Yeni Üyelik
33.
Bölüm

AA-33. BÖLÜM

@yazarnunur

YAYIMLANMA TARİHİ; 1 Ekim 2024...

 

AA- 33. BÖLÜM;

 

"Oya kalk artık. Bak uyanmazsan bırakıp gideceğim seni ha." Abim tepemde söylenirken yattığım yerde debelendim.

 

"Ya uyumak istiyorum! Ben mi dedim ya bu kadar erken gidelim denize diye. O Esma var ya o Esma. Döveceğim onu. Sabahın köründe denize mi gidilirmiş ya?" Ağlamaklı sesle konuştuğumda abim pikemi üzerimden çekti.

 

"Eğer kalkmazsan seni yataktan düşürürüm ve emin ol ki bunu büyük bir hevesle yapar sonra da zerre pişman olmam Oya. Sayıyorum . Kalktın kalktın. Yoksa yataktan yere temiz bir iniş gerçekleştireceksin." Dediğinde derin bir nefes aldım.

 

Bugün o denizde Esma ablayı boğmazsam var ya...

 

"Bir." Abim saymaya başladığında ağlanarak yataktan kalktım ve kısık gözlerle abime baktım.

 

"Çok kötüsün!" Dediğimde sırıttı.

 

"Akşam itiraz etseydin kızım o zaman. Hemen 'olur , olur' diye atlamasaydın." Sırıtırken konuştuğunda burun kıvırdım ve odamdan çıkıp lavaboya gittim.

 

Dün gece mahalledeki gençler ile olan o bilmem kaç kişilik WhatsApp grubunda Esma abla yarın topluca denize gitmeyi teklif etmişti ama herkes meşgul olduğu için sadece Kerem abi , Aytaç abi , Kader, abim , ben , Ozan Pırıl ve Esma abla gitmeye karar vermiştik. Kader ile ben de ayriyetten Serkan'ı davet etmiştik ve kabul etmişti.

 

Hoş ben Pırıl'ın hâlâ denize gitmeye tamam demesine şaşkındım.

 

Lavaboda işimi halletikten sonra odama gittim ve bikinimin üzerinde kıyafetlerimi geçirdim. Çalışma masamın üzerinde dün akşam hazırladığım çantamı da sırtıma taktıktan sonra odamdan çıkıp salona gittim.

 

Bakalım bizim öküzcük ne yapıyordu.

 

"Şükür be kızım!" Abim beni görünce yattığı koltuktan kalktı.

 

"Saat kaç?" Dediğimde eliyle saati gösterdi.

 

"E tamam daha saat 9. Biz de 9 buçukta yola çıkacağız." Sözüme devam ettiğimde gözlerini devirdi.

 

"Erken inelim ne olmuş yani?" Söylediği şeyle sinirle yerimde tepindim.

 

"Ne demek ne olmuş. Yarım saat daha uyuyabilirdim!" Dediğimde kahkaha attı.

 

Pislik.

 

"Köpekbalıkları götünü koparsın senin." Söylediğim şeyle daha çok kahkaha attığında gözlerimi devirdim.

 

Ha ha çok komik.

 

Dişinin dibini oyduğumun malı.

 

"Hadi. Çıkalım." Derken yanımdan geçip gittiğinde homurdanarak peşinden gittim.

 

Apartmandan çıktığımızda abim kolunu omzuma attı.

 

"Yarım saat ne yapacağız ya." Söylendiğim zaman güldü ve yürümeye başladı.

 

"Bizimkileri uyandıracağız." Dediğinde sırıttım.

 

"Tamam Ozan ile Kader bende. Kerem abi ile Aytaç abi de sende." Dedikten sonra kolunun altından çıktım ve koşmaya başladım.

 

"Oya!" Arkamdan bağırdığında hiçbir şey duymamış gibi koşmaya başladım.

 

Ay. Ozan'ı uyandırma fırsatı geçmiş elime. Bunu kaçıramam.

 

Hoplaya zıplaya Ozanların apartmanının önüne geldiğimde zile bastım.

 

Kapı açıldığında sakin ama hızlı adımlarla dairenin önüne geldim.

 

Hatice teyze gülümseyerek bana bakarken "Hoşgeldin kızım." Dediğinde tebessüm ederek içeri girdim.

