Yeni Üyelik
50.
Bölüm

AA-50. Bölüm (FİNAL)

@yazarnunur

Yayımlanma tarihi; 13 Ekim 2024...

AA- 50.BÖLÜM (FİNAL);

2 YIL SONRA;

"Annecim senin bu baban niye böyle ya?" Karnımı okşarken aynı zamanda karnıma bakarak konuşuyordum.

Hemen kısa bir özet geçeyim.

Düğünün ardından 2 yıl geçti. 9 aylık hamileyim ve bir kızımız olacak.

Allah'ım ilk çocuğum kız olacaktı şükür ki bir abi sorunu yaşamayacaktı...

Çıkımı gelmiş derler ya tam olarak öyleydim. Bizim kız doğdu doğacaktı. Sancımın gelmesini bekliyorduk...

Abim ile Pırıl nişanlıydı. Evet hâlâ evlenemediler. 2 yıldır evlenemediler kariyerlerinde daha güzel bir konuma gelmeye çalışıyorlar. Aramızda en zeki onlar,evet... Hoş abime kalsa çoktan evlenmişlerdi de Pırıl 'önce kariyer' demişti.

Kerem abimle Merve bir yıldır evliydi.

Aytaç abi yakın bir zamanda Kader'e evlenme teklifi etmeyi planlıyordu ve planı çok iyiydi ya. Ozan'ın yaptığı teklif kadar olmasa da.

Ve asıl şaşıracağınız şeyi söyleyeceğim size. Serkan ile Doğa sevgiliydiler!

Düğünümde ben onları shiplemiştim ama ne kadar sevemesem de Serkan'ın sevgilisi var diye ve düğün felaket gibi geçtiği için bir şey dememiştim.

Ah Sena ile ayrılmışlardı çünkü Sena Serkan'ı aldatmıştı...

Baran hâlâ sap Sinan'ın ise sevgilisi vardı ve kız acayip tatlı bir şeydi.

Çok sevdim o kızı ben.

Ozan ile bana gelirsek 2 yıldır sevgimizden hiçbir şey kaybetmemiştik ama işte fazla mesai yapıyordu bu aralar. Pek yanımızda değildi...

"Nasılmış kızımızın babası?" Salonun kapısından gelen sesle birlikte Lokum'un da havlama sesi salonu doldurmuştu.

Ah söylemeyi unuttum bir de köpeğimiz vardı. Adı da Lokum. Onun hikayesi de aksiyonluydu. Ay bak hatırladım da... Hadi beraber hatırlayalım.

7 AY ÖNCE;

"Ozan." Dudağımı yalarken konuştuğumda Ozan televizyondaki bakışlarını bana çevirdi.

"Efendim yavrum?" Dediğinde yutkundum.

"Lokum." Dediğimde kaşları havalandı.

"Lokum istiyorum. Böyle yumuşak yumuşak, hindistan cevizine bulanmış, içinde Antep fıstığı olan. Çifte kavrulmuş lokum istiyorum. Ozan lokum!" Derken ağzım sürekli sulandığı için birkaç kez yutkunmak zorunda kalmıştım. Ozan da benimle beraber yutkunduktan sonra kahkaha attı.

"Sen aşeriyorsun?" Dediğinde başımı onaylar manada salladım.

"Kalk kalk kalk. Hiç dayanacak gücüm yok. Hemen alalım. Hemen yemek istiyorum." Derken bir yandan da ayağa kalkıyordum.

Ozan da ayağa kalktığında hemen odaya gidip üzerimizi değiştirdik.

Tam ayakkabılarımı almaya gidecektim ki Ozan önüme ayakkabılarımı bırakıp diz çöktükten sonra ayakkabılarımı giydirdi.

"Ne yapıyorsun?" Dediğimde gülümseyerek ayağa kalktı ve alnımı öptü.

"Sadece karıma ayakkabılarını giydirdim."

Evden çıkıp arabaya bindikten sonra lokumlarını beğendiğimiz bir aktara gittiğimizde Ozan ile arabadan inip içeriye girdik.

