Yeni Üyelik
36.
Bölüm

AA-36. BÖLÜM

@yazarnunur

YAYIMLANMA TARİHİ; 4 EKİM 2024...

 

AA- 36. BÖLÜM;

 

Burnumu çekerken telefonumun ekranını açıp saate baktım.

 

23:00

 

Anneme saat 12 olmadan gelirim dedikten sonra bir şey demesini beklemeden yüzüne kapattığım için evde dayak yer miyim acaba?

 

Yerim değil mi ?

 

Of!

 

Bir de birkaç saattir telefonumu uçak mooduna almıştım. Ozan beni zibilyon kere arayınca en sonunda abimi hem arayıp hem mesaj yoluyla olayı anlattım , anneme geçici bir bahane söyle dedikten sonra telefonu kapattım ve uçak mooduna aldım.

 

Abim geçici bir bahane uydurursa dayak yemem bence.

 

Ozan ile bu sinirle konuşamazdım. Hayatta olmazdı.

 

Bana bağırdı resmen ya! Şaka gibi bana eski sevgilisinin yanında bağırdı!

 

Salak!

 

"Hey. Yalnız mısın?" Oturduğum bankın yanına gelen birkaç erkekten biri konuştuğunda başımı kaldırıp yüzlerine baktım.

 

Tekrar burnumu çektiğimde içlerinden biri tekrar konuştu.

 

"Oturabilir miyiz?"

 

"Hayır." Dediğimde kaşlarını çattı.

 

"Ama neden?" Sorduğu soruyla ofladım.

 

"Çünkü istemiyorum." Dediğimde sırıttı.

 

"Ama ben yanına oturmak istiyorum."

 

Şerefsizler! Bunlar gibiler yüzünden gece dışarı çıkamıyoruz! Aldıkları nefes bile gereksiz!

 

Acaba hazır Ozan'a sinirliyken bunlardan mı çıkarsam sinirimi? Ama olmaz sayı olarak fazlalar...

 

Sırıtmasını bozmadan söylediği şeylerle bir şey demek için dudaklarımı aralamıştım ki arkamdan bir ses duydum.

 

"Kız istemiyor yanına oturmanızı. Defolun gidin."

 

Sese doğru döndüğümde Levent'i görünce kaşlarım havalandı.

 

Bu beni nereden buldu be!

 

Levent bankın yanına geldiğinde erkekler ona döndü.

 

"Sana mı soracağız birader?" İçlerinden benimle konuşan konuştuğunda Levent başını salladı.

 

"Evet bana soracaksınız." Derken üzerindeki ceketi arkaya doğru atıp belindeki polis rozetini gösterdiğinde çocukların gözleri kocaman oldu.

 

Oha, polismiş.

 

"Şimdi uzayın." Dedikten sonra ceketini bıraktığında çabucak çevremden uzaklaştılar.

 

Levent bir şey demeden bankta aramıza biraz mesafe bırakarak oturduğunda burnumu çektim.

 

Ceketinin iç cebinden peçete alıp işaret ve orta parmağının arasına sıkıştırarak bana uzattığında ilk peçeteye sonra yüzüne baktım.

 

Peçeteyi alıp kabaca sümkürerek burnumu sildiğimde güldüğünü bankın hafif titremesi ile anladım.

 

"Neden bu saatte eve bu kadar uzak bir yerde ağlıyorsun?" Bana bakmadan konuştuğunda gözlerim tekrar doldu.

 

"Asıl sen neden buradasın? Hep benim olduğum yerlerde sana rastlıyorum." Yüzüne bakarak konuştuğumda tebessüm etti.

 

"Az ilerideki karakolda çalışıyorum. Eve gidecektim sesleri duydum bakayım dedim." Söylediği şeylerin ardından sessizliğimi korudum ve başımı önüme çevirdim.

 

" Burada olma sebebin sevgilin mi?" Ben konuşmayınca tekrar soru sormuştu.

 

"Sen bana mı aşıksın?"

 

Aniden yüzüne bakarak sorduğu sorularla alakasız pat diye sorduğum soruyla birkaç saniye durdu ve büyük bir kahkaha patlattı.

