Yeni Üyelik
2.
Bölüm

EA-2. BÖLÜM; 5 YIL SONRA TEKRARDAN

@yazarnunur

YAYIMLANMA TARİHİ; 26 AĞUSTOS 2024...

 

Bölüme oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııın lütfen. Gelişmelerden haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz.

 

AE- 2. BÖLÜM; 5 YIL SONRA TEKRARDAN

 

"Abla şimdi ben oradaki kimseyi tanımıyorum ya. Gitmesek mi?" Sefa kapıdan çıkarken konuştuğunda güldüm.

 

"Hayır gidelim hem ablan yanında senin oğlum. Açıl azıcık. Anlaşırsın eğer herkes 5 sene önceki gibiyse." Dedikten sonra kapıyı kapatıp kolumu omzuna attım.

 

15 yaşındaydı ama benimle aynı boydaydı bacaksız.

 

Parka kadar Sefa ile gülüşerek gittiğimizde parka girdiğimde gördüğüm kalabalık ile gözlerim kocaman oldu.

 

Savaş, Cihan, Özlem, Öykü, Masal, Murat, Pelin, İnci, Mustafa , Mehmet, Ayşe, Özge, Ali, Bahar. Neredeyse herkes buradaydı.

 

"Lan, Savaş!" Yüzü bana dönük olan Savaş'ı gördüğümde kendimi tutamamış bağırmıştım.

 

"Aysu!" Aynı şiddetle bana cevap verdikten sonra üstüme koşup sarıldı , beni çevresinde döndürdüğünde güldüm ve kollarımı düşme korkusu ile boynuna doladım.

 

Arkadaşlarım bana Aysun demekten ziyade Aysu demeyi tercih ederlerdi. Daha kısa oluyormuş, kısa olması iyiymiş.

 

"Lan manyak dur." Gülerken konuştuğumda durup beni yere bıraktı.

 

"Şerefsiz." Dedikten sonra kafasına vurdum hafifçe. "Gelirken bize niye seslenmediniz?" Arkadaki Cihan'ı görünce çoğul kullanarak cümlemi bitirdiğimde güldü.

 

"Ne biliyim kızım döndüğünüzü. Özlem hepimize 'size bir sürprizim var. Bir misafirimiz var.' Diyerek çağırdı." Dediğinde Özlem'e baktım gözlerimi kısıp.

 

"Misafir mi?" Kınar gibi konuştuktan sonra bakışlarımı Özlem'den çekip diğerlerine baktım. Hepsi biraz bir şaşkınlık , mutluluk ve özlemle bana bakıyorlardı.

 

"Eee orada duracak mısınız? Bir hoş geldin demeyecek misiniz arkadaşınıza? 5 yıldır görüşmüyoruz." Dediğimde hepsi gülerek bana doğru ilerledi.

 

"Şu hale bak. Ne kadar zayıflamışsın öyle." İlk Cihan sarılırken Mustafa arkadan konuştuğunda güldüm.

 

"Hayat acımasız be Musti, zayıflattı beni." Derken Cihan'dan ayrılmış Mustafa'ya sarılmıştım.

 

"Özge, Ali ve Ayşe kapıma dayanmadınız yazdım bunu bir kenara. Savaş'a dediğim gibi size de diyeyim insan bizi alırdı değil mi vicdansızlar?" Dediğimde Ayşe ve Özge gelip bana sıkıca sarıldılar.

 

"Biz de bilmiyorduk ki geldiğinizi. Aşk olsun gelmez miydik bilseydik." Özge konuştuğunda omuz silktim.

 

"Omuz silkme öyle. Çarpılırsın bak sonra arkadaşlarını üzmekten dolayı." Ali benden ayrılan kızların yerini doldururken konuştuğunda gülümsedim.

 

"Eee tamam zaten yakın oturuyorsunuz siz yeterince konuşup özlem giderirsiniz az çekilin." Bahar Ali'yi iterek benden uzaklaştırdıktan sonra sıkıca bana sarıldığında güldüm.

 

"Kız Bahar uzamışsın sen. Nasıl yaptın onu?" Dediğimde kahkaha attı.

 

"Sulak yerdeydim kanka."

 

"Pirinç misin sen?" Alay eder gibi konuştuğu için ben de onu alaya alarak soru sorduğumda herkes soruma gülmüştü.

 

Herkesle sarıldıktan sonra masalı banklardan birine oturduk.

 

"Eee anlatın." Derken bizim yanımızda değil de hemen yan masamızda oturan Sefalara baktım.

 

Sefa, Öykü, Masal, Murat ve Pelin oturmuş konuşuyorlardı.

 

Herkes yaşıtının yanına gidiyor artık işte. Neyse en azından Sefa bu sene sıkıldım diye dolaşmayacaktı ortalıkta.