İstediğim lokumdan yarım kilo aldığında parasını ödeyip arabaya biner binmez lokumun poşetini açıp yemeye başladım.

Birkaç tane de Ozan'a verdiğimde arabayı çalıştırmıyor lokum yerken beni izliyordu.

Son birkaç tane daha yedikten sonra bu kadar lokumun yettiğini hissettim ve geri poşeti bağladığımda Ozan'a baktım.

Bakışları içimi sımsıcak ettiğinde tebessüm ettim.

"Ne oldu?" Gülümseyerek sorduğumda elini dudaklarıma getirip kırıntıları temizlediğinde gözlerine bakıyordum.

"Eve mi yoksa gezelim mi?" Dediğinde biraz düşündüm.

"Eve gidelim, pinekleyelim biraz." Dediğimde başını salladı.

Eve doğru giderken boş yolda bir anda ara sokaktan önümüze küçük bir köpek atladığında korkuyla çığlık attım. Ozan köpeği görür görmez fren yapmıştı.

Arabadan inip köpeğe doğru korka korka ilerlediğimde arabanın önünde tir tir titreyen ama hiçbir yerine bir şey olmamış köpeği gördüğümde derin bir nefes aldım.

Ozan hemen köpeği kucağına aldığında garibim korkuyla titremeye devam ediyordu. Hemen Ozan'ın yanına gidip köpeği incelediğimde tasmasının olmadığını gördüm.

"Cavalier King Charles Spaniel." Ozan konuştuğunda kaşlarım havalandı.

"Ne?" Dediğimde gözleriyle köpeği gösterdi.

"Köpeğin ırkı." Dediğinde başımı salladım.

"Ozan, tasması yok. Sahibi de yok sanırım. Biz sahiplenelim mi? Hem baksana kirli de zaten uzun zamandır dışarıda kalmış belli ki. Lütfen?" Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne bakarken konuştuğumda gözlerime baktı.

"İyi, tamam." Dediğinde sevinçle ellerimi çırptım.

"Ama ilk veterinere gidiyoruz o zaman?" Dediğinde başımı onaylar manada salladım.

"Adı Lokum olsun, lokum almak için çıktık da karşımıza çıktı. O yüzden adı Lokum olsun." Söylediğim şeyle kahkaha attığında kucağındaki köpeği ben kucağıma aldım ve arabaya bindim.

"Ailemize hoş geldin Lokum." Dediğimde sanki anlamış gibi başını karnıma sürterek kucağımda kıvrıldığında titremesi azalmış Ozan da arabaya binmiş ve sürmeye başlamıştı.

ŞİMDİKİ ZAMAN;

"Babası bizi çok ihmal etmiş. Üzmüş bizi." Oturduğum yerde ayaklanırken konuştuğumda Ozan yanıma geldi.

"Kalkma güzelim. Niye kalkıyorsun?" Ozan yanıma gelip dirseğimden tutarak bana destek olurken söylendiğinde kıkırdadım.

"Kocacımcımcımı karşılayayım dedim." Dediğimde gülümsedi.

"Oturduğun yerden sadece bana kollarını açman yeterli olurdu yavrum. " Karnıma dikkat ederek bana sarıldığında ben de sarılışına karşılık verdim.

"Nasıldı günün?" Dediğinde karnımı karnına sürttüm.

"Kızımız ile seni özleyerek geçmesi dışında güzeldi." Dediğimde gülerek benden uzaklaşıp eğildi ve karnımı öptüğünde minik kızımız babasını tekme atmıştı.

Bu olaya güldüğümde Ozan da gülerek doğruldu.

"Trip attı sana." Derken yavaşça koltuğa geri otururken Ozan bana yardımcı olmuştu.

"Alırım ben onun gönlünü." Diyerek yanıma oturdu ve elini karnıma koyup okşamaya başladı.

"Ee isim işine ne diyorsun?" Dediğimde Ozan derin bir nefes aldı.

