@yazarnunur
|
Yayımlanma tarihi; 22 Eylül 2024...
16. Bölüm:
Gözlerimi gördüğüm rüyanın mükemmelliği ile açarken yattığım yatakta gerindim.
Bilincim açılırken aklıma dün yaşananlar geldiğinde içimdeki heyecanla yatağımda tepinmeye başladım.
OZAN BENİ ÖPMÜŞTÜ.
BENDEN BAŞKA YOLU OLMADIĞINI SÖYLEMİŞTİ.
BENİ SEVDİĞİNİ İTİRAF ETMİŞ GİBİ BİR ŞEY OLMUŞTU.
AĞAĞAĞAĞA BENİ ÖPTÜ DİYORUM ÖPTÜÜÜÜ.
Yorulup tepinmeyi bıraktıktan kısa süre sonra heyecanla tekrar tepindim.
Bu sırada rüya dedim diye Ozan'ın beni öpmesi rüyaydı sanmayın.
O gerçekti.
Keşke naz yapsaydım ama o da absürt kaçardı ya.
Rüyam şeydi. Ozan ile evlendiğimi gördüm de. Oydu.
O da çok güzeldi.
"Ne oluyor?" Odama pat diye giren abim ile tepinmeyi bırakıp abime bakarken konuşmuştum.
"Asıl sana ne oluyor? Niye tepiniyorsun?" Abim kaşlarını çatarak yatağımın ucuna gelirken konuştuğunda gözlerimi devirdi.
Ulan, mutlu olmak da yasak.
"Hiç. Güzel bir rüya ile güne başladım da." Dediğimde ayak ucuma oturdu.
"Neymiş bakalım bu rüya?" Dediğinde iç çektim.
"Mahallede Ozan ile benim düğünümü yapıyorduk. Çok güzel olmuştum. Ozan da çok yakışıklı olmuştu. Sen de vardın hatta Ozan ile karşılıklı oyun oynu-" Derken sözümü kesti.
"Rüyaların tersi olurmuş Oya. Boşa heveslenme hem öyle bir şey imkansız."
Söylediği şeyle gözlerimi devirdim.
Yav he he canım ya.
Dedim ben 'zoru yaparız da imkansız zaman alır' diye.
O düğün olacak. Göreceksin sen.
"Saçma sapan rüyalarına tepineceğine kalk ders çalışta geleceğinde kendi ayaklarının üzerinde dur bir adamın eline bakma." Derken yataktan kalkmıştı.
Bakın bunu doğru dedi.
"Mantıklı." Dediğimde bana gülüp odamdan çıktı.
Abime Ozan söylemediği müddetçe sevgili gibi bir şey olduğumuzu söylemeyecektim çünkü abim benim Ozan'ı sevdiğimi biliyordu ama Ozan'ın beni sevdiğini bilmiyordu ve bunu Ozan'dan duyması daha iyi olurdu.
Ozan için de sürekli sevgili gibimsi bir şey olduk diyorum sevgili demiyorum çünkü daha teklif alamadım.
Tamam çıkma teklifi çok saçmaydı ama teklif olmaması daha kötü.
E şimdi biz neyiz? Kafasına giriyor insan. Öteki türlü sevgiliyiz demek daha kesindi.
Neyse teklif almadığım müddetçe biraz naz yapayım bari.
Telefonum çaldığında açıp kulağıma götürdüm.
"Bugün deneme varmış." Kader'in sesi kulağıma dolduğunda söylediği şeyle çok mükemmel şekilde gerildim.
"Deme onu demee." Dediğimde güldü.
"Maalesef beybi öyleymiş." Az önce gülmüş olmasına rağmen sesi bıkkın çıktığında ağlanarak dolabımın kapağını açtım.
"Kader. İstemiyorum." Sesim kötü çıktığından iç çekti.
"Hayır karalar bağlamak yok. Güzel yapacağız. Güzel sonuçlar alacağız ve istediğimiz yerleri kazanacağız. Yapacağız bunu. Hadi , hadi, hadi. Yaparız biz." Dediğinde iç çektim.
"İnşallah." Dedikten sonra vedalaşıp telefonu kapadık.
Hızla üzerimi giyindikten sonra çantama kalem ve silgi attım.
Odamdan çıkarken abim de odasından çıkıyordu.
"Nereye?" Dediğinde dudağımı sarkıttım.
