@yazarnunur
|
YAYIMLANMA TARİHİ; 22 Eylül 2024...
17. BÖLÜM:
"Hem sihirliyim hem gerçek nanannınnanana artık burdayım nana herkese yardım edecek." Dedikten sonra çevremde döndüm ve söylemeye devam ettim.
"Gündüz insan gece bez bebek. Bu sırrımızı kimse bilmeyecek."
Abimin kahkahası kulağıma dolduğunda kapıya baktım.
"Ulan 19 yaşındasın yakında 20 olucaksın hâlâ mı bez bebek ya?" Dediğinde omuz silktim.
Sonuna kadar, ölene kadar,her daim bez bebek aşkısı.
"O bitmez bir sevda,"
"O sönmez bir ateş," Abim benim sözümü kesip devam edip durduğunda sırıttım.
"O yıkılmaz bir duvar. Çünkü o," Dedikten sonra durdum ve abime baktım.
"O bez bebek." İkimiz de bağırdığımızda kahkaha atmaya başladım.
Mükemmel ,söyleye söyleye abime bile ezberletmiştim.
Hatta en önemlisi abimi bile kendime benzetmiştim.
"Allah'ın delisi." Dediğinde sırıttım.
"Kan çekiyor abi, kan." Dediğimde deli deli sırıttı.
"Haklısın. En âla deli benim bu evde. Benimle aşık atma delilerin tersi pistir." Sırıtışını bozmadan konuştuğunda haline güldüm.
Manyaktı bu ya.
Ay aynı ben.
"Ben de senin kadar varım abisi. Sen de benimle aşık atmaya çalışma. Bilmem kaçıncı kardeşler arası deliler savaşı başlamasın."
Aynı abimin yüz ifadesini yapıp konuştuğumda abim kahkaha attı.
"Nereden baksan benim kardeşim işte." Derken arkasını dönüp odadan çıkmıştı.
Bez bebeğin jenerik müziğinden vazgeçip telefonumdan uzun süredir taktığım speed up yapılmış şarkıları dinlemeye başladım.
"Yar bana bakamasa da, yar benim olmasadaaa. Heyecan duymayı seviyor bu gönlüm bir sonuç almasada." Şarkıya eşlik ederek dolabıma ilerledim ve Ozan ile buluşmak için hazırlanmaya başladım.
Üzerimi giydikten sonra çalmaya başlayan telefonumu elime aldım ve arayana baktım.
"Efendim?"
Ozanım demiyorum. Tamam huh. Zaten aşırı hızlı aldım bence şimdi az naz yapayım.
Ben de ayrı değişiğim ya.
"Hazır mısın? Konuşalım mı?"
Beni eve bıraktıktan sonraki gün dershane çıkışına abim geldi diye Ozan beni alamamıştı. Hafta sonuna ertelemiştik konuşmayı ve şimdi de buluşmaya gidecektim.
"Hazırım. Nereye geleyim?" Dediğimde bir duraksadı.
"Bize gel. Annem evde yok Kader var sadece. Fizik kitabını da al. Orkun'a Kaderle sana fizik çalıştıracağımı söylersin." Dediğinde kaşlarım havalandı.
Abime yalan mı söyleyecektim?
Tamam o aralıklarla da olsa yaptığım bir şeydi de Ozan hiç abime yalan söylemezdi ki...
"Tamam. Görüşürüz." Dedikten sonra telefonu kapadım ve sırt çantama fizik kitaplarımı koyup odamdan çıktım.
Evin kapısına ilerleyip portmantodan ayakkabımı aldım.
"Ben Kaderlere gidiyorum. Ozan abi bize fizik anlatacak." İçeriye doğru bağırdıktan sonra kapıyı açtım ve ayakkabılarımı kapının dışına bıraktım.
"Tamam annecim dikkat et. Selam söyle." Annem salondan bana doğru bağırırken abim odadan çıkıp hızla kapıya geldi ben de annemin verdiği selamı almıştım.
Ayakkabılarımı giyip yüzüne kaşlarımı kaldırarak baktığımda gözlerini kıstı.
"Bak Ozan'dan uzak duruyorsun. Aranızda Kader olsun. Yakın olma ona. " Dediğinde mor şeytan emojisi gibi gülüp abime baktım.
"Niye? Yoksa o da beni mi seviyor?" Dediğimde kaşlarını çattı.
