42. Bölüm

42.. Bölüm Başka Bir Bedende

Beyza Soykun
yazarlik_hayali.06

Eren

"Uzak dur ondan." Serena Lena'yı itip yanıma geldi. "Sana kaç kez Eren'den uzak durmanı söyleyeceğim?"

"Serena ne diyorsun?" Elimi Lena'nın beline koyup kendine çektim.

"Eren o ben değilim, o Serena."

"Benimle kafa buluyorsun değilmi?"

"Hayır, bulmuyorum."

"Kanıtla."

"Drago'yla bağ kurarken çok zorlandın."

"Bunu herkes biliyor."

"Kanadımdaki yara senin bebekliğinden kalan bir iz ve geçmiyor."

"Lena?"

"Sonunda."

Elimi hemen geri çektim. "Nasıl?"

"Nasıl bilmiyorum ama bedenimi geri istiyorum."

"Büyü yapılmış olmalı. Bunu Alper ve Buse çözer."

"Tek çare o ikisi yani?"

"Malesef. Büyüyle ilgili hiç bir şey bilmiyorum."

"Harika! Bulalım şunları."

Beraber kaleye girip oturma odasına girdik. Alper her zamanki gibi kendince büyüler deniyordu. "Alper."

"Oğlum büyü yaparken gelmeyin demiyor muyum ben?" Alper sert sert baktı. "Ne var ne oldu?"

"Alper nasıl oldu bilmiyorum ama kızların bedeni değişmiş."

Alper ne diyor bu deli der gibi baktı. "Ne diyorsun oğlum ya. Salak salak konuşmada git."

"Alper şaka yapmıyorum ben."

"Eren git başımdan. Bu büyüyü öğrenmem gerekiyor."

"Çok ciddiyim."

"Beden değişimi büyüsünü bilmiyorum. Buse'yi bulun."

"Nerede bulanileceğimizi biliyor musun?"

Alper pes etmiş bir şekilde nefes verip başını iki yana sallaldı. "Ateş'i bulun. O bilir."

"Abim nerede?"

"Bilmiyorum" dedi omuzlarını kaldırıp indirerek. Önündeki açık olan kitaba baktı.

"Bir kez yardım etsen ölürsün Alper."

Odadan çıkıp abimin çalışma odasına ilerledik. Odasında olmalıydı. Kapının önünde durup tıklattım. Açıp içeriye girdim.

Her zamanki gibi masasında oturuyordu. "Abi Buse'yi gördün mü?"

"Hayır. Neden sordun?" dedi hala başı kitaptayken.

"Hiç."

Başını kaldırıp çevirerek bana baktı. "Ne karıştırıyorsun Eren?"

"Hiç bir şey abi. Görüşürüz."

Odadan çıkıp kızlara döndüm. Başımı iki yana salladım. "Ejderha ya da Element mağarasındadır. Hadi."

Bahçeden çıkıp ormana girdik. Aklımda ikisinin bedenlerini kimin değiştirdiği vardı. 15 dakika sonra Element mağarasındaydık. Küçük bir ışık topu yapıp mağaraya girdim. Tam tahmin ettiğim gibi buradaydı.

"Buse."

"Ne var?" Sert bir şekilde tersledi.

"Yardımın gerekiyor."

"Neden yardım edeyim? Beni istemeyen sendin."

"Asya ve Özgür'ü kaçırdın. Ne yapmamı bekliyordun? Bu ekibi korumak benim görevim."

"Benimde görevim sihri en iyi şekilde korumak. Babanı yok ettiğinde ona hizmet eden herkes öldü. Buna büyücüler de dahil. Onlarla beraber tüm sihirde gitti. Ben Alper ve Asya kaldı büyücülerden. Yıldız çiçeğine büyüyü geri getirmek için ihtiyacım vardı."

"Bu Asya'yı öldürürdü."

"Sadece tek yaprağa ihtitacım vardı."

"Yardım edecek misin?"

"Bir iki saate bakarım."

"Teşekkürler."

"Şimdi çık!"

Bir şey demeden çıktım mağaradan. Çok çabuk sahiplenmişti. Serena'nın bedenindeki Lena kapının önünde beklerken, Lena'nın bedenindeki Serena ağacın altına geçmişti.

"İlk kez güneşte bu kadar uzun kaldım. Çok güzel bir şeymiş."

