@yazarnunur
|
Yayımlanma tarihi; 19 Eylül 2024...
"Bak şimdi abicim. Ben düğün başlayana kadar düğünün yapılacağı alanı süsleyeceğim sonra da düğün başlar ve bitene kadar orada duracağım eve gelmeyeceğim. O yüzden ne yapacaksın? Beni deli edecek kıyafet giymeyeceksin. Tamam mı benim Dünyalar güzeli kardeşim." Abim saçımı severken konuştuğunda kıvranışına güldüm.
Sen çok beklersin.
Nihahahahahahahahah.
"Orkun kapa o çeneni. Kaç kez söyledim kızımın ne giyinip giyinmeyeceğini sana sormayacağını. Annesi olarak ben kıyafetlerine bir şey demiyorum sen de o çeneni kapatacaksın. Delirtme beni." Annem sinirle konuştuğunda sırıttım.
İşte bu beeee. İşte kraliçe olmak bunu gerektirir be.
İşte ana gibi ana.
"Anne-" Abim konuşmaya başlamıştı ki annem abimi elini havaya kaldırarak susturdu.
"Sus. Anneye cevap verilmez. Ben ne dersem o." Dediğinde abim ofladı ve kapıdan çıkıp gitti.
Anneme öpücük attığımda bana göz kırptı.
"Şimdi gidip ne giyeceğimi ayarlayayım." Anneme bakarak sırıttığımda o da bana sırıttı.
Hoplaya zıplaya odama gidip dolabımın kapağını açtım.
Yok bu mavi olmaz. Çünkü düğünü olan kişi bizim mahallenin kızı olduğu için ve mahalle dışına evlendiğinden dolayı mahallenin kızlarının olduğu WhatsApp grubundan bütün kızların siyah giymesini kararlaştırmıştık.
Elbisem siyah olmalıydı.
Bu çok sade.
Ov bak bu güzeeeeel.
İç sesime gülerek elbiseyi askıdan aldım ve sırıttım.
Parıl parıl parlayacağıııım.
Şimdi sıra makyajda.
Yok ilk üzerimi giyineyim saçımı yapayım sonra makyaj yapayım. Terlerim falan şimdi.
Hızla bir duşa girdikten sonra üzerime seçtiğim elbisemi geçirdim.
Ay parıl parıl parlayacağım yav.
Zaman kaybetmeden ilk önce saçımı kuruttum ve kalın su dalgası yapmaya başladım.
Saçlarımı dalgaların hemen sönmesini engellemek için bigudiyle sardıktan sonra annemin yanına gittim.
"Annem acıktım ben." Dediğimde annem tebessüm etti.
"Nohut yemeği var mutfakta. Koy bir küçük tencereye yiyeceğin kadar ısıt, ye." Dediğinde başımı salladım ve mutfağa gittim.
Yiyeceğim kadarını küçük bir tencereye alıp ocağa koydum ve altını yaktım.
Büyük tencereyi geri buzdolabına koydum ve yemek ısınana kadar Ozan ile konuşmak için odama gittim.
Meleğim: Pişt
Meleğim: Yakışıklı.
Meleğim: Naber?
Meleğim: Giydin mi takımını?
Kocacımcımcım: Giydim.
Meleğim: E bir foto gelir mi?
Kocacımcımcım: Sapıksın biliyorsun değil mi?
Kocacımcımcım: Al fotoğraf. (Fotoğraf 📸)
Kocacımcımcım: Şimdi gelelim senin ipucuna.
Yazdığı şeyle yutkundum.
Ne yazsam diye kara kara düşünürken aklıma gelen şeyle sırıttım.
Bugün bütün mahalledeki kızlar siyah giyecekti ve bunu bizim dışımızda kimse bilmiyordu. Mahalleliyi güldürmek istiyorduk çünkü bir nevi.
Herkese sürpriz olacaktı kısaca.
O zaman siyah bir elbise giyeceğimi söyleyebilirim.
Böylece beni bulmaya yakınlaşmaz.
Ay Allah'ım Yarabbim ya yine zeka fışkırıyor. 😈😈😈
Meleğim: Düğünde kıyafetimin rengi siyah olacak.
Meleğim: Al sana ipucuuuu.
Meleğim: Neyse ben kaçtım karnımı doyurup hazırlanacağım.
Meleğim: Öptüm seniiiii.
Kocacımcımcım: Ben de.
Yazdığı mesaja görüldü atıp mesajlardan çıkarken derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ O BENİ ÖPTÜĞÜNÜ MÜ İMA ETTİ?
AĞAĞAĞAĞAĞAAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞA ÖLDÜM SANIRIM.
AY BAYILDIM.
AY BİLMİYORUUUUUUUM.
