uyumam lazım"
Ne kadar denesemde sülük gibi beni kendine yapıştırdığı için kalkamadım ve en sonunda pes edip bende uyumaya başladım
|
0% |