@yazarnunur
|
YAYIMLANMA TARİHİ; 9 Ekim 2024... AA- 43. BÖLÜM: "Orkun Ozan kapıda. Kıyafetlerinizi alın ve çıkın hadi. İnsanları bekletiyorsunuz." Annemin kapıdan doğru bağırışı ile kıyafetimi koyduğum poşete makyaj çantımı koydum. 2 ay geçmiş ve Levent abiyle Esma ablanın düğünü gelmişti. Bugün kına yarın düğün vardı. Kınayı Esma ablaların evinin bahçesinde yapmaya karar vermişlerdi. Zaten pek fazla kişi gelmeyecek gibiydi. Sadece kadınlar olacaktı. Erkekler yoktu kınada. Esma ablaların evi ve bahçesi de herkese yeterdi. Düğün için ise bir salon tutmuşlardı. Geçen ay da nikahları olmuştu. Ve anlamadığım bir şekilde Esma abla bu aralar gergindi. Bir an önce düğün olsun istiyordu. Poşeti alıp odadan çıktıktan sonra kapıya geldim annem kapıda değildi. "Merhaba sevgilim." Dedikten sonra parmak ucumda kalkıp Ozan'ı yanağından öptüm. "Merhaba, sevgilim." O da benim gibi konuştuktan sonra benim aksime yanağımı öpmek yerine alnımı öptüğünde gülümsedim. "Ben geldim, ben." Abim homurdanarak geldiğinde kıkırdadım. Abim ve Ozan, Kerem ve Aytaç abimi de alıp bekarlığa veda partisine gideceklerdi. Ben Esma ablanın yerinde olsam o partiyi basardım ama neyse. Ben de kıyafetimi falan alıp Esma ablaya yardıma gidecektim. Bu aralar dediğim gibi bir gergindi. Konuşma şansım olur hem belki. "Hadi iyi eğlenceler size." Dedikten sonra ikisine el sallayıp anneme haber verdim ve evden çıkıp Esma ablalara ilerledim. Kader bir yarım saat önce gitmişti. Ben geç kalktığım için geç kalmıştım sadece. Ne yapayım? Sınavlar daha dün bitmişti azıcık uyuyakaldım. Olabilir öyle şeyler. Hızlı adımlar ile Esma ablaya gelince zile bastım. Kader kapıyı açtığında tebessüm ettim. "Gelin kızımıza yardıma geldim." Dediğimde güldü. Eve girdim ve elimdeki poşeti bırakmak için Esma ablanın odasına ilerledim. Herkes bir yerleri yapmaya çalışıyordu. Ben ise Esma ablayı hazırlayacaktım. Odaya girdiğimde elinde bir şey tutan Esma ablayı gördüğümde kapıyı kapatıp yanına ilerledim. "Ne o?" Dediğimde Esma abla dudağını kemirirken elindeki tacı bana uzattı. "Bunu takacaktım ama taşı düştü." Derken diğer elindeki taşı da uzattı. Güldüm bu hâline. "Ya buna mı takıldın? Hallederiz." Gülerek konuştuğumda iç çekti. "Esma abla. Sen bu aralar biraz gergin gibisin. Hamile misin?" Dediğimde öksürmeye başladı. "Oya buna benzer bir şeyi çeyiz alırken de dedin. Bu kadar mı hamile olmamı istiyorsun bilmiyorum ama hayır değilim. Olma ihtimali de yok." Dediğinde güldüm bu hâline. Tacın taşını yapıştırıcıyla yapıştırdıktan sonra Esma ablayı hazırladım ve daha sonra kendim de giyindim. Kader de odaya girip hazırlandıktan sonra kınanın başlamasına yarım saat kalmıştı. Merveler de geldiğinde kına başlamış ve biz eğlencenin dibine vurmaya başlamıştık. 📱📱📱📱📱 Her yerim ağrıyor. Ya bir insan neden kına ile düğünü peş peşe aynı gün yapar ki? Ben yapmayacağım öyle bir şey. En azından bir dinlenmeye izin verseydiniz ya... Esma abla ile Merve kuaföre gitmişti biz Kader ile gitmemiştik. Gelin demişlerdi de ben istememiştim. Kendi saçımı ve Kader'in saçını daha güzel yapardım ben. Öğlene doğru annemin zoruyla uyanmıştım ve şu an Kader'in odası daha büyük diye Kaderlere gelmiş orada hazırlanmaya başlamıştık. Kader'in saçına maşa yaparken Kader esnedi. Onun ardından ben de esnedim. "Ya esneme. Yakacağım kafa derini yoksa. Ayh." Dedikten sonra maşayı saçından çıkardım ve elimle saçını kıvırdım. Hızlı bir şekilde saçını istediği şekilde yaptıktan sonra makyajını yapmadan