Yeni Üyelik
35.
Bölüm

AA-35. BÖLÜM

@yazarnunur

YAYIMLANMA TARİHİ; 3 Ekim 2024...

 

AA- 35. BÖLÜM;

 

"Ozan biliyorsun değil mi bu çorbayı sen içebilirsin. Bıçak eline değil karnına saplandı." Kısık sesle konuştuğumda başını olumsuz manada salladı.

 

"Olmaz. O karnımda ama o kadar çok acıyor ki elimi kolumu kaldıracak takatim yok." Dediğinde göz devirdim.

 

"Sevgilim daha 5 dakika önce ağrı kesici verdiler ne ağrıması. Bari düzgün sallasaydın." Derken gülerek çorbadan bir kaşık alıp Ozan'ın ağzına götürdüğümde hemen ağzını açtı.

 

Hasta ve refakatçi yemekleri gelmişti Kader yemeği beğenmediği için kantine inmişti ve Ozan ile beni yalnız bırakmıştı.

 

Yan tarafımızdaki Hira ablalar ile de perdeyi kapatıp konuşmayı kesmiştik çünkü Hira ablanın uykusu gelmişti.

 

"Ne zaman vereceksin?" Kısık sesle konuşmaya devam ederken Ozan'ın sorduğu soruyla kaşlarım havalandı.

 

"Neyi? Anlamadım." Dediğimde elini kaldırıp saçıma götürdü ve tokamı tutup saçımdan aldığında saçlarım sırtıma döküldü.

 

"Tokanı." Dedikten sonra tokamı bileğine taktığında gülümsedim.

 

Yooo , yooo erimek yok.

 

Az önce bir şey olmadı hemen eridiğini belli etme Oya.

 

Bir şey yok. Bir şey yok.

 

Sakin.

 

Huh, nefes al ve ver.

 

"Ben almasam, senin tokanı vereceğin yok gibiydi." Bileğindeki tokayı yüzümün önünde sallayarak gösterdiğinde kıkırdadım.

 

Ben sürekli bu herife aşık oluyorum ya.

 

Ne yapacağız biz bunu?

 

"Takmış oldun işte." Derken gülüşümü dudağımı ısırarak engellemeye çalıştım.

 

Bir kaşık daha çorba uzattığımda sırıtıyordu.

 

"Hoşuna gitti değil mi? Isırma o dudağını. Göstersene o güzel gülüşünü. Yarama tedavi olsun o güzel gülüşün. Olmaz mı , güzelim?" Dediğinde dayanamayıp gülümsedim.

 

"Karnını doyur karnını." Derken kaşığı ağzına dayadığımda gülerek ağzını açtı ve çorbayı içti.

 

Elini saçıma götürüp bir tutam saçımı parmaklarının arasına aldıktan sonra okşadığında iç çektim.

 

"Ne oldu? Karnının kesilmesi yan etki mi yaptı?" Gülerek konuştuğumda o da güldü.

 

Dilini damağına vurduğunda bana bakıyordu.

 

"Sadece gün geçtikçe beni daha çok kendine bağlıyorsun. Olan o." Dediğinde gülerek çorbanın sonunu da içirdiğimde yemeğe geçecektim ki elimi tuttu.

 

"Daha fazla yemeyeceğim güzelim." Dediğinde başımı salladım.

 

"Eeee anlat." Yatakta ayakucuna oturduğumda söylediği şeyle ona döndüm.

 

"Ya da dur. İlk yanıma gel." Derken yatakta yana kaydı ve açtığı yere eliyle vurduğunda kaşlarım havalandı.

 

"Yarana değerim." Dediğimde kaşlarını kaldırıp indirdi.

 

"Bir şey olmaz. Emin ol kokundan mahrum kaldığım her anın verdiği acının yarısı kadar bir acı vermez bana." Hafifçe gülümseyerek söylediği şeylerle ben de gülümsedim.

 

Bu adam bugün beni düşüre düşüre bir hâl oldu.

 

Allah'ım sana geliyorum.

 

Ay kalbim sakin ol bak böyle olmaz yoksa. Bozuşuruz ha!

 

Ayak ucundan kalkıp yatakta yanına uzandığımda yüzümü yüzüne döndüm.

