Yeni Üyelik
42.
Bölüm

AA-42. Bölüm

@yazarnunur

YAYIMLANMA TARİHİ; 8 Ekim 2024...

AA- 42. BÖLÜM;

"Oya, kaldır beni demiştin. Kalksana kızım. Kaç kez çaldı alarmın." Annemin beni dürtüklemesi ile derin bir nefes alıp gözlerimi açtım.

 

"Saat kaç?"

 

"10." Dediğinde hemen yataktan fırladım.

 

"Geç kaldım anne!" Derken hemen dolabıma ilerledim.

 

Hızla üzerime kıyafet seçtikten sonra çalan telefonumu elime aldım.

 

"Kanka nerede kaldın?" Kader'in sesi kulağıma dolduğunda ofladım.

 

"Kanka 10 dakikaya geliyorum." Dedikten sonra bir şey demesini beklemeden telefonu kapadım ve hemen kapımı kapatıp üzerimdekileri çıkardım.

 

"Esma'ya söyle ona çok kırıldım. Beni çağırmadı." Dediğinde güldüm.

 

Bugün Esma ablaya çeyiz almaya gidiyorduk. O 'biz evleniyoruz' cümlesinin üzerinden 2 hafta geçmişti.

 

Yangından mal kaçırır gibi 2 ay içinde düğün yapmaya çalıştıkları için 2 aya her şeyi yetiştirmeye çalışıyorlardı. Biz de yardıma gidecektik Kaderle.

 

"Anne ya. Tamam söylerim." Dedikten sonra hızla üzerimi giyindim.

 

Odamdan çıkıp tuvalete gittim ve işlerimi hallettikten sonra odama geri gidip çantamı aldım.

 

"Hadi annem öptüm seni." Dedikten sonra hızla evden çıktım.

 

Kızlar ile buluşacağımız yere geldiğimde bana gözlerini kısarak baktılar.

 

"Ya üzgünüm, uyuyakalmışım." Dediğimde bir şey demediler.

 

Hemen arabaya binip Eminönü'de gittiğimizde alışverişe başladık.

 

"Esma abla , siz ne ara sevgili oldunuz da bu kadar çabuk evlenmeye çalışıyorsunuz?" Tencere takımlarına bakarken Esma ablanın yanında kısık sesle konuştuğumda güldü.

 

"Seni o parkta gördükten sonra benim çalıştığım yerde bir kavga çıktı Oya. Levent de gelen polisler arasındaydı. Polisler ile adamlar arasında çatışma çıktı. Levent korudu beni, benim yüzümden yaralandı hatta. Ona karşı mahçup hissetmiştim o gün. Ondan sonra ise o mahçupluk hissini atmak için işte birkaç kez buluşmuş ve bu buluşma esnasında ona aşık olmuş olabilirim. Sen bilmiyorsun ama bir 1 aydır sevgiliyiz." Dediğinde gözlerim kocaman oldu.

 

"Ya sizi sürekli bir araya getiren benken bir de bana daha yeni söylüyorsun bunu? Hem niye bu kadar erken evleniyorsunuz? Kız yoksa hamile misin?" Dediğimde gözlerini belerterek bana baktı.

 

"Saçmalama Oya!" Dediğinde kaşlarım havalandı.

 

"E o zaman neden bu kadar erken evleniyorsunuz?" Sorduğum soruyla altı dudağını sarkıttı.

 

"Yaşım geçiyor." Dediğinde gözlerimi devirdim.

 

"Sanırsın 50 yaşındasın Esma abla, 25 yaşındasın. Ne yaş geçmesi?" Söylendiğimde güldü.

 

"Sadece çok seviyorum Oya. Gerçekten de çok seviyorum ve o polis. Ne zaman ne olur bilemem. Sadece elimden geldiğince Levent ile güzel zamanım olsun istiyorum. Hep yanımda olsun istiyorum." Dediğinde iç çekerek gülümsedim.

 

Ama yerim ben onu... Minnoşum ya...