 

"Nereden çıktı bu?" Gülerken konuştuğunda gözlerimi kısarak yüzüne baktım.

 

"Sürekli benimle konuşma içine girmeye çalışıyorsun. İlgin var gibi?" Dediğimde gülmeye devam etti.

 

"Hem niye soruma cevap vermiyorsun?" Hafif bir sinirle konuştuğumda boğazını temizledi ve oturuşunu dikleştirdi.

 

"Sana aşık değilim Oya. Sadece bana kız kardeşimi hatırlatıyorsun o yüzden sürekli seninle konuşma çabasına giriyorum gibi duruyor." Dediğinde kaşlarım çatıldı.

 

"Sana Merve'yi hatırlatıyorsam git onunla konuş. Ne saçma saçma bir geçiştirme bu öyle." Söylediğim şeyle burukça gülümsedi.

 

"Merve'yi değil. Öykü'yü hatırlatıyorsun." Dediğinde kaşlarım çatıldı.

 

"Bir kız kardeşin daha mı var?" Yüzüne bakarak konuştuğumda iç çekti.

 

"Evet, vardı. 17 yaşındayken 2 sene önce vurularak kollarımda öldü."

 

Söylediği şeyle bedenim buz kestiğinde hiçbir tepki veremeden yüzüne bakmaya devam ettim.

 

Yaşasaydı benimle yaşıt olacaktı...

 

"Yaşasaydı eğer senin yaşında olacaktı." Dedikten sonra derin bir nefes aldı.

 

"Öykü'me çok benziyorsun. Görünüş olarak, olaylara verdiğin tepkiler, o neşeli hallerin gibi." Derken başını bana çevirip yüzüme baktı.

 

"Abine karşı tutumun, sevdiklerine verdiğin değer. O kadar benziyorsun ki ilk gördüğümde sanki Öykü'mü gördüm sandım. Sanki ölmemiş gibi geldi. Kollarımda son nefesini vermiş olmasaydı bu ihtimale inanabilirdim..." Dediğinde yutkundum.

 

"Ben-" Demiştim ki başını olumsuz manada salladı.

 

"Bir şey demene gerek yok. Sadece sana aşık değilim. Sana karşı besleyebileceğim en ileri duygu kardeşime beslediğim duygu nasılsa o olur. Beni yanlış anla istemiyorum." Derin bir nefes alıp gülümseyerek yüzüme baktı.

 

"Seni her gördüğümde konuşmaya çalışıyormuş gibi olma sebebim seni Öykü'yü koruyamadığım için bana verilen ikinci bir şans gibi görüyor olmam." Sözleri bittikten sonra tebessümünü sürdürmeye devam ederek sustuğunda derin bir nefes aldım.

 

"Ne yani başıma bir abi daha mı çıkacak!?" İsyan eder gibi konuştuğumda güldü.

 

"Sen de istersen neden olmasın?" Dediğinde tebessüm ettim.

 

Aslında olabilirdi.

 

Polis abi de şimdi havalı duruyordu. Neden olmasın?

 

"Oya?" Karşıdan bize doğru gelen Esma ablanın sesini duyduğumda ona baktım.

 

"Sen niye bu kızı rahatsız edip duruyorsun ya? Sahilde de yanımıza geldin. Tatilde de sataşıp durumuşsun. Sapık mısın kardeşim sen ?" Esma abla yanımıza gelir gelmez beni kolumdan tutup oturduğum yerden kaldırdı ve arkasına aldıktan sonra sağ elini havaya kaldırıp Levent abiye doğru konuştuğunda kaşlarım havalandı.

 

"Sapık değilim hanımefendi aksine sapıklara haddini bildiren biriyim ben. Sakin olun." Levent abi ayağa kalkarak konuştuğunda Esma abla beni daha çok arkasına çekti.

 

Eveeet bir tane daha abim oldu.

 

Biraz çabuk kabullenir gibi oldum ama Levent'i abi gibi görmekten ileri gidemezdim ki ben hem az önce konuşurken çok samimi olduğu belliydi.

 

"Nesin sen? Mafya mı?" Esma abla alayla konuştuğunda Levent abi kemerindeki rozetini gösterdi.