Hoplaya zıplaya mutfağa gittikten sonra tencerenin altını kapatıp yemeği bir tabağa aldım ve tencereyi hemen yıkayıp kenara koydum.
Karnımı da hızlıca doyurduktan sonra tabağımla çatal kaşığını yıkadım.
Tuvalete gidip elimi ağzımı yıkadıktan sonra odama gidip çok ağır olmayan ama günlük de olmayan bir makyaj yaptım.
"Hadi kızım hazırlan düğün başlar birazdan." Annem salondan doğru bağırdığında saçlarımdaki bigudileri açtım.
Düğün mahallede olacaktı. Abim dediği gibi mahallenin erkekleriyle beraber mahalleyi süslemeye gitmişti.
Topuklularımı da giyip el çantama hem kendi hem de Ozan ile konuştuğum telefonu koydum ve odamdan çıkıp annemin yanına gittim.
"Nasılıııııım?"
Hafif kollarımı açıp kendi eksenimde döndüğümde annem kocaman gülümsedi. Babam da hafif tebessüm ile bana baktı.
"Güzel kızım çok güzel olmuşsun her zamanki gibi ama çok kısa değil mi?" Babam beni kırmak istemediği belli olan ses tonuyla konuştuğunda ona baktım.
"Değil kocacım değil." Annem benim yerime konuştuğunda kıkırdadım.
Ya tekrar diyorum işte. Ana gibi ana ya.
Tam bir Queen.
"Eh iyi madem. Hadi gidelim o zaman." Babam ellerini birbirine vurup ovuşturarak koltuktan kalktığında annem de kalktı.
Hep beraber evden çıkıp mahallede düğün yapılacağı yere gittik.
Biz geldiğimizde neredeyse herkes oradaydı.
"Hoş gelsiniz assolistler." Sevinç abla bize tebessüm ederek konuştuğunda kıkırdadım.
Annem gittiği her yere geç kaldığı ya da en son geldiği için ona assolist derlerdi bizim mahalle.
Neredeyse herkesin bir takma adı vardı zaten mahallede.
Benim takma adım ise kara kız'dı. Saçlarım siyah gözlerim de koyu kahverengi diye böyle sesleniyorlardı bana.
"Geldik Sevinçim ama bu sefer Oya hazırlanamadı." Annem gülerek konuştuğunda Sevinç abla bana döndü ve tepeden tırnağa beni süzdü.
"Neden geç kaldığınız belli oldu. Çok güzel olmuşsun benim güzel kara kızım." Sevinç abla beni kendine çekip sıkıca sarıldığında ben de ona sarıldım.
"Teşekkür ederim Sevinç abla." Dediğimde geri çekildi.
"Bütün kızlar siyah giymişsiniz." Dediğinde sırıttım.
"Evet." Sırıtmamı bozmadan konuştuğumda o da kıkırdadı.
"Niye?" Dediğinde çakma bir hüzün takındım yüzüme.
"Çünkü mahallemizin kızını başka bir mahalleye gönderiyoruz Sevinç abla başka neye üzülelim!?" Dediğimde kahkaha attı.
"Ay Oya bence sen oyunculuk oku. Kız o nasıl bir yüz ifadesidir? Sonda gülmesen cidden inanacaktım!" Dediğinde güldüm.
"Ay neyse ben diğer misafirler ile ilgileneyim. Haticeler şu masada oraya geçebilirsiniz." Sevinç abla Hatice teyzeyi eliyle gösterdikten sonra gittiğinde oraya doğru ilerledik.
Bence ben teyze demek yerine direkt anne demeye başlayayım.
Ağzım alışsın bence, değil mi?
Sakince masada Kader'in yanına oturduğumda bana beni beğendiğini belli eden şekilde bakıyordu. Ben de aynı şekilde onu süzmeye başladım.
Yırtmacı olan saten bir uzun elbise giymişti ve mükemmel olmuştu.
"Parlayacaksın bu gece." Gülerek konuştuğunda ben de kıkırdadım.
Gözlerim sanki etrafı tarar gibi çevreye bakarken aslında Ozan'a baktım.
Telefonunda bir şey yapıyordu.
Ayyyy acaba bana mesaj mı atmıştı ki?
Küçük el çantamdan kendi telefonumu çıkardığım sırada Ozan ile gözlerimiz kesişti.
Gözleri hemen telefonuma kaydığında dudağımı yaladım.
Evet aramaya başlamıştı anlaşılan.
Bundan sonra çok dikkatli olmalıydım ama iyi ki gizli mesajlaşma konusunda çok iyiydim.
Telefonumun ekranını açıp saate baktıktan sonra ekranı kapadım ve ekranı gözükecek bir şekilde masaya koydum.
Çevreye bakarken yavaşça el çantamdan ikinci telefonumu çıkardım.