"Dershaneye. Deneme varmış bugün." Dediğimde başını salladı.
"Tamam güzelim başarılar. Ben de çocuklar ile buluşacağım." Söylediği şeyle sırıttım.
"Ozanım'a selam söyle. Çok öpüyorum onu." Dediğimde abim üzerime doğru yürümüştü ben de çıkışa doğru koşmuştum.
"Oya, kaşınıyorsun bak! " Abim arkamdan bağırırken ben da kapıdan çıkmıştım.
Evet, kaşınıyor olabilirim biraz.
Ama çok azıcık.
Miniminnacık.
"Ya şaka yaptım. Hepsine selam söyle." Dedikten sonra kapıyı kapattım ve ayakkabılarımı giyip seri adımlarla dershaneye gitmeye başladım.
Abim bir gün Ozan yüzünden benim ağzıma edecekti ama bakalım hayırlısıyla hangi güne denk gelecek.
Dershaneye geldiğimde hızla sınıfa çıktım. Kader'in yanının boş olduğunu görünce oraya ilerleyip oturdum.
"Sınav çıkışında abim gelecek." Kader kulağıma eğilip fısıldadığında sırıttım ve başımı salladım.
"Olur." Derken sırıtmaya devam etmem Kader'in komiğine gitmiş olmalıydı ki kıkırdadı.
Hoca elinde kitapçıklar ile sınıfa girdikten sonra herkese kitapçıkları dağıttı ve süreyi başlattığında derin bir nefes alıp önümdeki tyt denemesini çözmeye başladım.
📱📱📱📱📱
"Yok anacım yok. Benim ömrüm biter ama şu tyt denemesinde zamanım yetmez. Yok abi yok yani. Nasıl herkes yetiştirebiliyor ama ben yetiştiremiyorum anlamıyorum ki." Sınav süresi bitmiş kitapçıkları hoca toplamıştı ve ben de çantamı toplarkan Kader ve Serkan'a söyleniyordum.
"Benim de yetişmedi yine." Kader konuştuğunda Serkan başını sallayarak Kader'e katıldığını belli etti.
"Evet benim de yetişmedi." Serkan sözlü olarak da bunu belli ettiğinde homurdandım.
"Bir paragraf soruyorlar ahan da kolum kadar." Homurdanarak çantamı sırtıma geçirdiğimde onlar da kalktı.
"Abim gelmiş." Kader telefonuna bakarak konuştuğunda sınava olan sinirim puf diye kaybolmuştu.
"Ayyy, Ozanım mı gelmiş?" Hülyalı bir ses tonuyla konuştuğumda Kader ve Serkan bana hiç şaşırmadıkları belli olan bir bakış atıp güldüler.
Ruh hâlin bu kadar da çabuk değişmez be Oya.
Sırf Ozan aklına geldi diye şıp diye sinirin geçemez.
Haplar bile hastalığı şıp diye kesemiyor. Az yavaş ya.
"Hadi gidelim." Ellerimi çırptıktan sonra konuştum ve hoplaya zıplaya merdivenleri inerken çıkışa geldiğimde hoplamayı kestim.
Şimdi denemem kötü geçti.
Yks'ye 1 ay kalmasına rağmen denemem kötü geçti ve Ozan geldi diye mutlu olduğumu belli etmemeliyim.
Ben şu an mutsuz ve üzgünüm çünkü denemem kötü geçti.
Şaka bir yana cidden denemenin kötü geçmesine aşırı moralim bozuldu.
Sınava 1 ay kaldı benim şu an böyle olmamam lazım...
Kader koluma girdiğinde beraber dershaneden çıktık ve karşımızda bizi bekleyen Ozan'ın yanına gittik.
Kader kolumdan çıkıp Ozan'a doğru koştu ve sıkıca sarıldığında iç çektim.
Ay ben de sarılabilseydim keşke şu an.
İmrendim.
Hıh.
Ozan Kader'e sarılırken bana baktı ve göz kırptığında tebessüm edip gözlerimi kaçırdım.
Evet biraz naz yapma zamanıydı. Pek de naz yapacak şeyim kalmamıştı ama.
Yani şimdi çocuğa yürüdüm hem de pata küte daha dün beni öptü. Naz yapacak olay kalmasa da ben yaparım.
Beni alâkadar etmez.