 

"Kader ve Ozan kalktı mı Hatice teyze?" Dediğinde başını olumsuz manada sallarken memnun olmamış gibi yüzüme baktı.

 

"Uyanmadılar ama teyze değil anne de bana artık kızım." Söylediği şeyle gözlerimi kırpıştırdım.

 

Sadece küçük bir tebessüm ettiğimde Hatice teyze de tebessüm etti.

 

Nasıl anne diyeyim ki?

 

Diyemem ben.

 

Tamam şakasını yapmak kolay da ciddi ciddi anne diyemem.

 

Utanırım bir kere.

 

Evet Ozan'a yazıp o masaya otururken utanmadın Hatice teyzeye anne derken utanırım.

 

Ben de böyle bir değişiğim işte.

 

Hızlı bir şekilde Kader'in odasına girdim. Yatağında üzerine atladığımda küfür ederek gözlerini açtı.

 

"Oya, üzerimde ne işin var?" Dediğinde sanki onu duymamış gibi bir anda aklıma gelen o saçma soruyu sordum.

 

"Kader sence Osmanlı Devleti'ni Osman Bey değil de Kanunî Sultan Süleyman kursaydı adı sülaymaniye devleti mi olurdu?"

 

Kader sakince nefes aldıktan sonra balık gibi çırpınarak beni üzerinden attı ve ayağa kalktı.

 

"Ay 20 dakika kalmış. Ya saçma saçma şeyler soracağına desene az kaldı diye. Çık, çık, çık." Beni itekleyerek odadan çıkmadan önce söylediği şeylerle kıkırdadım.

 

Kader'in odasından çıkıp Ozan'ın odasının kapısının önüne geldim ve birkaç saniye içeriyi dinledim. Hiçbir ses almayınca uyuduğuna kanaat getirip yavaşça kapıyı açtım ve içeriye girdim.

 

Ay ne kadar da zekiyim ya? Nasıl da anladım ama uyuduğunu.

 

Yatağının sağ tarafında yüz üstü uzanmıştı. Başı yatağın sol tarafına çevrilmiş elleri de yastığının altındaki haline bakarken tebessüm ettim ve yatağın sol tarafına oturdum.

 

"Sevgilim, hadi kalk." Elimi saçına götürüp severken hafif kısık bir sesle konuştuğumda hiçbir tepki vermedi.

 

"Ozan. Hadi kalk." Derken bu sefer elimi yanağına indirmiş ve elimin tersiyle yanağını okşamıştım. Sesim de az önceki sesime nazaran daha yüksek bir tonda çıkmıştı.

 

Derin bir nefes alıp gözlerini açtığında hafif kaşlarını çattıktan sonra bakışlarını yukarıya doğru kaldırıp bana baktı.

 

Tekrar derin bir nefes aldığında gülümsedim ve başımı sola doğru yatırdım.

 

"Günaydın sevgilim. Hadi kalk yoksa geç kalacağız." Dediğimde birkaç kez gözlerini kırpıştırdıktan sonra elini yastığın altından çıkardıktan sonra elimi tuttu ve avucumun içini öptükten sonra yatakta oturur pozisyona geçti.

 

"21 senedir hiç bu kadar güzel uyanmamıştım." Dediğinde güldüm.

 

Elimi tutan eliyle beni kendine doğru çekip sarıldığında sırtını yatak başlığına yasladı ve ben de sarılışına karşılık verdim.

 

"Hadi kalk, kalk." Derken geri çekildim.

 

"Giyin de çıkalım. Kader'i uyandırdım o da hazırlanıyordur şu an." Dediğimde başını salladı ve ben de tebessüm ederek odadan çıktım.

 

Tekrar Kader'in odasına girdiğimde giyinmiş saçını topluyordu.

 

Ozan da hazır olduğunda evden çıkmıştık.

 

"Saat 9 buçuk oldu hadi. Hızlı olalım." Kader hızlı hızlı yürürken konuştuğunda gülerek arkasından adımladık.

 

Abim 2 ya.

 

Esma ablanın babasının şoför koltuğuna oturmuş Kerem abimi gördüğümde adımlarımı hızlandırdım.

 

Hızla arabaya bindiğimizde herkes cık cıkladığında "Onlara laf yapın beni abim sabahın köründe ayağa dikti." Derken Ozan ile Kader'i gösterdim.

 

Hep beraber denize geldiğimizde Serkan bizden önce varmıştı.

