Yeni Üyelik
28.
Bölüm

AA-28. BÖLÜM

@yazarnunur

YAYIMLANMA TARİHİ; 28 Eylül 2024...

 

AA - 28. BÖLÜM;

 

"Ben 4 yıllıklardan ümidimi kestim. 2 yıllıklara adayım artık. En azından İstanbul'da devlette 2 yıllık tutan birkaç bölüm var."

 

Kader ile telefonda görüntülü konuşurken bir yandan da bölümlere bakıyordum.

 

Evet ne Kader bize ne ben Kaderlere üşengeçlikten gitmemiştik.

 

"Şahsen ben özelde de olsa beslenme ve diyetetik yazacağım ya." Dediğinde kaşlarım havalandı.

 

"Tutar mı ki?"

 

"Bakacağız artık." Soruma belirsiz bir cevap verdiğinde derin bir nefes aldım.

 

"Açıkta kalmamaya dikkat et bak. Ne bileyim istersen 2 yıllıklara bak DGS ile 4 yıllığa tamamlarsın." Dediğimde kısa bir sessizlik oldu aramızda.

 

"Yok kanka ya. 2 yıllık istemiyorum." Dediğinde başımı onaylar manada salladım.

 

"Ozan , nasıl?" Kader'e bakıp sorduğum soruyla yatağında kıpırdandı.

 

"Seni merak ediyor. Onun dışında iyi. Yaraları falan iyileşti ama aşırı huzursuz Orkun abiden dolayı."

 

Söylediği şeylerle derin bir nefes aldım.

 

"Sen iyi misin? Baban sonradan bir şey dedi mi?" Dediğinde babamla dün akşam yaşadığımız konuşma geldi aklıma ve omuz silktim ama omuz silkerken gözlerim de dolmuştu.

 

"Dün gece anlattım işte." Söylediğim şeyle başını salladı.

 

Ben kızar sanmıştım ama kızmamıştı hatta tekrar mezuna kalabileceğimi , arkamda olduğunu söylemişti.

 

Bir de duygulandığımı görüp ayağa kalkıp kollarını sarılmak için açtığında dayanamamış ağlamıştım...

 

Sanırım bazen annemle babamı çok yanlış anlıyordum...

 

Ve sınav o kadar psikolojimin içine etmişti ki en ufak şeyde gözlerim doluyordu he bir de abimin de etkisi var tabi...

 

"Of. Sayısalla alakalı bölüm yazmak istiyorum ya. Patoloji iyi gibi onu mu yazsam acaba? Hem labaratuvar diyor. Ben labaratuvarda çalışmak istiyorum da. Olabilir aslında." Derken diğer bölümlere de bakıyordum.

 

Bölümlerden ziyade İstanbul'da olan devlet üniversitelerinde olan 2 yıllık bölümlerin taban puanlarına bakıyordum. Adı dikkatimi çeken bölümleri de araştırıyordum.

 

"Bak Marmara Üniversitesi'nde baya 2 yıllık varmış ha. İstanbul Üniversitesi'nde niye yok ki?.. Benim hayalim orasıydı ama ya!" Söylenirken Kader güldü.

 

"En azından devlete sıralaman yetiyor. Benim yetmiyor." Dediğinde baygın baygın yüzüne baktım.

 

"2 yıllık yetiyor benim ve senin de 2 yıllıklara yeter büyük ihtimalle bakmıyorsun ki." Dediğimde omuz silkti.

 

"Neyse. Yks bitti şimdi de üniversite tercihleri çıktı başıma. Bir de istediğim sıralamayı alamadım, alamadık. Kurtuldum oh be, derken daha çok canım sıkıldı benim ya." Ağlanır gibi konuştuğumda Kader de iç çekti.

 

"Hayırlısı buymuş demek ki kanka." Dediğinde ofladım.

 

"Sizinkilerle durumlar ne alemde?" Sorduğum soruyla hafif tebessüm etti.

