@yazarnunur
|
YAYIMLANMA TARİHİ; 6 Ekim 2024...
AA- 39. BÖLÜM;
Sırtımı yasladığım duvardan çekmezken Ozan'ın gidişini izledim.
Özge dediği kız bir şeyler mırıldanarak benim olduğum tarafa gelip beni fark etmeden önümden geçerken sırıttım.
"Pişt." Dediğimde durup bana baktı ve gördüğünde sırıtmaya başladı.
"Fare gibi bizi mi dinledin sen? Oy yanımıza gelmeye mi korktun sen küçük farecik?" Yanıma doğru adımlarken alayla güldüm.
Ağzına sıçayım senin Ozan. Şu kıza şu özgüveni verdin ya.
"Biliyor musun?" Söylediği şeyleri duymamış gibi yapıp sırtımı duvardan çekip ben de ona doğru yürümeye başladım.
"Ben hemcinslerinden önce karşı cinsten şüphelenmeyi tercih eden biriyim normalde. Kadın dayanışmasını desteklerim. Sonuçta biz birbirimize destek olmadıkça kim destek olur ki bize? Ama işte maalesef kadınlar içinde senin gibi birkaç tane çürük olunca o dayanışmayı gerçekleştiremiyorum." Dedikten sonra derin bir nefes aldım.
"Cidden yani ne gerek vardı? Geçende bir şey dememiş ve yapmamış olmam yapamadığım anlamına gelmiyor ki. Yapmadım. Kadın kadının dostudur falan fişman ama dedim ki bu kız kadın dayanışmasını hak etmiyor. Hazır da ayağıma geldin. Çok mükemmel oldu. Ozan bir daha karşıma çıkma eğer çıkarsan seni dövmem ama ben dövmem dedi ya. İşte ben onun gibi geleceğe atmayayım ya." Sözlerim bittikten sonra yüzüne bir yumruk attığımda çığlık attı.
Hızımı kesmeden saçına yapıştığımda daha çok bağırmaya başladı.
"Ne oldu? Az önce çok da özgüvenli bir şekilde konuşuyordun. Şimdi anca çığlık atıyorsun?" Dedikten sonra saçına daha çok asıldım.
O da benim saçımı kavradığında yüzümü buruşturdum.
Diz kapağının arkasına tekme attığımda diz çöktü.
"Oya!" Merve'nin sesini duyduktan sonra biri beni belimden tutup kızdan ayırdı.
"Ya bırakın. Ozan'ın üzerine eğilen bu kız. Bir da Ozan'ın karşısına geçmiş hala konuşuyor." Dediğimde Merve'nin küfür ettiğini duydum ve ardından kıza saldırdı.
"Merve!" Beni tutan kişinin uyarı dolu sesini duyduğumda Levent abi olduğunu anladım.
"Şiddet çözüm değil! Merve bırak kızı! Bağırtma beni! Mesleğimle değil abin olarak uyarıyorken çabuk bırak!" Levent abi son cümlesini tehditvari bir şekilde söylediğinde Merve oflayarak geri çekildi.
"Sen de birini döversin elbet. O zaman sana mesleğini hatırlatmazsam var ya." Merve homurdanarak yanımıza geldiğinde Levent abi belimi bırakmış ama kolumu tutmaya devam ediyordu.
"Dava edeceğim sizi!" Özge'nin sesini duyduğumda üzerine atlamak için hareketlendiğimde Levent abi kolumu tutuşunu sıkılaştırdı.
Dayak yedi ama hâlâ konuşuyor mal.
"Ya Levent abi bırak madem dava edecekmiş iyi bir döveyim de güzel bir sebebi olsun." Dediğimde ofladı.
"Uslanmaz ergenler. Davalar o kadar kolay şey mi? Siciliniz ne kadar önemli farkında mısınız?" Levent abi kızgınca konuştuğunda Özge'nin arkasından doğru gelen Kerem abimi ve Aytaç abimi gördüm.
"Bence dava konusunda o kadar emin olma Özge." Aytaç abim konuştuğunda kaşlarım havalandı.
"Sonuçta benim telefonumu çalarken ki görüntülerin hâlâ bizde." Kerem abim devam ettiğinde gözlerim kocaman oldu.