 

"10 gibi burada olurdunuz sözde. Saat 10 buçuk oldu." Serkan bana söylendikten sonra Kader'e döndü ve gülümsedi.

 

"Nasılsın?" Dediğinde Kader de gülümsedi. "İyiyim." Derken sesi mesafeliydi.

 

Sebebini çok iyi biliyorum.

 

Üniversite tercihlerini yapmıştık yerleştirme sonuçlarının açıklanmasını bekliyorduk ve Serkan İstanbul'da tek bir üniversite yazmamıştı. Kader de uzaktan ilişki yürütebileceğine inan bir insan değildi. O yüzden Serkan ile arasına mesafe koymaya çalışıyordu... En azından hoşlantısını gidermeye Serkan'ı sadece arkadaşı gibi görmek istiyordu.

 

Bunu bana daha yeni söylemişti.

 

Ah benim minik üzümle keklerim...

 

"Neyse hadi gidelim." Dedikten sonra guruldayan midem ile duraksadım.

 

"Hayır ilk önce karnımızı doyuralım." Sözümü hemen çevirdiğimde güldüler.

 

Denize yakın bir kafeye gidip karnımızı doyurduktan sonra çıktık ve bu sefer sonunda deniz kenarına geldik.

 

Deniz kenarı diyorum ama burası plajdı işte. Şezlong falan bulunan bir plaj.

 

Şansımıza yan yana 9 tane şezlong boştu.

 

Sırayla Ozan , ben, abim, Pırıl, Kerem abim, Esma abla, Aytaç abi , Kader ve Serkan yerleştiğimizde sırıttım.

 

Üzerimdekileri çıkartıp bikinimle durduğumda diğer kızlar da aynı şeyi yapmıştı.

 

"Tüh be keşke ben de içime şortumu giyseydim. Çok havalı olurmuş." Serkan'ın söylediği şeyle kıkırdadım.

 

"E hadi ama gidin üzerinizi değiştirin kıyafetleriniz ile mi denize gireceksiniz?" Erkeklere bakarak söylendiğimde ayağa kalktılar.

 

Onlar üstlerini değiştirmeye giderlerken Esma abla çantasından voleybol topu çıkarttı.

 

"Hadi gelin az ilerideki filede maç yapalım." Eliyle ilerideki fileleri gösterdiğinde başımızı sallayarak onu onayladık.

 

Kader ile ben bir takım Pırıl ile Esma abla bir takım olduğunda oyunu başlattık.

 

Oyun oynamaya başlamıştık ki duyduğum bağırış ile kaşlarım çatıldı.

 

"Ya dikkat etsene biraz! Koskocaman plajda yürüyecek yer mi kalmadı da gelip bana çarpıyorsun?"

 

Başımı sese çevirdiğimde Kerem abiye bağıran Merve'yi görmüştüm.

 

"Bakın, hanımefendi. Önüme bakmıyordum o yüzden sizi görmemişim kusura bakmayın." Yanlarına doğru ilerlerken Kerem abimin dediği şeyle kaşlarım havalandı.

 

Hanımefendi mi? Bu herif bu kadar ince biri miydi? E bize niye odun o zaman?

 

"Niye bakmıyorsun baksaydın o zaman önüne!" Merve cırladığında yanlarına gelmiştim bile.

 

"Bak kızım, ne laftan anlamaz şey çıktın sen ya. Allah , Allah. Hem çarpmak istesem sana mı çarparım ben? Hay arkama bakacağıma önüme baksaydım da sana çarpmasaydım." Kerem abi en sonunda içindeki odunu çıkararak konuştuğunda gözlerimi devirdim.

 

İyi odunluğu en azından bize özel değilmiş.

 

"Hey, sakin olun." Dediğimde ikisinin de dikkati bana kaydı.

 

"Bir sorun mu var birader?" Biri konuştuğunda başımı kaldırdım ve karşımda bize doğru adımlayan Levent'i gördüm.

 

"Sana ne birader." Kerem abi artık Merve'nin yanında yani tam karşısında duran Levent'e bakarak konuştuğunda Levent kaşlarını çattı.

 

"Kardeşimle tartışıyorsan eğer bu konu beni ilgilendirir kardeşim, hayırdır?"

 

Levent 'hayırdır' derken başını sağa sola sallayıp hafif elini kaldırmıştı ve aynı zamanda göz kırpmıştı.