 

Hadi ama Esma abla mafya dışında seçenek gelmedi mi aklına?

 

Yolda karşılaştığın 3 insandan biri mafya mı ki? Polis sayısı daha fazla. Mafya ne alâka?

 

"Hayır hanımefendi, polisim. Peki siz kimsiniz?" Dediğinde Esma ablanın bileğimi tutan eli gevşemişti.

 

"Oya'nın mahallesinden ablasıyım beyefendi." Dediğinde Levent abinin kaşları havalandı.

 

"Ben de Oya'nın karşı komşusuyum ama sizi hiç mahallede görmedim. Emin misiniz mahallesinden ablası olduğunuza?" Levent abi ima ile konuştuğunda Esma ablanın arkasından çıktım.

 

"Evet bizim mahalleden." Dediğimde Levent abi de Esma abla da bana baktı.

 

"Levent abi ve ailesi de daha yeni karşı dairemize taşındı Esma abla." Esma ablaya bakarak konuştuğumda başını salladı.

 

"Sen niye bu saatte buradasın?" Esma abla bana bakarak konuştuğunda oflayıp Esma ablanın beni kaldırdığı banka geri oturdum.

 

"Ozan yüzünden." Dediğimde kaşlarını çattı.

 

"Neden? Ne oldu ki?" Esma abla merakla konuşurken sağ tarafımdaki boşluğa oturduğunda Levent abi de sol tarafımdaki boşluğa oturmuştu.

 

"Hani kavgada karın boşluğundan bıçaklandı diye hastaneye kaldırmıştık ya?" Dediğimde Levent abi söze atıldı.

 

"Ağır mı yaralandı?" Dediğinde başımı olumsuz manada salladım.

 

"Yok be sıyırdı sadece. Öküz gibi kendisi hâlâ. Hatta tam bir öküz." Dedikten sonra sözüme devam ettim.

 

"Bugün abimle hastane dışına çıktık odaya geri döndüğümde eski sevgilisini gördüm odada hem de Ozan'ın üzerine eğilmiş bir vaziyetteydi! Ve ben açıklama beklediğimi belli edecek şekilde hafif sesimi yükselterek sorularımı yönelttiğimde Ozan bana eski sevgilisinin bak altını çizerek söylüyorum eski sevgilisinin yanında bağırarak susmam gerektiğini söyledi. Ben de sinirlendim. Hâlâ sinirliyim , kafasını duvarlara sürterek kıvılcım çıkartmak sonra da o kıvılcıma benzin dökerek Ozan'ın tüm bedenini yakmak istiyorum öyle bir sinir var yani. Sonra bana bağırınca ona birkaç şey söyleyip onu orada bırakıp gittim daha doğrusu terk edip gittim." Söylediğim şeylerle ikisi de sessizleşti.

 

"Açıklama yapmasını bekledin mi?" Levent abi konuştuğunda başımı olumsuz manada salladım.

 

"Niye beklemedin de bu saate kadar dışarılarda ağlayarak kendine eziyet ediyorsun? Vardır elbet bir açıklaması." Levent abi tekrar konuştuğunda Esma abla alayla güldü.

 

"Çok pardon da eski sevgilisinin yanında kıza bağırmış bir de Oya paşa paşa orada durup gurursuz gibi açıklama yapmasını mı bekleyecekti?" Esma abla sinirle konuştuğunda Levent abi Esma ablaya baktı.

 

"Ah siz kızlar ve sizin hiçbir zaman aşkınızı geçemeyen şu gereksiz gururunuz." Levent abi imayla konuştuğunda Esma abla kaşlarını çattı.

 

"Sanki siz erkekler aşkınızı sürekli gururunuzun önüne koyuyormuşsunuz gibi laf kalabalığı yapma bana . En ufak pürüzde vazgeçen sizsiniz. Gelmiş sanki hep kızlar aşkı harcıyormuş gibi konuşma!" Esma abla sinirle konuştuğunda kaşlarım havalandı.

 

Siz de su sesini duyuyor musunuz?

 

Ship ship ship , su sesi. Değil mi?

 

Evet , evet öyle.