Oha bir de hırsız mıymış?
"Onları silmiştiniz!?" Özge korkuyla Kerem abime bakarken Kerem ve Aytaç abim sırıttı.
"Benden silmiştik." Kerem abim sırıtarak konuştuğunda Özge sinirle derin derin nefesler alıp vermeye başladı.
"Oya'yı ya da Merve'yi dava etmeye kalkarsan, Ozan'ın daha fazla peşinde dolanırsan, Oya'yı üzersen, sevdiğim insanlardan herhangi birinin çanını sıkarsan o videoyla polise giderim Özge. Şimdi defol git buradan." Kerem abi tehdit eder gibi konuştuğunda Özge sinirle yürümeye başladı.
"Neden öyle bir videoyu polise vermiyorsunuz?" Özge uzaklaştıktan sonra Levent abi beni bırakarak konuştuğunda Kerem abi derin bir nefes aldı.
"Özge'nin çok tuhaf bir karakteri var. Ne olur ne olmaz diye yedeğini saklamıştık. Polise versek bile çok da bir şey olmazdı. Biz de tehdit etmek için tutuyoruz hem bizi sinir ettikçe tehdit etmek daha zevkli." Aytaç abim konuştuğunda Levent abi başını salladı.
"Ben eve gideceğim." Homurdanarak konuştuktan sonra ayaklarımı yere vura vura uzaklaşmaya başladım.
Eve gidip bilgisayarı açtım ve dizi izlemeye başladım.
"Neyse bari dizi karakterlerine aşık olayım da Ozan'a sinirimi hatırlayıp hatırlayıp çıldırmayayım."
📱📱📱📱📱
Evin çalan zil sesiyle daldığım uykudan sıçrayarak uyandım.
Elimle yüzümü sıvazladım.
"Oya kapıya bak." Abimin bağırışıyla gözlerimi devirdim.
Böğürdü bizim öküz.
Odamdan çıkıp kapıya gittim ve kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm Ozan ile derin bir nefes aldım.
"İçinde gururunu yenene kadar gelme dedin. Haklısın ama gururu yenene kadar beklemektense çabalayıp gururunu yumuşatmaya karar verdim ben." Ozan ben bir şey demeden konuştuğunda yutkundum.
"Gözlerine bakmam gerekliydi. Benden ayrılıp ayrılmadığını anlamak için gözlerine bakmam gerekliydi." Söylediği şeyle burukça gülümsedim.
"Ayrıldık zaten Ozan." Dediğimde başını olumsuz manada salladı.
"Hayır, lütfen. Bebeğim lütfen... Ayrılmadan önce şans ver, lütfen." Dediğinde gözlerine baktım sessizce.
Bir şey demediğimde burukça gülümsedi.
"Ayrılmadık ki biz. Ayrılsak böyle bakmazsın bana. Sen ayrılmak değil benim çabalamamı istiyorsun. Doğru değilse bir şey söyle. Doğru olmadığını söyle, yanlış biliyorsun de ama doğruysa sessiz kal. Sessiz kal ki gözlerinin aksine dilinden çıkan o acı kelimeler yakmasın canımı. Sözlerinin ulaşmadığı gerçekleri bağıran gözlerine bakayım ve anlayayım ne istediğini." Dedikten sonra sustuğunda ben de susmaya devam ettim.
Yalan değildi ki. Ayrılmak değil benim için çabalasın istiyordum...
"Lan sen hâlâ utanmadan kapıya mı geliyorsun? Geçende seni tam dövemedim diye mi bu cesaret?" Abim kapıya geldiğinde beni arkasına aldı.
"Bak kardeşim (!) Sevgili oldunuz sen Oya'yı üzdün ve bitti. Üzmeyeceksin , kız kardeşimi üzersen seni üzerim dedim. Kardeşimi üzdün şimdi ikile. Bu evde görmeni gerektiren bir Oya yok senin için." Abim Ozan'ı ittirerek kapıdan uzaklaştırdığında Ozan abimin omzunun üzerinden bana bakıp tebessüm etti.
"Aldım ben cevabımı." Dedikten sonra bakışlarını abime çevirdi.
"Sen de beni dövmeden dinlemen gerek. Bir konuşalım kardeşim. Bir de beni dinle." Derken abimin omzuna elini koydu.