 

"Dediğim gibi işte. Dün anlattım. İkimiz de ailemizin fazla büyüteceğini düşünüp boş yere gerilmişiz." Dediğinde kıkırdadım.

 

"Ozan nasıl?" Derken daha kısık sesle konuşmuştum.

 

"Az önce sordun ya. Allah Allah. Git ara ne bileyim görüş. Aranızda aracı mıyım kızım ben?" Söylediği şeylerle gözlerimi devirdim.

 

"Sen bayadır Serkan'ı görmedin ya bu sinir ona değil mi? Lan Serkan ne yapmış?" Sorduğum soruyla morali bozulduğunda kaşlarım çatıldı.

 

"Yazdı bana sayısalda beş yüzüncü olmuş. O yazınca zaten ben de baktım sonuçlara. " Söylediği şeyle gözlerim kocaman oldu ve tükürüğüm genzime kaçtığı için öksürmeye başladım.

 

"Lan! Şerefsiz bana neden demedi? Beş yüz mü? Sonunda bin falan yok değil mi? Şaka mı yapıyorsun? Eee Hacettepe Üniversitesi'ne gidebilir o zaman." Dediğimde tebessüm ederek başını salladı.

 

"İstediği üniversitede istediği bölüme gideceği için çok mutluyum." Söylediği şeyle iç çektim.

 

"Ama? O cümlenin bir aması var. Hissediyorum." Dediğimde bu sefer Kader iç çekti.

 

"Ondan hoşlanıyorum ve o gidecek yüksek ihtimalle. Tıp olmasa bile biliyorsun ki hukuk istiyordu eşit ağırlıkta da ilk bine girmiş. Yani tıp olmazsa hukuk olucak bu belli." Kırgın bir sesle konuştuktan sonra az durdu "Ve uzak mesafe ilişkisi yapamam ben. Biliyorum."

 

Söylediği şeylerle burukça tebessüm ettim.

 

O da haklıydı tabi...

 

"Bebeğim, hayırlısı..." Ne diyeceğimi bilemeyerek konuştuğumda bana burukça bir tebessüm yollayarak karşılık verdi.

 

Abim odama pat diye girdiğinde oflayarak ona baktım.

 

"Kaç bin kere söyleyeceğim. Burası genç kız odası , genç kız. Kapıyı tıklatıp girsene, öküz." Dediğimde abim alayla kaşlarını kaldırdı.

 

"Anladım. Sen, Ozan ile konuşmaya gidecekken yanıma seni de almamı istemiyorsun." Dediğinde hemen sırıtmaya başladım.

 

"Abiciiiim. Biliyorsun değil mi ? Seni çok seviyorum. Aman ya odaymış kapıymış kapıyı çalmakmış falan boş ver ya. Ne olacak? Senden önemli mi bu tarz olaylar ya!"

 

En fazla beni giyinirken basarsın.

 

Allah'ım tövbe, sen koru.

 

Ay korkunç.

 

Ay hayır hayal falan etmeyeceğim.

 

Tövbe estağfurullah.

 

Bir saniye midem bulandı sanırım.

 

"Neyse hazırlan. Ozan'a da dedim yarım saate parkta buluşacağız." Dedikten sonra bir tepki vermemi beklemeden kapıyı kapattı ve çıktı.

 

Vay canına, kapıyı kapatmıştı.

 

Sanırım giyineceğim diye yaptı onu.

 

O kadar da öküz değilmiş ya.

 

Dur lan. Bir saniye.

 

Ozan ile konuşacağız mı dedi?

 

"Ben mi yanlış anladım?" Şaşkın bir şekilde telefondan Kader'e bakarken konuştuğumda yüz ifademe güldü.

 

"Hayır yanlış duymadın. Hadi git giyin. Öptüm seni. Sonra konuşuruz bebek." Dedikten sonra vedalaştık ve telefonu kapadım.

 

Giyindikten sonra odamdan çıkıp pat diye abimin odasına girdiğimde göz ucuyla kapıya doğru baktı.

