Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20. Bölüm

@yazarnunur

YAYIMLANMA TARİHİ; 9 EKİM 2024...

 

20. BÖLÜM;

 

Babam biraz geri çekilip alnımı öptükten sonra konuştu.

 

"Sana söz veriyorum güzel kızım. Mutlu olman, iyileşmen için her şeyi yapacağım. Ve bunu yaparken her şeyi göze alacağım. Söz veriyorum."

 

Babamdan uzaklaşıp derin bir nefes aldım ve tebessüm ettim.

 

"Mutluyum zaten baba, sizinle birlikte. İyileşiyorum baba, sizinle birlikte gerçek ailenin ne olduğunu öğrenerek." Dediğimde beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

 

Bedenimizin etrafında birkaç çift kol olduğunu hissedince herkesin bize sarılmaya başladığını anladım. Biz bir aileydik. Ben aile sıcaklığını hissetmeye başlamıştım. Nasıl iyileşemezdim ki? Nasıl mutlu olamazdım?

 

Onların elinden kurtulmuştum. O şerefsizle takrar yüz yüze gelmeyecektim, hor görülmeyecektim. Ben artık görmem gereken değeri görecektim. Nasıl iyileşemezdim ki?

 

Boğazımı temizleyip geri çekildim.

 

"Ben biraz yoruldum. Odama gidebilir miyim?" Dediğimde beni onayladıklarında odama gittim.

 

Ardımdan kapıyı kapatır kapatmaz yüzümdeki her şeyi atlatmış kız maskesi düştü.

 

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

 

Kötü değildim ama iyi de değildim. İyileşmeye çalışıyordum. Kim bilir belki ben de iyileşirdim ailem sayesinde? Sonuçta onlar beni seviyordu, ötekilerinin aksine.

 

Banyoya gidip hızlıca duş aldıktan sonra üzerime pijamalarımı giyip beklemeden kendimi yatağıma bıraktım ve aklımdaki binbir düşünceyi umursamadan kendimi uykuya teslim ettim.

 

👨‍👨‍👦‍👦👨‍👩‍👧‍👦

 

Yerimde kıpırdanarak uyandığımda başımda dikilen Kuzey ile yattığım yerde hafif zıpladım korkuyla.

 

Ulan bunun sabahın köründe şeytan gibi tepemde ne işi var?

 

"Sabah sabah niye zebellah gibi dikiliyorsun kafamda ya? Senin ne işin var odamda. Bir de tepemde durmuş uyanmamı bekliyor dik dik bakarak. Ölüm yiyenler gibisin var ya Kuzey. Uyanır uyanmaz hayat enerjimi emdin Kuzey. Al bak yok işte yok. Bak enerjim yok. Al işte bütün mutluluğum yok oldu işte ya. Hep senin yüzünden. Bak hâlâ dikiliyor tepemde. Ne dikiliyorsun be, bassana geri!" En son cırladığımda gülerek geri çekildi.

 

"Günaydın çenesini sevdiğim kardeşim. Yine maşallahın var. Gözünü açar açmaz başladın." Dediğinde gözlerimi devirdim.

 

"Senin de maşallahın var sabahın köründe bile gıcıklığın üzerinde."

 

Sırıtarak yanağımdan bir makas aldığında hemen elini tutup ısırdım. Hazırlıksız yakalamış olmalıyım ki bağırdığında sırıtarak geri çekildim.

 

Oh, dişlerimin hepsinin izi çıkmıştı. İçimin yağları eridi. Bir bu bir de Dorian gray'in portresi kitabın sonunda bu kadar yağlarım erimişti.

 

Gençleştim resmen bu kadar mı fark eder ?

 

Hadi kabul edin hepinizin kulaklarında o ses çınladı.

 

Elini diğer eliyle kapatırken gözlerini kısarak bana baktı.

 

"Defne, kaç." Tehditkâr bir tonda konuştuğunda sırıttım.

 

"Ehe." İstemsiz verdiğim tepkinin ardından bana doğru tam harekete geçecekti ki battaniyemi yüzüne fırlatıp odamdan çıktım.

 

Asansörün en aşağıda olduğunu gördüğümde merdivenleri koşarak inmeye başladım. Bir de asansörü bekleyip yakalansa mıydım? Merdiven inmek daha iyiydi.