 

Elini yanağıma koyup okşadığında tebessüm ettim.

 

"İyi misin sen?" Gülerek konuştuğumda başını salladı.

 

"Yeni karar aldım. Sana olan aşkımı dizginlemeye çalışmayacağım artık." Dediğinde derin bir nefes aldım.

 

"Amacın beni kalpten götürmek yani." Dediğim şeyle güldüğünde tebessüm ederek yüzüne bakmaya devam ettik.

 

Dilini damağına vurdu "Hayır amacım seni kendime daha çok aşık etmek." Dediğinde tekrar derin bir nefes aldım.

 

"Ben sana daha fazla aşık olamam ki..." Dediğimde sırıttı.

 

"Duygularımızın karşılıklı olması ne kadar da güzel." O da sırıtarak konuştuktan sonra bana yaklaşıp alnımı öptü.

 

"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi güzelim?" İç çekerken konuştuğunda başımı sallayarak onu onayladım, biraz daha Ozan'a yaklaşıp yarasına dikkat ederek sarıldığımda kolunu belime sardı ve başını boynuma gömdü.

 

"Şu an seni boynundan öpsem -" başladığı cümlesini kestim "tekme atarım dikişin patlar."

 

Verdiğim cevaba güldüğünde ben de istemsiz güldüm.

 

"Böyle elim yarana çarpar. Dur bir dakika." Ozan'dan hafif uzaklaşarak konuştuğumda başını boynumdan çekmişti.

 

Yatakta Ozan'a arkamı döndüğümde kıkırtısını duydum.

 

"Böyle de olur." Mırıldanırken elini beline sardı ve beni kendine çektikten sonra burnunu saçlarıma dayadı.

 

"Saçının kokusuyla uyumuş olurum." Uykulu bir şekilde konuştuğunda karnımdaki elinin üzerine elimi koydum ve elini okşadım.

 

Hiçbir şey demeden sessizce dururken bir süre sonra ikimiz de uykuya daldık.

 

📱📱📱📱📱

 

"Bir gece yalnız bıraktık hemen yan yana mı yattınız? Benim şu güzel gözlerim bu çirkin manzaraya daha fazla katlanamıyor. Kalk. Oya. Uyanın. Ozan." Abimin sesi kulağıma dolduğunda aynı zamanda dürtüklenmeye de başlamıştım.

 

Derin bir nefes alıp yavaşça gözlerimi açtığımda bakış açıma abimin koca kafası girdi.

 

"Kalk lan. Hasta herifin yanına mı yatılır." Abim kolumu tuttuğunda esnedim ve ofladım.

 

Yataktan kalkmak için kıpırdandığımında Ozan belimdeki koluyla beni daha çok kendine çekti.

 

"Ulan Ozan bırak kardeşimi. Ayrılın." Derken Ozan'ın kolunu kaldırıp beni sertçe çektiğinde yere yapışmama sebep olmuştu.

 

Artık fazla olmaya başladı ama ya.

 

Yeter.

 

Çığlık atacağım, saçını başını yolacağım şimdi o olacak.

 

"Abi Pırıl ile bir sevgili ol sen. Yapmadığım şey kalmayacak. Bu yaptıklarının hepsini burnundan fitil fitil getireceğim senin. Zaten dün bak Hira abla bile Pırıl'ı yengem sandı. Elbet sevgili olacaksınız siz. O zaman var ya. Bunların hepsinin 10 katını sana yaşatacağım." Ayağa kalktıktan sonra gözlerimi kısarak abime bakarken konuştuğumda abim alayla güldü.

 

Gül sen gül. Son gülen iyi güler paşam.

 

Pırıl ile sevgili olduğunda yapacağım şeylerden sonra bakacağım ben sen gülebilecek misin?

 

Ay çıldıracağım artık!

 

"İyi misin Oya'm." Ozan'ın uykulu sesi kulağıma dolduğunda abimdeki bakışlarım ona döndü.

 

Ay bana Oya'm dedi.

 

Ben buna da düştüm.

 

Sanırım ben Ozan ile alâkalı her şeye düşmek için ayarlandım.