 

"İyi madem hadi bakalım. Devam edelim çeyize." Dediğimde gülerek başını salladı.

 

Çeyiz alma işleminin çoğunu hallettikten sonra eve geldik.

 

Kendimi yatağıma bıraktım.

 

"Anne, sana birkaç sene önce neden bana çeyiz topluyorsun diye kızdığım için özür dilerim. Devam et annem. Böyle zormuş, çok zormuş. Ayaklarıma kara sular indi anne." Odamda anneme bağırarak konuştuğumda annemin kahkahasını duydum.

 

"Annelerin bir bildiği vardır." Annem de bana bağırdığında güldüm.

 

"Ne çeyizi ya? Ne çeyizi? Yapma anne Oya'ya çeyiz. Biz ona turşu kuracağız." Abim kendi odasından bağırdığında duvara vurdum.

 

"Kes sen be. Sus. Allah Allah."

 

Telefonum çaldığında telefonumu açıp kulağıma dayadım.

 

"Nasıldı? Kader ölü gibi." Ozan gülerek konuştuğunda ben de güldüm.

 

"Kader gibiyim ben de canım çıktı."

 

Ozan Aytaç abiyle bana söz verdiği gibi sadece konuşmuş ve Kader ile Aytaç abinin ilişkisini onaylamıştı. Yani abim gibi gereksiz triplere girmemişti. Bir zahmet öyle olsun.

 

"Niye o kadar yordunuz kendinizi?" Dediğinde esnedim.

 

"Ya bu hafta çeyizi halletmeleri lazım. Sonra düğün için yer, ev bakımı falan derken oho. 2 ayları var çok az zamanları var. Her şeyi hızlı hızlı halletmeleri lazım." Dediğimde onaylar manada mırıldandı.

 

"Neyse yavrum ben seni böyle yormayacağım. Bu kadar kısa süreye sıkıştırmam ben , üzmem seni." Dediği şeyle gülümsedim.

 

Demek ki birileri evlenme hayali kuruyor. Aynı benim gibi.

 

"Hıı, evlenmeyi düşünüyorsun yani?" Dediğimde bir duraksadı.

 

"Evet de sen düşünmüyor musun?" Temkinli bir şekilde konuştuğunda kıkırdadım.

 

"Kocam olacak kişiye bağlı." Dediğimde boğazını temizledi.

 

"Anladım bebeğim, benimle çok mükemmel bir evlilik düşünüyorsun." Söylediği şeyle kahkaha attım.

 

"19 yaşındayım daha Ozan." Dediğimde homurdandı.

 

"Tamam ama bu ilerisi için hayal kurmana engel değil. Ben de 21 yaşındayım ama kuruyorum." Dediğinde kaşlarım havalandı.

 

"Yani benimle evlilik hayali kuruyosun, ha?" Sorduğum soruyla duraksadı.

 

"Evet, aynen öyle güzelim. Hayatımın anlamı, kalbimin tek sahibiyle alâkalı öyle hayaller kuruyorum evet." Dediğinde gülümsedim.

 

Tekrar esnediğimde güldü.

 

"Çok yorulmuşsun anlaşılan. Uyu sen hadi." Dediğinde onaylar manada mırıltılar çıkarttım.

 

"İyi uykular sevgilim." Dediğimde o da aynı şeyleri söyledi vedalaşıp telefonu kapattıktan sonra kalktım ve üzerime pijamalarımı giyip kendimi geri yatağıma attım.

 

📱📱📱📱📱

"Oha Oya. Neden bu kadar güzelsin?" Deneme kabinininden çıktığımda beni elbiseyle gören Kader'in verdiği tepkiyle güldüm.

 

Dün bir güzel uyku çekmiştim. Bugün de Kader ile düğün için kıyafet bakmaya çıkmıştım birazdan da Pırıl gelecekti. Merve de istemişti gelmek ama damadın kız kardeşi olarak başka şeyler ile ilgilenmesi gerektiği için gelememişti.