 

"Buraya gel. Göstereceğim sana bu her kızın ölüp ölüp dirildiği elimi ısırmak neymiş? Başka kızlar elimi tutmak için birbiriyle yarışır benim kardeşim bulmuş da bunuyor ve ısırıyor." Arkamdan bağırarak koşarken küçük bir çığlık atıp pata küte merdivenleri inmeye başladım.

 

"Anne, baba, abi, Erim. İmdat , yardım." Gülerek bağırdığımda Kuzey daha da hızlanmıştı.

 

Götüne motor mu taktın oğlum sürekli hızlanıyorsun? Sınırın mı yok birader? Az yavaş, sakiiin, sakiiin.

 

"Bu eller neler yapıyor kaç hayat kurtarıyor biliyor musun kızım? Bu elli öpüp başının üzerinde taşıman gerekirken gelmiş ısırıyor bir de. Aşıların tam mıydı bari? Kuduz aşısı yaptırmama gerek yok değil mi?" Dediğinde aramızdaki mesafeyi göze alarak pat diye durdum ve elimle durmasını işaretlediğimde ne hikmetse durmuştu.

 

"Senin de benden kalır yanın yok ya? Açıldı o çenen. Bana diyorsun ama. Neyse ya her konuda seni geçerim ben. Allah'ım bir de çok canın az. Cidden canın o kadar mı az senin ya? Azıcık mini minnacık ısırmışım şu kopardığın yaygaraya bak. Bir şey diyeyim mi Kuzey sen bu zeka ile nasıl doktor oldun ya? Sen emin misin hastaları kurtardığına? Masada kalmıyor inşallah hastaların. Kerizsin oğlum sen. Ulan ben bu kadar konuştum hâlâ orada duruyor. Ben senin yerinde olsaydım yüz kere kendimi yakalamıştım. Bu gidişle sen kimseyi yakalayamazsın." Son cümleleri söylerken son hız koşmaya başlamıştım. Koşarken aynı zamanda hıçkırmıştım da. Valla hiç de mini minnacık ısırmamıştım. Baya hart diye acımadan ısırmıştım.

 

"Ulan." Arkamdan bağırarak koşmaya başladığında gülüyordum.

 

İşte insanın beyni böyle kulaklarından akıtılır.

 

En sonunda yemek odasına pata küte girdiğimde aile halkı bana kaşlarını havalandırmış bakıyordu. Kapıya en yakın olan Lodos'a koşmaya başladığım anda Kuzey tişörtümü tutmuştu ki çığlığı bastığımda bir an şaşırmış ve eli gevşemişti, bundan istifade edip Lodos'un arkasına sığındığımda gülüyordum.

 

"Ulan Defne. Gel lan buraya."

 

Gülerek konuştum.

 

"Ay , hoşt. Ecelime susamadım." Dediğimde tam Lodos'un önüne durduğunda sırıttım.

 

"Asıl sana hoşt kızım. Baba ya eve köpek falan almaya gerek yok zaten var. Adı da Defne." Dediğinde güldüm.

 

"Kişi kendinden bilir işi. Sanma herkesi kendin gibi sonra sonra yere yapışmış sakız gibi kalırsın ortalıkta birader." Lodos'un yanından doğru elini uzatıp beni tutmaya çalıştığında bu sefer tırnaklarımı ellerine geçirdim.

 

"Baba bu kız olmamış." Kuzey elini acı içinde çekerken konuştuğunda Lodos kafasına vurmuştu.

 

"Söylediklerine dikkat et. Bu odada 4 tane çocuk var." Dediğinde bugün uyandığımdan beri en büyük kahkahamı attım.

 

Çocuk mu dedi? Ohoooo, ne çocuk ama. Biraz daha küçült, küçült de cebine girelim hatta. Ne dersin? Sanırsın 17 değil 7 yaşındayız. Emir 15 yaşında ama olsun istisna diyelim.

 

Aras, Erim ve Emir gülmemek için kendilerini kastıklarından farkında olmadan Lodos'un arkasından çıkmıştım. Kuzey bunu fırsat bilip beni kolumdan tutup çekti ve burnumu sertçe sıktığında çığlığı bastım.

 

Burnum koptu ulan. Acıyor...

