Yeni Üyelik
38.
Bölüm

AA-38. BÖLÜM

@yazarnunur

YAYIMLANMA TARİHİ; 6 Ekim 2024...

 

AA - 38. BÖLÜM:

 

Elimle yüzümü sıvazlarken derin bir nefes aldım.

 

"Lan Oya. Eve geleliden beri bir o yana bir bu yana dolanıp durmasana kızım. Başım döndü." Abim homurdanır şekilde konuştuğunda göz devirdim.

 

"Ozan açıklama yaptı ve açıklama yaparken yalan da söylemedi. Gerçekten doğruları söyledi." Dediğimde abimin tek kaşı havaya kalktı.

 

"Nereden biliyorsun?" Sorduğu soruyla güldüm.

 

"3 yaşımdan beri bu mahalledeyiz. 16 senedir Ozan'ı tanıyorum. Hiçbirimiz profesyonel yalancılar değiliz. Yalan söylediğinde istemsiz neler yaptığını biliyorum. Tek Ozan'ın değil abi senin de , Kerem abinin de, Aytaç abinin de, Kader'in de. Ve Ozan yalan söylemiyordu." Dediğimde kaşları havalandı.

 

"E o zaman benim söylediğim bütün yalanların farkındaydın sen." Dediğinde sırıttım.

 

"Evet ama hayırlı bir kardeş olarak ses yapmadım. Mükemmelim değil mi?" Söylediğim şeyle güldü.

 

Ya da zamanı gelince tehdit etmek için de ses çıkarmamış olabilirim ama bunu bilmesine gerek yok.

 

"Bugün sarı gerzeğin evine gidecekmişiz." Abimin bir anda başka konuya geçmesiyle söylediği şeye güldüm.

 

Sarı lavuk, sarı gereksiz, sarı gerzek.

 

Bakalım Levent abiye abim daha başka hangi lakapları takacak.

 

"Hakaret etmesene adama ya. Bak polismiş, polise hakaretten içeriye tıktırır seni." Dediğimde göz devirdi.

 

"Yav he he." Dediğinde kıkırdadım.

 

"Oya, Orkun. Hadi." Annem salona girerken konuştuğunda abimle ayağa kalktık.

 

Babam iş için şehir dışına gitmişti o yüzden yemeğe gelemeyecekti.

 

Hep beraber karşı dairenin kapısına gittik.

 

Annem kapıyı çaldığında kapıyı Feride abla açtı.

 

"Hoş geldiniz. Buyurun içeriye." Dediğinde sırayla annem abim ve ben eve girdik.

 

Levent abi ile Merve de kapıya geldiklerinde tebessüm ettim. Herkesle selamlaştıktan sonra salona geçtik.

 

"Eşim işten dolayı şehir dışına çıkmak zorunda kaldı. Katılamadı o yüzden ama teşekkürlerini hayırlı olsun dileklerini iletti." Annem Feride ablaya bakarak konuştuğunda Feride abla başını sallayarak onayladı.

 

"İsterseniz ilk önce yemek yiyelim sonra rahat rahat oturalım?" Feride abla konuşurken eliyle salondaki yemek masasını gösterdiğinde kaşlarım havalandı.

 

"Sizin eşiniz gelmeyecek mi?" Pat diye sorduğum soruyla yürüyen herkes durup bana baktı.

 

Ay bir garip oldum ama ya.

 

"Benim eşim 5 sene önce vefat etti." Dediğinde yanaklarımın içini ısırdım.

 

"Allah rahmet eylesin." Dedikten sonra yürümeye başladım ve hep beraber masaya geçtik.

 

Sessizce yemek yemeye başladığımda annem ve Feride abla kendi arasında konuşuyordu.

 

"Ne yaptınız Ozan'la?" Yanımdaki Levent abi bana eğilerek konuştuğunda diğer yanımdaki abim de eğildi.

 

"Sana ne birader." Dediğinde gülmemek için kendimi sıktım.

 

"Yemek yiyin yemek." Mırıldandıktan sonra bir kaşık çorbayı ağzıma tıktım.

 

"Ne kazandın Oya? Heyecanlı mısın okul için?" Merve konuştuğunda ona baktım.