Ehe, evet seviyor. Ben bunu biliyorum ama şimdilik senin bilmene gerek yok abicim.
"Oya! Asabımı bozma benim." Söylediği şeyle omuz silkip abime öpücük attım.
"He canım, he." Dedikten sonra çantamı sırtıma takıp abime el sallayıp giderken abim gözlerini deviriyordu.
Apartmandan çıkıp Kaderlerin evine giderken derin bir nefes aldım.
Ciddi bir şekilde konuşalım demişti.
Ne diyecekti acaba?
Pişmanım derse ağzının ortasına çarparım bir tane.
Korkuyorum ama aynı zamanda ne diyeceğini de merak ediyorum.
Hadi bakalım hayırlısı.
Kaderlerin apartmanının önüne geldiğimde zili çalıp beklemeye başladım.
Kapı açıldığında içeri girip hızlı adımlarla merdivenleri çıktım.
Kapıda beni bekleyen Kader'i görünce kaşlarım havalandı.
Yüzü tabiri caizse sirke satıyordu.
"Ne oldu?" Kısık sesle sorduğumda yüz ifadesini değiştirmeden başını olumsuz manada salladı.
"Bir şey yok." Dediğinde kaşlarım çatıldı.
Kesin bir şey vardı.
Korktuğum şey olursa bir daha Ozan'ın yüzüne bakmazdım cidden.
Bu sefer gerçekten diyorum ama.
Bakmazdım.
Kader'i arkamda bırakıp salonun kapısına geldiğimde kapı kapalıydı.
"Salona?" Omzumun üzerinden Kader'e bakarak konuştuğumda başını sallayarak beni onayladı.
Salonun kapısını açtığımda koltukta oturan Ozan'ı gördüm.
Başını kaldırıp bana baktı ve ayağa kalktı.
Kader beni sırtımdan ittirip salona soktuktan sonra ardından kapıyı kapattığında bu sefer görüş açıma az önce kapıdan dolayı görmediğim yemek masası girdi.
Öhöm, bu masada güller vardı ve mum yanıyordu.
Öhöm...
Ağağağağağağağağağa.
Korktuğum şey olmuyor gibi.
O zaman Kader'in yüzü neden düşüktü ki?
Küçük şerefsiz bana rol mü yaptı yani?
Ozan'a geri baktığımda gülümseyerek yanıma doğru geldi.
"Hoş geldin." Dedikten sonra alnımı öptüğünde derin bir nefes aldım.
Ay sanırım eridim ben...
"Hoş buldum." Mırıldandığımda güldü hafifçe.
"Aç mısın?" Dediğinde gözlerine baktım.
"Biraz." Dediğimde başını salladı.
"Bir şeyler yiyelim o zaman." Dedikten sonra eliyle masayı gösterdiğinde başımı salladım.
Çantamı koltuğun kenarına koyup masaya ilerledim.
Sandalyemi çektiğinde çektiği sandalyeye oturdum ve beni masaya doğru itmesine izin verdim.
Karşımdaki sandalyeye değilde hemen çaprazımdaki sandalyeye oturduğuktan sonra tabağıma masadaki yiyeceklerden koydu. Kendi tabağını da doldurduktan sonra sessizce yemek yemeğe başladık.
İkimiz de karnımızı doyurduktan sonra ellerimi birbirine sürttüm.
"Ben bir elimi yıkayayım." Dedikten sonra Ozan'a baktığımda başını salladı.
Tuvalete girdiğimde kapıyı kapatmak amaçlı ittiğimde kapı kapanmamış ardımdan içeriye Ozan girmişti.
"Yok ben bir an önce konuşmazsam rahat edemeyeceğim." Dediğinde kaşlarım çatıldı.
Benim bir şey dememe izin vermeden elini ensesine götürüp kaşıdıktan sonra derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Tamam Gül Bahçesi olarak senin Oya olduğunu biliyordum ve bu yüzden seni kendimden uzaklaştırmak istedim ama olmadı yapamadım. Benimle sevgili olur musun?" Dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Açık sözlükte Ozan gibi olun.
"Durdun , durdun ve bunu tuvalette mi söylüyorsun Ozan?" Dayanamayıp gülerken konuştuğumda o da gülerek başını eğdi ve derin bir nefes alıp başını kaldırdıktan sonra beklentiyle gözlerime baktı.