 

"Burnum koptu, burnum. Al senin olsun bir işlevi kalmadı zaten. Yok ettin burnumu. Ayh , nefes alamıyorum. Ay ölüyorum. Mezar taşıma Defne'ye kendini affetmeye uğraşmak yerine daha çok sinir ve gıcık etmeye çalışan Kuzey tarafından burnunun kopartılarak nefessiz kalması sonucuyla öldü bu yüzden Kuzeyler ve köpekler yakaşamaz, yazdırın. Köpekler yaklaşmaz çünkü büyük köpekleri sevmem ama yavrularını severim. Ama kesin olan şey Kuzey'in yaklaşamaması bakın o detaya dikkat edin." En sonunda sustuğumda odadakilere kahkaha atmaktan iki büklüm olmuşlardı.

 

Derin bir nefes aldığımda Kuzey yavaşça kafama vurdu.

 

"Nefes alıyorsun ya salak." Dediğinde kafama vuran eline vurdum.

 

"Kuzey adlı kişiyle muhattap olmuyorum. Lütfen Kuzey adlı kişi mükemmel Defne ile aranızdaki mesafenizi koruyun." Yandan yandan bakış atış Lodos'a döndüğümde tebesüm ederek bizi izliyordu.

 

Abi, çok eğlendim ama ben.

 

Kuzey ile uğraşmak mükemmelmiş. Tekrarlarım bunu sıkıldıkça.

 

Ve ben sanırım hepsine alışıp kabullenmeye başlıyorum...

 

"Tamam bu kadar şamata gırgır yeter. Kahvaltımızı yapalım." Babam konuştuğunda onu başımla onayladım ve bilerek Kuzey'in yanından ona omuz atarak geçtim.

 

Ben de az muzır değilim haaaa.

 

Kahvaltı masasına oturduğumuzda çok acıktığımı fark ettim ve tabağıma her çeşit kahvaltılığı doldurup yemeye başladım.

 

Karnımı doyurduğumda ayağa kalktım.

 

"Hadi uyuşuklar, babacığım anneciğim Güney ve Lodos abiciğim uyuşuk kelimesi sizin için değil, yapın artık şu kahvaltınızı bir bitiremediniz."

 

Kendi konuşmam içinde dip not geçerken anneme babama Güney ve Lodos abime baktım.

 

Evet. Lodos abi dedim. Çünkü Lodos'u kabul ettim abim olarak.

 

Lodos cümlemden sonra öksürmeye başladığında Emir şaşkınca bana bakarken Lodos'un omzuna vuruyordu. Erim de Lodos abime suyu uzatırken bana şaşkınca bakıyordu.

 

Şimdi o kadar zaman Lodos dedikten sonra Lodos abi demek çok garip geldi ama. Neyse alışıcaz artık.

 

"Helal abi helal. Seni kabul ettiğim ilk dakikadan göçme öteki tarafa hem gençsin hem de artık benim gibi mükemmel bir kardeşin var. Bir tadını çıkar öyle göçersin." Dediğimde gülmüştü.

 

Allah'ım şükür. Bugün de gamze görebildik.

 

"Sen, ciddi misin? Emin misin yani?" Dediğinde gözlerimi devirdim.

 

"Emin olmasam abi demezdim." Dediğimde doğruluğunu kanıtlamak adına devam ettim "Bak doğru söylüyorum, hıçkırmadım."

 

Lodos abim ayağa kalkıp yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldığında ben de ona sıkıca sarıldım.

 

"Ulan, abim hiçbir şey yapmadı ben neredeyse bir hafta kölesiyim. Beni affetmedi abimi affetti. Adalet istiyorum ben." Erim sinirle yakındığında güldüm.

 

"Kıskanç şapşal ikizim gel buraya. Artık kölem değilsin üzgünüm daha kötü bir haberim var sana ikizim olarak ebedi bir köleliğe terfi ettin." Dediğimde ikiz dememle parlayan gözlerini bana dikti.

 

Bugün iyiliğim üzerimde sanırım.

 

Hemen ayağa kalkıp tabiri caizse üzerime atlayıp bana sıkıca sarıldığında güldüm.

 

"Ya ben de işte kardeşim diyorum uğraşıyorum sevdiğim kişilere nasıl davranıyorsam öyle davranıyorum ama hâlâ bir Kuzey abi hitabını duyamıyorum." Kuzey konuştuğunda Erim'in omzunun üzerinden ona baktım.

 

"I-ıh olmadı bu Kuzey. Bir dahaki sefere dene. Böyle birkaç hafta sonra. O zaman belki tutar." Dediğimde homurdandı.

 

"Şansımı deneyeyim dedim." Bizim duyacağımız bir şekilde konuştuğunda güldüm.