"Şöyle yapalım mı güzelim? Senin sunduğun isimleri ayrı ayrı bir kağıda yazalım aynı şekilde benim önerilerimi de. Daha sonra bunları yere koyalım önüne de mama. Lokum senin seçiminde ilk hangi kağıdın önündeki mamayı yerse o senin seçtiği olsun sonra da aynı işlemi benim seçtiğim isimlere yapalım ve kızımızın iki ismi olsun?" Karnımı okşayarak konuşurken gözlerini gözlerimden ayırmamıştı.

"Olur, bana uyar." Dediğimde başını salladı.

"Tamam o zaman bir dakika bekle hayatım." Dedikten sonra ilk karnımı sonra da alnımı öpüp ayağa kalktı ve salondan çıktı.

Elinde kağıt , kalem ve Lokum için mamayla geldiğinde yanıma oturdu.

"Söyle bakalım aklındaki isimleri."

"Aylin, Helin, Asu." Dediğimde başını sallayarak isimleri yazdı.

"Sen hangi isimleri yazacaksın?" Dediğinde bana bakıp gülümsedi. Benim önerdiğim isimleri kağıttan yırtıp katlamam için bana uzattı.

"Ömür, Çağla ve Ferda." İsimleri bana sayarken bir yandan da yazdı ve işlemi bitince yırtıp katladı.

Kâğıtları yere koyup önlerine de mama koyduktan sonra Ozan Lokum'u kağıtların önüne getirdi.

Lokum ilk ortadaki kağıdın önündeki yemi yediğinde Ozan onu alıp elime bıraktı.

"Bakma, benim seçtiğim isim de belirlenince beraber bakalım." Dediğinde başımı salladım.

Yine üç ismi yere koyup önüne yemi koyduğunda bu sefer Lokum en soldaki yemi yedi.

Ozan o kağıdı alıp seçilmeyenleri masaya koydu ve yanıma geldi.

"Açalım o zaman." Dediğimde başını salladı ve ikimiz de aynı anda kağıtları açtık.

"Aylin."

"Ömür."

Başımı kaldırıp Ozan'a baktım.

"O zaman yeni isimlerin hayırlı olsun Ömür Aylin Kılıç." Derken elimi karnıma koyup okşarken karnıma bakmıştım.

Ozan elini elimin üzerine koymuştu ki zil çaldığında kaşları havalandı.

"Bizimkiler gelmiş olmalı." Derken ayağa kalkıp kapıya gitti.

Kapıyı açtığında ilk Sinan'ın sesini duydum.

"Kardeşim az gidin ötede sevginizi yaşayın. Olan var olmayan var." Derken homurdanarak salona girdiğinde hızla benim yanıma gelirken peşinden salona Baran ve sevgilisi Banu girdi.

Serkan , Doğa, Duru, Kader, Aytaç abi, Merve, Kerem abi, Pırıl, abim , Esma ve kucağında Betül ile Levent abi içeriye girdiğinde kaşlarım havalandı.

"Hep beraber nereden böyle?" Dediğimde herkes bir yere oturmaya çalışıyordu.

Göt kadar eve ordu hâlinde gelirseniz oturmak için öyle yer ararsınız işte.

"Kapıda karşılaştık ya." Kader konuştuğunda başımı sallayarak onu onayladım.

"Ben de bensiz gezdiniz sandım. Kızacaktım." Dediğimde kıkırdadılar.

"Şey, biz bir şey diyeceğiz." Merve gergince konuştuğunda gözlerimi kısıp yüz ifadesini inceledim. Kerem abi de Merve de heyecanlı bir şekilde dururken Kerem abi büyük bir sevgiyle karısına bakıyordu.

Ama Merve'de çok tanıdık olan bir duygu vardı.

Hamile lan bu.

"Hadi be. Şaka yapıyorsun? Gerçekten mi?" Hevesle konuştuğumda gülümseyerek elini karnına koydu.

"Evet, hamileyim." Dediğinde ellerimi çırptım.

"Allah'ım şükür Ömür Aylin'im yalnız büyümeyecek." Dediğimde hepsinin kaşları havalandı.

"Adına mı karar verdiniz?" Abim şaşkınca konuştuğunda başımı sallayıp onayladım.

"Dayı mı oluyorum?" Levent abi şaşkınca konuştuktan sonra bir an ciddileşip bana baktı "Kızımı kızına arkadaş olarak görmediğini fark etmedim sanma." Dediğinde bu hâline güldüm.