"Oya içeri geç. Annem birazdan pazardan gelir. Ben Ozan ile konuşacağım." Abim bir süre sessiz kaldıktan sonra konuştuğunda derin bir nefes alıp kapıyı kapadım ve kapattığım kapıya sırtımı yasladım.
İç çekerek odama doğru ilerledim.
📱📱📱📱📱
Yatağımda dizi izlerken zil çaldığında annemin adımlarını duydum.
Annemin, babamın ve abimin adım seslerini biliyor olmam beni psikopat yapmaz. Bana ne.
Annem kapıyı açtıktan sonra abim eve girdi ve kapımı açıp odama girdi.
"Ne var?" Abime bakarak konuştuğumda pislik bir şekilde sırıttı.
Bana arkasını dönüp kapıya doğru ilerledi ve tam odadan çıkacakken osurduğunda sinirle bağırdım.
"Abi!" Dediğimde çoktan odamdan çıkmıştı.
"Daha bugün gelmiş beni koruyordun şimdi de osuruyor musun? Ulan bir de üşütmüşsün ya! Bu ne kokudur kardeşim. Ne yedin sen ? Ne yedin!? Ya gelmişsin kaç yaşına hâlâ odama gelip osuruyorsun ya. Ben senin odana gelip yapıyor muyum öyle şey?" Derken yatağımdan çıkmıştım.
"Sanki sen osurmuyorsun?" Abim odasından doğru bağırdığında duvara vurdum.
"Senin odana gelip osurup gitmiyorum ama hem osurduğum zaman benim osuruğum oluyor. İnsan kendinden çıkan şeyden iğrenmez salak. Bana ne ya senin osuruğunun kokusundan. İğrenç, terbiyesiz mahlukat." Derken odamdaki cama ilerledim.
"Kapını açık bıraktım ya aptal. Yeter işte hava sirkülasyonu ile çıkar koku." Abim yine eğlenen sesiyle bağırdığında ofladım.
"Allah razı olsun ya. Ne kadar da düşüncelisin. Sen de olmasan ne yaparım ben!" Derken camı açıp başımı camdan dışarıya çıkarttım.
Oh temiz hava. Allah'ım iyi ki temiz hava var.
Burnuma gelen sigara kokusuyla ağzıma giren sigara dumanı bir olmuş ve öksürmeye başlamıştım.
Başımı hemen sigara dumanının geldiği tarafa çevirdiğimde Levent abiyi gördüm.
Hadi lan odalarımız yan yana mıymış?
"İçme, içme. Sigara zararlı. Erken ölmeye mi meraklısın?" Dediğimde güldü.
O zaten beni fark etmiş ve bana bakıyordu.
"Abinle kavga mı ettiniz?" Dediğinde oflayarak Levent abiye döndüm.
"Ya siz abiler neden böylesiniz gerçekten de? Kız kardeşinizden ne istiyorsunuz ya? Ben benim öküz abimden çekmediğim kalmadı. Artık kardeşlikten istifa edeceğim o olacak ya." Dediğim şeylerle Levent abi kahkaha attığında ofladım.
Kısa kahkahasının ardından gözleriyle bir yeri işaret ettiğinde başımı o tarafa çevirdim ve Ozan ile göz göze geldim.
"Bir süredir orada." Dediğinde kaşlarım çatıldı.
Ozan da hafif kaşlarını çatmış bize bakıyordu ya da kararan havadan dolayı ben öyle zannetmiştim.
"Ne yapmayı düşünüyorsun?" Levent abinin sorduğu şeyle iç çektim.
"Süründüreceğim. Nihahahaha." Dediğimde tepkime güldü.
Burnu sürtsün biraz. Nihahahaha kötü Oya gülüşü.
"Neyse küçük hanım ben yemek yemeye geçiriyorum. Sana iyi gülmeler ve kötü planlar yapmalar." Dedikten sonra bana göz kırpıp camdan çekildiğinde gülümsedim.
Derin bir nefes alıp başımı Ozan'ın bulunduğu tarafa çevirdim.
Gözlerine baktığımda sokak lambasına doğru ilerledi.
Yüzü aydınlandığında hafifçe gülümsedi "Beni affet." Dudaklarını oynatarak söylediği şeyle camdan uzaklaştım.