 

"Kardeşin mi?" Dediğimde bakışlarını bana çevirdi ve başını salladığında Kerem bir adım öne çıkıp beni arkasına aldı.

 

Ne alâka pardon? Ne oluyor?

 

Levent Kerem'in bu hareketi ile tek kaşını kaldırdığında bakışlarını Kerem'e yöneltti.

 

"Var mısınız bir voleybol maçına? Sinirinizi oradan çıkartın." Kerem abimin yanından başımı uzatarak konuştuğumda hepsi bana baktıktan sonra başlarını salladılar.

 

"Olur en azından bu bakar körün bir aklını almış oluruz." Merve sırıtarak konuştuğunda Kerem abim de sırıttı.

 

"Aklımı almaya çalışırken dikkat et de ben senin aklını almayayım." Kerem abi tam Merve'nin gözlerinin içine bakarak konuştuğunda Levent Merve'nin kolunu tutup arkasına doğru çekti.

 

Abisi yanındayken bu nasıl bir cesaret yiğidim?

 

Adam bir de dev gibi bir şey. Hoş Kerem abim de öyle ama ne bileyim.

 

Kahvaltıda yürek de yemedi ama neyse.

 

"Bunu sahada görelim." Levent Kerem abime bakarken konuştuktan sonra fileye doğru ilerledi.

 

Kader, ben , Levent ve Merve bir takım olmuştuk. Esma abla, Pırıl ve Kerem de bir takım.

 

"Böyle haksızlık olur. Bizimkileri de bekleyelim." Demiştim ki bizimkiler de geldi.

 

Ozan kaşlarını çatmış bir şekilde bana doğdu geldi.

 

"Hayırdır?" Gözleriyle Levent'i işaret ederek konuştuğunda derin bir nefes aldım.

 

"Onlar da buraya gelmiş." Dediğimde sıkıntılı bir nefes aldı.

 

"Neden yanında?" Dediğinde derin bir nefes aldım.

 

"Sonra anlatırım." Söylediğim şeyle kaşları çatıldı.

 

"Ee kozlarımızı paylaşalım o zaman." Kerem Levent'e bakarak konuştuktan sonra bizimkilere döndü. "Katılacak mısınız?"

 

"Ben voleybolda pek iyi değilim sadece izleyici olurum." Serkan konuştuğunda diğerleri katılacağını belli etti.

 

Böylece Esma , Pırıl, Kerem, Orkun, Aytaç bir grup; ben , Ozan, Kader, Levent ve Merve bir grup olmuştuk.

 

Voleybola başladığımızda ilk başlarda sakin olsak da sonradan işler kızışmaya başlamıştı.

 

Erkekler topa hayvan gibi vuruyorlardı.

 

Vicdansızlar!

 

"Ayh yeter be!" En sonunda bağırdığımda hepsi durdu ve bana baktı.

 

"Benim narin , minnoş , tatlı ellerim sizin yüzünüzden kıpkırmızı oldu ve acıyor! Gidiyorum ben ya." Ellerimi açıp herkese itinayla gösterdikten sonra arkamı dönüp ilerlemeye başladım.

 

Birkaç adım attıktan sonra birinin beni kucağına almasıyla şaşkınlıkla çığlık attım.

 

Ozan'ın bir eli belimde bir eli bacağımın altında beni kucağına almışken ben de kollarımı boynuma doladım.

 

"Bensiz nereye gittiğini düşünüyorsun güzelim?" Ozan yüzüme bakarak konuştuğunda güldüm.

 

"Şezlonga gitmeyi düşünüyordum. Hadi şoförcüğüm uslu bir şoför ol ve beni şezlonguma götür." Dediğimde sırıttı ve dilini damağıma vurarken başını olumsuz manada salladıktan sonra denize doğru ilerlemeye başladı.

 

"Yooo hayır. Soğuktur deniz ben sonra gireceğim şimdi değil. " Dememe rağmen durmadı ve ilerlemeye devam etti.

 

"Ya Ozan hayır!" Dediğimde çoktan denize girmiş ve su dizlerini aşmıştır bile.

 

Benim ayaklarım suya değene kadar ilerlediğinde suyun soğukluğu ile titreyip kollarımı daha sıkı boynuna sardım.