 

En büyük aşklar neyle başlardı? Nefretle !

 

Ay bu kavganın sonu bak diyorum ben aşka çıkar.

 

"Konu benim ayrılığımken şu an siz neden tartışıyorsunuz ki?" Masum masum sorduğum soruyla ikisinin başı bana döndü.

 

"Bakın hanımefendi, herkes kendince haklıdır. Gördüğü ya da yaşadığı ilişkiler de bir genelleme yapmaya iter insanı istemsizce. Demek ki ikimiz de gördüğümüz veya yaşadığımız ilişkiler üzerimizde herkes için doğru olan bir izlenim yaratmamış. O yüzden Oya bu haldeyken bu konuyu uzatmayalım." Levent abi Esma ablaya bakarak ılımlı bir sesle konuştuğunda kaşlarım havalandı.

 

"Sana açıklamasını dinledin mi diye sormamın sebebi de şuydu. Belki bir açıklaması vardı ve sen yanlış anladın. Dinleseydin de bu kadar harap etmeseydin kendini. Gözlerine bak kıpkırmızı olmuş ağlamatan." Levent abi homurdanarak konuştuğunda derin bir nefes aldım.

 

"Zaten bana bağırmasaydı ben dinleyecektim onu. O dinlemememem için çabaladı resmen ben ne yapayım?" Homurdanarak konuştuğumda güldü.

 

"Hadi gidelim. Saat çok geç oldu. Biraz uyu da kafan dinlensin, sinirin dinsin o zaman daha sağlıklı ve mantıklı düşünürsün. Hepimiz aynı yere gidiyoruz madem sizi bırakayım." Levent abi ayağa kalkarak konuştuğunda ben de ayağa kalktım.

 

Valla işime gelir. Hiç yürümeyi gözüm kesmiyor.

 

Esma abla da biraz isteksiz olsa da ayağa kalktığında koluna girdim. Levent abi bizim kalktığımızı görünce önden önden arabasına doğru ilerledi.

 

"Kız beğendin mi?" Omzumla omzuna vurarak konuştuğumda Esma abla hızla başını bana çevirip kötü kötü baktı.

 

"Neyini beğeneceğim? Çok bilmiş, hazırcevap biri işte." Dediğinde kıkırdadım.

 

"Polis, karizmatik, yakışıklı ve nazik biri de ama." Dediğimde gözlerini kıstı.

 

Sanki iyi huyları kötü huylarından daha çok gibi ha? Ne dersin kız Esme!

 

Esma abla bana öyle bakarken Levent abi arabasıyla önümüzde durdu.

 

Esma abla beni ön koltuğa ittikten sonra arka koltuğa oturduğunda gülerek ön koltuğa oturdum.

 

Ah be su sesi duymayalı da baya olmuştu.

 

Ship ship ship.

 

Özlemişim.

 

Hihahahahahahahahahaha çöpçatan Oya gülüşü.

 

Daha çok Erol Taş gülüşü oldu ama olsun.

 

Sessizce yolda giderken uzanıp radyodan şarkı açtım ve sessizliği şarkı doldurmaya başladı.

 

Mahalleye geldiğimizde ilk Esma abla inmişti.

 

Yol boyunca dikiz aynasından bakıştıklarını görmedim sanki ben. Peh!

 

Benim gözümden kaçar mı bunlar? Ne sanıyorlar beni 5 yaşında bebek mi?

 

"Güzel kız, değil mi?" Sırıtırken Levent abiye bakarak konuştuğumda sorduğum soruyla güldü.

 

"Evet, güzel." Dediğinde pis pis sırıttım.

 

"Yapayım mı sizi?" Dediğimde gülerek arabayı park etti ve saçlarımı karıştırdı.

 

"Sen ilk kendi ilişkini yoluna koy sonra derslerine bak. Çöpçatanlık işini daha sonra zamanın kalırsa yaparsın küçük hanım." Söylediği şeyle alt dudağımı sarkıttım.

 

"Ya azıcık unutmuştum. Niye hatırlatıyorsun ki?" Dediğimde bir şey demeden arabadan indi.