O kadar kolay değil canım ya.
Gözlerimi gözlerinden ayırmadan camı kapattım ve güneşlikle birlikte perdeyi çektiğimde artık Ozan'ı görmüyordum.
Telefonuma gelen bildirim sesiyle telefonumu yatağımdan alıp ekranını açtım.
KOCACIMCIMCIM: Beni görmeyi reddedebilirsin ama yüzümü aklından nasıl sileceksin?
Yazdığı mesaja görüldü attıktan sonra yatağıma oturdum ve bilgisayarda yeni bir sekme açtım.
Yarın Kader'in yanına ek tercihlere bakmak için gidecektim o yüzden bilgisayardan ek tercih kılavuzunun ve üniversite listesinin yayımlanıp yayımlanmadığını araştırmaya başladım.
📱📱📱📱📱
"Ocağım söndü nasıl beladır Bıraktı gitti bu ne devrandır Dünya gözümde kerbeladır Allah'tan bulasın Ozan!"
Ozan'ı ekleyerek sonda bağırırken saçımı sıkıca toplamıştım.
"Eh yeter be, yeter. Sabahtan beri depresif depresif şarkılar. Senin ayrılmış hâlin de hiç çekilmiyor he." Abim odama pat diye dalıp konuştuğunda göz devirdim.
"Oyalama beni. Konuşma benimle. Ozan evde yok şu an Kaderlere gideceğim hazır o yokken." Derken telefonumu ve anahtarımı cebime koydum.
"Bana para ver." Derken abimin önüne gidip elimi uzattığımda başını kaldırıp çevreye bakıyor gibi yaptı.
"Ne dediğini anlamış değilim ben. Neyse gidiyorum." Dedikten sonra para vermeden odadan çıktığında sırıttım.
Amacım odadan çıkmasını sağlamaktı ve bingo! İstediğimi aldım.
Abim odamdan çıkınca anneme haber verip evden çıktım ve hızlı adımlar ile Kaderlere gittim.
Kapıyı Kader açtığında gülümseyerek eve girdim.
"Hadi çabuk hemen halledelim. Ozan gelmeden gideyim. Ozan nereye gitti?" Aklımdakileri peşpeşe dile getirirken Kader'in odasına geçtik.
"Salak bu aralar sürekli spor salonuna gidiyor. Dikişlerini zorlamış. Doktora gitti." Kader'in dediği şeylerle duraksadım.
"Sana linkini attığımı aç." Düşünceli bir şekilde konuştuğumda Kader dediğimi yapmıştı.
PDF ve linke bakarken aklımdaki Ozan'ı beynimin derinliklerine gönderdim ve Kader ile onun ek tercihleri için bölüm ve üniversiteleri araştırmaya başladık.
"Bunları akşam sizinkilerle konuşursun." Dediğimde Kader bilgisayarda YouTube'dan şarkı aramaya başladı.
O şarkı ararken aklıma gelen şarkıyı söylemeye başladım.
"Söyle umutlar yine soldu mu? Sarhoşken verilen sözler gibi kaybolduk mu? Söyle gerçekten seven oldu mu? Ellerimi sımsıkı tutarken bırakman doğru mu?" Durduğumda Kader'in odasının kapısında bir beden hissettim ardından Ozan'ın kokusu burnuma doldu.
"Söyle, çekinme benimle konuş Hatta nefesinle içime doluş Gözüme bakıp söyle içimdeki deliye dokun Çünkü konuşamazsak hayat bak eziyet olur"
Ozan ardımdan şarkıya devam ettiğinden derin bir nefes aldım ve ona döndüm.
"İkimize hiç bi' zaman uzak durma Boşuna üzülüp, bana kurulup tuzak kurma Düşürme bu duruma bizi, yolumuzu kesip Umrumda değil inan gururumu rezil"
Son kısmı tam gözlerimin içine bakarak söyledikten sonra göz temasını kesmeden devam etti.
"Etsen de inancımı kaybetmedim hiç Ellerini tutunca diyorum: 'Dans etmeliyiz' Belki bütün hayatımı sana sarfetmeliyim Senden vazgeçemem hiç bi' zaman affet bebeğim"
Affet bebeğim kısmını yalvarır gibi söylerken bana doğru adımladı.