 

İlk gördüğümde doğru tahmin etmiştim Merve , abim ile yaşattı.

 

"Marmara üniversitesi tıbbî laboratuvar teknikleri kazandım." Derken omuz silktim.

 

"2 yıllık mı?" Feride abla sorduğunda başımı onaylar manada salladım.

 

"Olsun 4 yıllığa tamamlarsın." Dediğinde derin bir nefes alıp tebessüm ettim.

 

Feride abla ben seni sevdim. Bir uzaklaşmayalım lütfen ya.

 

"Aslında 2 yıllık da olsa güzel bölüm hatta neden 4 yıllık değil de 2 yıllık bilmiyorum. Bence 4 yıllık bir bölüm olmalıydı. Öykü bir ara 4 yıllık değil 2 yıllık okumak istediği için araştırmıştık bölümleri. Onun da en çok hoşuna giden bölümlerden biriydi. Oradan biliyorum." Merve konuştuğunda Feride abla bir duraksadı.

 

"Benziyorsunuz demiştim." Levent abi ağzının içinde mırıldandığında göz ucuyla ona baktım.

 

"Benzemiyordur. Benim kardeşimin eşi benzeri olmaz." Abim de kısık sesle konuştuğunda şokla ona baktım.

 

Sizde bimle baktınız değil mi?

 

Neyse ehehehehe

 

Az önce abim cidden benim hakkımda iyi bir şey mi dedi?

 

Ne tarafa doğru şaşkınlıktan hık diye bayılıyoruz?

 

"Kıskançsın. Ben de öyleyim anlıyorum seni." Levent abi gülerek abime baktığında gülümsedim.

 

"Ay siz de yani Oya'yı tartışmaktan bir yemek yiyemediniz. Hayır yani kesinlikle abimi kıskanmamla alâkalı değil de. Bırakın da sonra devam edin. Yemek yiyin bir , sonra." Merve homurdanır gibi konuştuğunda kıkırdadım.

 

"Haklısın çok doğru. Gidin başkası için konuşun yav." Dediğimde annemle Feride abla bizlere bakıyordu.

 

Sonradan hepimiz sessizce karnımızı doyurduk.

 

"Siz oturun biz masayı toparlarız." Feride abla bize gülümseyerek konuştuğunda Merve ile Levent abiye gözleriyle işaret verdi ve masayı toplamaya başladılar.

 

"Oya. Benim odama gidelim mi?" Merve masa toparlandıktan sonra kapının eşiğinden bana bakarak konuştuğunda başımı sallayarak ayağa kalktım.

 

Merve'nin odasına girdiğimizde çalışma masasının üzerinde fotoğraf dikkatimi çekti.

 

Çerçeveyi elime aldığımda kaşlarım havalandı.

 

"Öykü mü?" Parmağımla bana benzeyen kızı gösterdiğimde başını salladı.

 

Yani evet bana benziyordu. Sadece benden daha zayıf daha kısa ve burnu daha güzeldi. Bir de benim dudaklarım onun dudaklarından daha kalındı.

 

"Benziyorsunuz. Seni ilk gördüğümde tam konuşamama sebebim oydu. Şaşırmıştım." Dediğinde Merve'ye baktım.

 

"Neyse bugün Ozan ile ne oldu öyle?" Dediğinde ofladım ve elimle yüzümü sıvazladım.

 

"Uzun bir olay." Söylediğim şeyle ellerini çırptı.

 

"Anlat?" Dediğinde güldüm ve başımı salladım.

 

"Dur bekle cips falan getireyim öyle kuru kuru olmaz." Dedikten sonra odadan çıktığında gülerek arkasından baktım.

 

Deli bir kızdı ama Merve'ye kanım kaynaşmıştı.

 

Merve geldiğinde getirdiği şeyleri yerken her şeyi anlattım. Ozan'a yazmamdan bu zamana kadar.

 

"Vay şerefsiz. Demek bağırdı ha? Pü salak." Dediğinde verdiği tepkiyle tekrar gülmeye başladım.

 

Ben olayları anlatırken o kadar komik tepkiler vermişti ki gülmekten karnım ağrımıştı.

 

Şu canımın sıkkın olduğu günde iyi gelmişti gerçekten de.