"Hayır aralarında 3 yaş var ya... Yaşıtı biri olacak manasında demiştim..." Demiştim ki karnıma giren sancıyla nefesim kesildi.

Elimi karnıma götürdüğümde herkes Merve ve Kerem'i tebrik ediyordu.

Tamam sabahtan beri ara ara hafif bir sancım oluyordu da bu daha şiddetliydi.

Tekrar daha can yakıcı bir ağrı geldiğinde dudaklarımdan kısık sesli bir inleme dökülürken boştaki elimi koltuğa koyup hafif öne eğildim.

"Arkadaşlar sanırım ben doğuru-" Hafif yüksek sesle başlayan cümlem tekrar giren sancıyla kesilmiş ve bu sefer biraz daha sesli bir inleme çıkmıştı ağzımdan.

Bizimkiler dikkatini bana verirken Ozan hemen yanıma geldi.

"Kader odadan yatağın yanında hazır olan çantayı al." Dedikten sonra abime arabanın anahtarını attı.

"Arabayı sen kullan kardeşim." Beni kucağına alırken konuştuğunda ben giren sancılarımla baş etmeye çalışıyordum.

Ozan kucağında ben ile evden çıkıp arabaya bindiğimizde abim arabayı sürmeye başlamış Ozan da doktoru arıyordu.

Kısa bir konuşma ardından hastaneye geldiğimizde arabadan inmiştim ki bacaklarımın arasında bir ıslaklığın ardında öncekilerden kat ve kat fazla bir ağrı girdiğinde çığlığı basıp iki büklüm oldum.

Suyum geldi, ağrım arttı.

Evet kesinlikle doğum yapıyorum.

Hızla hastaneye girip üzerin değiştirildikten sonra doğumhaneye alındım.

"Ah Ozan ah! Sana da kızamıyorum ki çocuk isteyen tek sen değildin!" Bağırırken bir yandan da söyleniyordum ki elimin üzerinde sıcak bir el hissettim.

"Kızabilirsin güzelim sen böyle acı çekerken ben fiziksel manada acı çekmiyorum diye." Ozan'ın sesini duyduğumda aynı zamanda da yüzünü görmüştüm.

Yanımdaydı...

"Böyle dersen kızamam ki!" Dedikten sonra bağırdığımda doktorumun sesini duydum.

"Son bir kez ıkın Oya." Duyduğum şeyi yaparken var gücümle Ozan'ın elini sıkıyordum.

Bir bebek ağlama sesi duyduğumda bedenim rahatlamış ve başım yatağa düşmüş, ellerimi sıkmayı bırakmıştım.

Kısa bir süre sonra hemşire hemen yanıma Ömür Aylin'i getirdiğinde burnumun direği sızlarken gözlerim dolmuştu.

Ama bu çok güzeldi...

Bebeğimi öpüp koklarken aynı zamanda da ağlıyordum.

"Merhaba anneciğim. Hoş geldin güzel kızım." Dediğimde Aylin'in yanakları yanaklarıma değiyordu.

Bir süre daha öpüp kokladıktan sonra Aylin'i Ozan'a verdiklerinde Ozan korkuyla tutuyordu.

Kollarını kaldırıp burnunu kızımızın boynuna götürüp kokladıktan sonra kızarmış gözlerini bana çevirdi.

"Çok güzel kokuyor, annesine çekmiş." Dedikten sonra gülerken burnunu çekti.

Ben de daha fazla yorgunluğa dayanamayıp gözlerimi kapattım ve uykuya daldım...

📱📱📱📱📱

"Bu şekilde tutmanız gerek." Banu bir hemşire olarak kızımı nasıl emzirmem gerektiğini öğretirken annem ve Hatice anne yanımda durmuş izliyordu.

Ömür Aylin'i Banu dediği şekilde emzirdikten sonra uyuduğu için annem yanıma gelip kucağımdan aldı ve yatağına yatırdı.

"Biraz daha yastığını dikleştireyim mi kızım?" Hatice anne konuştuğunda gülümsedim.