"Gel geride bırak kötü anılarını Sarılıp tekrar hisset bana Sen sevgiye inan, yeni anılarını Düşün söylemez hisler yalan"
Daha fazla dinlememek için ayağa kalktım.
"Oya-" Derken sözünü kestim.
"Kapıma gelip bir şeyler dedikten sonra akşamında sokaktan 'beni affet' demenin ardından söylediğin bir şarkı cidden her şeyi iyileştirir mi sandın Ozan?" Dediğimde başını olumsuz manada salladı.
"Biliyorum bunlar bir şey etki etmez ama... Ama denemek istedim." Dediğinde başımı salladım.
"İyi denemeler o zaman Ozan." Dedikten sonra Kader'e el salladım ve Ozan'ın yanından geçip gittim.
Bir şarkı söylemeyle hemen tav olacağımı düşünüyorsa yanılıyordu.
Hadi ama o kadar kolay değildi.
Tamam belki uzatıyordum ama bilmem canım öyle yapmak istiyor.
Eve gelip kendimi yatağıma attım.
"Salak daha bir şey bulamadı gönlümü alacak. Salak." Kendi kendime söylenirken yatağımda tepindim.
Ben tepinirken abim odama pat diye girdiğinde kaşlarım çatıldı.
"Oya hadi gel yemeğe gidelim." Söylediği şeyle kaşlarım havalandı.
Hadi be. Abim ve beni yemeğe götürmek? O sol böbreğini verir de benimle yemeğe gitmez. Bu işte bir iş var...
"Nasıl? Niye ? Neden? Nereye?" Şaşkınlıkla tek kelimelik sorularımı sorduğumda göz devirdi.
"Ya kızım hadi be. Bir iyilik yapayım , mutlu edeyim kardeşimi dedim. Şu tavırlara bak sanki hiç böyle bir şey yapmıyormuşum gibi. İyi gitmeyelim." Dediğinde yatağımdan fırladım.
Paranın abiden çıktığı beleşe bir yemek yemek mi? Kaçıramam. Olmaz.
Ve evet böyle bir şey hiç yapmıyorsun abi.
"Şaka yaptım ya. Hadi ben hazırım zaten gidelim." Koşarak abimin yanına gidip koluna girdiğimde bu hâlime güldü.
"İyi ben de hazırım gidelim." Dediğinde evden çıktık ve yürümeye başladık.
Bir restoranın önüne geldiğimizde içeri girecekken durdum.
Ozan'ın biriyle randevusu var sanıp Kader ile geldiğimiz restorana gelmiştik.
Neden buraya geldik biz ya? Hayır girmeyelim buraya.
"Hadi Oya." Abimi beni restorana doğru çekerek ilerlerken söylenmişti.
Oflayarak yürümeye devam ettim.
"Başka bir yere gitseydik ya." Dediğimde göz ucuyla bana baktı.
"Buranın bir tatlısı güzelmiş. Merak ettim. Senin de canının sıkkın . İyi gelir." Dediğinde tekrar ofladım.
İyi falan gelmez abi. Gelmez.
Bir masaya oturduğumuzda kaşlarım tekrar çatıldı.
Bu masa Ozan'ın ve üniversiteden arkadaşının oturduğu sonradan da benim dahil olduğum masaydı.
Eh ama bu kadar da tesadüf yeter.
Bu işin içinde kesin bir iş var.
Abim gelen garsona yiyecekleri söylediğinden abime bakıyordum.
Neyin peşindeydi bu şimdi. Gözlerime bakmıyordu.
Kesin bir iş peşindeydi.
"Oya benim bir tuvalete gitmem lazım abicim." Dedikten sonra ayağa kalkıp gittiğinde ağzım şaşkınlıkla açıldı.
Abimde kesin bir şey vardı. Pırıl ile evlenecekler miydi de bu kadar iyi davranıyordu bana anlamadım.
Lan olmaz çok erken.
Abim gittikten birkaç dakika sonra abimin kalktığı sandalye geri çekildi ve Ozan oturdu.
Kaşlarımı çatarak Ozan'a baktım.
Demek ki Ozan ile iş birliği yaptın abi. Dün Ozan'a dövecek gibi bakıyor ve davranıyorken ne değişti şimdi.