 

Bir anda aklıma gelen şeyle derin bir nefes alıp duraksadım.

 

Ben burada gülüyordum ama Kader şu an akrabalarında üniversite kazanan kuzenine üniversite kutlama pastası kesilmesini izliyordu. Pek müsait olmadığı için konuşamıyorduk da.

 

Ah akrabalar ...

 

"Ne oldu?" Dediğinde iç çektim.

 

"Bir şey yok." Mırıldandığımda başını salladı.

 

"Ne yapmayı planlıyorsun? Ayrılacak mısın?" Dediğinde alt dudağımı sarkıttım.

 

"Ayrılamam ki. Yani biliyorum çok gurursuzum ama bugün söyledikleri yalan değildi. Çocukluğumdan beri seviyorum ben Ozan'ı. O kadar çabuk sevgim bitmez , bitemez ki. Çabalasın istiyorum. Benim için çabaladığını görmek istiyorum ama çabalamazsa. Unutmaya çalışacağım. Kalbime gömerim?" Söylediğim şeylerin ardından bşr şarkı mırıldanmaya başladı.

 

"Kalbime gömerim o zaman

Unutup da silerim o zaman

Alt tarafı aşk bu da işte

Vazgeçilmez misin aman"

 

Başımı onaylar manada salladım.

 

"Aynen tam olarak bu şarkı uyar o zaman durumuma." Dediğimde gülümsedi.

 

"Bu arada gurursuz değilsin. Gurursuz olsaydın şu an bile tavır koymazdın." Beni teselli etmek ister gibi bir tonda konuştuğunda onun da benim de gülümsemem sıcacık bir hâl aldı.

 

Merve'nin odasının kapısı çaldığında Merve'nin verdiği komut ile kapı açıldı.

 

"Gelebilir miyiz?" Levent abi gülümseyerek konuştuğunda yanında abim vardı. Merve ile başımızı onaylar manada salladığımızda içeriye girip kapıyı kapattılar.

 

"Ne konuşuyordunuz?" Abim yanıma otururken konuştuğunda Levent abi de Merve'nin yanına oturdu.

 

"Ozan'ın yaptıklarını anlattım." Dediğimde abim başını salladı.

 

Dün gece aklıma geldiğinde sırıtarak Levent abiye baktım.

 

"Eee Levent abi yapayım mı sana Esma ablayı?" Dediğimde Merve oturduğu yerde dikleşti.

 

"Abimi kimseye vermem." Merve abisine ahtapot misali sarılırken konuştuğunda gözlerim büyüdü.

 

Esma... İşin zor anam işin zor.

 

"Bak bak. Gör." Abim beni dürtüp Levent abi ile Merve'yi gösterdiğinde omuz silktim.

 

"Ozan ile bana az mı çektirdin? Sen de sevgili yap sana da çektireceğim. Hem bak oha araya kaynadı. Sen Pırıl ile sevgili mi oldu ? Hayır bu zamanda olamaz. Ben Ozan ile ayrıldım. Kimse sevgili yapamaz. Yaptıysan da ayrıl." Dediğimde odada bir kahkaha tufanı koptu.

 

Cümlenin başı ve sonundaki kararlılığım...

 

Hem şaka falan yapmıyorum ben.

 

Benim sevgilim yok şu an bana ne onların da olmasın. Hele de abimin. Hayır kabul etmiyorum.

 

Ben abimin sevgili olmasını Ozan ile sevgiliyken abimi tehdit etmek için istiyordum. Bana ne.

 

"Gençler." Ben somurtuyor onlar da gülüyorken içerden bize seslendikleride ayağa kalktık.

 

"Hadi geçelim artık eve geç oldu." Annem kapının önünde konuştuğunda vedalaşıp eve geçtiğimizde abim ona bir şey dememi beklemeden odasına kaçtı.

 

Ben de odama gidip yatağa yattım ve zibilyon tane düşünce arasında uyumaya çalıştım.

 

Ozan'dan Oya ile mahallede karşılaştıkları günden sonraki gün;

 

Önümdeki kum torbasına sinirli bir şekilde ard arda yumruklarımı indirirken kulaklarımda hâlâ Oya'nın sesi zihnimde ise Oya'nın bakışları vardı.