 

"Ne anlatalım? Asıl sen anlat." İnci konuştuğunda ona baktım.

 

İnci'yi de hiç sevmem ama neyse.

 

"İşte ne yapıyorsunuz? Okuyor musunuz çalışıyor musunuz? Okuyorsanız ne okuyorsunuz çalışıyorsanız hangi işi yapıyorsunuz? 5 senedir yokum neler değişti gibi gibi." Dediğimde İnci atıldı yine.

 

"Çalışsak buraya gelir miyiz Aysun?" Dediğinde derin bir nefes aldım.

 

Cümlesinde bir sorun yok, sorun ses tonu ve bakışı.

 

Gıcık oluyorum bu kıza gıcık.

 

"Yıllık izin diye bir şey var İnciciğim." Ben de aynı onun ses tonuyla konuştuğumda itici bir şekilde gülümsedi.

 

"Hepimiz okuyoruz güzelim , en büyüğümüz Cihan o da 23 yaşında zaten se-"

 

"Ömerler yok mu?" İnci Savaş'ın sözünü kestiğinde ona baktım sinirle. O ise Özlem'e bakıyordu.

 

"Yoklar. Gelmemişler." Özlem sıkıntıyla cevapladığında İnci ofladı.

 

Ömer'e bir takıntısı vardı bu İnci'nin o yüzden de beni sevmez gıcık olur ve başıma sıkıntı açmayı da çok severdi. O yüzden bu İnci'nin olduğu ortamlara pek girmezdim ben, bizimkiler de ben girmiyorum diye pek girmezlerdi. Neyse çok yüzünü görmem gerekmiyor zaten. Haftada bir kere falan böyle buluşurduk en fazla , hoş artık o da olur mu bilemem. Birkaç aylık belki de haftalık olan tatilimde İnci'yi görüp moralimi bozamam.

 

"Anladım. Neyse annem çabuk dön demişti ben kalkayım o zaman. Sorun olmaz değil mi Aysuncuğum." son cümlesini gözlerimin içine bakarak söylediğinde hemen gülümsedim.

 

Hiç sorun olmaz defolup gidebilirsin İnci. Lütfen git.

 

"Hiç sorun olmaz. Keyfine bak." Derken el salladığımda diğerleri de el salladı ve İnci masadan ayrıldı.

 

"Gıcık oluyorum, gıcık. Hayır yani çağırmayacaktım Mustafa'ya söylerken duydu zorla davet ettirdi kendini. Amacı belli baksanıza yine Ömer." Özlem İnci uzaklaşır uzaklaşmaz söylenmeye başladığında güldüm.

 

"Sakin ol." Dediğimde ofladı ve bana özür dilerim gibi baktı.

 

"Özür dilerim Aysu ya biliyorum haz etmiyorsun ki çok normal ama gerçekten zorla çağırttırdı kendini." Dediğinde Mustafa ve Mehmet başını sallayarak Özlem'i onayladı.

 

"Kuşum gerçekten sorun değil. Aynı yazlıktayız her hâlükarda göreceğim ya zaten. Sorun yapma. Neyse Ömer ve Gökçen'den falan haber alabilen var mı?" Dediğimde herkes başını olumsuz manada salladı.

 

"Biz de sen alabilirsin diye düşünmüştük." Mehmet sorgular gibi konuştuğunda derin bir nefes aldım.

 

"5 sene önce iletişim kurabilecek bir elektronik cihazım yoktu. Ondan sonra da hiç görüşmedik." Dediğimde başlarını sallayarak onayladılar beni.

 

"Ben Aysu'nu instagramdan takip ettim. Siz de edersiniz." Özlem ellerini çırparak konuştuğunda gülümsedim.

 

"Neyse ne var ne yok anlatın." Dediğimde Cihan ellerini birleştirdi.

 

"Mezun oluyorum ben bu sene, eczacılıktan."

 

"Ooo artık ilaçların nereden olacağı belli oldu." Gülerek Cihan'a takıldığımda o da güldü.

 

"Ben hemşirelik okuyorum." Özlem elini kaldırarak konuştuğunda başımı salladım.

 

"3. sınıf mısın yoksa mezuna da kaldın mı?" Dediğimde tebessüm etti.

 

"3. sınıfım."

 

"Ben hayallerimi gerçekleştirmek amaçlı pilotaj." Savaş göğsünü kabartarak konuştuğunda gözlerim kocaman oldu.

 

"Şaka yapıyorsun? Pilot olma hayalini gerçekleştiriyorsun ha? Ay çok sevindim." Dediğimde güldü.

 

"Tıp okuyorum ben de. Artık doktorunuz olurum hepinizin." Mustafa alayla konuştuğunda güldüm.