Hain pis köpekbalığı Orkun. Kara kedi diye eklemiyorum çünkü şu an kara kediden ziyade çöpçatanlık peşinde.
"Konuşabilir miyiz?" Dediğinde iç çektim.
"Ozan konuştuk zaten. Sen olayı anlattın ben de tamam öyledir dedim ve ayrıldık. Bu kadar. Daha ne konuşacağız?" Dediğimde telaşla bana baktı.
"Ayrılmak mı? Gözünü seveyim Oya deme öyle. Gözlerin bile demiyor ki ayrıldığımızı." Söylediği şeyle ofladım ve gözlerimi kaçırdım.
"O zaman ara verdik Ozan. Bak bunu gözlerim onaylar." Derken gözlerine baktım.
"Oya o ne biçim küfür Allah'ını seversen ya. Etme öyle küfürler."
Söylediği şeye eve gittiğim zaman gülmeye kafamda not aldım ama şimdi değil, evde.
"Ozan şu an nerede olduğumuzun farkındasın değil mi? Ah, cidden abimi nasıl ikna ettin bilmiyorum ama ikna ettin ve beni getirmesi için bu restoranı bu masayı mı buldun cidden?" Dediğimde sandalyeyi masaya yaklaştırdı.
"Sadece o kötü ve seni mutsuz hissettiren anıyı başka bir anıyla değiştirmek istedim..." Söylediği şeyle derin bir nefes aldım.
"Şu an mutlu bir günde değiliz Ozan ve bu yer yine beni kötü ve mutsuz hissettiriyor." Dediğimde gözlerime baktı uzunca.
Tatlılar geldiğinde tatlıma dokunmadan ayağa kalktım.
"Sana iyi tatlı yemeler." Dedikten sonra çantamı alıp bana seslenmesini umursamadan yürümeye başladım.
Arkamdan gelmeye başlamış olmalı ki garsonun sesini duydum ve daha da hızlandım.
"Beyefendi hesabı ödemediniz."
📱📱📱📱📱
Odamda ileri geri yürürken sinirle nefes aldım.
O abim olacak herifi dövecektim.
Ne demek beni kandırmak ya!
Ama ben anlamıştım bir iş olduğunu. Bizim cimri öküzden böyle bir şey beklenmezdi zaten.
Ama Ozan'ın oradaki anımı değiştirmek istemesi bir hoşuma gitmedi değil yani. Orada sert davransam da azıcık çok azıcık yumuşamış olabilirim.
Düşüncelerimden telefonuma gelen bildirim sesiyle uzaklaştım.
Telefonumu elime aldığımda Ozan'dan mesaj geldiğini gördüm.
KOCACIMCIMCIM: O zaman
KOCACIMCIMCIM: Bazı şeylere baştan başlayalım mı?
Mesaja görüldü atıp geri telefonumu yatağa koydum.
Ben anlamadım bu mesajı şimdi. Neye baştan başlayacağız?
Ne yapacağız pardon? Benim mesaj atmamı mı bekliyor bir de? Hadi oradan.
Telefonuma tekrar bir mesaj geldiğinden oflayıp elime aldım.
Telefonuma kayıtlı olmayan bir numaradan mesaj gelmişti.
Evet numara telefonuma kayıtlı değildi ama ben bu numarayı biliyordum.
05** *** ** **: Pişt güzellik naber?
Bu Ozan'ın benim anonimken yazdığım ve o zamanlar engellediğim için aldığı numaraydı.
Nasıl yani baştan başlayalım derken baştan ve bu sefer rollerin değişmiş halinden mi bahsediyordu?
BÖLÜM SONU...
EVEEET uzun bir bölüm Ozan ve çabalarını gördük.
Bölüm nasıldı? Beğendiniz mi?
Bölümü beğendiyseniz eğer yorum yapar ve oy verirseniz çok mutlu olurum.
Bu kızın hem Erik Ağacı'nı (yayımda olan kitabım) hem de Afotik'i okuması (hatırlamam lazım sdknşfşskd) ve bölüm yazması lazım ama yapamıyor...
Kendinize iyi bakın.
Allah'a emanet olun cancağızlarım. |
0% |