 

"Dedi az önce giydiği her kıyafet ile taş gibi olan kız." Dediğimde güldü.

 

"Ya iyi hoş da. Olmaz bu." Dediğimde başını salladı.

 

"Evet , rengini beğenmedim." Dediğinde kıkırdadım.

 

"Bence değiştirme bak boyu da uzun mis mis mis." Abimin sesini duyduğumda o tarafa döndüm.

 

"Ya hayır, bu renk Oya'ya olmamış. Başka renkler çok güzel oluyor ona. Hem boyu kısa olsa ne olacakmış?" Abimin yanındaki Pırıl konuştuğunda abim ona baktı.

 

"Haklısın güzelim." Dediğinde gözlerim kocaman oldu.

 

Bana öküz olan abime bakın. Demek garezi sadece bana. Pislik herif. Gıcık. Köpek balığı Orkun.

 

"Bu Orkun benim abim olan Orkun mu?" Şaşkın şaşkın konuştuğumda Kader de şaşkınca başını salladı.

 

"Bence değil. Klonlamış olabilirler onu. Farklı biri var içinde ya da." Kader de şaşkınca bana katıldığında Pırıl abime döndü.

 

"Sen bu kızlara nasıl davranıyorsun da seni hanzo gibi görüyorlar Orkun?" Dediğinde güldüm.

 

Hanzo zaten.

 

"Kafalarında uyduruyorlar yavrum. Sen bakma onlara. Neyse size iyi eğlenceler. Biz de Ozan, Kerem ve Aytaç ile takım bakacağız." Dedikten sonra Pırıl'ı alnından öpüp bize göz kırptı ve gittiğinde ağzım bir karış açık arkasından baktım.

 

"Pırıl sen abime ne yaptın? Bana da söyle. Hangi büyü?" Dediğimde yanımıza gelirken kahkaha attı.

 

"Pırıl'ın dayanılmaz cazibesi." Söylediği şeyle güldüm.

 

Bu ego tanıdık geldi mi? Aynı benim egom gibi.

 

Kimin yengesi? Benim yengem. Ondandır.

 

"Neyse hadi kıyafet bakmaya devam edelim." Derken kabine girdim. Üzerimdekileri değiştirdikten sonra kızlarla başka mağazaya doğru ilerledik.

Pırıl kırmızı bir elbise giyip çıktığında beğeniyle süzdüm.

 

"Çok güzel oldu. Niye bu kadar güzelsin ya?" Diye homurdandığımda güldü.

 

"Çünkü benim sevgilim." Abimin sesini duyduğumda Pırıl'a sarılıp boynundan öptü.

 

"Höst, höst. Aile var burada!" Dediğimde abim bana tip tip baktı.

 

"Ne var canım? Sadece zamanında bana yaptıklarını sana yapıyorum." Sözüme devam ettiğimde gözlerini devirdi.

 

"Neyse ben de kıyafet bakayım." Derken abime arkamı dönüp kıyafetlerin olduğu kısma doğru ilerledim.

 

"Bence bu güzel." Ozan yanıma gelip elindeki elbiseyi gösterdiğinde tebessüm ettim.

 

Bir saniye düzeltiyorum elinde tuttuğu şey elbise değil tulumdu.

 

"Deneyeyim o zaman." Dediğimde gülümsedi.

 

"Sen takımını aldın mı?" Sorduğum soruyla başını sallayarak beni onayladı.

 

"Nasıl bir şey?" Dediğimde güldü.

 

"Normal düz siyah takım aldım bebeğim. İçine de siyah gömlek." Dediğinde gülümsedim.

 

"Duyduğuma göre bana siyah kazak ve siyah gömlek yakıştırıyormuşsun da. Dedim ki sevgilim yakıştırıyorsa vardır bir bildiği." Söylediği şeyle gözlerimi kıstım.

 

"Hain Kader." Dediğimde güldü.