önce giyinmeye gitti. Ben de hızla saçımı yaptım ve makyajını yapmaya başlayan Kader'e gülümseyip düğün için aldığım elbiseyi giydim. Elbisemi giydikten sonra makyajımı yaptığımda Kader de ben de hazırdık. Kader benim aksime uzun ama ön sağ tarafında uzun bir yırtmaçı olan siyah bir saten elbise giymişti. "Hazırlanmadınız mı?" Ozan kapıya tıklayarak konuştuğunda gülümsedim. Kapıya ilerleyip açtığımda beni yavaşça baştan aşağıya süzdükten sonra yutkundu. "Çok, güzel olmuşsun." Dedikten sonra derin bir nefes aldığında kıkırdadım. "Teşekkür ederim." Dediğimde gözlerime baktı. "Etme. Herkes etsin ama sen etme." Söylediği şeyle iç çektim. "Ayh yeter. Cilveleşmeniz bittiyse gidelim salona." Kader beni ve Ozan'ı iterek odadan çıktığında güldüm. Levent abi rica ettiği için salonu biz açacaktık. Kader, ben, Ozan, Orkun abim ve Aytaç abim ile. Aslında sadece bana ve abime demişti ama bizimkiler de işe burunlarını sokmuştu. Pırıl da Esma ablanın yanında olmak için gelmemişti. Kerem abi de Merve gelmiyor diye gelmedi. "Bizimkiler geldi mi?" Dediğimde Ozan başını salladı. "Evet, salondalar." Dedikten sonra elini belime koydu ve beni kendine çekip sarıldı. İlk önce boynumu öptüğünde gülerek omuzlarımı kaldırdım. Gülerek yanağımı öptükten sonra burnumun ucunu daha sonra da alnımı öptüğünde gülümsedim. "Hadi! Gidelim." Abim salondan bağırdığında Ozan ofladığında kıkırdadım. "Oya güzelim bence pek de küçük sayılmayız. O yüzden evlenelim biz. Orkun'un tatavasından da kurtulmuş oluruz. Ne dersin?" Dediğinde kahkaha attım. "Aynen , Ozan. Aynen. Ben 19 değil 91 yaşındayım ya hiç küçük sayılmayız gerçekten de." Dediğimde güldü dediğime. Elini belimden çekmeden beni ilerlettiğinde salonun kapısında durduk. "İyi , hadi gidelim." Ozan salona bakarak konuştuğunda hepsi ayağa kalktı. Hep beraber salona geçtiğimizde rezervasyon yazan kartları alıp gelin tarafı ve damat tarafı için olan masalara koyduk. Salondaki masaları falan da kontrol ettiğimiz zaman işimiz bittiğinde yavaş yavaş herkes gelmeye başlamıştı. Esma ablalar da gelip gelin odasına çıktıklarında geriye sadece düğünün başlamasını beklemek kaldı. Annemleri de masaya yerleştirdikten sonra salona bakarken Ozan ile konuşan Büşra'yı görünce gözlerim kocaman oldu. Lan Ozan en başta beni Büşra sanmamış mıydı? Yazmamış mıydı mesajlarda Büşra'nın Ozan'a aşık olduğunu. Döverim ben bu Büşra'yı. Ne yapıyor benim sevgilimin yanında ya? Bir de kuytu köşe gibi bir yerde. Hızlı hızlı Ozan ile Büşra'nın yanına ilerlediğimde hemen Ozan'ın yanında durup karşısında olan Büşra'ya baktım. "Merhaba Büşracım. Bir şey mi oldu?" Tek kaşımı kaldırıp sorarken kollarımı göğsümün altında bağlamıştım. "Bir şey olduğu yok Oya. Ozan ile konuşuyorum ben zaten. Senlik bir durum yok." Derken sırıttığında ben de soğuk bir şekilde gülümsedim. Samimiyetten yoksun bir gülümsemeydi bu. "O cümlede abla ve abi hitapları eksik sanki Büşra? Ozan'da ben de senden yaşça büyüğüz. Abla ve abi demelisin saygı gereği." Dediğimde alayla güldü. "Bildiğim kadarıyla Ozan da senden büyük Oya. Sen niye abi demiyorsun?" Dediğinde sinirle dişlerimi sıktım. Ben bu kızı boğarım. Bakın heceleyerek de söyleyeyim. Bo-ğa-rım. "Evet Oya. Neden bana abi demiyorsun?" Ozan sırtını duvara yaslamış ellerini ceplerine sokmuş sırıtarak bana bakarken konuştuğunda kaşlarım havalandı. Şerefsiz onu kıskandığımı fark etmişti. Sevgili olup olmadığımızı söylemem için bana baskı yapmadan baskı yapıyordu resmen şu an. Peki, öyle