 

"Bir dahaki sefere dene." Dediğimde iç çekti.

 

Sürünsün, bana ne.

 

Erim'den ayrıldığımda Aras ve Emir ayağa kalktı.

 

"Ben bırakırım sizi." Kuzey konuştuğunda omuz silktim.

 

"Bana uyar. Ama beni bekleyin hemen giyinip geliyorum." Dedikten sonra odama çıktım.

 

Oha, ben yüzümü yıkamadan aşağıya indim. Abo. Annem duymasın.

 

Hemen banyoya girdim ve işlerimi halledip giyinme odama geçtim.

 

Nedense bugün giydiklerime özen gösteresim geldi.

 

Neden acaba?

 

Hava soğuk olduğu için etek falan giymeye cesaret edemedim ve gözüme kestirdiğim şeyleri alıp üzerime geçirdim.

 

Ellerime gümüş birkaç yüzüğümü, kulaklarıma da küpelerimi takıp parfümümü sıktım ve ardından zaman kaybetmeden ders programına bakarak şipşak çantamı hazırladım.

 

Kirpikerimi kıvırıp her zamanki gibi saçlarımı ellerimle taradım ve aşağıya indiğimde beni bekliyorlardı.

 

"Hadi gidelim." Dediğimde ayağa kalktılar.

 

Erim yanıma geldiğinde kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.

 

"Artık benden kurtulamazsın biliyorsun güzelim değil mi? "Dediğinde omuz silktim.

 

"Bakarız ona." Göz kırptığımda güldü.

 

Kim kimden kurtulamaz göreceğiz. Ehehehehe.

 

"Bakarız." Dediğinde arabaya bindik. Emir önü kapmıştı ben de arkada Aras ve Erim'in arasına oturmuştum.

 

"Abi ayı gibisiniz bir zahmet yayılarak oturmayın. Ezildim burada. Çubuk gibi kızım zaten oldum size hayali çizgi." Bacaklarımı açarak onların bacaklarını kapamalarını sağladıktan sonra bacaklarımı geri kapadım.

 

Bana gülerek toparlandıklarında Aras yanağımdan makas aldı.

 

"Tamam kuzen. Kızma." Dediğinde gözlerimi devirdim.

 

"Sabah Kuzey'in elini ısırdığım gibi senin de elini ısırmamı istemiyorsan o eline sahip çık." Sustuğumda güldü.

 

Erim kolunu omzuma atarak beni kendine çekti ve Aras'tan uzaklaştırdı.

 

"Ulan, uzaklaş kardeşimden." Dediğinde Aras gözlerini devirdi.

 

"Erim hani ben Defne ile de kuzenim ya hani kardeşim benim falan."

 

"Bana ne. Benim kardeşim o. Kardeşimi paylaşmayı sevmem ben. Kıskanç biriyim. Uzak dur." Dediğinde gülerek başımı salladım.

 

"Şapşalsın ama 'ben kıskancım kızım, hiçbir erkekle görüşemezsin.' diyen toxic erkeklere benzeme çarparım ağzının ortasına."

 

Okulun önüne geldiğimizde Kuzey arabayı durdurdu. Hepimiz arabadan indiğimizde açık olan ön camdan Kuzey'e seslendim.

 

"Haydin dikkatli git." Dediğim şeyle sırıttı.

 

"Beni mi düşünüyorsun yoksa sen?"

 

Gözlerimi devirdim.

 

"Yooo. Seni ne düşüneceğim be. Altındaki Audi'ye bir şey olsun istemem. Onu düşünüyorum." Susar susmaz hıçkırdığımda Kuzey sırıttı.

 

"Tamam güzellik, dikkat ederim. Bu sırada beni düşünmene sevindim." Dedikten sonra göz kırptı ve benim bir şey dememi beklemeden arabayı çalıştırıp gitti.

 

Ulan şu sendrom yüzünden yine rezil olmalara doyamıyorum be...

 

BÖLÜM SONU...

 

Bölüm nasıldı?

 

Kuzey için ne düşünüyorsunuz? Defne Kuzey'e hâlâ kızgın olsa da ikisinin ilişkisini çok seviyorum. Manyak gibi didişmeleri çok sevdiğim için oluyor bu dkdmdmdmdmdm

 

Peki Lodos'a abi , Erim'e ikiz demesi?

 

 

Yorum yapmayı ve oy atmayı ihmal etmeyin lütfen.

Loading...
0%