 

"Hadi sen de bul elbiseni. Dene benim seçtiğimi. Elbiseni alınca da söyle bana rengini de ceketimin cebine koyacağım mendilin rengini öğrenmiş olayım." Dediğinde derin bir nefes aldım.

 

"Tamam." Kısık sesle konuştuğumda gülüp alnımdan öptü.

 

İç çekerek hızlı adımlarla kabine gittim ve tulumu denedim.

 

Kabindeki aynaya bakarken iç çektim.

 

Bu çocuk nasıl bir şey? Bana bu kadar yakışabilecek bir tulumu nasıl buldu?

 

"Ben kınada giyeceğim kıyafeti buldum yani daha doğrusu ben değil Ozan buldu." Derken kabinden çıktım.

 

Kızlar beni beğeniyle süzerken kabinimin karşısında bekleyen Ozan beni gülümseyerek süzdü.

 

"Tahmin ettiğimden daha güzel olmuş." Dedikten sonra iç çektiğinde gülümsedim.

 

"Neyse benim kına kıyafetim hazır." Derken kızlara döndüm.

 

"Bak görüyor musun Orkun Ozan Oya'ya kıyafet seçmekte yardımcı oldu. Sen anca beğenme." Pırıl'ın dediği şeyle güldüm.

 

"Ben de Aytaç sağ olsun düğünde giyeceğimi bulmuştum." Dediğinde güldüm.

 

Evet Aytaç abi dün Kader'e elbise yollamıştı Kader de çok beğenmiş ve düğünde giymeye karar vermişti.

 

Pırıl gözlerini kısarak abime baktığında abim Ozan ve Aytaç abiye kötü kötü bakmakla meşguldü.

 

"Onlara niye kötü kötü bakıyorsun ki?" Pırıl konuştuğunda kıkırdadım.

 

"Aynen. Kötü kötü bakacağına bence kıyafet ara." Dedikten sonra abimin gazabına uğramamak için hızla kabine girdiğimde abimin bana doğru yürüdüğünü görmüştüm.

 

"Haklı olmak da suç ya." Dediğimde Pırıl bana katıldığını ve abime neden üzerime yürüdüğünü dair küçük bir nutuk çekiyordu.

 

Abim bana ne kadar çektirdiyse Pırıl da ona çektirecekti anlaşılan.

 

Oh canıma değsin. Ben de Pırıl'a yardımcı olurdum bunu yaparken.

 

Nihahahahahahahahhaha kötü kadın Oya kahkahası.

 

Hemen üzerimi değiştirdikten sonra kabinden elimdeki tulum ile çıktım.

 

Kabinden çıkan Pırıl'ın yanına gittim.

 

"Abime cidden kızdın mı?" Dediğimde güldü.

 

"Kızsa da kıyamıyor abisine bak ya. Hayır kızmadım. Neden kızayım ki?" Dediğinde güldüm.

 

"Sadece sana yardımcı oluyorum görümcem." Dedikten sonra göz kırptığında kıkırdadım.

 

"Ama görümcen o kadar sormasına rağmen hâlâ abim ile nasıl sevgili olduğunuzu anlatmadın yengem." Dediğimde güldü.

 

"Öğrenene kadar bırakmayacaksın değil mi peşini?" Dediğinde hemen başımı salladım.

 

"Orkun'dan hoşlanıyordum ben zaten Oya. Kantinden kahve almış yürürken Orkun ile çarpıştık, kahve üzerime döküldü. Yedek kıyafetim yoktu. Abinin varmış yanında yedek kıyafet. Kendini mahçup hissettiğini söyleyerek kıyafetini verdi benim de tişörtümü temizleyeceğini söyleyip aldı. Ondan sonra tişörtümü vermek için buluştuk oradan bir kafeye gittik tatlı yedik falan derken abinin bölümden arkadaşları geldi 'bahsettiğin kız bu mu?' diye sordular. Benden hoşlandığını anladım arkadaşları ima etti. Abin de açıklamak zorunda kaldı. Ben de ondan hoşlandığımı söyledim. Öyle oldu yani. Çok büyük bir esprisi yok. O beni seviyor, ben onu seviyorum ve bunu öğrenip sevgili olduk. O kadar." Dediğinde başımı salladım.

