@yazarnunur
|
YAYIMLANMA TARİHİ; 26 Eylül 2024...
AA - 3. ÖZEL BÖLÜM;
Oya'nın ağzından;
"Aylin, annem yorma beni lütfen." Yorgunluk akan sesimle konuştuğumda Ozan bana baktıktan sonra Ömür Aylin'e başını çevirdi.
"Bebeğim biz ne anlaşmıştık?" Ozan oturduğu koltuktan kalkıp halıda Aylin'in yanına çöktüğünde bu sefer ben koltuğa uzandım.
Yorgunluktan bayılacağım şimdi...
Bu aralar üzerimde o kadar garip bir yorgunluk var ki en ufak hareketimde bütün enerjim çekiliyor gibi hissediyorum.
"Ama babacıyım ayneme ben yaydım ediyoyum ama aynem hemen yoyuyuloy. Biy bakıyoyum pıt uyumuş." Aylin tane tane konuşmaya çalıştığında güldüm.
3 yaşındaydı ama hâlâ kelimeleri düzgün konuşamıyordu...
"Hımm demek ki anne bu aralar biraz hızlı yoruluyor. O zaman biz de ona göre davranmalıyız , değil mi?" Ozan Aylin'in saçlarını okşarken konuştuğunda Aylin alt dudağını sarkıtıp başını onaylar manada salladı.
"Hadi banyoya." Derken koltuktan kalktım.
Daha yeni uzanmıştım evet ama Aylin'i yıkamam lazımdı. Yıkandıktan sonra yoruluyor ve uyuyordu ve ben de bugün yorulmuştum, artık uyumak istiyordum.
"Ama ayne." Demişti ki Ozan boğazını temizleyerek Ömür Aylin'in dikkatini çekti. Aylin babasına baktığında tek kaşı kalkmış ve sorar bir biçimde ona bakan babasını görünce oflayarak ayağa kalktı.
"Ama çen hep böyle yapıyoyşun baba. Hiç benim yanımda oymuyoysun. Hep aynemi tutuyoysun." Derken ayağını sinirle yere vurmuştu.
Ozan gülmemek için kendini kasarken yeni çıkmaya başlayan sakalını kaşıyarak gülmesini daha çok gizlemeye çalıştı.
"Ya baba ya!" Bunu fark eden Ömür Aylin ayaklarını yere vura vura bağırdığında Ozan daha fazla dayanamayıp gülerek Aylin'i kucağına aldı.
"Küçük hanım. Sen bana demedin mi 'baba senin benim saçımı taramanı ve kurutmanı seviyorum' diye?" Dediğinde Aylin başını onaylar manada salladı.
"Evet dedim çünkü seviyoyum." Dediğinde Ozan daha büyük bir gülümseme kondurdu dudaklarına.
"İşte ben de senin sevdiğin şeyi yapabilmek istiyorum ama onu yapabilmem için senin yıkanman lazım." Ozan Aylin'in burnunu hafifçe sıkarken konuştuğunda Aylin gözlerini kocaman açtı.
"Geyçekten mi?" Büyük bir hevesle konuştuğunda Ozan başını onaylar manada salladı.
"Caynım babam." Aylin Ozan'a sıkıca sarılırken söylediği şeyle derin bir nefes alıp gülümseyerek onlara bakarken gözlerim doldu.
Ozan bana baktığında bunu fark etmiş olmalı ki kaşları çatıldı. Dudaklarını oynatarak 'ne oldu' dediğinde başımı 'hiçbir şey yok' der gibi sağa sola salladım.
Ozan Aylin'i banyoya götürdüğünde peşinden ilerledim.
"İyi misin güzelim?" Banyodan çıkmadan önce elini belime koyup beni kendine çevirirken konuştuğunda gülümsedim.
"İyiyim sadece bir an duygulandım. Çocukluk aşkım ile bu seviyeye gelmiş olmak bir an duygulandırdı." Dediğimde burnumun ucunu öptü.
"Duygulanma güzelim. Mutlu ol. Dolmasın o güzel gözlerin." Dediğinde derin bir nefes alıp gülümsedim.
"Yaaaa hadi. Ayne?" Aylin banyodan doğru seslendiğinde güldüm ve Ozan'dan uzaklaşıp banyoya girdim.