 

"Hukuk okuyorum." Mehmet sakince konuştuğunda kaşlarım havalandı.

 

"Avukatları sevmezdin?" Ayşe kısık bir sesle sanki kendi kendine konuşur gibi konuştuğunda Mehmet ona baktı.

 

"Savcı olacağım." Dediğinde Ayşe bakışlarını Mehmet'e çevirdi ve başını onaylar manada salladı.

 

"Ben tıbbi görüntüleme bitirdim. KPSS'ye hazırlanıyorum biraz kafamı dağıtmak için geldim."

 

"Vaay ilk iş hayatına atılacak olan sensin he Ayşe." Dediğimde güldü.

 

"Öyle gibi duruyor."

 

"Anestezi okuyorum ben de. İkinci üniversite olarak." Ali konuştuğunda ona baktım.

 

"İlk ne okudun?"

 

"Acil tıp teknisyeni." Dediğinde başımı sallayarak onu onayladım.

 

"Ben türk dili ve edebiyatı okuyorum ve bu kadar sağlıkçının içinde kendimi bir anda çok garip hissettim." Özge gülerek konuştuğunda herkesi de güldürmüştü.

 

"Kendini çok da garip hissetme Özge, ben de tarih okuyorum. Yalnız değilsin." Bahar Özge'ye göz kırparak konuştuğunda gülümsedim.

 

"Ben de moleküler biyoloji ve genetik okuyorum." Dediğimde herkes ooo'ladı.

 

"Bilim insanı mı olacaksın? Bizi deney faresi gibi deneylerine alet mi etmek istiyorsun? O yüzden mi beş yıl sonra geri geldin? Yoksa Ömer ve Gökçen'i kullandın da o yüzden mi yoklar?" Mehmet'in söylediği şeylere kahkaha attım.

 

"Evet, doğru bildin! Bu yaz kollayın kendinizi. Hepinizi deney tahtam yapacağım." Sesimi çatallaştırarak kötü kadın gibi konuşup kötü kadın kahkahası attığımda hepsi kahkaha atmıştı.

 

"Ömerler gelmeyecek mi acaba gerçekten de?" Özge ortaya konuştuğunda derin bir nefes aldım ve omuzlarımı kaldırıp indirdim bilmediğimi belli etmek için.

 

"Telefon numaralarını falan almadınız mı onlardan?" Dediğimde Savaş ofladı.

 

"Ben Ömer'in numarasını almıştım en son geldiklerinde ama döndükten en fazla 1 sene sonra falan bir daha ulaşamadım." Dediğinde kaşlarımı çattım.

 

Bir şey mi olmuştu acaba?

 

"Bir şey mi oldu acaba ya?" Özlem hafif endişeli bir ses tonuyla konuştuğunda Ali cık cıkladı.

 

"Bence olmamıştır, olsaydı duyardık. Kötü haber tez duyulur derler. Telefonunu falan kaybetmiştir." Dediğinde içim rahatladı ve derin bir nefes aldım.

 

Mantıklıydı.

 

"Neyse biz bugün sabah geldik ve gelir gelmez Özlem beni buraya sürükledi. Annem 1 saat vermişti. Kalkayım ben. Akşam tekrar buluşalım mı?" Ayşe hareketlenirken konuştuğunda hepimiz başımızı salladık.

 

"Ama herkes bir şey yapsın öyle buluşalım." Mehmet hevesle söylediği şeye hepimiz güldük.

 

"En son geldiğinde bir ağlayan pasta yapmıştın ya sen Aysu. Onu tekrar yapsana... O zamandan beri deli gibi canım çekiyor." Ayşe Mehmet'i desteklediğini söylediği şeylerle belli ettiğinde gülerek başımı salladım.

 

"O zaman ben de patates salatası, makarna salatası, kısır, börek , poğaça, kurabiye istiyorum. Sarma yoktur ama varsa buzluğunuzda sarma ondan da istiyorum. Bölüşün aranızda. Akşam 7'de de bize gelin." Dedikten sonra gözlerimle Sefaların oturduğu masayı gösterdim ve devam ettim. "Özlem Öykü'yü ve diğerlerini de getirsene. Sefa anlaşmaya başladı belli onlarla. Muhabbetleri koyu. Kaynaşsınlar."

 

Özlem gülümseyerek başını salladı ve beni onayladığında ben de ayaklandım.

 

"E o zaman beraber dönelim Ayşe. Malum benim ağlayan pastayı yapmak biraz uzun sürer." Derken gülüyordum.

 

"Sefa, ben eve geçiyorum. Hava kararmadan gelirsin." Sefa'ya bakarak konuştuğumda başını sallayarak beni onayladı.

