@yazarnejmiyes
|
~3. Bölüm~ Şuan dolabın karşısında şirin mi yoksa ciddi bir kombin mi yapsam diye kara kara düşünüyordum. Çünkü babamın sekreteri aramıştı. EVET BABAM ARAMAYA TENEZZÜL ETMEMİŞ SEKRETERİNE ARATMIŞTI! Bu da ayrı bir sinir konusuydu. Artık neye sinirleneceğimi şaşırdım yahu. Neyse konumuza dönelim. Şirin bir kombin yaparsam tatlılığımla daha etkili konuşabilirdim. Amma ve lakin ciddi bir kombin yapıp düşüncelerimde ne kadar ciddi olduğumuda vurgulayabilirdim. En iyisi ikisinin ortası bir kombin yapıp babamın nabzına göre konuşma yapmak. Dolaptan hemen krem rengi üç parçadan oluşan bir takım çıkardım. Bence hem tatlı hem ciddi bir kombindi. Hızla üzerimi giyinip makyaj masama oturdum. Makyajımıda aynı taktikle yüz hatlarımı belirginleştirip hafif pembe tonlu bir allık sürerek hem ciddi hem tatlı bir görüntü yaratmıştım. Makyajın yüz ifadesine göre şekil aldığını savunanlardanım. Makyajıma son dokunuşları yaparak çantamıda alıp çıktım. Garaja ilerledim. Aahh ahh ne kadar tatlı olursam olayım canım arabam ciddiyetimi ortaya koyuyordu resmen. Mersedes g kasa zirvedir yaa bayılıyorum bu asil kıza. Arabama aşkla bakmayı bırakıp kapısını açtım. Her seferinde aynı heyecanla biniyorum resmen bu aşk değilde ne? Arabayı garjdan çıkarıp babamın ofisine doğru sürmeye başladım. Camı açıp temiz havayı ciğerlerime taşıdım. Memleketimin havasına kurban olurum be. Çok şükür İstanbuldan geri gelebilmiştim Gümüşhaneye. Ne zamandır memeleket hasreti çekiyordumda gelemiyordum. Konu görev olunca atlayıp gelmiştim. Görevimi kendimdende herkestende üstün tutardım. Çünkü vatan aşığı bir insandım ve sadece vatan için çalışırdım. Güçlü bir iç çektim. Kendimi gülümsemeye zorlayarak radyonun tuşuna bastım. Kendime gelmem lazımdı. Radyonun açılmasıyla kocaman gülümsedim sesi dahada yükselttim. ... Evleri hane hane de Parlayi Gümüşhane Evleri hane hane Parlayi Gümüşhane Gümüşhane kızlari da Dünyalarda bir tane Gümüşhane kızlari Dünyalarda bir tane Bağıra bağıra söylemeye başladım. Bir Gümüşhaneli olarak fav şarkılarımdandı. Yol boyu şarkı söyleyip modumu yükselttim. Şimdi sıra yeni şovumuzdaydı. Arabadan inip anahtarı valeye verdim. Ofis girişine doğru asil asil yürümeye başladım. Buranın sahibi benim der gibi. Muhtemelen şuan burdaki kimse beni tanımıyordu. Ama ben yinede kendime güvenimden ödün vermedim. Nede olsa gerçekten buranın sahibi bendim. Kendi kendime güldüm. Bakalım babacım(!)ne tepki verecekti. Danışmaya gidip "Adnan Barbarosa haber verir misiniz Burçe Ecmel Barbaros'un geldiğini" Dedim. Danışmadaki kadın suratıma bön bön baktı. Elimi şıklattım gözünün önünde "Bakmayı bırakıp arasanız mı acaba acelem varda" Dedim. Kadın aceleyle eline telefonu aldı sekreti arayıp haber verdi. Birkaç dakika sonra bana baktı "sol merdivenden yukarı çıkın. Soldaki 2. kapı" Dedi. Dediğini yapıp merdivene ilerledim. Koskoca ofiste asansör yoktu olacak iş değil. Neymiş çalışanların merdiven çıkıp inmeleri beyinlerini daha çok çalıştırdığı için bu iyi bişeymiş. Ulan tamam beyin çalışıyoda ayaklar ne olacak onlara yazık değil mi madem böyle güzel bir teknoloji var neden kullanmıyosun. La havle la havlee. Sabır çekerek 2. kapıya ilerledim sekreteri kapıda bekliyordu. Benim gelmemle hafif eğildi "hoşgeldiniz Burçe hanım" Dedi güler yüzüyle. "Hoşbuldum" Dedim hafif tebessümle. Eliyle kapıyı işaret etti "buyrun geçelim". Kapıya doğru adımladık. Sekreter kapıyı tıklatıp benim için açtı. Teşekkür edip içeriye adımladım. Babam yalnız değildi misafirleride vardı. Yüzüme sahte ama samimi görünen bir gülümseme yerleştirdim. Misafirlere iyi görünürsem babamdan ceza indirimi alabilirdim. İçeride bir kadın, bir adam vardı bide onların çocukları olduğunu düşündüğüm bir oğlan vardı. Beni görünce babam ayağı kalktı. Kocaman gülümsedi. "Ah kızım hoşgeldin! " Dedi coşkulu bir sesle. Beni bu kadar coşkulu karşılamasına az kalsın şaşıracaktım ama misafirleri hatırladım. Bende onun gibi yapıp kocaman gülümsedim. Hemen bana açmış olduğu kollarının arasına girdim. İkimizde sıkı sıkı sarıldık. Babam saçlarımı öpüp "oh ne kadar