Yeni Üyelik
10.
Bölüm

AA-10.BÖLÜM

@yazarnunur

YAYINLANMA TARİHİ; 20 Eylül 2024...

 

"Hocam ne demek çıkamayız?" En sonunda dayanamayıp sorduğum soruyla hoca derin bir nefes aldı.

 

Ne mi oluyor?

 

Dershaneden çıkarken hocaya yakalanmıştık ve şimdi de dershaneden çıkmak için izin koparmaya çalışıyorduk.

 

"Kızlar zaten 2 ders sonra bitecek dershane. Gidemezsiniz olmaz. Aileniz izin vermiyor." Hocanın dediği şeyle Kader'e baktım.

 

"Ama-" Kader konuşacakken bileğini tuttum ve susmasına sebep olduktan sonra hocaya döndüm.

 

"Peki hocam siz öyle diyorsanız. Çıkabilir miyiz?" Dediğimde başını sallayarak beni onayladı.

 

Odadan çıktığımızda bu sefer Kader kolumu tuttu. Durup ona baktığımda tek kaşını kaldırdı.

 

"Neden devam etmedik izin almak için?" Dediğinde sırıttım.

 

"Çünkü aklıma bir fikir geldi. Evet biraz delice ama yapacak bir şey yok."

 

Bana soran gözlerle bakarken elini tuttum ve kantine çekiştirdim.

 

"Üzerimize kahve döküp yanacağız ve eve gidebileceğiz." Dediğimde Kader bir anda durduğunda ona baktım.

 

"Sen deli misin? Ne demek yanacağız?" Dediğinde kıkırdadım.

 

"Kaynar dökmeyeceğiz deli. Ilıktan çok azcık sıcak olacak. Yandığımızı sanıp bizi bıraksalar yeter."

 

Tekrar Kader'i çekiştirirken konuştuğumda Kader homurdandı.

 

"Sen cidden delisin ama ben de deliyim. Hadi yapalım şu işi." Dediğinde kıkırdadım ve adımlarımı en üst kattaki kantine doğru yönlendirdim.

 

"İki tane kahve alabilir miyim? Bir de su." Dediğimde kantindeki abi başını salladı.

 

Kahveleri ve suyu önüme koyduğunda parayı uzatıp kahvelerin birini yanımdaki Kader'e uzalttıktan sonra suyu aldım ve kantinde olan masalardan birine oturduk.

 

"Biraz içelim sonra baktık artık ağzımızı yakmıyor ayağa kalkıp birbirimize çarpalım ve kahveler dökülsün sonra üzerimize biraz da su dökeriz cidden yanmışız gibi, tamam mı?" Oturunca Kader'e bakarak konuştuğumda başını salladı.

 

Kahvemizi yavaş yavaş içerken çalan zil ile Kader'e baktım.

 

"Derse girmeden yapalım şu işi Kader. Kalk sınıfa yetişmeye çalışırken üzerimize dökelim havası verelim. Sen masanın diğer tarafından çık ben bu tarafından çıkıcam sonra da çarpışalım." Dediğimde başını salladı.

 

Ters istikametlerde masadan çıktıktan sonra birbirimize kazayla (!) çarptığımızda kahveler döküldü.

 

"Hass- bunlar sıcakmış..." Dökülen kahve ile ikimizin de dudaklarından hafif acı dolu bir mırıltı çıktığında ikimiz de aynı şeyi söylemiştik.

 

İşte biz bu yüzden ahiretliğiz.

 

Masadaki suyu alıp hemen yarısını ilk Kader'in üzerinde kahve dökülen yere sonra da bendeki yere döktüm.

 

İyi biraz serinletmişti.

 

"Hadi hocanın yanına gidelim."

 

"Hala yanıyor ya." Kader homurdandığında başımı sallayarak onu onayladım.

 

Neyse bizim yapacağımız plan anca bu kadar olurdu zaten.

 

Hocanın odasına girdiğimizde yüz ifademizi ve kıyafetimizi görünce hemen oturduğu yerden kalktı.

 

"Hocam kahve döküldü üzerimize biz gidebilir miyiz?" Dediğimde hocanın ilk önce kaşları havalandı sonra da çatıldı.