 

"İyiyim , iyiyim." Ozan'a bakarak konuştuğumda abim homurdandı.

 

"Oya'm ne ya? Az uzaklaşın." Abim kara kedi gibi aramıza girdiğinde ofladım.

 

Pis köpek balıklı kara kedi Orkun.

 

Kuyruğunu köpek balıkları yesin abi.

 

"İyisin değil mi kardeşim? İyisin, iyisin. O yüzden bence artık Oya'ya bir ihtiyacın yok." Abim Ozan'a bakarak konuştuğunda tekrar ofladım.

 

"Kızım sen de oflayıp oflayıp durma." Omzunun üzerinden bana bakarak söylediği şeyle göz devirdim.

 

"Oflamazsam eğer seni ısırırım abi. Isırılma seçeneğini kabul ediyorsan bana aşırı uyar. Çünkü şu an sinirden seni ısırarak bilmem kaç parçaya ayırasım var." Gözlerimi kısarak konuştuğumda alayla güldü.

 

"Ne yaparsın işte bizim kızın hayal gücü de baya geniş." Tekrar Ozan'a dönerek konuştuğunda kıçına tekme attım.

 

"He canım , he." Dediğimde hızla bana döndü.

 

"Sen benim kıçıma mı vurdun?" Gözlerini kısarak yavaşça üzerime yürürken konuştuğunda sırıttım.

 

"A-a öyle bir şey mi yapmışım? Hak etmişsindir yaptıysam. Olur öyle şeyler." Dediğimde bir anda üzerime doğru koşmaya başladı.

 

Çığlık atarak koşarak odadan çıktığımda abim de arkamdan koşuyordu.

 

Hastaneden çıktığımızda abim beni belimden yakalayıp durduğunda nefes nefese kalmıştım.

 

Abime döndüğümde tam bir şey diyecekken telefonu çaldığı için kaşlarını çattı.

 

"Bir dakika bekle." Dedikten sonra telefonunu açtığında abimi bekliyordum.

 

Abim Pırıl ile konuştuğunu fark ettiğim bir ses tonuyla konuştuğunda gözlerimi devirdim.

 

Beyefendi naziklikten kırılacaktı şimdi.

 

Nedense bana aslan Pırıl'a kedi kesiliyordu paşa hazretleri.

 

Telefonu kapattığında bana döndü.

 

"Evet, nerede kalmıştık?" Dediğinde sırıttım.

 

"Canım kardeşim, diyerek bana sarılacaktın en son." Dediğimde alayla güldü.

 

"Canıma okuyacağım kardeşim, diyerek seni dövecektim diye hatırlıyorum ben nedense." Söylediği şeyle sırıttım.

 

"Sen yanlış hatırlıyorsun Dünya'nın en karizmatik abisi. Yok öyle bir şey."

 

Arkadaşlar bunun adı tamamen göt korkusu.

 

Ne dayak yemek için hem çok güzel ve gencim hem de topluma açık bir yerdeyiz , rezillik. Olmaz.

 

Abim gülerek bana baktıktan sonra yanağımdan makas aldı.

 

"Hadi yine iyisin benim gitmem lazım. Şimdilik dayaktan kaçmış olacaksın." Dediğinde gözlerimi devirdim.

 

Çok sağ ol ya. İçim ferahladı valla.

 

"Pırıl mı çağırdı ? " Sorduğum soruyla başını salladı.

 

"Ne zaman açılacaksın?" Dediğimde sırıttı.

 

"Açılmadığımı nereden biliyorsun?" Söylediği şeyle gözlerim büyüdü.

 

"Ne!?" Dediğimde sırıttı ve göz kırpıp tekrar yanağımdan makas aldı.

 

"Hadi güzelim akşam görüşürüz." Dedikten sonra bir şey dememi beklemeden arkasını dönüp gitti.

 

Neyse Pırıl'ı görünce kenara çeker ifadesini alırım ben. İlk önce Ozan iyileşsin de çıkalım şu hastaneden.

 

Abim gittikten sonra ben de hoplaya zıplaya Ozan'ın odasına ilerlediğimde kapının kapalı olduğunu gördüm.