 

Kendimi tutamayıp bağırdıktan sonra kum torbasına tekme attım. Bana doğru hızla gelen torbayı tutup alnımı yasladım.

 

Yalan söylememiştim. Gerçekten de Özge odaya girdiğinde çıkması gerektiğini defalarca kez söylemiştim ama dinlememişti beni.

 

Yanıma gelip konuşmaya başladığında beni aldattığı için pişman olduğunu tekrar bir şans vermem gerektiğini söylemeye başlamış ve ben bunları duyduktan sonra dinlemeyi kesmiştim ki çok konuşamadan kapı açılmış Özge de üzerime eğilmişti.

 

Oya'yı kapıda görünce anın şaşkınlığıyla ne yapacağımı bilememiştim. Oya konuşunca anca Özge geri çekilmişti.

 

Sonra Oya bir anda hızlı bir şekilde konuşmaya başlayınca şaşkınlık, Özge'ye karşı sinirim yüzünden birden istemsiz bağırmıştım.

 

"Salak, salak, salak, salak, salak." Kafamı kum torbasına vururken söylendim.

 

"Aptal kafam." Mırıldanırken kum torbasından uzaklaştım.

 

Dilim dolansaydı ne bileyim bir şey olsaydı da o an Oya'ya bağırmasaydım...

 

Ama bir yandan da iyi oldu. Aslında içinde neler biriktirdiğini öğrenmiş oldum. Kendine ne kadar yüklendiğini de fark ettim.

 

İşin zoruma giden kısmı tamamen haklı olmasıydı.

 

Çok haklıydı. Sonuna kadar haklıydı.

 

Gerçekten de bu ilişkide bir şeyler feda eden hep Oya'ydı... Artık sıra bana gelmişti.

 

Evet bu olaylar normalde sırayla olmuyordu ama biz ne zaman normal olmuştuk ki zaten?

 

Spor salonunda giyinme odasına gittikten sonra kısa bir duş alıp üzerimi giyindim ve çıktım.

 

En son Oya ile dün konuşmuştum. Kendimi nasıl affettireceğimi bilmiyordum. Aklıma bir fikir gelmiyor olması ise beni daha da çıldırtan bir şeydi.

 

Oya'yı üzmüş olmak sanki hiç çıldırtmıyormuş gibi bir de aklımda hiçbir fikrin olmaması beni deli ediyordu.

 

Derin bir nefes alırken aklıma gelen şeyle sinirle saçlarımı karıştırdım.

 

Bitti, bu kadar demişti değil mi?

 

Benden ayrılmış mıydı o?

 

Hassiktir lan oradan.

 

Ya gerçekten de ayrılmak istiyorsa? Ama biraz da sen çabala demişti. Benden çabalayayım diye uzaklaşmıştır değil mi? Gerçekten ayrılmak istediği için değil...

 

Saçlarımdan ellerimi çektikten sonra önümdeki taşa tekme attım.

 

"Bakıyorum da sinirlisin." Özge'nin sesi kulaklarıma dolduğunda yavaşça sese doğru döndüm.

 

"Özge seninle hiç uğraşamam." Dediğimde sırıtarak önümü kesti.

 

"Neden? Yoksa biricik sevgilinle aran mı bozuldu?" Söylediği şeyle Oya'nın dedikleri aklıma geldi.

 

'Kız belki de bizi ayırmak için gelmişken eline bu fırsatı bana susmam gerektiğini bağırarak verdin. Sen yarattın bu fırsatı ben değil.'

 

"Sana benim yerimi kim söyledi?" O an aklıma gelen şeyi sorduğumda sırıtmaya devam etti.

 

"Biraz geç geldi bu soru aklına ama yapacak bir şey yok. Sen Mustafalar ile konuşurken ben de yanlarındaydım. Oradan duydum. Uzun zamandır ne yüzüme ne aramalarıma ne de mesajlarıma bakmayınca yanına gelmeye karar verdim. Bir taşta iki kuş vurdum. Ama bence Ozan sen o kızı bırak. Baksana seni hiç dinlemeden seni orada yaralı bir şekilde bırakıp gitti seni hâlâ dinlememiştir hatta dinlediyse bile belli affetmemiş. İnanmamış demek ki sana. Sevse inanırdı. Kendini boşuna yorma bence. Bana dön." Söylediği şeylerle sinirle güldüm.