 

"E neden bu kadar kastın anlatmamak için Allah Allah ya. Allah'ım rahatladım resmen." Dediğimde kahkaha attı. Pırıl elindeki elbiseyi gösterdi.

 

"Bunu yerine koyup başka elbise bakacağım." Dedi ve yanımdan gittiğinde Kader'in kapısında bekleyen Aytaç abiyi gördüm.

 

"Ozan nerede?" Aytaç abinin yanına ilerleyip konuştuğumda gülümsedi.

 

"Su almaya gitti." Dediğinde başımı salladım.

 

"Ozan ile ne konuştunuz Aytaç abi?" Dediğimde bana baktı.

 

"Abi öğütü verdi Oya. İşte siz sevgili olduğunuzda bizim dediğimiz şeyler. Kardeşimi üzme, üzersen ben de seni üzerim gibi gibi. Ah tek fark olarak. Ben Oya'ya aşık olmasaydım seni dövmesini iyi bilirdim ama dua et ki Oya'ya aşığım senin durumunda zamanında ben de vardım ve Oya'ya seninle sadece konuşacağıma dair söz verdim, dedi. Yani teşekkür ederim benim minik kardeşim. Sayende dayaktan kurtuldum." Derken saçımı okşayıp bana sarıldığında kıkırdayıp sarılışına karşılık verdim.

 

"Kerem abi niye sizle gelmedi?" Aklıma düşen kişiyi Aytaç abiden ayrıldıktan sonra sorduğumda Aytaç abi cevapladı.

 

"O yeni takım aldığını ve dersi olduğunu o yüzden katılamayacağını söyledi."

 

Başımı sallayarak Aytaç abiyi onayladığımda Ozan nihayet gelmişti.

 

"Alıyor muyuz tulumu?" Derken gözüyle tulumu işaret etmişti.

 

Tek kaşımı kaldırdım.

 

"Tulumu alıyorum , evet." Dediğimde demek istediğimi anlamış olmalı ki başını salladı.

 

"Düğüne kıyafet seçtin mi , bir tanem?" Dediğinde iç çektim.

 

Ay bir tanem mi dedi?

 

Ay farklı bir şey dedi.

 

Ay kalbim.

 

"Yok daha seçmedim." Sorusuna verdiğim cevabı başını onaylayarak anladığını belli etti.

 

Kader kabinden çıktığında ofluyordu.

 

"Ya bulamıyorum ben hiçbir şey. İçime sinmiyor işte. "Dediğinde kıkırdadım.

 

"Başka bir mağazaya bakalım. Pırıl elbise bakmaya gitmişti. O bulup denerken ben elbiseyi alayım." Dediğimde Kader başını sallamış o arada elinde bir tane elbiseyle birlikte Pırıl kabinlere gelmişti.

 

Kasaya gidip tulumu ödedikten sonra Pırıl da en son denediği elbiseyi beğenip almıştı.

 

Başka bir mağazaya ilerlediğimizde derin bir nefes alarak bu sefer hepimizin orada birer tane kıyafet bulabilmesini diledik.

 

BÖLÜM SONU ...

 

Eveeeet bölüm nasıldı? Beğendiniz mi?

 

Olaylar hızlı diye düşünüyor olabilirsiniz evet çübkü finale yaklaştık (Final 50. Bölüm) O yüzden bundan sonraki bölümler biraz hızlı ilerleyecek gibi bir şey. Bu hız neden demeden ben sebebini açıklayayım.

 

Bölümü beğendiyseniz eğer oy vermeyi ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi ihmal etmeyin lütfen.

 

Kendinize iyi bakıııın.

 

Allah'a emanet olun.

 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzereeeeeeeeee.

Loading...
0%