 

"Ozan çok soğuk!" Dediğimde sırıttı ve sırtını denizin derin tarafına çevirdikten sonra kendini geriye doğru bıraktı ve ikimiz birden suya gömüldük.

 

Su yüzüne çıktığımızda Ozan'ın kucağından kurtulmuştum ve soğuktan çenem titremeye başlamıştı.

 

Sinirle Ozan'ın yüzüne su attığımda güldü.

 

"Gıcık. Üşüyorum işte." Dediğimde sırıttı.

 

"Yüzdükçe alışırsın." Sırıtarak söylediği şeyle ona dil çıkardım.

 

"Hey! Bizsiz eğlence olmaz." Aytaç abi denize girerek koşarak bize doğru geldiğinde kahkaha attım.

 

Arkasından gelen Kader Aytaç abiyi sırtından iterek yüz üstü denize doğru düşmesine sebep olduğundan kahkaha attım.

 

Aytaç abi denizde yüzeye çıkıp kafasını sağa sola salladıktan sonra elleriyle saçını geri itti ve Kader'e baktı.

 

"Gel buraya!" Diyerek üzerine doğru koştuğunda Kader çığlık atarak koşmaya başladı. Aytaç abi Kader'i yakalayıp arkasından belini tuttu ve denizde derin yere doğru fırlattığında Kader denizi boylamış oldu.

 

Dibi de boylamış olabilir.

 

Aytaç abi de az öküz değilmiş ha.

 

Hoş abim, Kerem abi ve Ozan ile çocukluk arkadaşıydı. Ne bekliyordum ki?

 

Abim, Pırıl, Esma abla , Kerem abi ve Serkan da denize girdiğinden hep beraber eğlenmeye başladık.

 

Bir süre daha denizde oyalandıktan sonra çıktık.

 

"Hadi gidelim. Yoruldum ve uykum geldi." Esnerken konuştuğumda herkes başını salladı.

 

Zaten 5 saattir buradaydık. Yeter bence.

 

Kadınlar için olan kabinlere ilerlerken Kader'e döndüm.

 

"Levent ile Merve nerede?" Dediğimde Esma abla bana baktı.

 

"Onlar kim?" Sorduğu soruyla ben de ona baktım.

 

"Bizimle valeybol oynayan kişiler." Dediğimde kaşları çatıldı hafifçe.

 

"Gitme zamanları geldiği için gideceklerini söyledi kız hem sen tanıyor musun onları?" Dediğinde tam konuşmak için ağzını açmıştım ki Kader araya girdi.

 

"Uludağ'a gittiğimizde Levent Oya'ya sarkıntılık etti gibi bir şey oldu. Yani en azından abim öyle hissetti."

 

Tam tekrar bir şey demek için ağzımı açmıştım ki kabinin kapısı açıldı ve içerisi boşaldığında ben girdim.

 

Hazır sıram gelmişken gireyim. Komşum olduklarını sonra da söylerim hem Levent bana sarkıntılık etmemişti ki.

 

Etti mi yoksa?

 

Yooo etmedi.

 

Üzerimi değiştirdikten sonra kabinden çıktım ve bizimkileri beklemeye başladığımda kızlar gelmişti. Erkekler de geldiğinde önümüzden geçen erkek grubu bize bakıp birkaç şey gevelediklerinde kaşlarımı çattım.

 

Dedikleri şeyi anlamadığım için kızlara baktığımda yanımdaki Ozan'ın gerilen bedenini hissettim.

 

"Birader." Abim bir şeyler geveleyen erkeklere seslendiğinde abime baktım.

 

Hiçbir şey demeden erkeklere doğru koşup ortadakine yumruk attığında Ozan, Aytaç abim, Kerem abim ve Serkan da aynı Orkun abim gibi kavgaya giriştiğinde elimle ağzımı kapattım.

 

Az önce şu herifler ne demişti de bizimkiler onlara saldırmıştı?

 

Ben yine ne kaçırdım ya!

 

Neyse toplanın kavga var!

 

BÖLÜM SONU...

 

Bölüm nasıldı?

 

Beğendiniz mi?

 

Bölümü beğendiyseniz eğer yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın olur mu? O oy ve yorumları görmek mutlu ediyor insanı.

 

Gelişmelerden haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz.

 

Kendinize iyi bakın.

 

Sağlıcakla kalın.

 

Kendinize dikkat edin.

Loading...
0%