Derslerim bugün geç saatte bitmişti. 1. Sınıflara ödev ve projelerinde yardım etmek için müdür beni yardımcı öğrenci olarak seçmişti. Bense 3. Sınıf öğrencisi ve ödev, proje konularında deneyimli olduğum için ben seçilmiştim.

Başlarda yeni insanlar tanımak ve onlarla vakit geçirmek hoşuma gidiyordu fakat bir zaman sonra kendi projelerime yetişemez hale geliyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu. Yardımcı öğrenci olmaya devam etmeliydim.

Bugün ise bu görevimden dolayı 18.30'da okuldan çıkabilmiştim. Evime taksiyle gelmiştim. Genelde yürüyerek geliyordum, yani erken çıktığım zamanlarda yürüyerek geliyordum. Birkaç yere uğruyor yiyecek alıyordum. Kablolu kulaklığımla müzik dinleyerek evime geliyordum.

Yürümek daha çok hoşuma gidiyordu. Okul ile evimin arasında yarım saatlik yol vardı ama benim için daha iyiydi, yürümeyi seviyordum.

Taksi evimin önünde durdu, ücretimi ödeyerek taksiden indim. Bahçeye girmeden önce dikkatimi kaldırımda yere atılan çikolata paketi çekti. Hemen onu yerden alarak biraz kenarda olan çöp tenekesine attım. Evimin önünde çöp görmek hoşuma gitmiyordu. Aslında herhangi bir yerde çöp görmek hoşuma gitmiyordu fakat yaşadığım yer Türkiyeydi, görüyordum.

Bahçe kapısını açtığımda; evimin kapısının hemen dibinde bırakılan orkide ve orkidenin yanında bulunan çantalar karşıladı beni. Ne olduğunu anlamayarak yavaşça kapıya doğru yürüdüm.

Bunlar bırakılalı henüz yarım saat geçmiş olmalıydı çünkü çantaların şekli ve orkidenin kokusu henüz gitmemişti. Kimden gönderildiğine ait bir not bulurum diye çiçeğin etrafına göz gezdirdim. Çantalara da öyle fakat hiçbir şey yoktu.

Çantalardaysa pahalı markalardan alınan kıyafetler vardı. Üç çanta. Ayakkabı, elbise ve ceket.

Bunlar kimden gelmiş olabilir diye düşünerek bir çantayı elime alacaktım ki çantaya dokunur dokunmaz telefonum çalmaya başladı. Cebimden telefonu çıkararak kim olduğuna baktım.

Bilinmeyen Numara Arıyor...

Bilinmeyen numara neden beni arıyor? Telefonumda kayıtlı olmayan kişilerin beni arıyor olması her zaman telaşlanmama sebep olurdu. Ya annem veya abimse? Onlarla konuşmaya hiç hazır değildim bu yüzden beni aramamalılardı.

Yeşil tuşa basarak büyük bir tedirginlikle telefonu kulağıma götürdüm. Birkaç saniye sessizlikten sonra nihayet karşı taraftan bir ses geldi.

"İyi akşamlar, Mayıs."

Ses, Vural Bey'e aitti. Hemen o olduğunu anlamıştım çünkü Vural Bey bana diğer insanlar gibi ezikleyici bir tavırda hitap etmiyordu. Ses tonu nazik ve yumuşaktı.

"Mayıs? Orada mısın?"

Aptal Mayıs hep bunu yapıyorsun! Neden telefondayken düşünüp duruyorsun ki!

"İyi akşamlar Vural Bey, kusura bakmayın, telefon numaranız ben de kayıtlı olmadığı için biraz terddütle açmıştım telefonu ve ondan oldayı hemen seslenemedim."

Aptal Mayıs! Neden koskoca Alkan'a açıklama yapıyorsun!