"Merhaba Ozan abi." Serkan Ozan'a selam verdikten sonra hepimize veda edip eve gittiğinde Ozan Kader'den ayrılıp arabasına yaslandı.
"Hadi sizi eve bırakayım." Dediğinde Kader ile başımızı salladık ve arabaya bindik.
Ozan ilk önce Kader'i eve bıraktıktan sonra bizim evin önüne geldiğinde hiç konuşmamıştık.
Ya sürekli ben girişken oluyorum yeter. Biraz da o olsun. Bana ne.
"Teşekkür ederim." Dedikten sonra kapı kulbuna uzanmıştım ki Ozan kapıları kilitledi.
"Oya." Dediğinde ona baktım.
"Yarın dershane çıkışında seninle biraz konuşalım mı?" Dediğinde kaşlarımı çattım ama başımı sallayıp onu onayladım.
"Tamam. O zaman görüşürüz." Derken kilidi açmıştı.
"Görüşürüz." Dedikten sonra ben de kapıyı açtım ve arabadan indikten sonra eve çıktım.
Ne konuşacaktık ki acaba?
Eve girdiğimde kulağıma babamın sesi doldu.
"Şu sonuçlara bak. Niye ders çalışmıyor bu kız?"
Korka korka salona girdiğimde babamın bakışları bana döndü.
"Oya. Deneme sonuçların çıkmış. Geçen haftaki. Bu sonuçlar ne kızım? O kadar şey diyorum sana. Çalış, benim gibi insanların ağız kokusunu çekme. Bir işin olsun. Kendi ayakların üzerinde dur diyorum ama benim dediklerim senin bir kulağından giriyor diğerinden çıkıyor Oya. Bir ay kaldı sınava. Farkında mısın?"
Babamın dedikleriyle başını salladım.
Bedenim gerginlikten çatır çatır çatlarken nefes aldım.
"Çalışacağım baba. Gerçekten. Çok çalışacağım bu bir ay." Dediğimde derin bir nefes aldı ve bir şey demediğinde yavaş adımlarla odama gidip çantamı bıraktıktan sonra tuvalete gittim.
Kapıyı kapatır kapatmaz elimi ağzıma dayadım , kapıya tutunarak duvara yaslanıp yere çöktüm ve sessizce ağlamaya başladım.
Ailemi mutlu edemiyordum.
Beceriksizdim işte.
Hayallerimi yerine getiremeyen, şımarık bir veletten başka bir şey değildim.
Sadece kendi ayaklarım üzerinde durmamı istiyorlardı ama bunu beceremeyecek kadar salaktım ben.
Bir şeyleri yapmak isteyen ama üşengeçlikten yapmayan bir aptaldım.
Ailemi hak etmiyordum ki ben...
"Oya?" Kapının ardında abimin sesini duyduğumda hemen yüzümü sildim.
"Üzme kendini ama babam haklı be güzelim." Dediğinde iç çektim.
"Sen ağlıyor musun?" Dedikten sonra kapıyı araladığında kıçımı sürüyerek kapıdan uzaklaşmıştım.
Abim rahatça içeriye girdiğinde kapıyı kapadı ve önüme diz çöktüğünde yüzüne baktım.
"Ah be güzelim. Yıpratma bu kadar kendini." Yüzümdeki ıslaklığı silerken derin bir nefes aldı.
"Biraz rahatlamak ister misin? Bir yere tatile gidelim mi kafan dağılır hem?" Abim yanağımı okşarken sorduğunda başımı olumsuz manada salladım.
"Olmaz abi 1 ay kaldı çok eksiğim var onları azaltayım bari." Dediğimde beni kendine çekti ve başımı göğsüne dayadığında derin bir nefes aldım.
Kendime çok kızıyordum ama iyi ki varlardı. İyi ki vardı...
Bir şeyler diyordum daha doğrusu saçmalıyordum belki ama onlar iyi ki benim ailemdi.
BÖLÜM SONU...
Nasılsınız?
Bölüm nasıldı, beğendiniz mi?
Sizce Ozan Oya ile ne konuşacak?
Beğendiyseniz eğer yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.
İsterseniz beni de takip edebilirsiniz.
Erik ağacı kitabıma da bakarsanız sevinirim (bölümlerini yazdıkça yayımlamaya çalışacağım ama ondan önce kitabı unuttuğum için okumam lazım...)
Kendinize iyi bakın.
Bir dahaki bölümde görüşmek üzereeeee. |
0% |