"Olurum. Zaten seninle sevgili olmak için bu kadar çabalamışken reddetmem çok saçma olmaz mıydı?" Dediğimde güldü ve beni belimden tutup kendine çektikten sonra sıkıca sarıldı.
"O zaman hayatıma hoş geldin sevgilim." Dediğinde sarılmasına karşılık verip derin bir nefes aldım.
Ne dedim ama zoru yaparız da imkansız zaman alır demedim mi ben?
Yaaa işte bu ne biliyor musunuz? Oya etkisi.
Ben istediğimi yaparım.
İsterim ve benim olur.
Kötü kadın kahkahası.
NİHAHAHAHAHAHAHA.
"Ozan." Dedikten sonra geri çekilip yüzüne baktım.
Tek kaşını kaldırıp bana baktığında ben de kaşlarımı çattım.
"Konuştuğun kişinin ben olduğumu ne zaman anladın?" Dediğimde sırıttı ve baş parmağıyla dudağının kenarını kaşıdı.
"Mahallede kavga çıkarttığım gün hani senin odana dalmıştım ya." Dediğinde gözlerim kocaman oldu.
Şaka yapıyorsun.
"Sen yoksa bütün konuşmayı duymuş muydun?" Şaşkınca sorduğumda sırıtarak dudağını yaladı.
"Evet." Dediğinde hafifçe dudaklarım aralandı.
Yok artık.
Kandırıldım resmen!
"Ne kadarını duydun?" Dediğimde ellerini belime koydu.
"Senin şu abin var ya abin. Tescilli salak, dediğin andan itibaren hepsini." Derken benim sesimi sesini incelterek taklit etmişti.
"Bütün konuşmayı duymuşsun o zaman. Nasıl ya?" Dediğimde bir elini kaldırıp saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Pansumanı yaptığında aslında seninle şu Kılçık Salih olayını konuşmaya peşinden gelmiştim. Odanın kapısını kapatır kapatmaz kapının arkasından söyledin onu. Salonda olsam duymayacağım ama kapının yakınındayken çok rahat duyabileceğim bir ses tonuyla konuşmuştun. Ben de sonra durdum ve konuşmanın hepsini duydum." Söylediği şeyle koluna vurdum.
"O zamandan beri benimle oynadın mı sen?" Sinirle konuştuğumda başını olumsuz manada sallarken kaşlarını çatmıştı.
"Saçmalama Oya. Sadece biz olamayız diye düşündüm. Her seferinde seni tersleyip benden uzaklaştırmayı düşündüm ama benim de seni sevmeye başladığımı akıl edemedim. Sevdiğimi fark ettiğimde ise o 'konuşacak başka biri buldum' mesajlarını atmıştım. O anlar için çok özür dilerim güzelim ama seni benden uzaklaştırmak için yapmam lazımdı." Dediğinde göz devirdim.
"Ama işe yaramadı." Söylendiğimde başını salladı.
"Sen benden vazgeçmedin ben de senin canını daha fazla yakamazdım. En son söylediklerinle ise içimden dedim ki 'Ozan oğlum. Salaklaşma. Seviyor musun? Seviyorsun. Kalp bu seveceği kişiyi seçemez. Orkun'dan dayak yiyecek misin? Evet öğrenince ağzına sıçacak ama- " Dedikten sonra duraksadı ve alnımı öptükten sonra bana tekrar sarıldı.
"Ama o dayak Oya için değer." Cümlesini sonlandırdığında derin bir nefes alıp kollarımı Ozan'ın beline doladım ve gözlerimi kapattım.
Bence Ozan abimden dayak yemeden abimi ikna edebilirdik.
Yani inşallah...
BÖLÜM SONU...
Eheheheheehehe diyorum ki sonunda sevgili oldular.
Ozan da az şerefsiz değil he bilmesine rağmen konuşmayı kesememiş.
Seninle konuşmak iyi geliyor derken yalan söylemiyordu işte.
Bölüm nasıldı, beğendiniz mi?
Beğendiyseniz eğer oy vermeyi ve yorumlarda düşüncelerinizi yazmayı unutmayın lütfeeeen. Yazar hesabımın instagramdaki adı yazarnunur. İsterseniz beni oradan takip edebilirsiniz flfmdmdödö
Kendinize iyi bakıııııın.
Bir dahaki bölümde görüşürüz.
|
0% |