 

"Dershaneden çıkmak için bilerek üzerinize kahve dökmediniz değil mi kızlar?" Dediğinde alınmış bir yüz ifadesi takındım.

 

"Hocam sizce sırf 2 ders önce çıkmak için üzerimize kahve döküp canımızı yakacak kadar salak mıyız biz?" Alıngan bir ses tonuyla konuştuğumda hocanın kaşları eski haline döndü.

 

"Evet haklısın, değilsinizdir. Tamam çıkabilirsiniz." Dediğinde başımı salladım.

 

Evet hocam, haklıyım ama sizin katıldığınız kısımda değil tam tersinde, evet biz o kadar da salağız.

 

Hocanın odasından çıkıp çantalarımızı sınıftan aldık ve dershaneden çıktığımızda Kader dayanamayıp güldü.

 

"Salakmışız..." Dediğinde ben de güldüm.

 

"Salak değil de deli diyelim." Dediğimde Kader de başını sallayarak beni onayladığında otobüs durağına doğru ilerledik.

 

Otobüse bindikten bir 10-15 dakika sonra indiğimizde hızlı adımlar ile mahalleye gittik.

 

Mahallenin ortasında hala birbirine dalmaya çalışan iki grubu gördüğümde gözlerim kocaman oldu.

 

"Oha burada ne olmuş böyle." Dediğimde sesimi duyan herkes bana baktı.

 

"Ah geldi işte-" Beni gören Kılçık Salih konuşmaya başladığında Ozan bir anda onu tutan Salim'in elinden kurtulup Salih'e yumruk attı.

 

"Kapa o çeneni Kılçık." Dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum.

 

Öyle konuşması anlık komiğime gitti ya .

 

"Ozan!" Hatice teyzenin sesini duyduğumda kaşlarım havalandı.

 

Anne de anne. Anne demek daha mantıklı hem Ozan'ın annesi benim annem de sayılır.

 

"Ayrılın çabuk!"

 

Evet mahallenin despot kadını Hatice teyzeydi. Kimse onun sözünü ikiletmezdi.

 

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Salih sana hiç yakıştıramadım. Mahallenin kızına nasıl öyle bir yakıştırma yapabilirsin ve bunu dile getirebilirsin?" Hatice Teyzenin dedikleriyle kaşlarım havalandı.

 

"Kim hakkında ne demiş ki?" Dediğimde yanımda bizim gibi her şeyi izleyen Saf Burak bana baktı.

 

"Senin için orospu iması yaptı." Dediğinde gözlerim kocaman oldu.

 

"Ne?" Şaşkınlık ile attığım çığlık ile bütün kafalar bana döndü.

 

"O , o yüzden saldırdı. Sen bittin oğlum Kılçık Salih." Tişörtümün kollarını sıvayıp konuştuktan sonra Salih'in üzerine doğru koşmaya başladım ve kimse beni tutamadan üzerine atlayıp kafasını ısırmaya başladım.

 

"Oya, Oya kızım yapma. Ozan al şu Oya'yı." Hatice Teyze konuşurken belimde hissettiğim kolların ardından Ozan beni Salih'ten çekmişti.

 

"Şu hayatta en sevmediğim şey insanların duygularıyla alay etmektir ama daha geçen hafta her fırsatta bana aşık olduğunu söyleyip rahatsız edip duruyordun lan göt. Zoruna mı gitti seni reddetmem. Ne bu kaşıntı? Ulan şerefsiz sen kimsin oğlum?" Sinirle bağırdığımda Ozan durmuş mahallede bir sessizlik oluşmuştu.

 

Hassiktir arkadaşlar...

 

Koca bir hassiktir.

 

Ben az önce ne dedim?

 

Abim buradayken ben ne dedim?

 

"Salih sıçtım çarkına." Abimin tehdit kokan sesini duyduğumda yutkundum.

 

Buyurun cenaze namazına.

 

📱 📱 📱 📱 📱

 

"Ya kızım sen salak mısın? Madem seni rahatsız eden biri var bize niye söylemiyorsun? Biz senin abin değil mi- ah yavaş acıdı."