 

İçimde oluşan huzursuzluk ile kaşlarımı çatarken kapıyı açtığımda gördüğüm manzara o huzursuzluğun kalp ağrısına dönmesine sebep oldu.

 

Ne mi gördüm?

 

Ozan'ın eski sevgilisi hastanede Ozan'ın odasında Ozan'ın üzerine eğilmiş bir şekilde yüzleri arasında az bir mesafe kalmış halde birbirlerine bakıyorlardı.

 

"Ne oluyor burada?" Sesim haddinden fazla çıktığında ikisinin de bakışı bana döndü.

 

"Oya-" Ozan konuşacakken onu susturdum.

 

"İki dakika dışarı çıktım. Ne oluyor burada? Senin eski sevgilinin burada ne işi var? Niye hâlâ bu kadar yakınsınız? Bu yakınlığın sebebi ne!? Siz ne-" Sesim git gide yükselirken bu sefer benim sözümü Ozan kesti.

 

"Bir sus Oya. Bağırma da bir sus." Ozan bana bağırarak konuştuğunda yutkunarak sustum.

 

O bana bağırdı?

 

Ben bir açıklama beklerken o bana bağırdı?

 

Eski sevgilisinin yanında bana bağırdı?

 

Tamam sakinim.

 

Buz gibi bakışlarımı Ozan'dan uzaklaşmış ama yatağının yanında dikilen kıza çevirdim.

 

"Dışarıya çıkar mısın Ozan ile özel bir şey konuşmamız lazım." Kızın gözlerine bakarak stabil bir sesle konuştuğumda kız çarpıkça gülüp odadan çıktı ve kapıyı kapattı.

 

"Oya." Ozan az öncekinin aksine kısık bir sesle konuştuğunda alayla güldüm ve ona döndüm.

 

"Tebrik ederim." Sesim titrerken konuştuğumda hemen susup boğazımı temizledim.

 

Sakın onun önünde ağlamıyorsun Oya! Sakın.

 

Şimdi değil. Birazdan ağlarsın ama şimdi değil!

 

"Bana yazdığın kalp karıcı cümleleri önemsemedim, gurumu ayaklar altına alıp o gün oraya gelip o masaya oturdum. Çoğu kişi duysa bana gurursuz, az olsun gururun olsun diyeceği şeyler yaptım. Senin için elimden gelen her şeyi yaptım. Aşkta gurur olmaz diye gururumu hep arka plana attım. Neden biliyor musun? Belki beni seversin. Beni fark edersin diye. Ama bu kadarı da fazla tamam mı? Bu kadarı da fazla! Bitti. Yeter artık. Bu kadar! Gururumu bu kadar ayaklar altına almayacağım. Bu sefer gururum aşkımı yendi. Tebrik ederim seni. O büyük aşkıma bunu yaptığın için. Şimdi bensiz ne istiyorsan yapabilirsin. Artık ben yokum!" Son cümlemi yüzüne doğru bağırdıktan sonra arkamı dönüp kapıya ilerlerken dün gece söylediği cümle aklıma geldi.

 

Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi güzelim? Demişti dün gece...

 

Omzumun üzerinden yüzüne baktım.

 

"Bilmiyormuşum. Çünkü öyle bir şey yokmuş." Dedikten sonra kapıyı açtım ve bir şey demesini beklemeden kapıyı kapatıp koşarak hastaneden çıktım.

 

Neymiş elin oğlu için gururunuzu ezip geçmemeliymişsiniz yoksa o sizin aşkınızı bir çöp gibi harcarmış.

 

BÖLÜM SONU...

 

ŞŞŞHHHH BİR ŞEY YOK SAKİN OLUN.

 

Bölüm nasıldı? Beğendiniz mi?

 

Beğendiyseniz eğer yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

 

Oya sizce gereksiz bir tepki mi gösterdi ?

 

Ozan da bağırmasaymış canım Allah Allah. Kız orada açıklama bekliyordu bağırmak yerine açıklama yapsana. Bir de eski sevgilisinin yanında bağırdı.

 

Sen şimdi naneyi yemedin mi Ozanikooooo? dkşfsdfs

 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.

 

Allah'a emanet olun canlarım ✨✨✨

Loading...
0%