Suyu ayarladım ve Aylin ile suyla biraz oynadıktan sonra yıkayıp çıkarttım ,bornozunu giydirdim.
"Baba, geliy mişin yütfen?" Aylin babasına seslendiğinde Ozan'dan ses çıkmamıştı.
"Ozan Aylin ile ilgilenme sırası sana geçti. Benden sıkıldı." Dediğimde Aylin iki elini de beline koydu.
"Ayne ya. Niye öyle diyoyşun? Ben çeni çok şeviyoyum. Çenden hiç şıkılmam ki." Dediğinde bu haline gülüp yüzünü avuçlarımın arasına alıp yüzünün her tarafını öpmeye başladığımda kıkır kıkır gülüyordu.
"Ben çağırıldım ama bakıyorum da anne kız çok mutlusunuz. Bana gerek yok anlaşılan." Ozan çakma bir alınganlık ile konuştuğunda Aylin ellerimin arasından kaçıp babasının yanına gitti ve eşofmanını tuttu.
"Baba bak bayyo yaptım." Dediğinde Ozan gülerek Aylin'i kucağına aldı.
Saçlarını kokladıktan sonra Aylin'in lavabonun olduğu mermere oturttu.
"Oh benim kızım mis gibi kokmuş, mis gibi." Ozan dolaptan tarağı alırken konuştuğunda Aylin de aynaya bakacak şekilde oturduğu yerde dönmüştü.
"Aynem gibi güjel mi kokmuşum?" Meraklı meraklı konuşan Aylin ile güldüğümde Ozan bana bakıp göz kırptı.
"Annenden daha güzel kokmuşsun bebeğim. Bebek gibi kokmuşsun. Mis mis." Dediğinde ikisine gülerek banyodan çıktım ama uzaklaşmak yerine kapı pervazına yaslanıp onları izlemeye başladım.
"Geyçekten mi?" Aylin saf bir merakla konuştuğunda Ozan yavaş yavaş Aylin'in saçlarını taramaya başladı.
"Evet." Aylin'i bekletmeden konuştuğunda Aylin kıkırdadı.
"Ama aynem de çok güjel kokuyoy değil mi? Hem bence aynem hep benden güjel kokuyoy. Miş gibi koyuyoy benim canıym aynem." Aynadan babasına bakarak konuşan Aylin ile tekrar gözlerim doldu.
Ozan Aylin'e şefkat dolu gözlerle bakarken gülümsediğinde Aylin de aynadan doğru küçük dişlerini göstererek gülerken güldüğü için gözleri kısılmıştı. Ozan dayanamayıp Aylin iki yandan kafasını tutup geriye çektikten sonra hemen alnını öpüp bıraktı ve saçlarını taramaya devam ettiğinde belli bir süre sonra Aylin oturduğu yerden ayağa kalktı.
"Eğiliyoysun babacığım. Ben ayakta duyuyum." Dediğinde Ozan iç çekerek gülümsedi.
"O beni piyenşeş peyi şanıyo Ne hata yapşam geyi şayıyo Mimojijiden biri şanıyo Beyndeki de şaç o taç göyüyo." Aylin babası saçını tararken dili dönebildiği kadar her seferinde söylediği şarkıyı söylemeye başladığında Ozan güldü. Bu şarkıyla ikisi sürekli düet yapardı.
" Her bi gidişim, güneşin batışı Çiçekler böceklerdir hep arkadaşı Sarılırsam eğer kalbi duracak Bir gün gidersem, bilmez n'apıcak Ooo bilmez n'apıcak Ooo bilmez n'apıcak" Ozan da kendi kısmını söylediğinde Aylin kıkırdayıp ellerini çırptı.
"O beni piyenşeş peyi şanıyo Ne hata yapşam geyi şayıyo Mimojijiden biri şanıyo Beyndeki de şaç o taç göyüyo." Derken dans etmeyi de ihmal etmiyordu. Ozan Aylin dans ederken aynı zamanda canını yakmadan saçını taramaya çalışıyor bir yandan da şarkıyı devam ettiriyordu.
Aylin şarkının sadece bu kısmını bir de sonunu biliyordu. Ozan da geri kalan kısımları söylerdi her seferinde.