olsun. "Şundan dolayı Büşracığım." Derken Ozan'daki bakışlarımı Büşra'ya çevirdim. Aşırı gıcık bir şekilde konuştuğumu eklediğim -cım ve -cığım eklerinden anlamışsınızdır diye düşünüyorum... "İnsan sevgilisine abi demez çünkü ama sen sevgilin olma ihtimali bile olmayan ve senden yaşça büyük kişilere abi abla demelisin." Dediğimde yüzündeki gülüş silinmişti. Kapak oldun sanki Büşra? He ne oldu az önceki sırıtman bir soldu gibi ? "Anladım ben." Dedikten sonra bir şey demeden uzaklaştığında gözlerimi kısarak arkasından baktım. Ozan yaslandığı duvardan hafif doğrulup sağ kolumu tutup beni kendine doğru çevirip çektiğinde aramızda birkaç adım kalacak kadar ona yaklaştım. Yani 1 adım bence birkaç adım sayılır. "Sen beni mi kıskandın bakayım?" Derken sağ kolumu bırakıp sol elimi tuttuktan sonra elimin üzerini okşadı. Sağ tarafım salona bakarken sol tarafım duvara bakıyor diye elini değiştirmişti. Ya düşünceli sevgilim benim babam görüp çakmasın istedi kesin. "A-aa öyle mi yapmışım Ozan abiciğim? Ama insan abisini kıskanır değil mi? Çok normal bence." Derken iğneler bir tonda konuşmuştum. Abi dememle kaşları havalanırken dudaklarında kurnaz bir gülümseme oluştu. Başını salona çevirdikten sonra geri bana çevirdi ve elimi tutan elini belime koyup beni kendine çektiğinde gözlerimi kırpıştırdım. Duvara yaslı sırtını duvardan çektikten sonra elini belimden çekmeden başını sağ tarafıma doğru eğdi. "Bir daha bana abi dersen nerede olduğumuzu umursamadan seni öperim sevgilim. Bu arada beni kıskanman çok hoşuma gitti, bebeğim." Sağ kulağıma eğilip söylediği şeylerle yutkundum. Güzel tehdit. Beğendim. Ay yani çok kötü bir tehditti hiç beğenmedim. Tehdit bu tehditin neresi beğenilir saçmalamayın. Başını kulağımdan uzaklaştırdıktan sonra benden uzaklaştı ve salona doğru yürüdüğünde bulunduğum yerde durup derin bir nefes aldım. "Kızım siz manyak mısınız!? Az daha baban görecekti. Mahalleden birkaç kişi bile gördü. Oya! Babana laf uçuracak kişiler gördü hatta." Kader yanıma gelip konuştuğunda ofladım. Yaktın beni Ozan. Yaktın... Düşünceli demiştim ya. Sanırım o düşünceli olma kısmı ben abi diyene kadardı. Ama o kaşınmıştı ki! Bana ne. "Of Kader. Of." Dediğimde başını olumsuz manada salladı. "Salak. Murat amca ile bir an önce konuş." Dediğinde oflayarak başımı salladım. "Başkasından değil bari senden duysun ilk. Ah abi ya. Salak herif." Dediğinde alt dudağımı sarkıttım. Bir şey diyemeden Levent abi ile Esma ablanın dans müziği çaldığında salona giriş yapmışlardı. Herkes onları alkışladığında Oya ile ben de alkışkalamaya başladım. "Diğer çiftlerimizi de dansa bekleriz." Bilgisayarın başındaki abi mikrofona doğru konuşurken başka bir dans müziğine geçilmişti. Abim Pırıl'ı dansa kaldırdığında kaşlarım havalandı, Kerem abi de Merve'yi dansa kaldırmıştı. Ozan yanımıza gelip Kader'i dansa kaldırırken bana göz kırptı. Gıcık. Zaten az önce resmen deşifre olduk. Aytaç abi hemen yanıma geldiğinde ona baktım. "Şimdi pıtırcık. Dans ediyoruz ve bir süre sonra eş değişikliği yapıyoruz, hadi." Derken elimden tutup beni piste çektiğinde güldüm bu hâline. Dans etmeye başladığımızda Kerem abi ve Orkun abimin yanına gittiğimizde sırıttım. "Ooo Orkun bey bakıyorum da cesuruz." Derken Pırıl'ı işaret ettiğimde kaşlarını çattı. "Kapa çeneni Oya." Dediğinde Pırıl'a baktım. "Ayağına bassana." Dediğimde Pırıl beni dinleyip abimin ayağına bastı. "Neyse en azından bir tecrübe oldu güzelim iyi ki ayağıma bastın." Söylediği şeyle Pırıl