O sırada Ozan ayağa kalktı ve masadan uzaklaşıp abimin yanına doğru gitti.
Ben de bunu fırsat bilip hemen telefonun ekranını açtım.
Tam da tahmin ettiğim gibi Ozan'dan mesaj gelmişti.
Kocacımcımcım: Demek siyah giyiceksin?
Kocacımcımcım: Mahallenin bütün kızları siyah giymek için sözleşmişken.
Kocacımcımcım: Demek beni oyuna getirdin?
Kocacımcımcım: Karşı karşıya gelince bunun bir cezası olacağını biliyorsun değil mi güzelim?
Meleğim: Ne gibi bir ceza?
Mesajları okuduktan sonra mesaj attım ve ekranı kilitleyip çevreyi izlemeye devam ettim.
Yazdığı mesajı deli gibi merak ederken bir yandan da belli etmeden Ozanımı inceliyordum.
Ay bu çocuk nasıl bu kadar yakışıklı olabilir?
Nasıl?
Tam aşık olunası.
Ay ben de zaten aşıktım değil mi? Dödödödöd
Bir şeyler yazıp attıktan sonra hemen başını kaldırıp çevreye bakmaya başladı.
O sırada başımı hafif Kader'e eğip sanki ona bir şey diyormuş gibi yaparken aynı zamanda telefonumdan gelen mesaja baktım.
Kocacımcımcım: Bunu yüz yüze gelince öğrenirsin.
Meleğim: O zaman sen beni sevince öğreneceğim desene.
Kader beni anlamış ve sanki o da bana bir şey der gibi eğildiğinde mesajı atmıştım.
Meleğim: Neyse ben kaçtım. Sana da iyi eğlenceler güzel gözlüüüüüüm.
Gönderdiğim mesajın ardından telefonu yakalanmamak adına çantama koyup eve gidene kadar almamaya karar verdim.
"Sen ve senin şu taktiklerin." Kader gülerek konuştuğunda ona dönüp göz kırptım.
Ne yapayım yani bu kadar mükemmel olmak benim elimde olan bir şey değildi.
Ses sisteminden slow dans müziği çalmaya başladığında Elif abla ve eşi Harun abi dans pisti olarak hazırlanan alana geldiler.
İlk danslarını yaptıktan sonra başka dans müziği çalmaya başladı.
Ozan masaya doğru ilerlediğinde istemsiz yutkundum.
Büyük ihtimalle ya bir şey demeye ya da annesini olmadı Kader'i dansa kaldırmaya gelirdi. Beni dansa kaldırmazdı ama düşüncesi bile heyecanlandırdı şu an.
"Küçük hanım. Gel dans edelim. Zaten uzun süre seni benden başkası dansa kaldıramaz." Ozan Kader'e elini uzatıp konuştuğunda Kader homurdandı.
"Ya abi ya." Derken elini tutup dansa kalktı.
Dans yapılacak yere geçtiklerinde babam da annemi dansa kaldırmıştı.
Dans edenlere bakarken gördüğüm kişiyle gözlerim kocaman oldu ve oturduğum yerde dikleştim.
"Ne?" Abime bakarak mırıldandım.
LAN BU BENİ DEĞİL BAŞKASINI DANSA KALDIRMIŞ.
KISKANÇLIK DAMARLARIM PATLAYACAK RESMEN ŞU AN .
"Abim şu an Deli Yasemin ile dans mı ediyor yoksa bana mı öyle geliyor? Bunu bana nasıl yapar!?" Sadece bizim masadaki Hatice teyze ile Mustafa amcanın duyacağı şekilde bağırdığımda kıkırdadılar.
Yasemin'in takma adı Deli Yasemin'di. Hayır deli falan değil sadece çok uçuk hareketleri olduğu için öyle diyorlardı.
"Ben de seni dansa kaldırayım o zaman kızım." Mustafa amca bana bakarak konuştuktan sonra Hatice teyzeye baktım.
"Ben bugün biraz rahatsızım kızım kalkamam." Dediğinde tebessüm ettim.
Mustafa amca elini uzattığında tuttum ve kalktım.
Mustafa amca benim babam gibiydi.
Babam biz buraya taşındıktan bir süre sonra annemle tartışıp gitmişti. 3 aya yakın gelmemişti ve o sırada bana babalık yapan kişi Mustafa amca annemi toparlayan kişi de Hatice teyzeydi.
Onların yeri hep ayrıdır benim için.
Biz Mustafa amca ile dans ederken dans ederek Kader ile Ozan yanımıza gelmişti.
"Ay babam. Ben babamla dans etmek istiyorum. Eş değişikliği talep ediyorum." Kader hevesle konuştuğunda güldüm ve Mustafa abiden uzaklaştım.
Kader hemen babasının kollarında yerini alırken Ozan karşıma geçti.