"Şihiyli bi' güjelliğim yok o beni (peyi şanıyo) Hangi hatayı yapşam şilip yine (geyi şayıyo) Kalbini kıysam da beni kuşuyşuj (biyi sanıyo) Beyndeki de şaç o taç göyüyo" Dedikten sonra ellerini iki yana açıp sustuğunda Ozan taramayı da bitirmişti. Aylin'in saçlarını öptükten sonra kurutma makinesini alıp saçlarını kuruttu. İşleri bittikten sonra Aylin'i kucağına alıp kapıya döndüğünde ikisi de beni görmüştü.
"Aaa ayneciğim şen biji mi ijliyoydun?" Aylin boncuk boncuk gözleriyle konuştuğunda başımı onaylar manada salladım.
Gözleri kahverengiydi ama büyük olduğu için bana hep boncuk boncuk bakıyormuş gibi geliyordu.
"Üzerimizi değiştirme zamanı geldi." Dedikten sonra Ömür Aylin'i Ozan'ın kucağından kendi kucağıma aldım.
"Ayne bugün çiçekli pijamamı giyebiliy miyim?" Aylin kollarını boynuma dolarken konuştuğunda başımı onaylar manada salladım.
"Tabii giyebilirsin annem." Derken odasına girmiş ve kapıyı kapatmıştım.
Hızla üzerini değiştirdiğimde Aylin'in yavaş yavaş gözleri kapanmaya başlamıştı.
"Ayne bana maşal okuy muşun?" Mırıl mırıl konuştuğunda gülümsedim ve yatağına yatırdıktan sonra masallarından birini alıp okumaya başlamıştım ki masalın yarısına geldiğimde uyuyakalmıştı.
Üzerini örttükten sonra sessizce odadan çıkar çıkmaz burnuma dolan yoğun patlamış mısır kokusuyla alt üst olan midemden dolayı elimi ağzıma bastırıp koşarak tuvalete gittim. Hızla içeriye girdikten sonra klozete eğilip içimi dışıma çıkarttığımda tuvalete giren Ozan'ın adımlarını duydum. Saçımı arkamda tutarak sırtımı sıvazlarken en sonunda durduğumda yanıma çömelmişti.
"Güzelim, ne oldu?" Dediğinde elindeki havlu peçete ile ağzımı silmişti.
Ayağa kalkmama yardım ettiğinde yavaşça lavaboya gidip ağzımı çalkaladığımda Ozan da sifonu çekmişti. Ağzımı yüzümü yakayıp suyu kapattıktan sonra ellerimi mermere yasladım ve aynaya baktım.
"Neden bulandı miden? Aynı şeyleri yedik oysa ki. Neyin var? Bir şey mi dokundu acaba?" Derken eline aldığı havlu ile yüzümü kuruluyordu.
"Mısır mı patlattın?" İstifra ettiğim için yorgun çıkan sesimle aynadan bana baktı.
"Aylin'in uyuyacağının farkında olduğum için film gecesi yaparız diye düşünmüştüm o yüzden evet mısır patlatmıştım." Derken beni kucağına aldı. Her istifra ettiğimde bacaklarımdan ellerime kadar titrediğimi bildiği için beni kucağına almıştı. Her istifra ettiğimde böyle yaptığından dolayı biliyordum.
"Camları açalım kokusu bir an midemi bulandırdı." Tuvaletten çıkarken konuştuğumda başımı göğsüne yasladım.
"Tamam güzelim." Dedikten sonra beni camların açık olduğu salona getirip koltuğa bıraktıktan sonra diğer camları açmak için yanımdan ayrıldı. Salon o kadar yoğun patlamış mısır kokmadığı için iyiydim.
Neden midem bulanmıştı ki şimdi benim?
Bir saniye, olabilir mi? Evet, olabilir! Ben bu ay adet de olmadım.
Baş dönmelerim, mide bulantılarım, sürekli uykumun gelmesi. Bunların hepsi Aylin'e hamileyken de yaşadığım şeylerdi.
"Daha iyi misin?" Ozan yanıma oturduğunda ona baktım ve hemen göğsüne sokuldum.