kıkırdamıştı. Bu hallerine gülerken bir boğaz temizleme sesi duydum. "Eş değişikliği istiyorum." Ozan'ın sesi kulağıma dolduğunda Aytaç abi sırıttı. "Bana uyar." Dedikten sonra beni döndürerek Ozan'a doğru yönelttiğinde sağ elimi Ozan'ın avucuna koyduğumda o sağ elini belime koydu ve beni kendine çektiğinde ben de sol elimi omzuna koydum. "Bugün senin yüzünden deşifre olduk. Farkında mısın?" Dediğimde sırıttı. "Benim yüzümden mi?" Derken tek kaşını kaldırmıştı. Başımı onaylar manada salladığımda elimi bırakıp belimi tuttuğunda ben de boşta duran elimi omzuna koydum. Beni hafifçe kendine doğru çekti. "Büşra'nın annesi mahallenin en dedikoducu kadınlarından biri ya meleğim. Aslında deşifre olmamıza sen sebep oldun." Dediğinde kaşlarımı çatıp omzuna vurdum hafifçe. "Hep senin yüzünden! Niye kuytu köşede Büşra ile konuşuyorsun ki!?" Söylendiğimde güldü. "Her halinle nasıl bu kadar güzel olabilirsin anlayamıyorum ama bir şeyden çok eminim ki benim işim çok zor. Sen hep böyle güzelken hem de. Cidden çok zor benim işim." Dediğinde gülümsedim. "Şu an az önce bizi görenlere daha çok malzeme çıkartıyoruz farkında mısın? Bugün eve gidince kesinlikle babama söylemem lazım yoksa yarın mahalleden kesinlikle duyacak." Dediğimde güldü. Dans müziği bittiğinde Ozan'dan uzaklaştım. Pasta kesilip takı töreni başladığında abimin yanına gittim. "Abi. Bugün eve gidince babam ile konuşacağım. Yanımda olur musun?" Dediğimde bana baktı. "Bana bir konuda rica ettin, vay canına." Diyerek güldüğünde göz devirdim. Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. "Tamam yavrum, yanında olurum." Dediğinde gülümseyerek kollarımı abimin göğdesine sarıp sarıldım. "Sen de bana yardım et." İç çekerek kanuştuğunda çenemi abimin göğsüne dayayıp yüzüne baktım. "Ben Pırıl'a evlenme teklifi etmek istiyorum. Bana bu konuda yardım et." Dediğinde gözlerim büyüdü. Ay noluyo noluyo? Ne bu hız anam, babam. Tam bir şey demek için ağzımı açmıştım ki annemle babam yanımıza geldi. "Hadi sıraya girelim." Annemin dediği şeyle abimin kolunun altından çıktım. Abim annemin koluna girdiğinde ben de babamın koluna girdim. "Dünyalar güzeli kızım." Dediğinde gülümseyerek babama baktım. "Efendim gönlümün yakışıklısı." Dediğimde babam da güldü. "Annen bana bir sevgilin olduğunu söylemişti." Dediğinde adımlarım tekledi. "O kişi Ozan mı?" Sözüne devam ettiğinde şaşkınlıkla yüzüne baktım. "Baba." Dedikten sonra duraksadığımda gülümsedi. "Hayatım. Annene aşık olduğumda 18 yaşındaydım. 18 yaşımızın sonlarına doğru sevgili olduk. 19 yaşındasın. Ne kadar deli gibi bir sevgilin olma ihtimalini kabullenemesem de ben 18 yaşında annenle sevgili olmuşken sana bir şey diyemem. Sadece bilmek istiyorum. Başka birinden duyup şaşırmak istemiyorum. Biri konuştuğu vakit başım dik bir şekilde 'ben zaten biliyorum' demek istiyorum." Babam sustuğunda sıraya girmiştik. "Evet babam. Ozan." Dediğimde başını salladı ve gözleriyle Ozan'ı arayıp bulduktan sonra ona dik dik bakmaya başladı. "Neyse mutlu ol da." Dedikten sonra önüne döndüğünde gülümsedim. Sanırım hayattaki en büyük şansım böyle bir aileye sahip olmaktı... Başımı Ozan'a çevirdiğimde o da bana bakıyordu. Ona baktığımı fark ettiğinde göz kırpınca gülümsedim. Ve böyle bir sevgiliyle beraber aynı zamanda böyle arkadaşlara sahip olmak da büyük bir şanstı... BÖLÜM SONU...
Boşluk koymaya üşendim kusura bakmayın...
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.
Allah'a emanet olun.
Kendinize iyi bakın.
|
0% |