 

Ozan'ın pansumanını yaparken o abi ile başlayan cümlesini bitirmesin diye kaşındaki yaraya bastırdığım için homurdandığında yarasına üfledim.

 

Ama kıyamıyorum da...

 

"Ben halletmiştim. Beni daha çok rahatsız etse abime diyecektim zaten. Hem benim abim var o da Orkun. O varken niye size söyleyeyim?" Dediğimde kaşlarını çattı.

 

"Biz de senin ab- ya kızım yavaş ol. Yara o yara çamaşır mı çitiliyorsun yaraya pansuman yapıyorsun."

 

Yine abi demesine engel olmak için yarasına bastırdığımda söylediği şeyle güldüm.

 

Senin bana abi olmana değil koca olmana varım Ozanım. Lütfen abi lafını daha ağzından duymayayım.

 

"Ya Ozan abi tamam sus. Pansumanını yapayım gidicem." Dediğimde sessizleşti.

 

Sen diyemezsin ama ben sen anlama diye evet abi diyebilirim hem vaaay be demek ki gitmemi bu kadar istiyor.

 

Hain herif.

 

Pansumanı yaptıktan sonra doğruldum.

 

"Geçmiş olsun." Dediğimde bana bakıp göz kırptı.

 

"Sağ ol bücür." Dediğinde gözlerimi devirdim.

 

"Kader'in yanına gideceğim ben." Homurdanarak konuştuktan sonra odama gittim ve kapımı kapadıktan sonra yatağımda oturan Kader'e baktım.

 

"Senin şu abin var ya abin. Tescilli salak." Dediğimde kıkırdadı.

 

"He senin aşık olduğun abim evet. Yeni mi fark ettin?" Dediğinde sinirli adımlarla yanına gidip yatağa oturdum.

 

"Ya bak her kendisi için abi iması yaptığında yarasına bastırdım. Yok anam anlamıyor. Anlamıyor yani. Ya ben senin bana abi olmanı istemiyorum. Benim abim var zaten." El kol hareketleri ile hızlı hızlı konuşurken Kader gülerek bana bakıyordu.

 

"Hıııı ne olsun istiyorsun peki? "Dediğinde kaşlarını indirip kaldırdı ve pis pis sırıttı.

 

Bu hareketi ile koluna bir tane yapıştırdım.

 

"Pü sapık." Dediğimde güldü.

 

"Şaka bir yana. Artık bana böyle davranması cidden canımı çok yakmaya başladı." Omuzlarımı düşürerek ellerime bakarken konuştuğumda Kader ellerimi tuttu ve hafifçe sıktı. Bu hareketi ile ellerimdeki bakışlarımı yüzüne çıkardım.

 

"Halledeceğiz. O da seni, senin onu sevdiğin gibi sevecek. İnanıyorum ben. Sen de inan." Dediğinde derin bir nefes aldım.

 

"Öyle olmasını umuyorum ama bazen her istediğimize ulaşamayız ki..." Dediğimde ellerime tırnaklarını geçirdi.

 

"Sus bakayım. Kötü değil iyi enerji veriyoruz tamam mı? Negatif değil pozitif ol. İstediğine ulaş." Büyülü bir ses tonu çıkarmaya çalışarak konuştuğumda kıkırdadım ve başımı salladım.

 

"İnşallah benim onu sevdiğin gibi o da beni sever..." Dediğimde odamın kapısı bir anda açıldığında başımı oraya çevirdim.

 

Gözlerimizin kesiştiği Ozan ile gözlerim kocaman oldu.

 

E hadi ama! Bir gün için bu kadar olay fazla...

 

BÖLÜM SONU...

 

Bugün aklımdaki son bölüm de buyduuu. Bugün başka bölüm gelmez mdmdmdm

 

Bölüm nasıldı?

 

 

Siz nasılsınız hayat nasıl gidiyor?

 

Beğendiniz mi bölümü?

 

Sizce Ozan her şeyi duydu mu yoksa duymadı mı?


Bölümü beğendiyseniz oy verip düşüncelerinizi de yorumlara yazarsanız beni mutlu etmiş olursunuz.

 

Neyse bir dahaki bölümde görüşmek üzere.

 

Kendinize iyi bakııııııın.

Loading...
0%