"İyiyim kocacımcımcım." Güler bir ses tonuyla konuştuğumda o da ona hitap şeklime gülmüştü.
Yarın en iyisi bizim kızlardan bize gelirken hamilelik testi almasını istemekti.
📱 📱 📱 📱 📱
"Kader, neredesin? Çıktın mı evden?" Patatesleri kızarmış yağa koyarken bir yandan da aradığım Kader ile konuşuyordum.
"Daha çıkmadım, çıkacağım birazdan ki zaten çıkmazsam Pırıl , Esma ile Merve başımın etini yiyecek gibi. İlker durmuyor ki bir türlü! Hazırlanamadım o yüzden." Hafif isyan eder gibi konuştuğunda güldüm.
İlker Aytaç abi ve Kader'in 1 yaşındaki oğullarıydı. O kadar tatlı bir şeydi ki resmen Aytaç abinin küçüklüğüydü.
"Gelirken hamilelik testi alır mısınız?" Dediğimde kısa bir süre telefondan ses gelmedi.
"Kader?" Dediğimde "Oha, ciddi misin?" Diye bir ses gelmişti.
"Bilmiyorum, emin olmam lazım."
"Tamam alırız." Sevinçli sesi kulaklarıma dolduğunda gülümsedim. Telefonu kapattıktan sonra elimi hızlandırdım. Birazdan gelirlerdi.
Dördümüzün de izin günü çakışınca en iyisi bir arada olmak olduğuna kanaat getirmiştik.
Sofraya son olarak tabakları götürürken ellerinde peçetelerle birlikte Aylin de peşimden geliyordu.
Tabakları, peçeteleri ve çatalları da yerli yerine koyduktan sonra zil çaldığında Aylin koşarak kapıya gitti.
"Annecim dikkatli ol." Arkasından seslenirken peşinden kapıya ilerledim. Yanına gidip kapıyı açarken bir yandan da otomatiğe basmıştım.
Betül'e laf yetiştirmeye çalışan Efe'nin sesi apartmanı doldururken o seslere ayak sesi de eşlik ediyordu.
Efe Kerem abiyle Merve'nin oğluydu ve iki yaşındaydı ama iki yaşında olmasına rağmen kendinden 4 yaş büyük olan Betül ile laf dalaşına girmekten çekinmiyordu.
Efe çok fena bir çocuktu, o kadar fenaydı ki Merveler evlerindeki bütün kırılabilir eşyaları bazaların altına koymuş dolaplara da çocuk kilidi takmışlardı ama Efe o çocuk kilitlerinin de hakkından gelmişti bu yüzden dolaplara asma kilit takmışlardı. O derece diyorum size. İşin daha kötüsü Merve ikinci kez hamileydi ve O da oğlandı. Adını da Ege koymayı planlıyorlardı.
"Efe!" Aylin Efe'nin sesini duyunca onu bağırmadan duramamıştı. Efe adının seslenilmesinin ardında anlık bir susmuş sonrasında da "Ömüy Aylin!" Diye bağırıp merdivenleri koşmaya başlamıştı.
"Efe! Koşma, düşeceksin!" Merve ne kadar arkasından bağırsa da Efe dinlememiş ve koşmaya devam etmişti. Bizim kata geldiğinde yine koşarak Aylin'e sarıldı.
Kızlar Efe'nin ardından bizim kata çıktığında Kader ayakkabılarını rahat çıkartabilsin diye İlker'i kucağıma aldım.
"Dey-je, ha-ya." İlker elini yanağıma koyarken konuştuğunda kocaman gülümsedim.
"Teyze mi hala mı diyeceğini seçemeyip ikisini bir demeye mi başladı?" Kader'e bakarak konuştuğumda kızlar gülmüştü.
"Anne baba demiyor sürekli teyze hala diyip duruyor zaten. Çıldıracağım bir gün o olacak." Derken elindeki poşeti Aylin'e göstermeden İlker'i kucağımdan alma bahanesi ile elime tutuşturduğunda derin bir nefes aldım.
Şimdi o poşeti görse öğrenene kadar durmazdı. En iyisi görmemesi.
Efe, Aylin ve Betül salona gittiğinde Merve beni banyoya iteledi.