"Evet. Muhteşem bir şey. Bir gün seninle gün batımı izlemek istiyorum."

"Eren bu çok zor bir istek."

"Evet ama imkansız değil. Seni koruyacağıma dair babana söz verdim. Hemde tüm krallığın önünde."

"Ve yaptığın en çılgınca şeydi."

"Hayır, ikinciydi. İlki sana aşık olmaktı. Lena sen güneşe çıkamıyorsun, ben ise güneş olmadan yaşayamam."

"Evet. Ama ben alıştım artık."

"Lena biraz türünü anlatsana."

"Önce bedenimi alayım. Anlatırım."

"Yapsa yapsa Buse yapar."

"Ona nasıl güveniyorsun?"

"İster inan ister inanma ama içinde gram kötülük yok."

"Sana inanıyorum Eren. Her zaman inandım."

"Evet gençler sorun ne?" Buse'nin arkamdan gelen sesiyle irkildim.

"Kızların bedeni değişmiş. Kimin ve nasıl yapıldığını bilmiyoruz."

"Bunu bulup çözmek benim işim. Bana şu altın boynuzlu hayvanı getirin."

Bir an Lena'yla göz göze geldik. İstediği tek hayvan Onchao'ydu. "Ona dokunmayacaksın."

"Sadece beden değişimi için gerekiyor."

Yanlarından ayrılıp yirmi dakika sonra yanımda Onchao'yla geri döndüm. Buse'yi gördüğü anda bir kaç adım geri çekildi. Benim hissetmediğim bir şeyi hissetmiş olmalıydı.

"Hadi oğlum. Bir şey olmayacak." Boynuzu parlamaya başladı. Aynı şekilde bileğimde.
"Aferim sana."

Yanıma geldiğinde tekrar yürümeye başladık. Yanlarına gittiğimizde aralarına girdi. Buse anlamadığım bir şeyler dıyerek Onchao'ya döndü. "Kanatlarını aç."

Onchao büyük kanatlarını açınca Buse tekrar anlamdığım şeyler söylemeye başladı. Bir dakika sonra Oncha'nun Lena'nın ve Serena'nın etrafında hafif bir ışık parladı. "Tamam şimdi gidin ve bir daha rahatsız etmeyin beni."

Her şeyin normale dönmesini umarak ikisine baktım. Lena birden boynuma atladı. Sıkıca sarıldım, işe yaramıştı.

Serena, Onchao'nun yanına gidip yelelerini okşadı. "Aferin oğlum. Senin güçlü bir tek boynuz olduğunu biliyordum."

"Şimdi sözünü tutma zamanı Lena." Kollarımı sıkılaştırdım. "Anlat bakalım."

"Tamam söz verdim." Bir şekilde kollarımdan ayrıldı. "Hadi serbest bir yere gidelim."

"Gidelim güzelim."

Ormana girdiğimizde "acaba vampir olabilir miyim?" diye sordum Lena'ya dönüp.

"Evet. Ama bu çok tehlikeli. Gücüne ters."

"Gerekirse vaz geçicem. Lena ben seninle sonsuza kadar yaşamak istiyorum."

"Vaz geçmeyeceksin Eren. Hayatının sonuna kadar yanında olacağım."

"Lena sen ve çocuklar tüm koruyucuların ölümünü göreceksiniz. Buna bende dahilim."

"Eren bunu tekrar konuşmak istemiyorum."

"Lena kan içerken miden bulanmıyor mu?"

"Hayır. Su içmek gibi. Ama ben içmeyi çok sevmiyorum."

"Ama içiyorsun."

"Evet. Taşıdığım iki can var. Zorunda olmasam içmem."

"Lena kanatlara sahip olmak nasıl bir duygu?"

"Korkutucu. Geçmişte türümüz kanatlarımız var diye canavar ilan edilen ve dışlanan bir toplumduk."

"Şimdi ise öyle değil. Bizler tarafından üstünsünüz. Özellikle karnındaki bebekler. Benim için her zaman üstün olacaksınız."

"Babam hala bu saçma geleneği devam ettiriyor."

" Bu geleneği sonlandıracağım. Mert'in istediğini yapacağım. Vampir halkı ve orman halkı birleşecek."

Bölüm : 31.01.2025 18:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...