 

Ben de arabadan indikten sonra apartmana girdik. Kata çıktığımızda kapının önünde beni bekleyen abimi gördüm.

 

"Ne işin var senin bu sarı lavukla?" Abim gözlerini kısarak bana bakarken konuştuğunda Levent abinin duymasını umursamadan konuşmuştu.

 

"Oturduğum parkta birkaç kişi bana sataşır gibi oldu. Levent abi de oraya çok yakın bir karakolda çalışıyormuş. Öyle yanıma gelip müdahale etti. Sonra da eve getirdi sağ olsun." Dediğimde gözlerini Levent abiye çevirdi.

 

"Eyvallah." Abim Levent abiye bakarak hafif başını sallayıp konuştuğunda aynı şekilde Levent abi de başını sallayarak cevap verdi.

 

Levent abi tekrar saçlarımı karıştırıp göz kırptıktan sonra dairesinin kapısını açtı ve içeriye girdi.

 

"Abi mi diyorsun? Neyse abi demen iyi ama o sarı gereksizden uzak duruyorsun tamam mı? Ne kadar sana yardım ettiği için az ısınsam da istemiyorum. Uzak dur." Abim kolumu tutarak beni eve sokarken konuştuğunda iç çektim.

 

"Bana attığın mesajlar neydi öyle? " Abim eve girince tek kaşını kaldırıp sorduğu soruyla tekrar gözlerim doldu.

 

"Ne okuduysan oydu hem arayıp anlattım da sana. Tekrar mı anlatayım abi!" Dediğimde iç çekti.

 

"Dinledin mi Ozan'ı?" Dediğinde göz devirdim.

 

"Eski sevgilisinin yanında bana bağırdı diyorum niye herkes dinledin mi diye soruyor ya? Ben o sinirle onu dinlemez parçalardım. Parçalamamak için dinlemeden gittim!" Sinirle konuştuğumda abim sırıttı.

 

"Onu parçalamayıp kendini parçaladın yani? Salak." Dediğinde baygın baygın yüzüne baktım.

 

"Ayrıldınız mı?" Şerefsiz bir gülüş sergileyerek konuştuğunda yerimde tepindim sinirle.

 

Bu abim olacak angut beni daha da sinir ediyor. Ozan'ı parçalayamadım ama bunu parçalayacağım şimdi.

 

"Terk ettim onu!" Dediğimde sırıtarak başını salladı.

 

"Kesin geçerli bir sebebi vardır onun bir kerecik daha döveyim konuşacaksan da öyle konuş. Hemen affedersen dövemem. Bir kere daha döveyim be. Hadi be Oya." Dedikten sonra yanaklarımı sıktığında ellerini ittim.

 

Koyun can derdinde kasap et derdinde.

 

Allah'ım sabır ver Yarabbim!

 

"Sinirimi senden mi çıkarayım abi? Elleşme bana abi! Git abi! Yalnız bırak beni abi! Ağlayarak uyumaya gidiyorum odama gelme abi!" Dedikten sonra ayaklarımı yere vura vura odama gidip kapıyı kapattım.

 

Kendimi yatağıma atıp yastığıma sarıldım ve ağlamaya başladım.

 

Allah seni bildiği gibi yapsın pis Ozan! Döktüğüm yaş kadar çektireceğim sana hain pislik!

 

BÖLÜM SONU...

 

Hayaller vs hayatlar mdmdmdmd

 

Acaba Ozan'ın bir açıklaması var mıdır?

 

Varsa eğer sizce nasıl bir açıklama?

 

Bu eroğlu kardeşler manyak dndndndm Oya abisi ile küsken boydan fotoğraf ister Orkun Oya ve Ozan'ın aradı bozulunca biraz daha bekle bir kerecik daha döveyim der. Manyak bunlar manyak snsnsnsn

 

Bölüm nasıldı beğendiniz mi?

 

Levent'in yaşadıkları... LEVENT'İM DE LEVENT'İM

 

Levent ile Esma?

 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.

 

Bölümü beğendiyseniz eğer yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

 

Kendinize iyi bakın.

 

Sağlıcakla kalın.

 

Allah'a emanet olun canlarım ✨✨✨

Loading...
0%