 

"Ve arkadaşlar mümkünse İnci'ye gözükmeyin, gözükürseniz eğer gelmeyin. O kızı evimde ağırlamak istemiyorum." Diye homurdandığımda hepsi gülerek başını salladı.

 

Masadan çıkıp Ayşe'nin koluna girdim ve masadakilere el sallayıp uzaklaşmaya başladık.

 

"Birkaç saate Ömerler de gelse ne güzel olur değil mi? Aynı 5 yıl önceki gibi..." Ayşe iç çekerek konuştuğunda ben de derin bir nefes aldım.

 

"Evet, çok güzel olur. Keşke gelseler." Dediğimde bana baktı.

 

"Hâlâ hoşlanıyor musun yoksa unuttun mu?" Hafif bir merakla konuşan Ayşe'ye göz ucuyla baktım.

 

"5 senede bir şeyler değişmiştir herhalde Ayşe. Görmeden bilemem ki? Bilebilir miyim?" Dediğimde gülümsedi.

 

"Hâlâ hoşlanıyorsun, baksana sorduğum sorudan sonra bir an duraksadın hem hoşlanmasan fark edersin. Belli hâlâ Ömer aklına gelince kalbin çarpıyor hem yanakların da kızarıyor adı geçince." Dediğinde derin bir nefes aldım ve oflayarak geri verdim.

 

"Bilmiyorum."

 

"O zaman inşallah bu sene gelirler. Gelirler ve aranızda bir şeyler olur." Dediğinde alayla güldüm.

 

"Ömer'le aramda mı? Güldürme beni Ayşe. Küçükken bana kendine abi dedirtmek için çabalayan çocuktan bahsediyoruz." Alayla konuştuğumda Ayşe içten bir şekilde güldü.

 

"Ama ben hiç Ömer 13 yaşına geldikten sonra sana abi de diye baskı yaptığını hatırlamıyorum." Dediğinde bir duraksasam da kol kola gittiğimiz için yürümek zorunda kalmıştım.

 

"Konu senle alâkalı olduğunda nasıl da aptala dönüyorsun ama." Gülerek konuştuğunda kolunu çimdikledim.

 

"Aptala dönmüyorum Ayşe. Sadece tanıyorum Ömer'i. Söylemediğim için pes etmiştir. Öyle olmasa bile içime umut tohumları ekme, yaz dönüşünde büyük bir yıkım benimle birlikte gelir yoksa." Dediğimde Ayşe'nin evine gelmiş ve vedalaşıp ayrılmıştık.

 

Ayşelerin evi Ömerlerin evinin hemen yanındaydı. Ayşe ve bizim evin arasında sadece Ömerlerin evi vardı yani.

 

Hızlı adımlarla Ömerlerin evinden geçip eve geldiğimde anahtarla kapıyı açıp hızla odama çıktım. Üzerimdeki tişörtü çıkartıp beyaz crop giydim ve mutfağa indim.

 

Kulaklıklarımı kulağıma taktıktan sonra bu aralar deli gibi dinlediğim şarkıyı açıp sesini olabildiğinde yükselttim.

 

Evde kimse yokken kulaklık takıp o şarkıya eşlik etmeyi çok severdim de ben.

 

Şarkıya eşlik ederken fırını ayarladım ve keki yaptıktan sonra keki fırına sürdüm. Zaman kaybetmeden krem şantiyi ve çikolata sosunu da yaptığımda kek olmuştu.

 

Keki çıkartıp kürdanla deldikten sonra üstüne süt döküp kenarlarını aldım ve bir kaseye koydum. Kekin soğumasını beklerken boş durmamak için o ayırdığım kekin üzerine yaptığım krem şantiden 1-2 kaşık ekledim, karıştırdım ve yemeğe başladım.

 

Krem şanti ve kek ikilisi ya da krem şanti ve bisküvi ikilisini koyun önüme sabaha kadar yiyebilirim...

 

Mutfaktaki masaya oturmak için dönmüştüm ki mutfaktan bahçeye açılan kapının önünde kapı pervazına yaslanmış bir şekilde beni izleyen Ömer'i görünce gözlerim kocaman oldu ve şaşkınlıkla kısık bir şaşkınlık nidası kaçtı dudaklarımdan.

 

Ömer kapı pervazına yaslanmış bana bakıyordu.

 

Ömer buradaydı!

 

BÖLÜM SONU...

 

Herkese merhabaaaaaaa. İkinci bölümle karşınızdayım.

 

BÖLÜM NASILDIIII????

 

Beğendiniz mi?

 

Bir dahaki bölümde görüşürüüüüüz kendinize dikkat ediiiiiin.

 

Allah'a emanet oluuuuuun.

 

Kocamaaaaaaan öptüm sizleri minik tatlı erikleriiiiiiim.

Loading...
0%