özlemişim" Dedi. Babamı sarsıp "kendine gel" Diyesim geldi. Babamla hiçbir zaman anlaşamazdık. Aramızda sağlıklı bir baba kız ilişkisi olduğuda söylenemezdi. "Bende seni çok özledim babacım" Dedim sesimi özlemli çıkarmaya gayret ederek. Neyseki küçükken oyunculuk dersleri almıştımda zorlanmadım. Babam omuzlarımdan tutup misafirlere çevirdi. "Seni misafirlerimizle tanıştırayım" dedi. Kadın ve adam bize kocaman gülümseyerek bakıyordu sanırım tiyatromuz hoşlarına gitmişti. Misafirlere bakıp "merhaba" Dedim. Kadında bana gülümseyerek "merhaba tatlım" dedi. Tatlım mı! Şaka yapıyor olmalısın! BEN 26 YAŞINDA BİR KADINIM, ÇOCUK DEĞİLİM KENDİNE GEL.! Kendimi ifademi bozmamaya zorladım. Sözü babam devraldı. "Bunlar yeni ortaklarımız Sevda hanım ve Kemal bey" Dedi bana takdim ederek. Onlara dönüp "Bu da benim biricik kızım Burçe Barbaros" Dedi gururla. Babama döndüm sahte bir gülümsemeyle "Burçe ECMEL Barbaros babacım öbür ismimi söylemedin" Dedim. Babam Ecmel ismini duyunca sinirlendi, belli etmemeye çalışarak. "Pardon kızım" Dedi gülümseyerek. Kadın "Tanıştığıma çok memnun oldum Burçecim" Dedi. Gülümsedim "Bende öyle Sevda hanım" Dedim. Kadının yüzü düştü. "Ah hanım demene gerek yok canım abla diyebilirsin" Dedi. Aslında tatlı kadındı. Hafif bir tebessümle kafamı salladım. Kemal bey ayağa kalkıp. "Biz artık gidelim Adnan detayları sonra konuşuruz" Dedi babamla el sıkışarak. Geldiğimden beri hiç konuşmayan oğlan ayağa kalıp babamın yanına geldi. "Hersey için teşekkürler Adnan amca" Dedi. Babam bişey hatırlamış gibi bana döndü "Sizi tanıştırmayı unuttum, Cihanla tanış kızım" Dedi. Babama garip garip bakıp oğlana elimi uzattım. "Burçe Ecmel" Dedim. O da elimi tutup "memnun oldum Ecmel" Dedi. Donup kaldım. Uzun zamandır kimse bana Ecmel diye hitap etmemişti. Şaşkındım insanlar genelde ilk ismimle hitap ederdi. Gülümsemeye çalışarak "bende" Diyebildim. İçimde bişeyler harekete geçmişti. Ben kendime gelmeye çalışırken babam onları uğurlamıştı. Odanın kapısını kapatıp yanıma adımladı. "Ee Burçe hanım şimdi sıra sende, dökül bakalım. " Dedi sandalyesine otururken. Kafamdakileri atıp şirince gülümsedim. Rolüme bürünmeye çalıştım. Babamın karşısındaki sandalyeye kuruldum. "Aa neyi döküleyim babacım" Dedim anlamamıştan gelerek. Babam kaşlarını çattı. "Neyi dökülecen? Dün yaptıklarını tabii" Şirin gülümsememi silmeden "Dün napmışımki" Dedim dahada çıldırtmaya çalışır gibi. Babam elini masaya vurdu. "Benum sabrimu sınama Burçe" Dedi tahammülsüz bir sesle. Kafamı dikleştirdim. "Ben açıklama yapılacak bişey görmüyorum sadece benim olan tahtın başına geçtiğimi herkese gösterdim" Babam öyle mi der gibi alayla kaşını kaldırdı. "Senin olan taht ha" Dedi histirik bir gülüşle. Bende aynı alayla "Ne oldi babacigum tahtina kondim diye sinurlendun mi" Dedim biraz şive katarak. Babam tek kaşını kaldırdı. Bu oyun mu istiyorsun demekti. Kollarımı bağlayıp arkama yaslandım. "Ula sen bana demedun mi ben ölsem bu masanin başina geçmem deyi" Kafamı salladım. "Evet dedim ama işler şimdi değişti. Bu bir şeref meselesi, ben şerefime leke sürdürmem! " Dedim tek düze. Babam bana biraz gurur biraz sinirle baktı. "Sen savci değil misun ne işun var pis işlerde" Dedi damarıma basmaya çalışır gibi. Gözlerime siyah bir perde çekip. "Mesleğu biraktum, artuk kendi işumun başina geçeceğum" Dedim diklenerek. Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu avının bir açığını yakalamaya çalışıyordu. Ama benim onun öğrencisi olduğumu unutuyordu. Ben açık vermem Adanan Barbaros kızını tanıyamamışsın. "Burçe" dedi boğuk, sinirli sesiyle. "Efendum" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Babam baktı baktı elini masaya vurup ayağa kalktı pes eder gibi. "Tamam ula tamam ne halt edersan oni et" Dedi bıkmışlıkla. "Ama gözum üstunda ayağinu denk alasun" Ayağa kalktım. "Tamamdur babacigum hiç şüphen olmasun, hadi Allaha emanetsun" Diyip kapıya yürüdüm. Evett babamı atlattığıma göree kendimi ödüllendirmee vaktiii.
Son ~~~~~~~~~~~~~~ Selaaaammmsss nasıll buldunuzz Fikirleriinizii merak ediyorumm Ve dee tavsiyelerinizii 💋💋
|
0% |