 

"Burası genç adam odası. Kapıyı çalmadan neden giriyorsun?"

 

Söylediğ şeyle alayla güldüm.

 

"İşin gücün benim söylediğim cümleleri kopyalamak oğlum. Az özgün ol." Dediğimde alayla gülüp bana doğru döndü.

 

"Gelmek istemiyorsun sanırım canım kardeşim?" Sırıtarak konuştuğunda homurdandım.

 

"Bir şey yok. Bir şey yok. Bir şey yok."

 

Anca tehdit et zaten kokuşmuş çorap.

 

"Neyse büyüklük bende kalsın. Affettim seni. Hadi gidelim." Dediğinde gözlerimi devirmemek için kendimi kastım.

 

Ay teşekkür ederim canım ya. Lütfettiniz.

 

Evden çıkıp parka gittiğimizde parktaki herhangi bir bankta oturan Ozan'ı gördüm.

 

Abim sakin adımlarla Ozan'a doğru ilerlediğinde yutkunup derin bir nefes aldım.

 

Hadi gazamız mübarek olsun.

 

Ozan abimi ve beni görünce hemen ayağa kalktı.

 

"Hoş geldiniz." Derken abime bakıyor arada da kaçamak bakışlarla benim halimi analiz etmeye çalışıyordu.

 

Sınav sonucu açıklandıktan sonra sadece sonucumu atmış ve pek fazla konuşamamıştık ya. Aklı ben de kalmış demek ki şapşalın.

 

E hiç aramadı, arasaydı o zaman. Aklı da kalmazdı bende.

 

Peh.

 

"Otur." Abim bankın ortasına oturduğunda sağ tarafını Ozan'a işaret edip konuştuğunda Ozan abimin sağ tarafına ben de sol tarafına oturdum.

 

Aramıza girdi kara kedi.

 

Bence abimin lakabı artık Kara Kedi Orkun olsun.

 

Çok seviyor sevenlerin arasına girmeyi.

 

Bu sevenler ingilizcedeki 7 rakamı olan sevenler değil. İnsan olan sevenler.

 

Nihahahahaha biraz soğuk espri yaptığıma göre mutlu mutlu abimi dinleyebilirim.

 

Şu an moralim bir yerine gelmedi değil yani.

 

"Sınavdan 1 ay önce sevgili olmuşsunuz. Sen ne zaman Oya'ya aşık oldun da sevgili oldunuz?" Abim Ozan'a bakıp konuştuğunda Ozan derin bir nefes aldı.

 

"Ben aslında Oya'yı çocukluktan beri seviyorum Orkun ama senin kardeşin diye beni yanlış anlar sırtını dönersin korkusuyla hep içime attım. Sen Oya'ya abi de diye baskı yaparken bile ben abi desin istemiyordum. Abisi olarak gördüğü insanlar arasında olmak istemiyordum."

 

"Şimdi ne değişti de sırtımı dönmemden korkmamaya başladın." Ozan sustuğunda abim tek kaşını kaldırıp konuşmuştu.

 

"Oya bana ananonimden yazınca ilk başta tamamen eğlenmek için konuşmuştum yalan değil ama ne zaman anonimin Oya olduğunu öğrendim. O zaman her şey değişti. Öğrendiğim gece bütün mesajları en baştan okudum. O mesajlarda bana abi demeden konuşması hoşuma gitti ve bu hissi sadece biraz daha tatmak istedim. Sonra duygularım çığırından çıkacak gibi olunca konuşmayı kesmeye çalıştım ama başaramadım çünkü çoktan duygularım çığırından çıkmıştı. Beni anlayacağını düşündüm çünkü mahalledeki her kız benim kardeşimdir deyip aşık olan tek ben değilim." Ozan sustuğunda gözlerim kocaman oldu.

 

"Ne ?!" Resmen çığırdığımda ikisi de yüzlerini buruşturdu.