"Yok anne teşekkür ederim iyiyim böyle." Dediğimde başını salladı.

İkisi de doğumdan beri bana yardımcı oluyordu.

Doğumdan beri dedim ama yani birkaç saattir.

Levent abi ile Esma abla hastanede duramamıştı Betül huzursuzlandığı için ama onun dışında herkes buradaydı.

Kapı tıklatıldıktan sonra annemler gir komutunu verince herkes sessizce içeriye girmeye başladı.

Kader ile Aytaç hemen yeğenlerine bakmak için başına gittiklerinde güldüm.

"Çok güzel aynı ben." Kader gülerek konuştuğunda dediği şeye güldüm ben de.

Ozan kızımıza baktıktan sonra yanıma gelip yatağıma oturduktan sonra alnımı öptüğünde gülümsedim.

İkimiz tekrar kızımızı izlemeye başladığında herkesin odak noktası Ömür Aylin'di.

"Oya güzelim, diyorum ki." Ozan konuşmaya başlayınca başımı ona çevirdim.

"Sevgili olmak için 2 kez teklif yaptım, evlilik teklifini de iki kez yaptım. Diyorum ki bu 2 kez yapma işine çocuğu da mı katsak?" Dediğinde elinin tersiyle yavaşça karnına vurduğumda güldü.

"Tamam bir şey demedim bakma öyle." Dediğinde kıkırdadım.

"Onları 2 kez yapma sebebin ilkinin olmamasıydı ne demek istiyorsun sen şimdi benim kızım için?" Sahte bir sinirle konuştuğumda dediğim şeye güldü.

"Hiçbir şey demek istemiyorum kızımıza. O sadece çok güzel." Derken kızımıza bakıp iç çektiğinde ben de kızımıza bakmaya başladım.

Evet, öyle ya da böyle, biraz zorla ama zamanla güzel olacak şekilde bu güne gelmiştik.

Belki ben o gün o saçma olsa da mesajı atmasaydım, Kader o telefonu ve hattı bana getirmeseydi, Ozan beni terslediğinde yüzsüz gibi karşısına çıkmasaydım, abim bizi engellemek istediğinde buna izin verseydik, kavga edip ayrıldığımızda Ozan benim için çabalamasaydı şu an bu durumda olmazdık.

Kimin daha çok fedakârlık yaptığı değil de iki kişinin birbirini sevmesinin daha önemli olduğunu öğretmişti Ozan bana ve bu öğrettiği şeylerden sadece bir tanesiydi.

Bizim yolumuz sizinle buraya kadar evet ama emin olun biz çok mutlu olacağız.

Abimle Pırıl'ın evlenip bir kız bir oğulları olması gibi, Kader ile Aytaç'ın evlenip 2 kız bir oğlan çocuk yapacak olmaları gibi, Levent abi ile Esma sadece Betül ile yetinip daha çocuk yapmayacakları gibi, Kerem abi ile Merve 2 tane oğullarının olacak olması gibi ufak tefek güzel ayrıntıları var ileride olacak ama bunlarda sadece biz varız ama siz de merak etmeyin diye dedim.

Ah bir de benden duymuş olmayın ama bu manyak kocam yüzünden tam 2 kız 2 oğlumuz olacak.

Ev tam cinnet yeri olacak dememe de gerek yok sanırım ama siz bunları okuyamayacaksınız.

Kötü kadın Oya gülüşü nihhahahahahahhahaha.

Her şey bir yana Ozan'a mesaj atmamdan bu zamana kadar gerek iyi günümde gerek kötü günümde ha destekleyerek ha desteklemeyerek de olsa yanımda olduğunuz için teşekkür ederim.

Kendinize iyi bakın olur mu? Ben kendime ve sevdiklerime iyi bakacağım. Söz...

KİTAP SONU...

Bölüm nasıldı? Beğendiniz mi?

Bölümü beğendiyseniz eğer oy vermeyi ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi ihmal etmeyin lütfen.

Kendinize iyi bakıııın.

Allah'a emanet olun.

Bir dahaki bölümde görüşmek üzereeeee.

Loading...
0%