 

"Kızım sen salak mısın? Oya'dan başka kimseyi görmezken ben sana döneceğimi mi düşündün? Oya hayatımda olmasaydı bile ben beni aldatan birine geri dönmem. Ne oldu beni aldattığın, kuzenin olarak tanıştırdığın herif vurdu mu tekmeyi sana? Bakıyorum da bana dönmeye çalışıyorsun. Bana bak. Benim Oya'm var. Ne sen ne de Dünya çapında en güzel kız olarak seçilmiş biri çıksın karşıma dönüp bakmam ben. Benim hayatım da Dünyalar güzelim de her şeyim de Oya. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz daha fazla hayatımda parazitlik etme benim. Uza!" Dediğimde omuz silkti.

 

"Vazgeçmeyeceğim." Söylediği şeyle yüzümü sıvazladım.

 

"Bir erkek senin yaptıklarını yapsa takıntılı tacizci sapık olur. Özge ne boklar yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama emin ol senin pisliğin bana sıçrayamayacak bu sefer. Sana dönmek mi? Binlerce kez bıçaklanma ihtimali bile daha iç açıcı. Benim sevdiğim kadın Oya ve ondan o benden vazgeçmediği sürece vazgeçmeyeceğim. Onun için , beni affetmesi için çabalayacağım. Bir daha karşıma çıkma Özge o zaman bu kadar sakin olmam. Seni dövmem , seni ben dövmem." Dedikten sonra bir şey demesini beklemeden yanından geçip gittim.

 

Sinirliydim zaten daha da sinirlerim bozuldu.

 

Bu ne ısrar? Hayır demek her iki cinsiyette de hayır demek!?

 

Sapık gibi peşimi takıldı, düşmüyor yakamdan.

 

Aklıma Oya'nın bana yazmaları gelince burukça gülümsedim. İlk başlarda ciddiye almamıştım. İlk başlarda hemen fotoğraf atma sebebim de 'bu her fotoğraf isteyene fotoğraf mı atıyor ya?' desin de yazan kişi yazmayı bıraksın istemiştim ama bırakmamıştı. Sonra da konuşa konuşa alışmış Oya olduğunu öğrenince de çocukluktan beri sakladığım duygular gün yüzüne çıkmıştı.

 

Tabi sonra inkar aşaması , kendinden uzaklaştırmaya çalışma aşaması derken Oya'nın o gün o masaya oturması ve söylediği şeylerle kabullenme aşamasına girmiştim.

 

Ben o deli kızsız olamazdım. O bensiz olabilir miydi ki?

 

Sadece bir kez daha gözlerime baksa ,sessizce ,hiç konuşmadan anlardım ki ben gözlerinden aslında ne istediğini. Anlardım...

 

Derin bir nefes alıp kendimi nasıl affettirsem diye düşünmeye başladım.

 

Kerim amcaya yazsam olmazdı. Orkun'un benden öğrendikten sonra verdiği tepkilerin baba versiyonunu Oya kaldıramazdı. Bu ona kötülük olurdu.

 

Şarkı söylesem? Çok klasik ama olsun deniyeyim.

 

Elimle yüzümü sıvazlarken aklıma gelen şeyle sırıttım.

 

Bence bu olurdu. Evet bu olurdu.

 

Buldum! Sanırım ne yapacağımı buldum!

 

BÖLÜM SONU...

 

Ne yapacağı da şimdilik Ozan ile benim aramda kalsın.

 

Evet Ozan'ın ağzından da bir kısım okuduk. Nasıldı? (Hal hareketlerine ergen demezseniz lütfen -Evet ergen de çaktırmayın lütfen- dskşfkşsd)

 

Bölüm nasıldı?

 

Bölümü beğendiyseniz eğer oy vermeyi ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi ihmal etmeyin lütfeeen.

 

Sizce Ozan ne yapacak?

 

Bir dahaki bölümde görüşürüz.

 

Kendinize iyi bakın.

 

Allah'a emanet oluuun.

 

Loading...
0%