"Hemen yap şu testi, Kader söylediğinden beri meraktan çatlıyorum. Hadi." Dediğinde güldüm ve banyoya ilerledim.
Testi yaptıktan sonra kutusunu poşete sardım ve testi daha doğru testleri dolabın içine bırakıp banyodan çıktım. Kızlar bana merakla baktığında elimle salonu gösterdim.
"Kahvaltıdan sonra bakarız."
"Üç test almıştım hepsini yapsaydın." Kader sesizce konuştuğunda başımı onaylar manada salladım.
"Hepsini yaptım zaten, hadi çocukları daha fazla yalnız bırakmayalım." Dediğimde salona geçtik.
Güle oynaya karnımızı doyurduktan sonra masayı topladık.
"Annem sen çocukları birkaç dakikalık göz kulak ol tamam mı? Bizim çok ufak bir işimiz var." Esma Betül'e bakarak konuştuğunda Betül başını onaylar manada salladı.
Kızlar beni tutarak tuvalete soktuklarında üçü de peşimden tuvalete girdi.
"Betül de 6 yaşında Esma abla, o da çocuk nasıl göz kulak olsun?" Dediğimde gözlerini belertti.
"O yüzden şu teste çabuk bak." Dediğinde derin bir nefes alıp küt küt atan kalbimle birlikte testi koyduğum dolabın kapağını açtım ve yan yana olan üç teste baktım.
Çift çizgiydi, üçü de çift çizgiydi.
Küt küt atan kalbim sevinçle daha da hızlandığında kızlara döndüm. Gözlerim dolu solu onlara baktığımda sonucu anlamaya çalışıyorlardı.
"Değil misin?" Kader üzgünce sorduğumda hemen yanımdaki Merve sevinçle yerinde zıpladı.
"Oley be tekrar teyze oluyorum." Testi görmüş olmalı ki kısık bir sesle konuştuğunda Kader hemen bana sarıldı.
"Çok sevindim, çok sevindim, çok sevindim. Öğrenince Aylin de çok sevinecek." Kader bana sarılırken mırıldandığında derin nefesler alarak Kader'e sarıldığımda Esma abla ve Merve de sarılmamıza katılmıştı.
Merve'nin hamile olduğunu öğrendiğimizde Efe Aylin'e sürekli hava atmıştı ve Aylin de bir kardeş istediğini her fırsatta bize söyleyip kafamızı didikliyordu. Bu habere açık arayla en sevinecek kişi eminim ki Önür Aylin olacaktı.
"Hayırlı olsun Oya." Esma abla konuştuğunda geri çekildim ve göz yaşlarımı sildim.
"Bu testleri bir alayım ben." Derken dolaptan testleri aldım. "Ozan'a sürpriz yapayım."
"Neyse tamam toparlayalım kendimizi Aylin bir şey anlamasın yoksa bugün telefondan konuşacağımız vakit Ozan'a yumurtlar." Boğazımı temizleyerek konuştuğumda kızlar başlarını sallayarak beni onayladılar.
Hiçbir şey olmamış gibi salona döndüklerinde ben de elimdeki testler ile yatak odasına gittim. Testleri bir peçeteye sarıp takı kutumun içine koyduktan sonra salona gittim.
Çocuklar kendi aralarında oynarken biz de kızlar ile kendi aramızda sohbet ettik.
📱📱📱📱📱
Ozan işten geç geleceğine dair mesaj atmasının üzerinden 2 saat geçmiş saat 10 olmuştu. Aylin de uykuya dalalı neredeyse bir saat olmuştu.
Salonda tek başıma otururken elimdeki teste bakıyordum. Derin bir nefes alıp heyecanımı dindirmeye çalışırken kapının açılma sesini duydum ve hemen ayağa kalkıp testi eşofmanımın cebine koydum.
İlk kez anne olmuyordum ikinci kez olacaktım ama yine aynı heyecan vardı üzerimde.
"Ozan?" Kısık sesle konuşurken salondan çıktığımda kapıyı kapatan Ozan'ı gördüm.
"Güzelim?" Ozan başını bana çevirerek konuştuğunda gülümsedim.
"Hoş geldin." Derken yanına gidip sarıldığımda o da bana sarıldı.
"Çok yoruldum bugün." Dediğinde sesinden yorgunluk akıyordu.