 

"Sen bizim mahalleden birine mi aşıksın? Kime aşıksın? Kim lan o?" Abimin koluna yapışıp dibine girdiğim zaman hızlı hızlı sorularımı yönelttiğimde abim Ozan'a kötü bir bakış atıp bana döndü.

 

"Seven sevenin halinden anlar en fazla döver ama kabullenir dedim. Vazgeçmedim. Olmazdı çünkü yapamazdım. Vazgeçemezdim..." Orkun bana bakarak devam ettiğinden yutkundum.

 

Ya ama adam şurada hem meraktan hem kıskançlıktan çatlarken bir de romantiklik yapıp benim kalbimi küt küt attırmasana!

 

Vicdansız mısın sen?

 

Ah, evet öylesin...

 

Abim kolunu benden çektikten sonra Ozan'a döndü.

 

"Benim aşık olduğum kişi kardeşim dediğim adamın kardeşi değil Ozan. Aynı kefeye koyamazsın onu." Abimin söylediği şeyle çenemi abimin omzuna koydum.

 

"Kim senin aşık olduğun kişi?" Sesimden kıskançlık akarken abim elini yüzüme koyup kafamı ittirdiğinde homurdandım.

 

Odun, öküz, pis kokuşmuş kereviz.

 

"Ama bu mahalleden ve sen bu mahalledeki her kızı kardeşin gibi gördüğünü defalarca kez dile getirmiş adamsın. Demek ki bazen kalp söz dinlemiyormuş , değil mi kardeşim?" Ozan'ın sesindeki ima kendini belli ederken abim homurdandı.

 

"Oya'yı buraya getirmemin bir sebebi var. İkiniz de beni iyi dinleyin." Abim derin bir nefes alarak sözüne devam etti. "İkiniz de benim kardeşimsiniz. Ne kadar kardeşin kardeşimdir deyip dediğini uygulamasan da maalesef ki benim kardeşimsin Ozan. Kız kardeşimi sana emanet ediyorum. Onu en ufak bir şekilde üzersen sana Dünya'yı dar ederim. Ne kardeşim olmam umrumda olur ne de aynı mahallede büyümüş, ortak arkadaşlarımızın olması."

 

Ozan sırıttığında ben de tebessüm ettim.

 

İşte bu bir onaydı arkadaşlar.

 

Yaşasın be!

 

Abim Ozan'a son kez baktıktan sonra ayağa kalkıp yürümeye başladığında sevinçle Ozan'a baktım.

 

"Artık korkmamıza gerek yok güzelim. Artık rahatız." Ozan gözlerimin içine bakarak konuştuktan sonra göz kırptığında sırıtmamı silmeden başımı sallayarak onu onayladım.

 

Ay göz kırpmasıyla bir kalbim hoplamadı değil.

 

"Ama bir dakika." Aklımdan anlık çıkan olay tekrar geldiğinde hemen ayağa kalkıp abimin arkasına baktım.

 

"Hey! Dur orada. Kime aşıksın sen bakayım?" Abimin arkasından bağırıp koşmaya başladığımda abim koştuğumu omzunun üzerinden bakarak gördükten sonra o da koşmaya başladığında arkamda kalan Ozan'ın kahkaha seslerini duydum.

 

Kimdi ya bu?

 

Hem bu herif bana trip attı o kadar. Bir de gitmiş mahalleden birine mi aşık olmuş? Parçalarım bakın ben bunu. Boş yere mi o kadar acı çektim ben!?

 

Ben de trip atacağım işte kandırdı beni ama ilk önce kimmiş bu kız onu bir öğreneyim.

 

Ah ulan onay aldığımıza sevinemeden düştüğüm işe bak!

 

BÖLÜM SONU...

 

Bölüm nasıldı?

 

Beğendiyseniz oy vermeyi ve düşüncelerinizi yorumlarda yazmayı ihmal etmeyin lütfen.

 

Kendinize iyi bakın.

 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere...

Loading...
0%