"Dansın yarım kalmasın." Diyip elini uzattığında tebessüm ettim.
ÖLÜYORUUUUUUUUM.
AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞA
Elini tuttuğumda aramızda uygun bir mesafe koyup yakınlaştı ve bir elini belime koydu ben de bir elini omzuna koydum diğer ellerimizi ayırmamıştık.
Ne bedenlerimiz birbirine değecek kadar yakın ne de aramızdan bir insan geçecek kadar uzaktık.
Bedenlerimiz birbirine değimiyordu ama.
Ay yeminle heyecandan bayılacağım.
"İçin el vermedi değil mi dans bitmeden masaya dönmeme?" Gülerek konuştuğumda çevreye bakan bakışları bana döndü.
"Evet. Eğer dansın bitmeden dönsen üzüleceğini biliyorum." Dediğinde tebessüm ettim.
Bilirdi tabi. Onlarla beraber büyümüştük. Ben ona aşık bir şekilde o da bana kardeşi gözüyle bakacak şekilde.
"Eeee Ozan abi birileri var mı?" Dediğimde güldü.
"Sen de başlama annem gibi Oya. Zaten Hatice sultan yeterince darlıyor beni yok diye." Dediğinde tebessüm ettim.
"Yapar Hatice teyze yapar." Gülerek konuştuğumda o da başını salladı.
Bakışları başımın üzerinden yine çevreye bakmaya başladıktan bir süre sonra müzik bitti.
Birbirimizden uzaklaştığımızda yüzüne baktım.
"Teşekkür ederim." Tebessüm ederek konuştuğumda o da gülümseyip başını salladı.
Kader masaya gitmeme izin vermeden çalan oyun müziğinde oyun oynamak için beni dürtüklediğinde oynamaya başladık.
Ben oynuyorum oynamasına ama aklım az önceki dansta kaldı.
Biz uzun zamandır dans etmemiştik ve AMAN ALLAH'IM.
BU DUYGU MÜKEMMELMİŞ.
AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞ ÖLÜYOR GİBİ HİSSEDİYORUM HÂLÂ.
Kalbimin hızlı hızlı atışı bir türlü dinmiyor.
Ay ben şu an o dansın etkisinden çıkamıyorum...
Düğün ondan sonra monoton geçmişti. Dans müzikleri çalınmış, takı töreni yapılmış ve sonra tekrar dans müziği yapılmıştı. Fotoğraf çekiminin ardından herkes evine dağıldığında biz de eve geldik.
Ben üzerimi çıkartıp makyajımı çıkartmaya uğraşmadan tekrar duşa girdim.
Hızlı bir duştan sonra üzerime pijamalarımı giyip çantadan telefonları aldım ve kendimi yatağa attım.
Ozanımdan mesaj gelmişti.
Büyük bir heyecanla mesajlara girdiğimde aslında hiç de heyecanlanmamam gereken mesajlar olduğunu fark etmem bir oldu.
Kocacımcımcım: Büşra.
Kocacımcımcım: Sen Büşra'sın değil mi?
Kocacımcımcım: Sana kaç kez dedim Büşra?
Kocacımcımcım: Beni rahat bırak dedim, seni kardeşim gibi görüyorum sana hiçbir şey hissetmiyorum dedim.
Kocacımcımcım: Bana hep sosyal medyadan yazdın sen yazdıkça engelledim.
Kocacımcımcım: Şimdi numaramdan mı yazmaya karar verdin?
Kocacımcımcım: Sana kaç kez hiçbir şey hissedemeyeceğimi hissetsem bile bunun en fazla abi kardeş ilişkisinde hissedilen o hissin olabileceğini söyledim.
Kocacımcımcım: Seni onlarca kez reddettim.
Kocacımcımcım: Bu son olsun Büşra.
Kocacımcımcım: Bunu tekrar edersen eğer yemin ederim anne ve babana söylerim.
Kocacımcımcım: Yaparım!
Kocacımcımcım kişisi 054* *** **** kişisini engelledi.
BÖLÜM SONU...
Eveeeeeeet. Bölüm bitti fmfmfmfmf
Salak Ozaaaaaaaaaaaaaaaağn. Bölümleri yayınlamadan önce ben de üstünkörü bakıyorum da. Ulan Ozan mal mısın evladım? Bu ne kesin hükümlülük sdkfşmşds
Yalnız böyle burada da bölümleri yayımlamam iyi oldu kitabı hatırlayıp gülüyorum sdkfnsd EĞLENCELİ OLUYORMUŞ BÖYLE SLDFMŞS
Neyse
Bölümü beğendiniz mi? Nasıldı?
Beğendiyseniz yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.
Kendinize dikkat edin.
Sağlıcakla kalın.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere... |
0% |