"Masaj yapayım mı sana?" Sorduğum soruyla çocuğumsu bir sevinç ve istekle başını aşağı yukarı salladığında güldüm.
Odamıza gittiğimizde üzerini değiştirdiğinde ben yatak başlığına yaslanmış onu bekliyordum. Önüme geçip oturduğunda dizlerimin üzerinde durup omzunu ovmaya başladım. Belli bir süre sonunda dayanamayıp konuşmak için boğazımı temizledim.
"Kocam." Derken sondaki sahiplik ekini uzatmıştım.
"Efendim güzelim?" Mayışmış bir şekilde konuştuktan sonra sağ elimi tutup kendine çekti ve avucumun içini öptü, elimi tutmaya devam ederek bana döndü.
"Bu kadarı yeterli." Dediğinde gülümsedim ve avucumu yanağına yaslayıp yanağını okşadım.
"Seninle bir konu halkında konuşmamız gerek." Dediğimde kaşlarını çattı anlamaya çalışır gibi.
"Konuşalım yavrum. Bir sorun mu var?" Merakla sorduğunda başımı olumsuz manada salladım.
"Hayır bir sorun yok."
"Tamam, dinliyorum." Dediğinde derin bir nefes aldım.
"Bize bir misafir gelecek." Derken yanağımdaki elini omzuna düşürdüm ve ona birazcık yaklaştım.
"Sinan ve Baran mı? Ne zaman gelecekler?" Sorularını yönelttiğinde gülümsedim.
"Hayır Sinan ya da Baran değil. Adını şu an bilmiyorum." Dediğimde kaşlarını çatıp anlamayan gözlerle bana baktı.
"Yüksek ihtimalle 7-8 aya gelir ama bu misafir birkaç sene yanımızda olur yüksek ihtimalle." Sözlerime devam ettiğimde bir an duraksadı.
"Oya?" Sorgular bir şekilde konuştuğunda şüphelendiğini bakışlarından anlamıştım. Tutunup oturduğum yerde biraz dikleşip cebimdeki testi çıkarttım.
Ozan her hareketimi dikkatlice izlediğinden avucumun içinde sakladığımda testi avucumu açarak ortaya çıkarttığımda Ozan teste ve üzerindeki çift çizgiye baktı.
Şaşkınlıkla beraber mutluluk dolu gözlerini bana çevirdiğinde kocaman gülümsemem dolu olan gözlerimin kısılmasına ve yaşların akmasına sebep olmuştu.
"Hamilesin?" Fısıltıyla konuştuğunda hızla başımı aşağı yukarı salladım.
"Hamileyim." Ben de onun gibi fısıldadığım zaman hemen elini belime atıp beni kendine çekti.
"Seni seviyorum, sizi seviyorum. İyi ki varsın, iyi ki varsınız. Yaşama sebeplerim." Derken saçlarımı öpücükler konduruyordu.
Sen de iyi ki varsın sevgilim. Sen de iyi ki varsın ve iyi ki hep hayatımda olacaksın.
Ben de biz de seni seviyoruz hayatımızın anlamı...
BÖLÜM (KİTAP) SONU...
Son özel bölüm ve ben geldim.
Bu bölüm Oya ile heyecanlandım Oya ile gözlerim doldu desem yeridir mdmdmdmdms
Üçüncü final olan kitabım ama yine içim buruk ve çok tuhaf bir his var ksksks sanırım 100 kurgum olsa ve 100'ünü de final yapsam aynı burukluğu ve o tuhaf hissi hissedeceğim.
Oya ve Ozan'ın hikayesi de buraya kadarmış. Kalbinizin güzel bir köşesinde yer edinebilmişizdir inşallah.
O zaman bu kitabım için son kez sorayım, bölüm nasıldı? Beğendiniz mi?
En beğendiğiniz sahne hangisiydi?
Bölümü beğendiyseniz eğer oy vermeyi ve yorum atmayı eksik etmeyin lütfen. En azından son bölüm hatırına dmsmms
Kendinize iyi bakın.
Allah'a emanet olun.
Bir dahaki bölümde görüşürüz diyemeyeceğim fakat diğer kitaplarımda tekrar buluşabilmek dileğiyle. |
0% |